‘Antidepresan hayat kurtarır’
Psikiyatrist Prof. Dr. MANSUR BEYAZYÜREK: ANTİDEPRESANLAR, tıbbın hemen her dalındaki hekimler tarafından hatta hekim olmayanlar tarafından bile öneriliyor. Depresyon tanısını hekim koyar, psikiyatr koyar, başkası koyamaz çünkü bilmez. “Bilmiyorum” demek ayıp bir şey değil ki. Ben şimdi jinekolojik tanı koyamam. Bunu bilmiyorum. Ama her ne hikmetse psikiyatri ile
ilgili konuları herkes biliyor. Bana birçok hasta geliyor, kalp rahatsızlığı var. Doktoru bir de ona antidepresan bir ilaç tavsiye etmiş. Hal böyle olunca birçok insan bu ilaçları kullanır oldu. O zaman da insanlar ilaçları suçladı, “İşe yaramıyor” diye. Ben bu işi 32 yıldır yapıyorum. Antidepresanlar hayat kurtarıcı. Eğer bir hekim depresyon tanısını doğru koymuşsa, antidepresan ilaç
doğru seçilmişse, uygun dozda ve sürede verilmişse depresyon kısa sürede tedavi edilir. Bu işin uzmanı olarak söylüyorum ki antidepresanlar doğru hekimler tarafından verilirse yüzde yüz yararlı ilaçlar. “Depresyondayım” diye bir şarkı var. Depresyonda olan bir insan şarkı söyler mi? Her sıkıntı depresyon değil ki. Depresyon tanısı ciddi bir tanıdır. Bunu eğitimli bir doktor koyar. İlaçlar suçlanacağına, doktorlar suçlanmalı.
'Plasebo söylentileri tedavileri aksatıyor'
Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Başkanı Doç. Dr. Doğan YEŞİLBURSA: Psikiyatrik hastalıkların bir bölümü süregen niteliktedir ve bu nedenle de
uzun süreli ilaç kullanımı söz konusu olabilmektedir. Bu ilaç pazarındaki
oranları etkileyen bir faktör olabilir. Sorun gereklilik olmayan durumlarda
kullanımdan kaynaklanmaktadır. Plasebo ve benzeri söylemler tedavi
gereksinimi olan bir grup hastanın yanlış anlamalar nedeniyle tedavilerini
aksatmalarına ve hastalıklarının kronikleşmesine yol açmaktadır.
Depresyon tedavisinin bir ayağını ilaç kullanımı, diğer ayağını psikoterapötik yaklaşım oluşturmaktadır. Bu durum hafif ve orta şiddete depresyonlar için geçerlidir. Depresyonun ağır ve psikotik özellikli olarak bilinen daha ağır formlarda olması durumunda antidepresan ilaç kullanılabilir. Bu noktada depresyonun ne olup ne olmadığının netleştirilmesi ve hekim önerisi dışında anti depresan ilaç kullanımının yanlışlığına dikkat edilmeli. Yerinde, zamanında, uygun endikasyon (tıbbi gereklilik) ve uygun dozlarda kullanım önem taşır.
Aslında antidepresan ilaçların reçeteli kullanımında ciddi bir artış söz
konusu değildir. Son bir yılda genel ilaç tüketimi % 19 iken, bu durum
antidepresan ilaçlarda %16 olmuştur. Ancak 2005'te SSK hastanelerinin Sağlık
Bakanlığı'na devri ve sonrasında ilaçların SSK dışı eczanelerden sağlanması
ve kayıtların tek merkezden, SGK'dan izlenmesi sonucu ortaya çıkan %35'lik
artış daha önce öne çıkmayan SSK içi tüketimin dış tüketime eklenmesiyle
varılan sonuç bir sıçrama olarak nitelenmiştir. Daha önce SSK'ya başvurmayan
hak sahiplerinin yeni sistemde tedavi başvuruları da rakamların artışında
bir etkendir. Ancak öte yandan yanlış ve kötü kullanıma ilişkin vurgu ihmal
edilmemelidir. Daha önce belirttiğim gibi gerçekte bir depresyon söz konusu
olmadığı halde eş, dost, komşu önerisiyle reçetesiz ilaç sağlanması sonucu
kullanım söz konusudur. Buradaki önemli nokta hiçbir batı ülkesinde
rastlayamayacağımız bir uygulamanın, reçetesiz ilaç kullanımının ülkemizde
yaygın olmasıdır. Ayrıca eş dost önerisiyle kullanılan kimi antidepresan
ilaçların kayıtsızlık yaratma şeklindeki yan etkileri bazen tercih
edilebilen bir durum oluşturabilmektedir.
GÜLİN YILDIRIMKAYA
Haber Türk
Yer imleri