Ağrıya karşı kaynağına inilmeden yapılan tedavinin sürekliliğinin olmadığını, özellikle kronik ağrılarla başetmede psikolojik desteğin büyük önem taşıdığını belirtti.

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Algoloji (Ağrı) Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hayri Özbek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, algolojinin son 20 yılda ortaya çıkan ve önemli gelişme gösteren bir bilim dalı olduğunu, Türkiye'de de bu alanda önemli gelişim sağlandığını, ÇÜ Tıp Fakültesi bünyesinde ise Anesteziyoloji Anabilim dalına bağlı algoloji ve reanimasyon bilim dallarının bilimin ve hastaların hizmetinde olduğunu belirtti.

Oluşturdukları klinikte ağrının kaynağına indiklerini ifade eden Özbek, ''çünkü, ağrıya karşı, kaynağına inilmeden yapılan tedavinin sürekliliği olmaz. Çoğu kişi ağrı bilim dalından habersiz. Oysa, fiziksel ya da ruhsal kökenli olsun gelişen tıp imkanları ağrıyı çözümsüz bırakmıyor'' dedi.

Özbek, ağrının, toplumun her bireyinin sorunu olduğunu, sürekliliği olmasa da herkesin mutlaka ağrı çektiğini ancak, bu bilim dalının adını duyanların akıllarına öncelikle kanser kaynaklı ağrıların geldiğini ifade ederek, şunları söyledi:

''Biz multidisipliner çalışan bir kliniğiz. Yani hasta öykü ve değerlendirmesinden sonra bizim dışımızdaki farklı kliniklerden de görüş alırız. Bunlar arasında çoğunluk fizik tedavi, ortopedi, beyin cerrahisi, onkoloji ve psikiyatri öncelikli alanlardır.

Tüm ağrılı hastalar algolojiye başvurabilirler. Bununla birlikte bu ağrılı durumları akut veya kronik diye ayırabiliriz. Özellikle kronik ağrıların kaynağını araştırdığımızda mutlaka bir psikolojik neden buluyoruz. Hasta, psikolojik sorununu çözmeden ağrıyı gidermek için ağrı kesici ilaçlara başvurduğundan köklü çözüm sağlayamaz. Bunun yanı sıra sosyal yaşamında ailesini, çevresini sürekli kırar ve üzer. Biz bu tür hastalara mutlaka antidepresan ilaçlar öneriyoruz. Çünkü, psikolojik kaynaklı ağrı ve bu ağrının psikolojik sorunu daha da artırması hastanın durumunu daha da kötüleştirebiliyor.''

Özbek, özellikle uzun süreli görülen ağrıların mutlaka dikkate alınması gerektiğini, tedavide hastaya çeşitli seçenekler de sunduklarını ifade ederek, ''kliniğimizde psikolojik yaklaşımlar da kullanılmaktadır. Hipnoz veya psikoterapi gibi yöntemlerin kronik ağrı tedavisinde etkinliği kanıtlandığından hastalarımızda son derece olumlu sonuçlar alıyoruz'' dedi.

YILDA 700 YENİ HASTA

Doç. Dr. Özbek, hastanelerinde yılda 700 yeni, 4 bin kadar da mükerrer hasta gördüklerini, bu hastaların ilk yıllarda yüzde 85–90'ının kronik malign ağrılar (kansere bağlı) olduğunu, geçen yıllar içinde bu dengenin kanser dışı ağrılara doğru kaydığını ifade ederek, ''bu bizim için gerçekten de çok gurur verici, sevindirici bir gelişmedir. Bunun en önemli nedeni, bizim hastalarımıza sunduğumuz tedavi seçeneklerinin artmasıdır'' diye konuştu.

aktuelpsikoloji