Ruhi hastalıkların sebepleri ;

Soyaçekim

Ruhi hastalıkların ilk ve hatta tek sebebinin soydan geldiği “Soyaçekim” inancının yanlış olduğu modern tıp tarafından ispatlanmıştır. Soyunda bir ruh hastası bulunan insanında er geç aynı akıbete uğrayacağına inananların hastalıklarından şüphe edilebilir.
Ruhi hastalıkların kalıtım yoluyla nesilden nesle geçişinde bir ölçüde gerçek yönler bulunduğu da bilinmektedir.
Soydan gelen ruhi hastalıkların ortaya çıkışında tesirli olan şartlar, genellikle beş gurupta toplanmaktadır.

1 - Yalnız ana veya baba tarafından hastalık varsa, geçiş ihtimali dörtte birdir.

2 - Hastalık hem ana hem de baba tarafından varsa, geçiş yarı yarıyadır.

3 - Hastalık, ana-babada büyük anne-büyük babanın birisinde veya ikisinde de varsa, geçiş ihtimali yarıdan çok daha fazladır.

4 -
Ana baba tarafındaki hastalıklardan, “manic depressi ve psikoz” veya “Şizofreni” geçiş ihtimali en çok olanlardır.

5 - Anadaki hastalığın, kız çocuğuna geçiş ihtimali, erkek çocuğuna nispetle, çok daha yüksektir.

Alkollü içkiler

Ruhi hastalıklarla, zekâ gerilik ve noksanlıklarında alkollü içkilerin rolü ve yeri, uzun zamanlar boyunca araştırılmış, tıp dünyasında tartışılmıştır.
Ağır alkollü içkilerin ruhi hastalıkların doğrudan doğruya sebebi olduğu şeklindeki görüşler bugün terk edilmiştir.
Alkollü içkilere düşkünlük, hastalığın sebebi olmaktan çok, ruhi bozukluğun ve dengesizliğin mevcut olduğunu gösteren ciddi bir belirtidir. Bu durumdaki hastaların alkollü içkilere alışkanlığı, ancak hastalığı kırbaçlayan, arttıran bir sebeptir.

Sayı ve nispetleri az olmakla beraber aşırı içki düşkünlerinin Alkolik psikoz’dan yakalarını kurtaramadıkları ve ruhi hastalığa sürüklendikleri de bir gerçektir.

Yorgunluk


Ruhi hastalıkların sebepleri arasına yorgunluğun da katılması gerektiği görüşü daima tartışılan bir iddiadır. Ruh hastalıklarının bazı türleri ile yorgunluklardaki belirtilerin benzerlikleri iddiaların dayanağı olarak ileri sürülür.
Düşünme zorlukları, dikkat dağınıklığı, halsizlik, genel isteksizlik gibi belirtileri de olan ruhi bozukluklarda yorgunluğun, durumu hastalık haline çevirebileceği tartışmalar arasındadır.

Nevrastenik bozukluklardan sürmenaj bu konudaki hastalıklar arasında en çok görülenidir. Hastalığın sebebi aşın yorgunluktur.
Yorgunluğun, ruh hastalığının sebebi olmadığı kabul edilirse de ruh sağlığının devamı için sakınılması gereken yanlış bir çalışma ve gayretin şekli de olduğu unutulmamalıdır.

Ruhi hastalık ve cinsiyet

Ruhi hastalıkların cinsiyet açısından gösterdiği özellikler tespit edilmiştir.
Kadın ve erkek bakımından ruhi hastalıklar, sayı, nispet ve sebepler bakımından farklılıklar, ayrılıklar gösterir.

1 - Erkekler arasında görülen ruhi hastalıkların sayısı, nispeti, kadınlara kıyasla yarıdan çok fazladır. Ölüm nispeti de, aynı şekilde erkek hastalarda daha yüksek seviyededir.

2 - Kadınlar arasında görülen ruhi hastalıkların, gebelik, adet’ten kesilme, bunlara bağlı rahatsızlardan ileri geldiği tespit edilmiştir.

Kadınlardaki ruhi hastalıklar, organik çöküntülere sebep olmayan nevroz ve psikozlardan kaynakların. Bu özellikler yüzündendir ki ölüm nispeti daha çok düşük, ömür daha uzundur.
Erkeklerde ruhi hastalıklara başlıca sebepleri, aşın içki alışkanlığı, hayat mücadelesinin menfi gelişmeleri, frengi gibi hastalıklar teşkil eder.
Erkeklerdeki görülen genel felç, alkolik psikoz, organik çöküntülere de yol açtığından ruh hastalarının ölüm oranını yükseltir.

Ruhi hastalık ve yaş

Yaş’ın, yaşlılığın, ruhi hastalıklarla doğrudan doğruya değil, dolaylı olarak ilgisi ve ilişiği vardır.
Erkekler, en çok “30–40″ kadınlarsa “25–35″ yaşları arasında ruhi hastalıklara daha çok açıktırlar.
İsteri, nevrasteni ve benzeri nevrozlarla, erken bunama türünden psikozlar daha çok ergenlik çağında patlak verir.

Kadınlar “45–50″ yaş arasında, adet kesilmeleri yüzünden ruhi bunalımın yanı sıra fizyolojik değişikliklerin sarsıntısına da uğrarlar. Bu rahatsızlıkların ruhi hastalıklar çapına ulaşmaması için hekimin yardımına ihtiyaç vardır.
Her iki cinsin de, ruhi bunalım ve hastalıklara çok müstait, bulundukları dönem, yaşlılık-ihtiyarlık yıllarıdır. Bu dönem, fizyolojik çöküntülere, güçsüzlüklere de sebep olduğu için ruh hastalıklarına çok geniş bir kapı açılır.
İhtiyarlık bunamaları, en çok, 70 yaşından sonra insanları tehdit eder.