Sayfa 1/3 123 SonSon
25 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Anksiyete (Endişe)

  1. #1
    Süper Moderatör 9 ŞUBAT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    9.135

    Standart Anksiyete (Endişe)

    Rahatsızlık verici olmakla birlikte endişe hali bedenimizde bulunan alarm sisteminin aktive olmasına bağlıdır ve beyindeki korku merkezinin bilişsel sistemle etkileşimi ile ilişkilidir. Bu kendini korumakta çok değerli olan sistem bazen aşırı derecede aktive olarak gereksiz zamanlarda tetiklenmektedir. Bu tetiklenme sırasında kişi olayın farkında olmayabilir veya olsa bile engellemesinin mümkün olmadığını belirtir.

    Endişe halleri normal korunma mekanizması dışında aşırı şiddette, sosyal ve mesleki yaşamı tehdit edecek halde, anlamsız, gereksiz veya duygusal ve sistemik bozukluğa yol açacak şekilde olursa tedavi gereklidir.

    Yetişkinlerde rastlanan endişe halleri; panik hastalıklar, yaygın anksiyete bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu, travma sonrası stres, obsessif-kompulsif bozukluk, fobiler, insan içine çıkamama gibi çeşitli gruplarda incelenebilir.

    Terapide psikoanaliz, davranışsal ve bilişsel yaklaşım, hipnoterapi, EFT, yüzleştirme, desensitizasyon gibi farkıl durumlara özgü terapiler uygulanır. Çoğu kez bütüncül psikohipnoterapi daha kalıcı etki sağlamaktadır.

    Kaynak : http://www.hipnopsikoterapi.com/endise.html

  2. #2
    Karar Dönemi şenay - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2008
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    16

    Standart

    Bu anksiyete bozukluğu bende çok yoğun değil...ama ilaç kullanıyorum..bazen ciddi duygusal çöküntü yaşatıyor bana...saatlerce takılıp kalıyorum konuya....dibe vuruyorum sanki..o halden kurtulduğumda ise..sanki nefes almaya yeni başlar gibi oluyorum..sırtımdan yük kalkıyor sanki..

  3. #3
    Süper Moderatör 9 ŞUBAT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    9.135

    Standart

    Alıntı şenay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Bu anksiyete bozukluğu bende çok yoğun değil...ama ilaç kullanıyorum..bazen ciddi duygusal çöküntü yaşatıyor bana...saatlerce takılıp kalıyorum konuya....dibe vuruyorum sanki..o halden kurtulduğumda ise..sanki nefes almaya yeni başlar gibi oluyorum..sırtımdan yük kalkıyor sanki..
    geçmiş olsun , inşallah en kısa zamanda eski saglıgına kavuşursun .
    YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ

    Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
    Benim ayakkabılarımı giy
    ve benim geçtiğim yollardan,
    sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
    Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
    Benim geçtiğim senelerden geç,
    benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
    ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!

    Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN

  4. #4
    Nefertiti
    Guest

    Standart

    Alıntı şenay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Bu anksiyete bozukluğu bende çok yoğun değil...ama ilaç kullanıyorum..bazen ciddi duygusal çöküntü yaşatıyor bana...saatlerce takılıp kalıyorum konuya....dibe vuruyorum sanki..o halden kurtulduğumda ise..sanki nefes almaya yeni başlar gibi oluyorum..sırtımdan yük kalkıyor sanki..
    Bir dönem bende yaşadım aynı sıkıntıları,dr önerisiyle aldığın ilaçları zamanında ve düzenli kullanırsan,ilerlemeden en kısa zamanda eski sağlığına kavuşacağını düşünüyorum.
    Yaşadığın anlık sıkıntıları burdan bizimle paylaşırsan,bizlerde elimizden geldiği kadar sana destek ve yardımcı olmaya çalışırız.
    Geçmiş olsun.

  5. #5
    Süper Moderatör 9 ŞUBAT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    9.135

    Standart Yaygın anksiyete bozukluğu:

    yaygın anksiyete bozukluğunun belirtileri kişiden kişiye değişir.

    √ Birinci grup belirtide hasta titrek, sinirli, küçük bir gürültüde sıçrama, gergin bir durumdadır. Hastada adale ağrısı yorgunluk ve huzursuzluk görülür. Alında kırışma, yüzde gerginlik, göz kapaklarında titreme, yerinde duramama belirtileri yaygın anksiyete bozukluğunda görülür.



    √ İkinci grup belirtilerde ise terleme, kalp çarpıntısı, ellerde terleme, ağız kuruluğu, baş dönmesi, el ve ayaklarda karıncalanma ve uyuşma, mide bozukluğu, sık idrara çıkma, ishal, boğazda boğulma hissi, yüzde solgunluk ve kızarma, hızlı nabız ve solunum vardır.

    √ Üçüncü gurup belirtiler ise her an bir şey olacak hissi, düşüp bayılma hissi, ölüm korkusuna kapılmak, aile bireylerinden birinin başına bir şey geleceği veya öleceği korkusu görülür.

    √ Dördüncü grup belirtiler ise ayrıntılar üzerinde durma, çevreden gelen uyarıları kötüye yorma, düşündüğü tehlikeyi beklemeye başlamak, aşırı sinirli ve huzursuz görünmek, dikkatini toplayamamak, uykusuzluktan ve uykuya dalamamaktan ve uykusunun bölündüğünde şikayet etmek.
    YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ

    Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
    Benim ayakkabılarımı giy
    ve benim geçtiğim yollardan,
    sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
    Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
    Benim geçtiğim senelerden geç,
    benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
    ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!

    Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN

  6. #6
    Süper Moderatör 9 ŞUBAT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    9.135

    Standart Anksiyete Bozuklukları

    Anksiyetenin en iyi tanımı, somatik belirtilerin de eşlik ettiği, normal dışı, nedensiz bir tedirginlik ve korku halidir.

    Anksiyeteyi, kaygı, sıkıntı, bunaltı, endişe olarak da adlandırabiliriz. Anksiyete yaşayan kişi bu durumu "kötü bir şey olacakmış hissi", "hoş olmayan bir endişe hali" ya da "nedensiz bir korku" şeklinde ifade eder. Korku, dışarıdan gelebilecek kaynağı belli gerçek bir tehlike karşısında ruhsal ve bedensel olarak verilen bir tepki biçimidir. Böyle gerçek bir tehlike ile karşılaşan kişi şiddetli bir korku duygusuyla beraber fiziksel tepkiler de gösterir: kalp çarpıntısı, titreme, terleme, gözbebeklerde büyüme, ürperme, v.b. gibi. Anksiyete de kişi sanki kötü bir şey olacakmış gibi nedeni belirsiz bir endişe hisseder. Anksiyete, nedeni hakkında net bir bilgimizin olmadığı, içsel bir tehlike ya da tehdit karşısında gösterilen psikolojik bir tepki olmasına rağmen, korkuda olduğu gibi bedensel belirtilerin eşlik ettiği bir durumdur. Bu durum çok hafif bir tedirginlik ve gerginlik duygusundan panik derecesine kadar varan değişik yoğunluklarda yaşanabilir.

    Anksiyetenin en iyi tanımı, somatik belirtilerin de eşlik ettiği, normal dışı, nedensiz bir tedirginlik ve korku halidir.

    Anksiyete sık yaşanan, herkes tarafından zaman zaman hissedilen bir duygudur ve her zaman bir hastalık belirtisi olarak düşünülmemelidir. Okulun ilk gününde, hoşlandığını biri ile ilk randevuda ya da yeni ve değişik bir durumun başlangıcında anksiyete duyulması normaldir.

    Normal anksiyetenin organizmayı uyarıcı, koruyucu ve motive edici özellikleri vardır.

    Anksiyetenin patalojik olduğuna karar verebilmek için, uyaranın şiddeti ile ortaya çıkan anksiyete uyaran ile uyumlu olmaması, zamanla azalmak yerine değişmemesi ya da şiddetlenmesi, klinik tabloya ağırlıklı olarak anksiyetenin fiziksel belirtileri hakim olması, anksiyeteye katlanılaması ve işlevselliğin bozulması gerekir. Bu durumda anksiyete kişinin mesleki ve ailevi yaşantısını etkilemeye başlar, kişilerarası ilişkilerinde bozulmalara neden olur, gün içinde sık sık ortaya çıkar ve günün büyük bir kısmını kaplar, kişi bu duygulanımı kontrol edemez ve başa çıkamaz. Bu semptomların yanında huzursuzluk, gerginlik, tedirginlik, sıkıntı, daralma, çabuk yorulma, konsantrasyon zorluğu, kolay irkilme ve tetikte olma da gözlemlenir. Anksiyete esnasında görülebilecek psikosomatik reaksiyonlar ise; baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, ağız kuruluğu, çarpıntı, nefes darlığı, muhtelif ağrılar ve gastrointestinal şikayetlerdir.

    Anksiyete Bozukluklarını DSM-IV-TR’a göre:
    Panik Atağı

    Agorfobi

    Agorafobi Olmadan Panik Bozukluğu

    Agorafobi ile Birlikte Panik Bozukluğu

    Panik Bozukluğu Öyküsü Olmadan Agorafobi

    Özgül Fobi

    Sosyal Fobi (Sosyal Anksiyete Bozukluğu)

    Obsesif-Kompulsif Bozukluk

    Travma Sonrası Stres Bozukluğu

    Akut Stres Bozukluğu

    Yaygın Anksiyete Bozukluğu

    Bir Genel Tıbbı Duruma bağlı Anksiyete Bozukluğu

    Madde Kullanımının Yol Açtığı Anksiyete Bozukluğu

    Başka Türlü Adlandırılamayan Anksiyete Bozuklukluğu
    olarak sınıflandırabiliriz.

    Anksiyete Bozukluğu her 100 kişiden 30’unda yaşamlarının bir döneminde görülebilir. Toplumda görülme oranı %3 olup, hayat boyu rastlanabilme oranı % 5 civarında saptanabilmiştir. Tüm kaygı bozuklukluklarının %12 sini oluşturur. Kadınlarda erkeklere oranla iki kat fazla görülür. Vakaların yarısından çoğu çocukluk ve erişkinliğe geçiş döneminde başlamaktadır. Yaşlılıkta en çok görülen kaygı bozukluğudur ( yaşlılıkta görülen kaygı bozukluklarının % 60’ini oluşturur).

    Anksiyete Bozukluğu teşhisi konan kişilerin genelde çekingen ve bağımlı bir yapıları olup, kendilerine güvenleri azdır. Çoğu vakanın toplusal ilişkilerde arka planda durmayı yeğleyip, aşırı kırılgan, utangaç, eleştiriye çok duyarlı, çabuk yıkılan kişiler oldukları görülmüştür.

    Anksiyete Bozuklukları’nda annenin gerilim ve kaygısının önemli olduğu düşünülmektedir. Vakaların çocukluklarında yüksek bir oranda anne baba ayrılığı (ya da vefatı) olduğu gözlemlenir. Zorlu bir çocukluk donemi geçirmişlerdir. Hastalığın birinci derece akrabalarda görülme oranı, normallere kıyasla 5 kat daha yüksektir. Yapılan bir çalışmaya göre hastaların % 30’unda, hastalığın stresli bir olayla başladığı belirlenmiştir.

    Anksiyete Bozukluğu’nun tedavisinde ilaç tedavisi yanında , kişinin beklentileri, düşünüş biçimini değiştirme, gevşeme eğitimi, belli durumlardan kaçınma gelişmiş ise kaygıya yol açan etkenlerle yüzleştirme gibi yaklaşımların olduğu bilişsel tedavi uygulanmalıdır. Kaygıyı artırabilen kafeinli maddelerin (çay, kahve, kola, çikolata) azaltılması önerilmelidir.

    Dr.phil. R. Meltem Kavcar Sırmalı
    YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ

    Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
    Benim ayakkabılarımı giy
    ve benim geçtiğim yollardan,
    sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
    Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
    Benim geçtiğim senelerden geç,
    benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
    ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!

    Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN

  7. #7
    Süper Moderatör 9 ŞUBAT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    9.135

    Standart Anksiyete; Huzursuzluk, Gerginlik, Endişe ve Korku

    Oldukça sağlıklı, motivasyonu yüksek ve kariyerinde gayet başarılı birisiniz. Hem iş yerinizde hem özel hayatınızda sevilen birisiniz. Fakat hiç kimseye anlam veremediğiniz ve çözüm bulamadığınız endişelerinizden yada korkularınızdan bahsetmediniz.

    Çocukluğunuzdan beri bazı konularda sürekli korku yaşarsınız. Sık sık kötü bir şeyler olacağını düşünürsünüz. Yaşınız ilerledikçe sürekli taşıdığınız bu endişeye ek olarak depresyonda olabileceğinizi düşündünüz. Öyle zamanlar var, hiç bir neden olmamasına rağmen bunalıma girersiniz, enerjinizin kalmadığını hissedersiniz, motivasyonunuzu ve kendinize güveninizi yitirdiğinizi farkedersiniz. Bütün bu yaşadıklarınıza bir anlam vermekte zorlanıyorsunuz, çünkü iş yaşamınızda tıpkı okul olduğu gibi gayet başarılısınız. Dolayısıyla akıllı ve ruhsal olarak sağlıklı olduğunuzu biliyorsunuz. Fakat bir nedenle bu duygularınızdan kurtulamıyorsunuz.

    Genelde rutin yaşamınızı tercih ediyorsunuz ve yaşamınıza yeni endişeler ekleyebilecek değişimlerden, bilmediğiniz aktivitelerden, sosyal toplantılardan, yeni insanlar ile tanışmaktan kaçınıyorsunuz. Fakat buna rağmen pek çok gece yaşamınızda olan yada olabilecek bir sorun yüzünden uykuya dalmakta zorluk çekiyorsunuz. Elbetteki bunların hiç birisi yaşamınızı normal bir şekilde yaşamanıza engel olmadı, fakat huzurlu ve rahat olmanızı engelledi.

    Yaşadıklarınız oldukça normal, çünkü çok yüksek ihtimalle Anksiyete adı verilen psikolojik bir rahatsızlık ile baş ediyorsunuz. Depresyon genelde bu rahatsızlıkla birlikte görülür. Anksiyeteyi takip eden kronik endişe ve korkular kişinin kontrolü dışındadır. Fakat durumunuzu daha zor hale getiren yaşadığınız endişelerin ve korkuların tamamiyle hayal ürünü olmayışıdır. Gerçektende yaşamda endişe ettiğiniz durumlar gerçekleşebilir, fakat sorun bu endişeleri ve korkuları bir ihtimal olarak değil kesin yaşanacaklar olarak hissetmenizdir. Yani endişe edilen durumun uzak bir ihtimal olması ile yüksek ihtimal olması arasında bir fark yoktur.

    Genelde anksiyete sorunu aileden gelir. Sizin de ailenizde aşırı derecede sinirli ve gergin bireyler olması yüksek bir ihtimaldir. Muhtemelen anneniz herkes için sürekli endişe eden birisiydi. Büyürken karşılaştığınız her yeni durumda, babanız sizin sağlığınızdan endişe ettiği için sürekli gerginliklere yol açardı. Hatta evden fazla uzaklaşmamanız için sosyal yaşamınızı kısıtlamaya çalıştılar. Babanız endişe ve depresyon karışımı sorunlarla uğraştı ve genelde huzursuz, hemen sinirlenen bir yapısı vardı. Çocukken ailenizde sık sık tartışmalar olurdu. Anne babanızın aşırı korumacı yaklaşımları ve kendi aralarında yaşadıkları anlaşmazlıklar sizin kendinize olan güveninizi yitirmenize ve endişelerinizin artmasına yol açtı.

    Yalnız değilsiniz. Çok sayıda kişinin yaşamı, bu istenmeyen korkular ve endişeler yüzünden karmaşa içinde geçmektedir. Endişe ve korkular bir randevuya geç kalmaktan bir insana zarar vermeye kadar çok çeşitli olabilir ama genelde sağlık, finans, kariyer, çocukların güvenliği gibi konularda yoğundur. Anksiyete problemi çoğu zaman başağrısı, uyku problemleri ve depresyon gibi fiziksel semptomlar ile birlikte yaşanır.

    Anksiyete sorunu yaşayan kişiler bu duygulardan kurtulmakta ve rahatlamakta büyük zorluk çekerler. Bu nedenle yaşamlarında aşırı korkularını dengeleyecek insanlara ihtiyaçları vardır. Örneğin aşırı korkuları olan birisi ailenin tüm finansal sorunlarını eşine bırakarak, ilişkide eşit olmayan bir sorumluluk dağılımına neden olabilir.

    Bazı kişiler rahatsızlıklarını alkol, uyuşturucu yada sigara gibi madde bağımlılığı ile çözmeye çalışırlar. Diğerleri tüm güçleri ile endişe ettikleri durumdan kaçınmayı tercih ederler. Fakat kullanılan yöntem ne olursa olsun, endişelerini durduramadıkları için genelde insanlar başarısız olurlar. Bu insanlar için yaşam aşırı derecede kısıtlanmış bir hal alır.

    Endişe seviyenizi test edin: Eğer aşağıdakilerden en az üçünü, altı aydan fazla bir süredir yaşıyorsanız anksiyete probleminiz olabilir ve bir psikolog ile görüşmeniz fayda sağlayabilir:

    Sürekli gergin, huzursuz yada sinirli hissediyorsunuz

    Kolaylıkla yoruluyorsunuz

    Enerjinizi bir konuya yoğunlaştırmakta zorluk çekiyorsunuz yada hiç bir şey düşünemez hale geliyorsunuz ve beyniniz boşalmış gibi hissediyorsunuz.

    Fazla hassas, alıngan ve hırçınsınız.

    Kaslarınız sürekli tutuluyor

    Uyku sorunu yaşıyorsunuz (Uykuya dalarken sorunlar yaşıyorsunuz, huzursuz uyuyorsunuz yada uykunuzu tam olarak alamıyorsunuz)


    Yazar Cigdem Alper
    YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ

    Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
    Benim ayakkabılarımı giy
    ve benim geçtiğim yollardan,
    sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
    Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
    Benim geçtiğim senelerden geç,
    benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
    ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!

    Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN

  8. #8
    Süper Moderatör 9 ŞUBAT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    9.135

    Standart Anksiyete Bozukluğu

    Başlıca özelliği en az 6 ay süreyle hemen hergün ortaya çıkan, bir çok olay ya da etkinlikle ilgili aşırı kaygı, endişe, evham ya da huzursuzca bir beklenti içinde olmaktır. gerilim ve kaygı kontrol altına alınmakta zorlanır.

    Yaygın anksiyete bozukluğu olan hastalar, sürekli evhamlı bir yapıya sahiptir. Kişi huzursuz, sabırsız, ürkek ve çabuk heyecanlanan bir yapıdadır. Yüz ve vücut görünümü gergindir. Cildi soluk, el, ayak, koltuk altı gibi bölgeleri terlidir. Baş, alın, ense, sırt ve boyunda ağrı mevcuttur. Pek çok kişi için önemli olmayan konularda bile endişelenir ve bu konuların olumsuz sonuçları ile ilgili düşünceler hakimdir. herhangi bir olayda olası en kötü olayın başına gelebileceğini düşünüp, kendilerini devamlı olarak diken üstünde ve ağlamaya hazır hisseder. Kabus benzeri korkulu rüyalar görebilmektedir.

    Bu kişiler işlerinde yeni ortaya çıkabilecek sorumluluklar, parasal sorunlar, aile bireylerinin sağlıkları, çocukların başına gelebilecek kazalar, günlük olaylar hakkında çoğu zaman üzüntü duyar ve endişelenir. Bunlara bağlı olarak kas gerginliğine bağlı titreme, seğirme, kendini sarsak hissetme görülür. bunların yanında kişide terleme, mide-bağırsak yanmaları, solunum sıkıntıları, idrar yolları ve cinsel sistem ile ilgili, kalp-damar sistemine ait sorunlar, sese karşı irkilme, bulanık görme, el-ayakta uyuşma, kulak çınlamaları görülmektedir.

    Kadınlarda erkeklere göre 2 kat daha yaygın görülmektedir. vakaların yarısından çoğu çocukluk ve erişkinliğe geçiş döneminde başlamaktadır ancak yirmili yaşlardan sonra da başlayabilmektedir. Yaşlılıkta en çok görülen kaygı bozukluğudur.

    Çekingen ve bağımlı yapıları olup, kendilerine güveni azdır. Toplumsal ilişkilerde arka planda durmayı yeğleyip, aşırı kırılgan, utangaç, eleştiriye çok duyarlı, çabuk yıkılan kişiler oldukları görülmüştür.

