Eğer fırtına çıkınca yolcular gemiyi terk etmiş olsalardı,kimse okyanusu geçemezdi.”


Charles F. Kettering

Risk nedir hiç düşündünüz mü? Seneler önce Ortadoğu Teknik Üniversitesi Felsefe Bölümü hocalarından biri öğrencilerinin final imtihanında tek soru sorar. Soru çok kısadır ve tam puanlık cevap alan sadece bir kişi olmuştur. Soru şudur: Risk Nedir?

Tam puan alan öğrencinin cevabı ise sorudan çok daha enteresandır. Kağıdı boş veren kurnaz öğrencinin cevabı kağıda bir şeyler doldurmadan “işte risk budur.” cümlesini yazmasıdır.

Bazen risk, kimsenin alamadığı tehlikeleri göze almaktır. Selahaddin Şimşek’in ifadeleriyle:” Bazen herşeyi kazanmak için herşeyi kaybetmeyi göze almak gerekir... Endülüs gemileri yakanlarındır.”

Bir adım atmak için, bin adımı göze alanlar, yolların hükümdarları olurlar.

Kaplumbağa bile, ilerlemek için boynunu dışarı çıkarmak zorunda, değil mi?


“Erkek gibi savaşmaya cesaret etmedin, bari oturup kadın gibi ağla!..”

Bir Türk annesinin, Kurtuluş Savaşında cepheden kaçan oğluna söylediği söz

Vazgeçmenin Olmayan Riski

Vazgeçmeniz için de hiçbir sebep yok! Vazgeçmenin kaçınılmaz bedeli başarısızlıktır. Başarısızlık şimdi yapmamak değil, yapma riskini hiç göze almamaktır. Vazgeçmekten vazgeçmeyen, hiç yapamaz.

Güreşçinin yenildiği an, devrildiği an değildir. Bir daha ayağa kalkabilir. Mücadele devam edebildiği sürece yenilgi yoktur. Hem biz yenilgiyi kabul ettiğimizde yenilmiş sayılırız.

Eğer vazgeçecekseniz, varsın olsun bunun nedeni güreşçi gibi kollarımızın çaresiz kalması veya kas liflerimizin yırtılması olsun. Ama kesinlikle riski göze alabilin. Riski göze aldığınızda aynı zamanda başarabileceğinize. inanıyorsunuz da demektir.

Cumhuriyet döneminde yaşanmış bir hikaye dinlemiştim. Resmi bir ziyaret için Türkiye’ye gelen İngiltere Başbakanı W. Churchill Atatürk’le görüşmektedir. Görüşme sırasında Churchill Atatürk’e bir soru sorar:”Kurtuluş Savaşını nasıl kazandınız?”

Atatürk genç yaverinden silahını ister. İçinden tüm mermileri çıkarır. Dışarıdan bir nöbetçi asker çağırtır, tabancayı uzatır, “Kendini vur!” der. Asker saniye tereddüt etmez, tabancayı şakağına dayar ve tetiği çeker. Churchill hayretler içerisindedir. Atatürk, “İşte böyle kazandık” der.


Bakın ABD Başkanlarından John F. Kennedy ne diyor: “Bir eylem programının riskleri ve maliyetleri olsa bile, rahata dayalı bir eylemsizliğin uzun vadeli riskleri ve maliyetlerinden çok daha azdır.”

Kaynak :http://www.donusumkonagi.net/haber.