Çocukluk Dönemi Ebeveyn Tutumları?

[9 ŞUBAT]

Oğlum Çok sinirli nasıl davranmalıyım? Kızıma sorumluluk bilincini nasıl kazandırabilirim? Beş yaşındaki oğlum çok inatçı. İsteklerini yaptırmak için ağlıyor hatta bazen ellerini ısırıyor. Böyle durumlarda ne yapmamı önerirsiniz?

Soru: Oğlum ilkokul üçüncü sınıfa gidiyor. Çok sinirli ve öfkesini bir türlü kontrol edemiyor. Ona nasıl yardımcı olabilirim? T.G./Trabzon

Öfke, uygun şekilde gösterildiğinde doğal bir tepkidir. Ancak öfke sonucu oluşan fiziksel tepkileri kontrol edebilmek önemlidir. Bu tepkileri kontrol edemeyen çocuk; arkadaşlarıyla uyum sağlayamama, sorunlarla baş edememe gibi sorunlar yaşar. Aşırı öfke kontrolü sorunu yaşayan çocukların mutlaka uzman desteği alması gerekir. Bu arada ebeveynlerin şu kurallara da dikkat etmesi önemlidir:

Onu dövmeyin!
Öncelikle saldırganlığının nedenleri üzerinde durun. Çocuğunuzun çok gergin ve sinirli olduğunu fark ettiğiniz durumlarda kesinlikle üzerine gitmeyin. Saldırganlığını farklı şekillerde boşaltabileceği yollar bulmaya çalışın. Örneğin; sportif faaliyetlere katılımını destekleyin, fiziksel aktivite isteyen işlerle yorulmasını sağlayın.
-Çocuğunuzu dayakla cezalandırmayın! Ona sık sık olumlu yönlerini vurgulayın.
-Siz de fevri çıkışlar, sert cümlelerle çocuğunuza kötü örnek olmaktan kaçının.
- Puan çizelgesi yapın. İstediği bir ödüle karşı puan kotası koyun. Her olumlu davranışı için puanlar verin. Olumsuz davrandığında da bu puanlardan silmeyin. Dikkatini olumlu davranışlara yöneltin.

* * *
Yaşına göre sorumluluk verin
Soru: Sekiz yaşındaki kızım, ben söylemeden hiçbir sorumluluğu üstüne almıyor. Kızıma sorumluluk bilincini nasıl kazandırabilirim? E.B./İstanbul

Çocuklarda sorumluluk bilinci iki-üç yaşından başlayarak, aşama aşama kazandırılmalıdır. Çocuğun sorumluluk içeren davranışlar göstermeden önce gerekli fizyolojik ve gelişimsel özelliklere hazırlıklı olması gerekir.

Becerilerini övün!
Yani üç yaşındaki bir çocuktan ayakkabısını bağlamayı beklememek yanlış olabilir. Ancak bazı yanlış ebeveyn tutumları (aşırı koruma gibi...) çocuğun bağımlı olmasına, yaşına uygun beklenen becerileri kazanamamasına neden olmaktadır. Çocuğunuza yaşı gereği yapması gerekli olan becerileri küçük küçük parçalar halinde sırayla öğretin. Ona model olun. Sorumluluklarınızı siz de yerine getirin. İşlerini kendi başına yapması konusunda onu cesaretlendirin. Ufak dahi olsa kendi başına yaptığı becerileri övün. Zamanında kazanılmamış becerilerin bir anda kazanılabileceği fikrini kafanızdan atın. Çocuğunuzu sabır ve sevgiyle motive edin.

* * *
Üç ile altı yaş arası inatçıdır
Soru: Beş yaşındaki oğlum çok inatçı. İsteklerini yaptırmak için ağlıyor, hatta bazen ellerini ısırıyor. Böyle durumlarda ne yapmamı önerirsiniz? Z.C./ İzmit

Üç-altı yaş arası çocuklarda inatçılık dönemidir. Nedensiz ısrarlar, tutturmalar ve tepkiler gösteren çocuk, bir anlamda yetişkinle iletişim kurmaya çalışmaktadır. Öncelikli olarak hoşgörülü ve sabırlı bir tutumla isteklerini doğru şekilde ifade etmesi öğretilmelidir. Bağırarak, kırıp dökerek ya da küserek değil, sakince ne istediğini sözel olarak anlatması istenmelidir. Söylediği kelimelerin onun için ne anlam ifade ettiğini anlamaya çalışın. Bağırma, el ısırma davranışlarını sadece istekleri olması adına yaptığını düşünüyorsanız; görmemezlikten gelin. İlgisini farklı bir yöne çekmeye çalışın. Kesinlikle çatışma ortamına girmekten kaçının.

ŞENAY YILMAZ / SABAH

[okur-yazar]

bugün sayın Sait ÇAMLICA'nın "çocuk-aile-din" konusu üzerine bir konferansa dinleyici olarak katıldım. dikkatli dinlemeye çalıştım. memnun kaldım. benim için çok faydalı oldu.

mesleğimle ilgili olarak çocuklar-gençler ve yetişkinlerde eğitim ve din konusunda kendimi geliştirmek için yıllardır okuyup yazıyorum. zaten konuşmacı da aynı zamanda bir eğitimci. kendisini "okur-yazar-konuşur" diye tanıttı kendisini.

konferansta almış olduğum bazı notları sizlerde paylaşmak istiyorum...

* her çocuk kendi artı ve eksileriyle büyür.
* ders çalışmak zevkli bir iş değildir.
* çocuklarımızı din ve dinin kutsal saydığı değerlerle korkutmak yanlıştır.
* çocuklarla iletişimde kendi çocukluğumuzu unutmamalıyız.
* bu toplumun temel problemi çocuklar-gençler değil; çocuklarla iletişim kuramayan büyüklerdir. (anne-baba-öğretmen)
* çocuğa hitap şekli itici olmamalı. (kur'an-ı kerim'de bazı peygamberlerin çocuklarına hitap şekli "oğulcuğum!" şeklindedir. yani evladım, yavrucuğum anlamında.)
* eğitim kendini yetiştirme alışkanlığını öğrenme ve öğretme sanatıdır.
* çocuğa okuyun demeden önce siz anne-babalar olarak okuyun.
* üslup bilmemezlik en büyük eksikliğimiz.
* şiddet inatlaştırır.
* çocuklara merhamet duygusu verebilmek, teşekkür takdir aldırmaktan önemlidir.
* "sarhoşu bile "ALLAAAH" diye nara atan milletin evlatlarından ümit kesilmez."

konferans notları, konuşmacı : sait çamlıca

http://www.saitcamlica.com/ adresinden yazarın eserleri ve çalışmalarıyla ilgili bilgi alınabilir.

[ULKER]

tesekkurler okur yazar...

[derya]

yazını okudum faydalı buldum büyükler çocuklarının her zaman yanında olmalılar sadece iyi şeyler başardığında değil çocuklarla iletişim kurup anlamaya çalışmak çok önemli çocuğun yanında ailesinin desteğini bilmesi bunlar çocuğa hissettirilmeli bir kişi mutlu olmalı her şeyden önce mutlu kendine güvenen kişi her şeyi başarır diye düşünüyorum her şey okumakla olmuyor keşke okumasaydım da mutlu biri olsaydım diyorum merhamet vermek çocuğa takdir teşekkür almaktan daha önemli güzel söz ama herkes böyle düşünemiyor keşke düşünebilse her şey çok güzel olurdu