    Hastalığın birinci derece akrabalarda görülme oranı, normallere kıyasla 5 kat daha yüksek bulunmuştur.

    Yapılan bir çalışmaya göre hastaların %30'unda, hastalığın stresli bir olayla başladığı belirlenmiştir. Yine aynı şeklide stresle de alevlenebileceği unutulmamalıdır.

    En az 1 yıl süre ile ilaç tedavisi yanında, kişinin beklentileri, düşünüş biçimini değiştirme, gevşeme eğitimi, belli durumlardan kaçınma gelişmiş ise kaygıya yol açan etkenlerle yüzleştirme gibi yaklaşımların olduğu bilişsel tedavi uygulanmalıdır.

    http://www.ayhanakcan.com
    YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ

    Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
    Benim ayakkabılarımı giy
    ve benim geçtiğim yollardan,
    sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
    Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
    Benim geçtiğim senelerden geç,
    benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
    ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!

    Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN

  9. #9
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Aug 2008
    Mesajlar
    2

    Standart

    okadar zor bi durummuş ki.buara çok yoğun yaşıyorum ve artık bittiğimi hissediyorum.yıllardır uğraş verdiğiniz istediğiniz bişey oluyo ve siz fobiymiş anksiyeteymiş bilmem neymiş yüzünden daha ilk günlerden vazgeçme noktasına geliyosunuz bu da iyice daraltıyo sizi.rahat insanlara bakıp iç çekiyorum sürekli.kendime güvenim yok.vaz geçemiyorum da çünkü ozaman daha kötü olacağımı düşünüp çıkmaza düşüyorum.......

  10. #10
    Süper Moderatör 9 ŞUBAT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    9.135

    Standart

    Alıntı sakine4444 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    okadar zor bi durummuş ki.buara çok yoğun yaşıyorum ve artık bittiğimi hissediyorum.yıllardır uğraş verdiğiniz istediğiniz bişey oluyo ve siz fobiymiş anksiyeteymiş bilmem neymiş yüzünden daha ilk günlerden vazgeçme noktasına geliyosunuz bu da iyice daraltıyo sizi.rahat insanlara bakıp iç çekiyorum sürekli.kendime güvenim yok.vaz geçemiyorum da çünkü ozaman daha kötü olacağımı düşünüp çıkmaza düşüyorum.......

    asla vazgeçmemenizi tavsiye ederim ,
    bu tur bir duygu yaşamanız çok dogal ,insan ugruna yıllarca savaş verdigi amacı gerçekleştiginde ,bazılarının aksine bir boşluga duşebiliyorsunuz .
    yapacagınız tek şey sadece ve sadece kafanızı dinlemek ,sadece boş boş oturmanın keyfini hiç olmazsa birkaç gun tatmak.
    bu sure zardında duygularınız durulacak kendi benliginize donecek ve kaldıgınız yerden devam ediceksiniz ,
    şimdi hiçbir şey duşunmeden sadece eglenin gezin dolaşın .
    YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ

    Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
    Benim ayakkabılarımı giy
    ve benim geçtiğim yollardan,
    sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
    Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
    Benim geçtiğim senelerden geç,
    benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
    ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!

    Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN

Sayfa 1/3 123 SonSon

Benzer Konular

  1. Endişe mi bu ?
    By Symphonic in forum Üyeler Konuşuyor / Dertleşiyor / Soru Soruyor
    Cevaplar: 10
    Son Mesaj: 08-04-2012, 07:08 PM
  2. ‘Endişe terapisi’ ile endişeniz kalmasın
    By Selina in forum Bilişsel Yaklaşım
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 28-08-2010, 12:12 AM
  3. kuşku,endişe,kalp çarpıntısı...
    By Banfif in forum Tanışma Köşesi
    Cevaplar: 20
    Son Mesaj: 05-12-2009, 03:28 PM
  4. Endişe (Anksiyete)
    By 9 ŞUBAT in forum Yaygınlaşmış Kaygı Bozukluğu
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 23-02-2008, 04:09 PM
  5. Sosyal fobik endişe anında neden kilitlenir
    By 9 ŞUBAT in forum Sosyal ve Özel Fobi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 30-10-2007, 03:30 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •