Okul Reddi ve Okul Fobisi

Can, genç yaşta evlenip çocuk sahibi olmuş Sibel Hanım’la Ömer Bey’in oğluydu.

Can, aynı zamanda ailenin ilk torunuydu ve bir dediği iki edilmemişti. Can her istediğini hemen elde etmeye alışmıştı; istediği olmadığında da tutturuyor, anne-babasına vurabiliyordu. Ailenin uygulamaya çalıştığı cezalar da pek sonuç vermemişti.

Derken Can 1. sınıfa başladı. Annesi o gün işten izin aldı, oğlunu okula götürdü. Sınıf öğretmeniyle tanıştılar; annesi sınıf öğretmenine ayaküstü Can’la ilgili bir sürü şey anlatmaya başladı. Ancak, Can, annesinden ayrılmak ve sınıf arkadaşlarıyla birlikte bahçede sıraya girmek istemiyordu. Öğretmeni, annesinin onun yanında kalmasına izin verdi. Bayrak töreninden sonra, arkadaşları sınıfa girdikleri halde, Can annesinin elini bırakmıyor, ağlıyor, tepiniyordu. Annesi ise işe dönmek zorunda olduğu için çok telaşlanıyordu ve Can’a karşı sabrı tükenmeye başlamıştı. Sonunda, annesi kısa bir süre için işe uğramak üzere okuldan ayrıldı.

Döndüğünde, Can bahçede ağlıyor, onunla ilgilenmeye çalışan öğretmene tekmeler atıyordu. Annesini görünce koşarak yanına geldi ve onu okuldan dışarı sürüklemeye çalıştı. "Bir daha beni buraya getirme. Ben okula gitmeyeceğim. Burayı hiç sevmedim!" diyerek bağırmaya başladı. Gerçekten de ertesi sabah, annesi Can’ı yatağından kaldıramadı. Can, karın ağrısından şikayet ediyordu.

Sibel Hanım, Can’ın okuldan soğumaması için evde kalmasına izin verdi. O gün Can, babaannesiyle sakin bir gün geçirdi ve televizyon seyretti. Ertesi gün de okula gitmeye hiç niyeti yoktu. Can’ın ailesini bir düşüncedir aldı; böyle giderse Can okuldan iyice geri kalacak, okuma-yazma öğrenemeyecekti. Ancak Can, okul konusu açılınca ağlıyor ve hemen karnı ağrımaya başlıyordu.

Birkaç gün sonra bir gazetede bu konuyla ilgili bir uzman görüşü okudu Sibel Hanım ve hemen bir psikoloğa başvurmaya karar verdi.

Okul Reddi ve Okul Fobisi

Çocuğun okula gitme konusunda isteksiz olması veya okula gitmeyi tamamen reddetmesi durumudur.

Bu durum, genellikle iki şekilde görülür:

Birinci durumda, çocuk okula gider, ancak isteksiz ve protesto eder bir haldedir.
Ikinci durumda ise, çocuk okula gitmeyi tümden reddeder, evde oturmayı ister.
Çocuk okula gitme konusundaki isteksizliğini doğrudan belirtebileceği gibi, değisik yollarla da ifade edebilir. Örneğin: Karın ağrısı, Baş Ağrısı gibi temeli olmayan somatik belirtiler, öğrenme problemleri, okul otoritesine başkaldırma, aileye aşırı bağlılık, ayrılma kaygısının yükselmesi.

Okul fobisi genellikle 6-10 yaşları arasında ortaya çıkar. Bu dönemde gerektiği şekilde ele alınmazsa, çocuğun eğitim yaşamının olumsuz bir şekilde etkilenmesi söz konusudur. Bu durum gençlik çağında ortaya çıktığında bir karşı gelme bozukluğu veya daha ciddi sorunlar akla gelir.

Okula yeni başlayan veya geçici bir zorlukla karşılaşan çocuklarda kısa bir dönem okula gitmekte isteksizlik görülebilir. Bu durum, birkaç hafta sürdüğünde ve çocuğun okuldan soğumasına yol açtığında, evde uygulanan yöntemlerden hiçbir sonuç alınamadığında, bir uzmana başvurmak gerekir.

Bu durumda, çocuğun ailesinden destek görmesi çok önemlidir. Aile, çocuğu eleştirmek ve umutsuzluğa kapılmak yerine öncelikle çocuğun okula gitmesine çok önem verdiğini ve çocuğun evde kalmasına hoşgörüyle bakmadığını çocuğa uygun bir dille anlatmalıdır. Gerekirse, çocuğun okulda bir tam gün kalması yerine, gittikçe artan sürelerde kalması da sağlanabilir.