Sayfa 1/2 12 SonSon
17 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Karısı mutlu olmayan erkek mutlu olamaz...

  1. #1
    Süper Moderatör Selina - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2009
    Yer
    Berlin
    Mesajlar
    1.944

    Standart Karısı mutlu olmayan erkek mutlu olamaz...

    Karısı mutlu olmayan erkek mutlu olamaz.

    Karısı mutlu olmayan erkek mutlu olamaz Mutlu olmak isteyen erkek önce hayat arkadaşını mutlu etmelidir.
    Bülent avucunu açmış kendisine doğru elini uzatan adama ters ters baktı.
    Elli yaşlarında gösteren adam görmeye alıştığı hırpani kıyafetli
    dilencilere benzemiyordu. Üzerindeki giysiler eski fakat temizdi. Eli yüzü
    temiz ve sağlıklı görünüyordu. "Sapa sağlam adam gidip çalışacağına
    dileniyor belki benden daha zengindir" diye düşündü. Zaten canı çok
    sıkkındı birde sinirlenmişti.

    Alaycı bir ses tonuyla :
    - Ekmek parası mı istiyorsun ? diye sordu.

    - Hayır çikolata parası lazım!

    Bülent'in kızgınlığı şaşkınlığa döndü. Espri yeteneği olan dilencinin hali
    de başka oluyor diye düşündü.

    - Niye siz ekmek bulamayınca çikolata mı yiyorsunuz?

    - Hayır. Ekmek bulamadığımız günler genellikle bulgur pilavı yeriz onu da
    bulamadıysak aç yatarız.

    Bülent adamın ciddi mi konuştuğunu yoksa dalga mı geçtiğini anlayamamıştı.

    - Bu gün karnınız doydu üstüne tatlı mı istedi canınız?

    - Fakirin canı mı olur ki tatlı istesin beyim.

    - Bu bir kamera şakası mı yoksa sen iş bulamamış stendapçı mısın?

    - Hiçbiri değil. Sadece fakirim. Bugün karımın doğum günü ona çikolata
    götürmek istiyorum.

    - Doğum gününde yaş pasta alınır bildiğim kadarıyla.

    - O bizim için değil zenginler için. Otuz yıllık evliliğimiz boyunca ona
    bir kez bile yaş pasta alamadım. Ama her doğum gününde mutlaka çikolata
    götürdüm. Çikolatayı çok sever.

    Adamın söyledikleri Bülent'in dikkatini çekmişti. O akşam karısıyla kavga
    etmiş kapıyı çarpıp kendini sokağa atmıştı. Arabasına da binmemiş sahile
    kadar yürümüştü. Denizi seyretmek de onu rahatlatmamıştı. Oysa eskiden
    denizi seyrederken çok rahatlardı. Dalgalar sıkıntısını alıp götürürdü.
    Fakat karısının evde ağlıyor olduğunu bildiği için olsa gerek hiçbir şey
    onu rahatlatmıyordu.

    Dilenciyle konuşurken biraz kafası dağılmıştı. "Acaba söyledikleri gerçek
    mi yoksa uyduruyor mu" diye düşündü.

    - Cebinde bir çikolata alacak para yok mu şimdi?

    Bülent'in sorusu üzerine adam ceplerini boşalttı bir nüfus cüzdanından
    başka bir şey çıkmadı.

    - Ben dilenci değilim. İşim yok. Günlük çalışırım ne iş bulursam yaparım.
    Fakat bu gün bütün gün iş aradım aksilik bu ya hiçbir iş bulamadım.

    Bülent oturduğu bankı işaret ederek yer gösterdi.

    - Oturun biraz dertleşelim bari dedi.

    Adam çekingen çekingen oturdu yanına.

    - Yokmu eşin dostun borç alacak akraban?

    - Fakirin akrabaları da fakir olur beyim. Bulurlarsa kendi karınlarını
    doyururlar.

    - Dilenecek kadar çok mu seviyorsun karını ?

    - Hem de çok seviyorum. Otuz yılımı aydınlattı o benim.

    - Hımmmm. Aşk hem de otuz yıl süren aşk. Hayret doğrusu! Aşkın ömrü en
    fazla üç yıl diyorlar oysa. Sen otuz yıldan bahsediyorsun.

    - Evet. Geçen yıllar sevgimi azaltmadığı gibi artırdı.

    - Söyle o zaman nedir evlilikte mutluluğun sırrı? Söylediklerine bakılırsa
    sen mutluluğun formülünü bulmuş gibisin.

    - Ben ilkokulu bile bitirmedim. Öyle formül falan bilmem.

    - Formül dediysem kimya formülü sormuyorum canım. Bende altı yıllık
    evliyim. Sevdiğim kadınla evlendim fakat mutlu değilim. Sürekli kavga
    ediyoruz. Daha iki saat önce kapıyı çarptım çıktım. Evimiz arabamız
    işimiz gücümüz her şeyimiz var ama mutlu değiliz. Senin hiçbir şeyin
    yok ama mutlusun. Para mı acaba bizi mutsuz eden?

    - Hiçbir şeyim yok mu? Hayır benim her şeyim var. Benim karım her şeyim.
    Sevgilim eşim arkadaşım hayat yoldaşım. Hayatımı paylaştığım insandan
    daha değerli ve daha önemli ne olabilir ki dünyada?
    Sizin ev araba iş diye her şey dediğiniz şeylerdir aslında hiçbir şey
    olan.

    - Öyle deme şu kadar varlığın içinde bile karım her şeyden şikayet ediyor.
    Bir de fakir olsam kim bilir ne olur?

    - Altın tasın kan kusana faydası yoktur beyim. Sen kadın ruhunu hiç
    anlamamışsın. Hiçbir kadın iyi bir evde oturduğu hergün çeşit çeşit
    yiyecekler yediği için mutlu olmaz. Bir kadın kocasının her şeyi olduğunu
    bildiğinde ancak mutlu olur.

    - Sizin mutluluğunuzun sırrı bumu ?

    - Olabilir. Ben karıma değerli şeyler alamıyorum ama ona benim için ne
    kadar değerli olduğunu hissettiriyorum. O da çok mutlu oluyor.

    - Bir kadına değerli olduğunu nasıl hissettirilir?

    - Küçük kızı severek.

    - Küçük kız mı ? Hangi küçük kız ?

    - Yaşı kaç olursa olsun her kadının içinde hiç büyümeyen bir küçük kız
    vardır. O kızı ne kadar çok sever ne kadar çok mutu edersen o kadını da o
    kadar mutlu edersin.

    - Nasıl yani ?

    - Küçük kız neleri sever nelerden hoşlanır bir düşünün. Küçük kızlar hep
    beğenilmek ilgi görmek isterler. Güzel olduklarını duymaya bayılırlar.
    Kendilerine prensesmiş gibi davranılmasını beklerler. Küçük kızlar hep
    prenses olmayı hayal ederler. Sürprizlerden hoşlanırlar. Biraz şımartılmak
    isterler. Sevilmek ve sevildiklerini hep duymak isterler. İltifata doymaz
    küçük kızlar. Öyle değil mi?

    - Haklısın. Benim dört yaşımda bir kızım var. Adı Aylin. Her akşam boynuma
    sarılır "babacığım beni ne kadar seviyorsun?" diye sorar. Giysisini
    değiştirdiği zaman etrafımda "Baba güzel olmuş muyum?" diye
    sorar durur. Güzelsin demem de yetmez ona. " Harikasın prenses gibi
    olmuşsun" demeliyim. Dünyanın en güzel kızı demeliyim.

    - İşte kadınlar bir ömür boyu bunu duymak isterler. Ben elli yaşındaki
    karıma böyle davranıyorum. Ömrümüz olurda seksen doksan yıl da yaşarsak
    ben ona böyle davranmaya devam edeceğim. Ona
    "bebeğim" diye hitap ediyorum çok hoşuna gidiyor. "Bebeğim bana bir çay
    yapar mısın?" dediğimde çay yapmak için nasıl koşturduğunu görmelisiniz.

    - Hiç kavga etmez misiniz siz?

    - Kavga evliliğin tadı tuzu. Arada biz de tartışırız. Küsüp barışmanın tadı
    ayrıdır. Benim karım bir keçi kadar inatçıdır. Onunla barışmak için
    uğraşmak ayrı bir keyif verir bana.

    - Benim eşim çok ciddi kadındır. Hiç küçük kız havası yok onda.

    - Küçük kızlar büyüdükleri zaman artık sevgi ilgi istemeye utanırlar. En
    ciddi yada en yaşlı kadının bile o küçük kız mutlaka vardır. Yeter ki sen o
    tatlı kızı sevindirmeyi mutlu etmeyi bil. Ve o küçük kızı asla
    aldatma. Yoksa bir daha sana güvenmez ve ne yaparsan yap hep kuşkuyla
    bakar. Küçük kızlar hem çabuk mutlu olurlar hem de çabuk kırılırlar. Çok
    narindir onlar. Hoyrat elleri sevmezler. Yumuşak
    dokunuşları severler.

    - Bu tavsiyeni deneyeceğim. Fakat her zaman yapabilir miyim bilmiyorum.
    Bazen işlerim çok yoğun oluyor o zaman eve çok yorgun gidiyorum.

    - Bu sadece bir bahane. O küçük kızı mutlu etmek dünyanın en kolay işi.
    Çoğu zaman birkaç tatlı söz yeterli olur. Sen o küçük kızı mutlu ettiğinde
    karşılığını fazlasıyla alırsın. Artık o seni rahat ettirmek
    için elinden gelen gayreti gösterir. Karısı mutlu olmayan erkek mutlu
    olamaz. Mutlu olmak isteyen erkek önce hayat arkadaşını mutlu etmelidir.
    Düşünsene somurtkan mutsuz sürekli söylenen biriyle yolculuğa çıksan ne
    kadar mutlu olabilirsin.

    - Haklısında bende bütün gün ailem için çalışıp yoruluyorum.

    - Yine para yine dış sebepler. Evet para önemli ve gerekli ama kadınlar
    para için erkekleri sevmezler. Para geçici mutluluklar verir. Kadınlar
    hediye almayı severler. Paran varsa hediye al tabi. Ama
    hediyeyle mutlu olmasını bekleme. Hediyenin yanına sevgini katmazsan
    hediyenin bir anlamı yoktur. Benim hiçbir zaman çok param olmadı. Günlük
    kazandım günlük yedik. Bazen aç kaldığımız günler oldu.
    Hiçbir zaman karımın kulaklarına altın küpe takamadım ama her zaman aşk
    sözleri fısıldadım. Hiçbir zaman boynuna pırlanta gerdanlık alamadım ama
    hep öpücüklerle sevdim boynunu. Hiçbir zaman ona ipek elbiseler
    giydiremedim ama kendi bedenimle ipek elbise gibi yumuşacık sardım bedenini
    ve mutlu ettim onu.

    Adam ayağa kalktı.

    - Bana müsaade artık gitmeliyim karım merak eder. Sende git evine küçük
    kızın gönlünü al belki o küçük kız şimdi evde ağlayıp duruyordur.

    - Bülent de ayağa kalktı. Kuvvetlice elini sıktı.

    - Sizi tanıdığıma çok memnun oldum.

    Elini bıraktı koluna girdi. Yolun karşısındaki pastaneyi gösterdi.

    - Hadi gel eşin için şuradan çikolatalı pasta alalım dedi.

    Pastayı aldılar. Adam hayatında ilk defa karısına yaş pasta götürmenin
    mutluluğuyla bin
    bir teşekkür ederek evginin yolunu tuttu. Bülent de pastanenin yanındaki
    manavdan karısının en sevdiği meyvelerden aldı.

    Evine geldiğinde karısı şişmiş gözlerle mutfak masasında oturmuş su
    içiyordu. Bülent hiç konuşmadan meyveleri büyükçe bir tabağa döküp yıkadı.
    sonra eşinin önüne koydu.

    - Bunlar dünyanın en şanslı meyveleri dedi.

    İnci hiç konuşmadı.

    - Sorsana "niye" diye.

    İnci kızgın kızgın:

    - Niye? Diye sordu.

    - Çünkü dünyanın en güzel ve en tatlı kadının midesine gidecek dedi gayet
    ciddi bir ses tonuyla. İnci şaşırmıştı. Bir anda yüzünün ifadesi
    yumuşamıştı.

    - Bunlar senin sevdiğin meyveler senin için aldım.

    - Hayret bir şey! Her zaman kendi sevdiğin meyveleri alırdın. Benim hangi
    meyveleri sevdiğimi iyi hatırlamışsın. Aslında bu beklediğim istediğim bir
    şeydi. "bak senin sevdiğin meyveleri aldım"
    Ama şimdi kıymeti yok. Çünkü sana çok kırgınım meyve alarak gönlümü
    alamazsın.

    - Özür dilerim seni kırdığım için.

    Sonra Bülent yere diz çöktü.

    - Cezam neyse razıyım. Ama bir tek şey istiyorum senden. Seni delice seven
    bu adamı senden mahrum etme.

    - Bülent yere çömelmiş boynu bükük bir vaziyette çok komik görünüyordu.

    İnci kıkır kıkır gülmeye başladı.

    - Affetmek o kadar kolay değil. Bakalım hangi cezalara katlanabileceksin
    dedi.

    Bülent işte o zaman ona muzip muzip bakan eşinin içinde sakladığı küçük
    kızı gördü.
    Bundan sonra her şey daha farklı olacak diye düşündü
    Konu Selina tarafından (17-02-2012 Saat 06:25 PM ) değiştirilmiştir.

  2. #2
    Çıraklık Dönemi plüton - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2008
    Yer
    cennet
    Mesajlar
    2.053

    Standart

    Paylaşım için teşekkürler, çok ibretlik ve güzeldi.
    Gülümse hayata, hayatta sana gülümsesin!

    Şimdi sen yoksun, sadece geri kalan her şey var

    ama

    Kaybedecek hiç bir şeyim olmasa da, kazanabileceğim çok şey var.

  3. #3
    Cahillik Dönemi chenn - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2009
    Mesajlar
    838

    Standart

    güncel olmasaydı bu güzel yazıyı gözden kaçırcaktım...teşekkürler...erkeklerin mutlaka okuması gereken bi yazı
    herşey güzel olacak..herşey güzel olacak..herşeeyyyyyy.....

  4. #4
    Cahillik Dönemi NAR_K - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Sep 2008
    Yer
    Canada
    Mesajlar
    961

    Standart

    cok guzel bir paylasimm, tesekkurler
    HAYAT SENİ AĞLATMAK İÇİN UĞRAŞACAKTIR , SEN İNADINA GÜLMEYİ BAŞARABİLİYORSAN , HAYAT SENDEN GİZLİ AĞLAYACAKTIR ...

  5. #5
    Cahillik Dönemi hoyrat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2009
    Mesajlar
    535

    Standart

    iyi ki güncellenmiş yoksa ben de göremeyecektim çok güzel gerçekten
    Deliler ve akıllılar, aynı derecede zararsız kimselerdir. Asıl tehlikeliler yarı deli, yarı akıllı olanlardır.

  6. #6
    Süper Moderatör Selina - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2009
    Yer
    Berlin
    Mesajlar
    1.944

    Standart

    Alıntı hoyrat Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    iyi ki güncellenmiş yoksa ben de göremeyecektim çok güzel gerçekten
    tesekkür ederim hoyrat
    Konu Selina tarafından (17-02-2012 Saat 06:26 PM ) değiştirilmiştir.

  7. #7
    Karar Dönemi dipsizkuyu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2008
    Mesajlar
    445

    Standart

    Gerçek dünyada mümkün değil. Erkeği kimi mutlu edecek. Kadınlar sürekli ister ve tüketir. Erkek karısı mutlu osun diye mi sürekli yalan söyleyecek alttan alacak. Kadın erkeğini neyle mutlu edecek. Erkeğin psikolojisi buna ne kadar süre dayanır. Hep aynı şeyler insanı sıkar sürekli olması mümkün değildir. Aslında sorunun kadının geçimsizliği tüketmesi veya erkeğin arayışı değildir. Sorun günümüz dünyasında artık evlilik sisteminin çökmüş olmasıdır. Çünkü dayatılan dünya konjektöründe insanı tak başına var kabul eder. Aile toplumun çekirdeği olduğu için yıkılması gerekir. Sonunda aile yıkılınca da güçlü ülkeler diğer ülkelerde istediği şekilde oyununu oynar. Yaşamımızın her alanı bunun binlerce örneği ile doludur. Büyük hesap bunlar küçüklerin kaybolduğu ama duygusal bir yazı insanın nostalji yapmasına ve el değmemiş duygularının okşanmasına neden oluyor.
    YAŞAMIN KIYISINDA; DÜŞÜNCENİN IRMAKLARINDAYIM

  8. #8
    Karar Dönemi gülenay - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2010
    Mesajlar
    247

    Standart

    teşekkürler selina.her defasında zevkle okuyorum.ve sonuna kadar savunuyorum .
    Öyle güzel sahneler kuruluyorki;
    bakan kendi maskaralığına gülüyor....

  9. #9
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Oct 2010
    Mesajlar
    7

    Standart

    Alıntı dipsizkuyu Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Gerçek dünyada mümkün değil. Erkeği kimi mutlu edecek. Kadınlar sürekli ister ve tüketir. Erkek karısı mutlu osun diye mi sürekli yalan söyleyecek alttan alacak. Kadın erkeğini neyle mutlu edecek. Erkeğin psikolojisi buna ne kadar süre dayanır. Hep aynı şeyler insanı sıkar sürekli olması mümkün değildir. Aslında sorunun kadının geçimsizliği tüketmesi veya erkeğin arayışı değildir. Sorun günümüz dünyasında artık evlilik sisteminin çökmüş olmasıdır. Çünkü dayatılan dünya konjektöründe insanı tak başına var kabul eder. Aile toplumun çekirdeği olduğu için yıkılması gerekir. Sonunda aile yıkılınca da güçlü ülkeler diğer ülkelerde istediği şekilde oyununu oynar. Yaşamımızın her alanı bunun binlerce örneği ile doludur. Büyük hesap bunlar küçüklerin kaybolduğu ama duygusal bir yazı insanın nostalji yapmasına ve el değmemiş duygularının okşanmasına neden oluyor.
    Günümüzde evlilik kurumunun zayıflamasının ve boşanmaların bu denli artmasında ilişkilerde kişisel çıkarların ön planda tutulmasının çok önemli payı olduğunu düşünüyorum.

  10. #10
    Süper Moderatör Selina - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2009
    Yer
    Berlin
    Mesajlar
    1.944

    Standart

    güncellllllllllllllllll

Sayfa 1/2 12 SonSon

Benzer Konular

  1. mutlu bayramlar.........
    By chenn in forum Üyeler Konuşuyor / Dertleşiyor / Soru Soruyor
    Cevaplar: 9
    Son Mesaj: 10-09-2010, 11:25 PM
  2. Mutlu olabilirmiyiz?
    By gülfidan in forum Üyeler Konuşuyor / Dertleşiyor / Soru Soruyor
    Cevaplar: 15
    Son Mesaj: 05-12-2009, 04:55 PM
  3. mutlu musun??**
    By biricik in forum Paylaşım Köşesi
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 31-08-2008, 08:30 PM
  4. Mutlu Olmak
    By psikolog in forum Psikoloji Doküman Paylaşımı
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 06-01-2008, 03:10 PM
  5. mutlu yıllar..
    By YAĞMURR in forum Paylaşım Köşesi
    Cevaplar: 31
    Son Mesaj: 31-12-2007, 09:23 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •