beni anlatıyor,ama eski beni..
tek başıma mücadele ettim ve yendim bu illeti,insan isteyince gerçekten başarıyor bazı şeyleri..
Başka birinin desteği yada yardımı olmadan hiç bir şey yapamama
Nedir
Bağımlı Kişilik Bozukluğu, başka birinin desteği yada yardımı olmadan hiç bir şey yapamama olarak tanımlanabilir. Ergenliğin ilk zamanlarında ortaya çıkan bu rahatsızlığın temelinde kişinin başkası tarafından korunma ihtiyacı ve bağımsız olmaktan korkması yatar. Bağımlı kişiler genelde yalnız kaldıklarında aşırı derecede rahatsızlık hissederler, çoğunlukla depresyonda ve gergindirler.
Bu kişiler kendi yeteneklerine güvenmezler ve başkalarının her zaman daha iyi fikirleri olduğunu düşünürler. Birisinden ayrıldıklarında yada kaybettiklerinde çok büyük acı yaşarlar ve ilişkilerini devam ettirebilmek için her tür koşula ve duruma katlanabilirler.
Bağımlı kişilik bozukluğu olan bireyler genelde pesimist, kendini küçük gören kişilerdir. Başkalarının eleştirilerini kendi değersizlikleri olarak algılarlar. Başkalarının kendilerini yönetmesine ve korumasına ihtiyaç duyarlar. İş hayatlarında sorumluluk gerektiren görevlerden, yöneticilik yapmaktan yada yaratıcılık gerektiren işlerden kaçınırlar.
Bu kişiler genelde bir başkası için kendi ihtiyaçlarını bir tarafa bırakır, kendilerine yönelik kötü davranışlara katlanır ve kendilerini ifade etmekte zorlanırlar. Çoğunlukla kontrol eden, zorba, aşırı korumacı ve çocuk gibi davranan insanarla birlikte olurlar. Birlikte oldukları kişiler kendilerine zarar verse bile (şiddet kullanma, sözlü saldırıda bulunma, küçük düşürme, aşağılama vs..) ilişkiye devam ederler çünkü tek başlarına yaşayamayacaklarına inanırlar. Bütün yaşamları boyunca başka insanları rahatsız etmemek yada kızdırmamak için çaba sarfederek geçirirler. Kendi varlıklarından, bağımsızlıklarından ve bireyselliklerinden vazgeçerler.
Hastalığın nedeni tam olarak bilinmemektedir ama başlangıcının ergenliğin başlarında geliştiği tespit edilmiştir. Araştırmalar anne – çocuk ilişkisinde aşırı otoriter yaklaşım ile aşırı korumacı davranışların hastalığın oluşumunda büyük etkisi olduğunu göstermektedir. Bu iki yaklaşım şekli kişinin kendi başına hareket edemeyeceğine, başkalarının korumasına ihtiyacı olduğuna ve insanlar ile ilişkisini devam ettirebilmek için her zaman başkalarının isteklerine beklentilerine ve taleplerine uyması gerektiğine dair inancın oluşmasını sağlamaktadır.
Belirtiler
1.Kendi başlarına karar verememek
2.Pasiflik
3.Kişisel sorumluluktan kaçınmak
4.Yalnız kalmaktan aşırı derecede korkmak
5.Bir ilişki bittiğinde büyük acı çekmek ve çaresizlik hissetmek
6.Normal yaşam gereklerini yerine getirememek
7.Terkedilme korkusundan başka bir şey düşünmemek
8.Kritize edilme, kınanma, onaylanmama gibi yaklaşımlarda kolaylıkla incinme
9.Başka insanlara aşırı derecede bağımlı olmak
10.Uzun süreli bir ilişki içinde olma ve aşırı derecede sevgi gösterilmesine ihtiyaç duymak
11.Aynı anda birden fazla insana bağımlı olmak (biri giderse diğerlerini devreye sokmak)
Tedavi
Bağımlı kişiler psikoloğa yada psikiyatriste kendi başlarına gelirler fakat şikayetleri aşırı bağımlı olmaları yada kendi kararlarını vermemeleri değildir. Bu kişiler çoğunlukla bağımlı olduklarını bilirler fakat bunun bir problem olduğunu düşünmezler, aksine bağımlı olmaktan hoşlanırlar. Tedaviye genelde sinirlilik, gerginlik yada depresyondan şikayet ederek gelirler.
Bazı hastalar için sakinleştirci yada antidepresan gibi ilaçlar önerilebilir fakat bu tip hastalar ilaca karşı bağımlılık geliştirebileceklerinden dolayı zararlı olabilir. Hasta insanlara bağımlı olmak yerine bu sefer ilaca bağımlı hale gelebilir.
Psikoterapi bu hastalar için tercih edilen tedavi yöntemidir ve Psikoterapi ile hastanın yavaş yavaş kendi yaşamlarını etkileyen kararlar almaları sağlanabilir. Sonuçlar genelde uzun süreli tedavi sonucunda gerçekleşir. Başlangıçta bu hastalar tedavisi kolay gibi görünebilirler çünkü bu kişiler ilgili, işbirliği yapan ve minnettar davranan kişilerdir. Tedaviye harfi harfine uyarlar ve doktorun söylediği her şeyi yaparlar. Fakat bir süre sonra hastanın sadece terapiste yada tedaviye bağımlılık geliştirdiği ve her hangi bir şekilde sorumluluk almaya yanaşmadığı görülür. Bu nedenle kişinin tedavi sırasında daha aktif olması gerekir. Bu değişim oldukça zordur ve bağımsız olmanın getireceği tehlikeler ile ilgili fantaziler geliştirmesine yol açabilir.
Bu kişiler için belli hedeflere yönelik kısa vadeli terapi faydalı olabilir. Kişinin kendine güven geliştirmesi ve daha bağımsız olmaya yönlendirilmesi tedavinin temel hedefidir.
beni anlatıyor,ama eski beni..
tek başıma mücadele ettim ve yendim bu illeti,insan isteyince gerçekten başarıyor bazı şeyleri..
evet.
insanın, şu dünyada 'isteyipte' yapamayacağı hiç bişe yok!!
evet gerçekten yok ama benim bundan kurtulmam için uzun bir süre gerekecek galiba. Her yaptığım hareketi,her söylediğim sözü tereddütle yapıyorum ve insanların içlerinden ne geçiyor diye düşünüyorum hep. Kendi düşüncelerimi ortaya koyamıyorum karşımdaki kişinin her söylediği doğruymuşcasına onaylıyorum ve bu durum sinirimi bozuyor
evet bendede bu durum vardı.ama şükürki aylattım.artık kim ne düşünüyor umursamıyorum.bana beni sevenler yeter fazlasına gewrk yok diye düşünüp ona göre davranışlarımı değiştirdim..
ne kadar bozukmuş meğerse kişiliğim burda yazanlar da uyuyor kahretsin. tedavi süreci hakkında b,raz bilgi verebilirmisiniz.
arkadaşlar sadece yazıları okuyarak kendi kendinize teşhis koyup boşuna kendinizi uzmeyin,bizler uzman degiliz ve bu yazılar bilgi amaçlı ,dogru teşhisi ancak bir uzman koyabilir size,
lutfen burda yazılanların sizde mevcut oldugu bir uzman tarafından soylenmedikçe gereksiz yere kendinizi germeyin ,hepinize saglıklı gunler dilerim.
YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ
Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
Benim ayakkabılarımı giy
ve benim geçtiğim yollardan,
sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
Benim geçtiğim senelerden geç,
benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!
Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN
bir soru soracam bu konuda: bagımlı bir kişilige modern psikoterapi nasıl yardım ediyor. yani yöntem dialog yöntemi de. vurgu nereye. bunu yaparken klasik bilimi mi( yani newton fizigiyle şekillennen bilimimi,)yoksa günümüz(quantum) bilimini mi esas alıyor. şu an uygulanan nedir?saygılar
Ben dediğimiz sürece herkes ben diyecek....
Biz dersek ve herkesin biz demesi BİZİ daha güzel noktalar götürmezmi?
Yer imleri