Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Merkezi (AMATEM) Direktörü Doç. Dr. Nesrin Dilbaz, alkol ve madde kullanımının çok önemli bir sorun olduğunu söyledi.

Bu sorunun, madde kullanıcısının yanı sıra ailesini ve çevresini de etkilediğini belirten Dilbaz, ''Arkadaş grubu, ebeveynler, biyolojik, kalıtsal ve sosyal etkenler, ergenlerde madde kullanımına neden olmaktadır. Ergenler, madde kullanımı sonucunda ruhsal, fiziksel ve sosyal sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır'' dedi.

Madde bağımlılığının tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu vurgulayan Dilbaz, tedavi programının başarılı sayılabilmesi için kişinin en az bir yıl herhangi bir madde kullanmaması gerektiğini belirtti.

Dilbaz, kendi merkezlerinde tedavi gören ergenlerin, maddeden uzak kalma süresi (remisyon) ve bu süreye etki eden faktörleri belirleyebilmek üzere bir araştırma yaptıklarını, bu kapsamda AMATEM'de Şubat 2004-Ocak 2008 tarihleri arasında yatarak, tedavi gören 142 ergen hastadan 94'ü erkek, 3'ü bayan olmak üzere toplam 97 kişiye (yüzde 68.3) ulaştıklarını anlattı.

Araştırmaya katılanların yüzde 32'sinin 21 ve üzeri, yüzde 68'inin 0-20 gün yatarak tedavi gördüğünü belirten Dilbaz, bu kişilere yaşı, cinsiyeti, eğitimi, medeni durumu, kiminle yaşadığı, mesleği gibi sosyodemografik bilgileri içeren sorular ile kullandığı maddenin cinsi, ne kadar süre kullandığı, halen kullanıp kullanmadığı, kullanıyorsa tedaviden ne kadar sonra tekrar kullanmaya başladığı gibi remisyon durumunu irdeleyen bir anket yapıldığını söyledi. Dilbaz, anketlerin uzman psikolog, sosyal hizmet uzmanı, psikolojik danışman ve rehberlik uzmanı tarafından uygulandığını ifade etti.

YÜZDE 38'İ MADDE KULLANMAYA DEVAM EDİYOR

Katılımcıların yaş ortalamasının 18.46 olduğunu belirten Dilbaz, kişilerden yüzde 16.5'nin okur yazar, yüzde 2.1'inin okuma yazma bilmediğini, yüzde 15.5'nin ilkokul, yüzde 56.6'sının ortaokul, yüzde 9.3'ünün de lise diplomasının bulunduğunu kaydetti.

Okur yazar olmayan gençlerin maddeden uzak kalma süresinin ortalama 45 gün olduğunu ifade eden Dilbaz, bunun lise mezunu gençlerde ortalama 446 gün olduğunu aktardı. Dilbaz, araştırmaya katılanlardan yüzde 54.6'sının işsiz, yüzde 23.7'sinin vasıfsız işçi ve geriye kalanın da öğrenci veya vasıflı işçi olduğunu kaydetti.

Katılımcılardan 62'sinin (yüzde 63.9) uçucu madde (inhalan), 7'sinin (yüzde 7.2) esrar, 28'inin (yüzde 28.9) mix madde kullanıcısı olduğunu ifade eden Dilbaz, şunları kaydetti:

''Gençlerin çoğu, başka bir hastanede tedavi görmemiştir. Araştırmaya katılan gençlerin yarıya yakını (yüzde 46.4'ü) 12 aylık dönemde ya da daha uzun bir süre içinde bağımlılık ya da kötüye kullanım için tanı ölçütlerinden hiçbirini karşılamadıkları için 'kalıcı tam remisyon' durumundadır. Gençlerin yüzde 38'i ise madde kullanmaya devam etmektedir. Yatarak tedavi alan gençlerin yüzde 68'i aileleri tarafından tedavi merkezine yönlendirilmekte, bunu Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağlı yetiştirme yurtları ve çocuk gençlik merkezleri izlemektedir. Daha az bir oranda genç ise sivil toplum örgütleri ve küçükleri koruma şube müdürlüğünce tedavi merkezlerine havale edilmektedir.''

TEDAVİ SONRASI İZLEME VE DESTEKLEME YAPILMALI

''Gençlerin yüzde 13.4'ünün AMATEM'de yatarak tedavi gördükten sonra cezaevine girdiğine'' dikkati çeken Dilbaz, bu bulgudan hareketle toplumdan AMATEM'e, AMATEM'den topluma dönüş süresinde yaşanan sorunların çözümlenmesi, gençlerin tedavi sonrası izlenmesi ve desteklenmesi amacına hizmet eden kurumların oluşturulması gerektiğini bildirdi.

Dilbaz, bağımlıların genellikle gasp, adam yaralama, hırsızlık ve cinayet suçları işlediğini belirterek, ''Araştırmaya göre, tedavi olanlardan yüzde 4.1'i gasp, yüzde 3.1'i adam yaralama, yüzde 1'i cinayet, yüzde 3.1'i hırsızlık, yüzde 2.1'i de hem gasp hem de hırsızlık yaparken, yüzde 86.6'sı suç işlememiştir'' dedi.

''Katılımcıların yarıya yakını 3 yıldan daha uzun, yüzde 25.8'i bir yıldan az ve yüzde 29.9'u 2-3 yıldır madde kullanmaktadır'' diyen Dilbaz, şöyle devam etti:

''Uçucu madde ve esrar kullanan gençlerin maddeden uzak kalma süresi ortalamasının mix madde kullananlara göre oldukça yüksek bulunmuştur. Gençlerin madde kullanım süresi arttıkça, maddeden uzak kalma süresinin ortalaması düşmektedir. 1 yıldan az süredir madde kullanan gençlerin, maddeden uzak kalma süresi ortalama 566 gün iken, 3 yıl ve daha fazla madde kullananlarda bu oran 154 güne düşmektedir. Ailesiyle birlikte yaşayan gençlerde maddeden uzak kalma süresi ortalaması yakın akrabası yanında ve yetiştirme yurdunda yaşayanlara göre daha yüksektir. Ancak bu fark, istatistiksel açıdan anlamlı bulunmamıştır.''

İŞSİZLİK ÖNEMLİ ETKENLERDEN BİRİ

Dilbaz, çalışan gençlerde maddeden uzak kalma süresi ortalamasının işsiz gençlere göre oldukça yüksek bulunduğunu belirterek, 'İşsiz gençlerde madde kullanmama süresi ortalama 220 gün iken çalışan gençlerde 428 gündür. Bu bulgudan hareketle tedavi sonrası bir işe yerleştirme ve mesleki rehabilitasyon çalışmalarının çok önemli olduğu ortaya çıkmıştır'' dedi.


Ntv / AA