Amnezi denen bir durum var, üzüntü veren bir olayı veya insanın kendine itiraf edemediği birşeyi unutması. Bir çeşit savunma mekanizması.
Hastalığın tedavisi, hastalığın keşfiyle başlar. Hastalık keşfedilmeden ve sebepleri bilinmeden tedavi mümkün değildir. Demek ki tedavi için, ilk önce hastalığın sebepleri bilinmeli ve daha sonra o sebepler yok edilmelidir. Bu sayede tedavi gerçekleşmiş olur.
Unutmak ta bir hastalıktır. Eğer bizler bu hastalıktan kurtulmak istiyorsak, ilk önce sebeplerini bilmek ve daha sonra bu sebepleri yok etmek zorundayız. İşte bunu yaptığımızda, unutma hastalığından kurtulacak ve unutmayan birisi olacağız.
Unutmanın iki sebebi vardır:
1. sebep: Öğrenme işleminin içine beynin sağ lobunu sokmama ve sadece sol lobu kullanarak öğrenmeye çalışmaktır. Beyninin sadece sol lobunu kullanarak öğrenmeye çalışan birisi: Tek kanatla uçmaya çalışan bir kuşa veya tek bacakla koşmaya çalışan bir insana benzer. Bir kuş tek kanadıyla ne kadar uçabilirse ve bir insan tek bacağı ile ne kadar koşabilirse, insan da beyninin sadece sol lobunu kullanarak o kadar sağlıklı öğrenebilir.
Beynin sağ lobunu kullanmaktan maksadımız: Öğrenmede hayali devreye sokmaktır. Başka bir ifade ile: Okumak yerine, bilgiyi seyretmek ve bilgileri anı formatında beyne göndermektir. Bir formülü, bir telefon numarasını, bir cümleyi, bir konuşmayı… hangi tip bilgi olursa olsun, o bilgiyi resimlemektir.
Mesela bir filmi seyrederken, sesler beyninizin sol lobunda, görüntüler ve resimler ise beyninizin sağ lobunda işlenmektedir. İki lop dengeli bir şekilde çalıştığından dolayı sağlıklı bir öğrenme yapmaktasınız. İşte bu yüzden bir filmi seyrettiğinizde unutmazsınız, ama aynı filmin kitabını okuduğunuzda unutursunuz. Çünkü kitabı okurken beyninizin sadece sol lobu çalışır ve okuduğunuz metinler sol lopta anlaşılmaya çalışılır. Ama filmi seyrettiğinizde sesler sol lopta işlenirken, görüntüler sağ lopta işlenmekte ve bu sayede beynin iki lobu aynı anda dengeli bir şekilde çalışmaktadır. Neticede de seyredilen bir film unutulmamaktadır.
Bir şarkıyı dinlerken de aynı olay cereyan etmektedir. Şarkının sözleri sol lopta, müzik ve ritim ise sağ lopta işlenmektedir. İki lop dengeli bir şekilde çalıştığı için birkaç defa aynı şarkıyı dinlediğimizde, ezberlemeye çalışmadığımız halde şarkıyı mırıldanmaya başlarız. Eğer o şarkının sözlerini, müzik olmaksızın, sadece kağıda bakarak ezberlemeye çalışsaydık, defalarca okumak zorunda kalırdık. Bunun sebebi: Müzik ve ritmin olmaması ve bundan dolayı da beynin sadece sol lobunun çalışarak sağ lobun atıl kalmasıdır.
2. sebep: Unutmanın bir başka sebebi de bilgilerin beynin neresinde olduğunu bilmemektir. Buna, "yer meçhuliyeti" diyoruz. Mesela, bir kalemi evinizde saklasak ve bulmanızı istesek, kalemi bulabilirsiniz. Ama kalemi oturduğunuz şehirde saklasak ve bulmanızı istesek, asla bulamazsınız. Hele Dünyada saklasak, bulmanız asla mümkün değildir.
Aynı bunun gibi, bilgiler kalem büyüklüğündedir, beynimiz ise dünyadan daha büyüktür. Kalem büyüklüğündeki bilgiler, dünya büyüklüğündeki beyne gönderildiğinde, düşme noktası belli olmazsa, bilgiye ulaşılamaz.
Evet bilgi beyindedir, ama neresinde? Bilgiyi beynin belli bir noktasına göndermeyen kişinin hali: Çölde kaybettiği yüzüğü arayan adamın hali gibidir. Ya da okyanuslara fırlatılmış bir taşı bulmaya çalışan kişinin hali gibidir. Yüzük ve taş küçük; çöl ve okyanus büyük olduğundan, o eşyalara ulaşmak neredeyse mümkün değildir. Hatta bazen evimizde, çıkardığımız gözlüğü tekrar takmak istediğimizde yerini bulamayıp aramamızın sebebi de budur: Gözlüğü nereye koyduğumuzu bilmemek! Ancak evimiz küçük olduğundan ve her yerine bakmak mümkün olduğundan dolayı gözlüğümüzü kaybetmeyiz ve buluruz. Eğer evimiz bir şehir kadar büyük olsaydı, herhalde her gün bir gözlük kaybederdik, bilgileri kaybettiğimiz gibi…
Madem unutmanın iki sebebi vardır ki, bunlardan bir tanesi: Beynin sağ lobunu öğrenme işinin içine sokmamak, diğeri: Bilgileri beyne gelişi güzel göndermek ve bilginin saklandığı noktayı bilmemektir. O halde biz iki şeyi yapabilirsek:
1- Bilgiyi öğrenirken, beynin sağ lobunu, sol lop gibi aktif hale getirebilirsek,
2- Bilgiyi beynimize gelişi güzel göndereceğimize, belli noktalarda saklayabilirsek, o zaman unutmanın iki sebebi yok edilmiş ve unutmama gerçekleşmiş olur
ARININ KUYRUĞUNA ZEHİR AĞZINA BAL VERİLMİŞTİR;NEYE TALİPSEN ONU ALIRSIN...
Amnezi denen bir durum var, üzüntü veren bir olayı veya insanın kendine itiraf edemediği birşeyi unutması. Bir çeşit savunma mekanizması.
şu sıralar bu konu dikkatimi çekiyor hatırlamak istemediğim bişeyi yada herhangi umursamadığım bişeyi sonradan hatırlayamıyorum.acaba diyorum sürekli hatırlayıp üzülmemek için mi oluşuyor bu durum.
Öyle güzel sahneler kuruluyorki;
bakan kendi maskaralığına gülüyor....
Unutmakla ilgili bir araştırma okumuştum. Aslında hafızamıza kayıt olmuş hiç bir şeyi unutmuyor ya da kaybetmiyoruz sadece o anda o bilgiye erişemiyormuş arada beyni meşgul eden başka şeyler olduğu için. Yalnız hatırlamak istediğimiz bilginin kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya geçmesi gerekiyormuş çünkü var olmayan bir şeyi hatırlayamazmışız.
Bildigim kadarıyla hafıza bir kaç şekilde kayıt ediyor .Çok kısa zaman diliminde yapılan kayıt bir muddet sonra kendi kendine siliniyor ,ama unutmamak istedigimiz şeylerse beynin bir bölgesinde kayıt altına alınıp istendigi zaman aklımıza geliyormuş ,böylece beyin gereksiz bilgileri depolama zahmetinden kurtuluyormuş .
YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ
Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
Benim ayakkabılarımı giy
ve benim geçtiğim yollardan,
sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
Benim geçtiğim senelerden geç,
benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!
Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN
ben nedense hep kötü olayları hatırlıyorum iyi şeyler aklıma gelmiyo acaba benim beynim tersinden mi işliyo normal olmadığımı biliyorum ama bu okuduklarıma göre ben baya baya bi anormalim
Ben ülkemi aynı zamanda adaleti de severek sevebilmek isterim A.Camus
İsimleri ,yüzleri,yaşanan yeni tecrübeleri,olayları kaydeden ve gerektiğinde geri çağıran sisteme açık hafıza denir.Bu kısım beynimizde medial temporal bölgesine ve özellikle burada yer alan hipokampusa dayanır.
Beyinde diğer sistemler tarafından oluşturulan hafıza kısmı da vardır.Bu bisiklete binmek,müzik aleti öğrenmek ve daha sonra aradan uzun zaman geçsede bisiklete bindiğimizde düşmemizi engelleyen hafıza ise örtük hafızadır.Bunun oluşmasında beyinde striatum,neokorteks,amiglada ve beyincik adını verdiğimiz bölgelerin rol aldığını biliyoruz.
Hipokampus burada çok fazla önem taşımakta.Hafızaya bir öğreti girdiğinde hipokampusun aracı olmadan hafıza olamadığını söyleyebiliriz.
Beyinde nöronlar arasında aktiviteleri artırmaya başladığımızda uzun süreli hafızaya giriş yapmış oluruz.Bunun için tek yolda budur.yani bağlantı ve ilişki yöntemlerini kullanarak uzun hafızaya giriş yapabiliriz.
Unutma konusunda kullanmadığımız öğretiler ilk olarak açık hafızaya girmekte sonrada zamanla beyindeki çekmecelerin en alt kısmına yerleşir ve orada hatırlanmayı bekler.Tamamen silinmez.
Buna bir örnek olarak; duygusal ilişkilerde bağlılığı sağlayan beyince sağ ventral putamen/pallidum bölgesi vardır.Ayrılık gerçekleştiğinde bu bölgenin aktivitesi zamanla azalır.Demek ki beyin zamanla ters yönde çalışan yapılarada sahip.Yani zaman herşeyin ilacı demeyi bilimsel olarak da kanıtlamış oluyoruz.Bu örneği verdim çünkü kullanmadığımız durumlarda beyin aktivitesinde azalış söz konusu olmakta.
Saygılar
cok guzel bir paylasimdi, tesekkurler
HAYAT SENİ AĞLATMAK İÇİN UĞRAŞACAKTIR , SEN İNADINA GÜLMEYİ BAŞARABİLİYORSAN , HAYAT SENDEN GİZLİ AĞLAYACAKTIR ...
güzel bir paylaşım.. ben isimleri filmleri vs unuturum..aklımda tutamam.. ama sunu keşfettim kendimden önem verdiğim dikkat ettiğim şeyleride unutmam..
Yer imleri