Beslenme yanlışları arttıkça kilolu çocuklar çoğalıyor. Çocuk ve gençlerde kilo sorunuyla mücadele planlanırken öncelikle okul kantinlerinde satılan besinleri mercek altına almak gerekiyor.

Çünkü kantinlerin çoğu tam bir felaket! Geçenlerde konuştuğum bir anneden okulda çocuklara ekmek içi kızarmış patates bile satıldığını öğrenince çok şaşırmadım.
Bütün dünyada bir numaralı sağlık sorunu haline gelen obezite ile mücadelede özellikle okullar “hassas bölge” olarak belirlenmiş durumda. Amerika'nın birçok eyaletinde okul kantinlerinde değil fastfood yiyecekler (hamburgerler, mayonezli kızartmalar, bol yağlı, şekerli çörekler), cips ve şekerlemelerin bile satışı yasaklanmaya başladı. Kolalı içecekler ve diğer meşrubatların okul kantinlerinde satılması önlendi. Bunların satın alınabileceği otomat makinelerinin okul çevrelerine bile konmaları yasaklandı.
Bize gelince, durum tam bir felaket. Kimin ne yaptığı, ne sattığı belli değil. Okul kantinlerinde satılan tostların içine konan peynirlerin nerelerde hazırlandığı, sucukların hangi etlerden imal edildiği meçhul. İsteyen istediği yiyeceği, istediği okulda, istediği kadar satabiliyor. Okul çevreleri ise mikroplarla dolu zararlı yiyeceklerin satıldığı kulübeler, üçayaklı satış araçları ve büfeler kaynıyor.
Eğer çocuk ve gençlerin sağlığıyla ciddi olarak ilgilenmeye kararlıysak işe okullardan başlamak zorundayız.

Patates kızartmasının sağlıklısı da olabiliyor

Eğer temiz bir ortamda, az yağ kullanılarak, kızartma yağının içinde meydana gelebilecek zararlı kanserojen maddelerin oluşumuna engel olarak hazırlanırsa, çocuklarınız zaman zaman patates kızartması yiyebilir. Bunun kolay yollarından birini Tefal başardı. Tefal tarafından üretilen yeni bir patates kızartma cihazı bir kaşık yağ ile neredeyse bir kilo patatesi sağlıklı ve düşük kalorili bir yiyecek şeklinde kızartıyor. Çocuklarınızın patates kızartmasını sorunsuz ve kilo problemini en aza indirecek şekilde yemelerini sağlamak için, olanağınız varsa bu cihazdan faydalanabilirsiniz. Bir başka yol da patateslerin yağ eklenmeden mikrodalga fırında pişirilmesidir. Kızartılmış kadar lezzetli olmasa da fırınlanmış ve haşlanmış patateste iyi bir besin kaynağıdır.

Midenizdeki mikrop

“Helikobakter pilori” bakterisini ilk kez bulup tanımlayan ve bu buluşuyla mide ülseri konusundaki bütün teorileri yıkan tıp doktoru Barry Marshall'a hepimiz çok şey borçluyuz. Ne iyi ki bu borcumuzun küçük bir kısmını buluşundan 23 yıl sonra ona Nobel Tıp Ödülü'nü vererek az da olsa ödedik. Eğer etrafınızda ülser sorunu eskisi kadar çok konuşulmuyorsa, dâhiliye ve gastroenteroloji uzmanlarının bekleme odalarını artık ülser hastaları doldurmuyorsa bunu önemli ölçüde Dr. Marshall'a borçluyuz. Onun bu önemli buluşu klasik ülser tedavisine antibiyotik tedavisinin de eklenmesini, mide ve onikiparmak bağırsağı ülserlerinin kronik can sıkıcı bir hastalık olmasını gündemden çıkardı. Helikobakter enfeksiyonu dünyanın en yaygın enfeksiyonlarından biridir. Her insanda bu mikrobun neden ülser hastalığını oluşturmadığı tam olarak bilinmemektedir. Ama eğer bir kişide ülser ve helikobakter birlikteliği varsa helikobakterlerin antibiyotiklerle ortadan kaldırılması ülserin tekrarını önlemektedir. Bu mikrobun mevcudiyetini gastritli hastalarda da saptamak mümkün olabiliyor.
En doğru teşhis aracı mide endoskopisi esnasında alınan örneklerde helikobakterin varlığını ortaya koymaktır. Endoskopi yapılırken cihazın ucundaki özel düzenek ile alınan küçük biyopsi örneklerinde helikobakter varsa antibiyotik tedavisi yapılması gerekiyor. Bu tedavinin nasıl ve hangi ilaçlarla yapılacağı konusunu işin uzmanına bırakmak gerekiyor. Eğer uzun süredir düzelmeyen mide şikâyetleriniz varsa helikobakter enfeksiyonu aklınızda olsun.

Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU