75 yaş üzeri nüfusta her yüz kişiden 13'ünün ortak sorunu olan gaita kaçırma, en az idrar kaçırma kadar yaygın görülen bir sağlık problemi. Hastaların önemli bir bölümü utandıkları için durumu yakın çevrelerine bile anlatamıyor.

Ülkemizde tüm nüfusun yüzde 3.3'ü ve 75 yaş üzeri her 100 kişiden 13'ünün dışkı (gaita) kaçırma sorunu var. Dışkı kaçırma sorununun, idrar kaçırma kadar rahat ifade edilemediğini ancak en az onun kadar yaygın olduğunu ifade eden Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Bor, "Bu sorun tedavisi mümkün olmakla birlikte stres uyandıran, ne yazık ki sıklıkla gizlenen, hekime veya yakın çevreye dahi anlatılamayan bir utanç kaynağıdır. Sosyal yaşamı kısıtlar. En sık nedeni doğumda ortaya çıkan sorunlar olduğundan kadınlarda daha fazla rastlanır. Ayrıca fiziksel sınırlılık bulunanlarda, ileri yaşta, genel sağlık durumu bozuk olanlarda da sıktır" diyor.

Üç şekilde görülüyor:
Pasif: Gaz veya gaitanın (dışkı) istemsiz ve hissedilmeden kaçırılması.
Acil (ani dışkılama gereksinimi): Dışkı tutulmak istense de başarılamamasından kaynalanır. Makat kasları bozukluğu, ishal veya kalın barsak son kısmının kapasitesinin azalması nedeniyle oluşabilir.
Sızdırma: Gaita sızıntısı (iç çamaşırının kirlenmesi) fakat bununla birlikte normal boşaltma vardır. Tamamlanamamış, yetersiz dışkılama ve/veya yetersiz dışkılama duyumundan kaynaklanır.
Tanı:
Kalın barsakların son kısmının incelenmesi (rektosigmoidoskopi) ve manometri, anal ultrason, elektromiyografi gibi bazı teknikler tanıya yardımcı olur.

TEDAVİ BAŞARISI YÜKSEK

Gaita kaçırmada tedavi başarısının yüzde 70'lere yaklaştığını belirten Prof. Dr. Serhat Bor, "Öncelikle kilonuzu kontrol edin, aşırı kilo makat kaslarınıza fazla yük getirecektir. Daha sonra bazı egzersizlerin ve ardından da güven duyma yaklaşımının izlenmesi önerilir" diyor.
Dışkı tutma egzersizleri:
Makat kaslarınızı güçlendirmek için 3 aşamalı bir egzersiz uygulamanız gerekiyor:
1) Otururken, ayakta veya yatarken dizlerinizi ayırın. Makat kaslarınızı kasabildiğiniz kadar kasın, yukarı çekin. Sıkılı durumda 5 saniye tutun, 10 saniye gevşetin 5 kere tekrarlayın.
2) İkinci aşamada makat kaslarınızı en fazla sıkabildiğinizin yarısı kadar sıkın ve ne kadar sıkılı tutabildiğinizi ölçün; 10 saniye gevşetin. 5 kere tekrarlayın.
3) Üçüncü aşamada kaslarınızı kasabildiğiniz kadar hızlı ve güçlüce sıkın ve gevşetin. Bunu yoruluncaya kadar kaç defa yaptığınızı sayın. 5 defa tekrarlayın. Kaslarınız güçlendikçe 5 saniyeden daha fazla sıkabildiğinizi ve daha fazla sayıda yorulmadan hızlıca sıkabildiğinizi hissedeceksiniz.
Egzersizlerin makat kaslarını güçlendirmesinin zaman alacağına dikkat çeken Prof. Dr. Serhat Bor, "Kaslarınızın yeterli derecede güçlü olabilmesi için bu egzersizleri aylarca yapmanız gerekecektir. Kaslarınız güçlendikçe egzersiz kolaylaşacaktır" diyor.
Kendine güven egzersizleri:
Gaita kaçırmanın tedavisinde makat kaslarının güçlendirilmesi kadar kişinin kendine güven egzersizlerini düzenli yapması da büyük önem taşıyor. Bu egzersizler de şöyle yapılıyor: Dışkılama ihtiyacı hissettiğinizde, tuvalete oturun ve dışkılamadan önce bir dakika bekleyin. Zamanla bu süreyi önce 5, sonra 10 dakikaya çıkarın. (Yanınıza gazete, dergi vs almanız bu zamanı geçirmekte yardımcı olabilir). Bunu başardıktan sonra artık yatak odasında oturup bekleyebilirsiniz. Kaslarınız güçlendikçe 10 dakikadan daha fazla süre dışkınızı tutabilecek ve daha güvende hissedeceksiniz. Tuvalet ile aranızdaki mesafeyi artırın. Böylece kendinize güveniniz artacaktır.

Telefonla randevu alabilirsiniz
Ülkemizin gaita kaçırma konusunda özelleşmiş ilk ve tek tedavi birimi, Ege Üniversitesi Gastroenteroloji Kliniği bünyesinde hastalara hizmet veriyor. Hekimler, hemşireler, teknisyenlerden oluşan konusunda uzmanlaşmış büyük bir ekip tarafından yürütülen tedavilerde ulaşılan başarı oranı yüzde 70'lere varıyor. Randevu sistemi ile çalışan birime ulaşmak için 390 34 76, dahili 118 numaralı telefonu aramak yeterli.

Düzensiz adet ihmale gelmez

Düzensiz adet gören kadının mutlaka bir uzman tarafından muayene edilmesi ve durumunun etraflıca değerlendirilmesi gerekir. İhmal edilen düzensiz adet, erken tanıyla tedavi edilebilecek birçok hastalığın kalıcı olarak yerleşmesine neden olabilir

Üreme çağında olan bir kadında ortalama 28 günde bir tekrar eden sürece "adet döngüsü" adı verilir. Adet döngüsü; son adet tarihinin ilk gününden bir sonraki adet tarihinin ilk gününe kadar geçen zamanı ve bu zaman içinde kadın vücudunda gerçekleşen olayları ifade eder. Bir adet döngüsü genellikle 28 gün sürmekle birlikte 21-35 gün arası da normal sayılmaktadır. Adet kanamaları ortalama 4 gün boyunca sürer, 1 ve 7 gün arası süren kanamalar da normal kabul edilir. Sağlıklı her kadında adet kanamaları ergenlik dönemine geçişle başlar ve vücudun artık yumurta hücresi üretmediği menopoz dönemine kadar devam eder. Bu zaman dilimi içinde gebelik dönemi ve emzirme boyunca kanamalar geçici bir şekilde duraklar.
Sağlıklı adet görmeyi; 21-35 gün aralıklarla, ortalama 2-7 gün arasında süren, kanamanın başlangıçta az olduğu sonra artarak tepe noktaya vardığı ve sonunda tekrar azalarak bittiği bir durum olarak tanımlayabiliriz.
Neden adet kanaması olur?
İki adet kanamasının ilk günleri arasında kalan ve döngünün amacı rahimi gebeliğe hazırlamaktır. Bu döngünün düzenli olarak işlemesine hem fizyolojik hem de ruhsal süreçler katkıda bulunur: Her adet kanamasının ilk gününde beyinde bulunan hipofiz adlı salgı bezinden salgılanan bir hormonun etkisiyle yumurtalıklardan birinin içinde bir yumurta hücresi olgunlaşmaya ve östrojen hormonu üretmeye başlar. Bu hormon rahim iç tabakasının kalınlaşmasından ve gebelik için ön hazırlıkların tamamlanmasından sorumludur. 14 gün süren bu kalınlaşma döneminde yumurta hücresi etrafında sıvı birikimi olur ve yumurtalık yüzeyinde yaklaşık 18-20 mm. çapında içi sıvı dolu olan ve folikül adı verilen sıvı kesesi ortaya çıkar. Bu olaylar esnasında hipofizden salgılanan diğer bir hormonun kanda seviyesi belli bir aşamaya yükseldiğinde bu gelişen folikül çatlar ve içindeki olgunlaşmış yumurta hücresi serbest kalır. Bu hücre Fallop tüpü içine girerek burada ilerlemeye başlar. Fallop tüpü içinde yumurta hücresi bir sperm hücresiyle karşılaşır ve döllenme gerçekleşirse gebelik başlar. Yumurtlama gerçekleştikten hemen sonra kanda östrojen hormonuna ek olarak progesteron hormonu da yükselmeye başlar. Bu hormon rahim iç tabakasını döllenen yumurtanın yerleşmesi ve gebeliğin devam etmesi için uygun hale getirir ve bir anlamda östrojen hormonunun burada yaptığı ön hazırlıkları tamamlar. Gebelik oluşmazsa kanda hormon seviyelerinin düşmesiyle belli bir süre sonra rahim iç tabakası dökülmeye başlar. Bu dökülme kanamayla birlikte olur. Adet kanaması adı verilen bu kanamayla birlikte rahim iç tabakası yeni adet döngüsündeki muhtemel bir gebelik için tekrar hazırlanmaya başlar ve yukarıdaki olaylar yeniden başlar.
Her kadın yaşamı boyunca en azından bir kaç kez adetlerinde düzensizlik yaşayabilir. Ancak "adet düzensizliği" tanısı koymak için bu durumun tekrar eden bir nitelik göstermesi gerekir. Aşağıda sıraladığımız belirtiler varsa vakit kaybetmeden bir uzmana görünmek gerekir:
*Adetler 9 yaşından önce başlamışsa,
*16 yaşına kadar meme gelişimi, tüylenme, vücut şeklinin değişmesi gibi değişiklikler başlamamış ve henüz adet görülmemişse
*18 yaşına gelindiğinde değişiklikler başlamış, ancak henüz adet görme gerçekleşmemiş ise,
*Adet kanamaları 21 günden daha sık ya da 35 günden daha uzun aralıklarla oluyorsa,
*Adet kanamaları 7 günden uzun ya da 1 günden kısa sürüyorsa
*İki adet arasında kanamalar, lekelenmeler oluyorsa
*Adet kanamaları aşırı miktarda oluyorsa

Filiz İçke