Uyurgezerlik bir ruh hastalığıdır. Rüyaların hareket haline dönüşmesine bağlı bozukluktan ileri gelir. Genellikle hassas çocuklarda görülür.
Uyurgezerler, derin bir uykudan hafif bir uykuya geçerken gördükleri rüyanın etkisi altında yataklarında kıpırdarlar ve daha sonra da hareket etmeye başlarlar. Hastalığın hafif şekillerinde hastalar yalnız gördüklerini, yaşadıklarını konuşarak belirtirler. Buna uykuda konuşma da denir. Çoğu zaman normal insanlar bile çok yorgun olduklarında, hareketli bir gün geçirdiklerinde uykularında konuşur.
Hastalığın daha ileri safhalarında ise hasta yataktan kalkar, sokağa, dama ya da bahçeye çıkarak herhangi bir işle uğraşabilir. Uyurgezerler arasında dama, yüksek duvarlara ve hatta kulelere çıkıp tehlikeli hareketler yapanlar vardır. Bu durumda uyandırılacak olurlarsa duyacakları korku sonucu bulundukları yerden düşebilirler. Uyku halindeyken de düşebilecekleri göz önüne alınarak bulundukları yerin çevresinde koruyucu tedbirlere başvurmak gerekir.

Uyurgezerlerin gece kalkıp yazı yazanlarına ve iş yapanlarına da rastlanmaktadır.
Bir uyurgezerin hareketleri, gündüz yaptığı hareketlerin tekrarı gibidir. Hastalar uyku halinde evin içindeki eşyalara çarpmadan rahatlıkla dolaşabilirler. Uyurgezerlerin bu halleri sırasında konuşanlarına pek ender rastlanır.
Uyurgezerler uyandıklarında, uyku halinde dolaştıklarını ve bu sırada yaptıktan işleri pek hatırlamazlar. Uykuda gezerken pek çok uyurgezerin gözleri kapalı değildir.
Uyurgezerlik tehlikeli bir hastalıktır. Tedavisi ise şartlıdır.

Tedavi
Hastalığın tedavisinde hastanın bütün ruh durumu gözden geçirilir, dertleri çözümlenmeye çalışılır ve uykusu düzene konulur. Yorgun ve uykusuz geçen günlerden sonra uyurgezerlerde hastalığın arttığı görülür. Hasta ile birlikte uykusu hafif birinin yatmasında yarar vardır. Bu kişi hastayı doğabilecek çeşitli tehlikelere karşı koruyabilir. Yaş ilerledikçe uyurgezerlerin hastalıklarında azalma ve ileri yaşlarda da kaybolma söz konusudur.