Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Osman Vırıt, Serpil Acıoğlu’nun başkanlığında Gaziantep Şizofreni Derneği’nin kuruldu...

GAZİANTEP GÜNCEL GAZETESİ - Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Osman Vırıt, Serpil Acıoğlu’nun başkanlığında Gaziantep Şizofreni Derneği’nin kurulduğu müjdesini vererek, toplumun her kesiminden maddi ve manevi destek beklediklerini söyledi.

Gaziantep Şizofreni Derneği’nin, hasta yakını Fatma Acıoğlu ve Serpil Acıoğlu’nun yoğun ve özverili çalışmalarının yanı sıra Üniversite Hastanemizin katkılarıyla kurulduğunu belirten Vırıt, derneğin gelişmesi için desteğe ihtiyaçları olduğunu söyledi.

Vırıt, “Şizofreni hastalarına toplumun sahip çıkması gerekmektedir. Derneğin amacı hasta ve hasta yakınlarının ve diğer ilgilenmek isteyen gönüllü insanların bir araya gelmeleri, dertlerini, sorunlarını paylaşmaları, hastaların sosyal ve yasal haklarını talep ve takip etmeleri ve şizofreni hakkında toplumu doğru bilgilendirerek damgalanma ile mücadele etmek, çeşitli etkinliklerle hastaların toplumda yer almalarını, kaynaşmalarını sağlamak ve böylece bu insanların acılarını azaltmaktır” şeklinde konuştu.

“Şizofreni yaşam boyu yaygınlığı yüzde 1 ve nokta sıklığı yüzde 0,5 civarında görülen kronik bir hastalıktır” diyen Vırıt, “Kadın ve erkekte eşit olarak ve dünyanın bütün coğrafya ve toplumlarında benzer sıklıkta görülür. Hastalığın başlama yaşı genellikle 15–35 yaş arasıdır. Şizofreniye yakalanan kişide çeşitli algı, düşünce ve davranış bozuklukları ortaya çıkabilir. Kişinin hayatı önemli derecede hastalıktan etkilenir. Kişi eski kişisel ve sosyal becerilerini kaybedebilir, toplumdan soyutlanabilir, insanlarla iletişim kurmakta önemli zorluklar yaşayabilir” ifadesinde bulundu.

Şizofreni hastaları için önemli diğer bir sorunun da damgalanma olduğunu vurgulayan Vırıt, “Böyle hastalara genellikle insanlar yaklaşmamakta, hastaların kendilerine saldıracağı veya zarar verebileceğini düşünmektedirler. Çalışabilecek derecede iyi durumda olan hastalara bu tutum nedeniyle iş verilmemektedir. Böylece bu hastalar toplumdan iyice soyutlanmakta ve yalnızlaşmaktadırlar” diye konuştu.

Ailede bir kişide şizofreni ortaya çıkmasıyla birlikte aile için de travmatik bir etki oluşturduğunu belirten Vırıt, “Aile ilk önce hastalığı kabullenmekte zorluklar yaşamaktadır. Zamanla hastalıkla baş etmeye çalışılmakta ve bununla ilgili çeşitli güçlükler ve zorlanmalar yaşanmaktadır. Hastanın ailesinde veya yakınlarında tükenmişlik duygusu oluşabilmekte ve adeta hastadan vazgeçmektedirler. Bu durum hastaların tedavilerini etkilemektedir. Çünkü şizofreni tedavisinde aile desteği çok önemlidir. Hastanın tedavisinin takibi ile çoğunlukla aileden birisinin ilgilenmesi gerekir” dedi.

“İstatistiksel varsayım olarak Gaziantep’te yaklaşık 5 bin şizofreni hastası olduğunu söyleyebiliriz” diyen Vırıt, “Ülkemizde olduğu gibi maalesef kentimizde de şizofreni hastalarının tedavi ve takipleri ile ilgili birçok sorun ve eksiklik vardır. Genel olarak psikiyatri yatağı sayısı ihtiyacın çok altındadır. Şu anda Gaziantep’te Tıp Fakültesi ve Av. Cengiz Gökçek Devlet Hastanesinde toplam 30 kadar psikiyatri yatağı bulunmaktadır. Bu rakam ihtiyacın çok gerisindedir. Şizofreni hastaları hastane yatışı için çoğunlukla başka bir şehre özellikle de büyük Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanelerinin olduğu şehirlere gitmek zorunda kalmaktadırlar. Bu durum da önemli zorluklar içermektedir. Bundan dolayı hastaların takipleri düzenli yapılamamakta ve tedavileri eksik kalmaktadır. Diğer önemli bir sorun da bu hastalar için gerekli rehabilitasyon hizmetinin verilmemesidir. Sosyal ve kişisel rehabilitasyon aslında şizofreninin tedavisinin önemli bir parçasıdır. Birçok Avrupa ülkesinde şizofreni rehabilitasyonuna önemli kaynaklar ayrılmakta ve uygulanmaktadır. Şizofreni tedavisinde sadece ilaç tedavileri her zaman yeterli olmamaktadır” şeklinde konuştu

aktuelpsikoloji.com