Eski ÖSS benzeri, daha doğrusu şu an bizim yaptığımız sınavın ilk 4 testinin soru sayılarının 30'dan 40-45'e çıkmış hâli bir sınav olacak.
-Neden iki aşama?
Biz o kadar heterojen bir kitleye sınav yapıyoruz ki. İşin içinde çok sayıda lise ve alan var. Meslek lisesinin 50'den fazla alanı var. Bunlara yaptığınız bir sınavda ancak ortak müfredata dayalı kısımdan soru soruyorsunuz. Bir de, özellikle meslek yüksekokulları ve açık öğretim fakültesi için -bu programlara girenler genel lisedeki müfredatı görmediklerinden- ikinci aşamaya gelmeden üreteceğiz puanlarla yerleştirme yapmanız lazım. Birinci aşamanın amacı ikinci aşamaya girecekleri seçmenin yanında MYO ve açık öğretime girecekleri de tespit etmek olacak.
-Birinci aşama sınavın puanının ikinci aşamaya etkisi olacak mı?
Birinci aşamada elde edilecek temel Türkçe ve matematik puanları ikinci aşamada kullanılacak. Örneğin sosyal bilimlere gidecek bir öğrenci ikinci aşamada edebiyat ve sosyal bilimler testine girecek. Matematik testine girmeyecek. Oysa sosyal bilimlerde de belirli bir oranda matematiğe ihtiyaç var. Birinci aşamadaki matematik puanı burada hesaplamaya katılacak. Birinci aşamadaki Türkçe ve matematik puanlarının ikinci aşamadaki tüm sınavlarda kullanılmasını düşünüyoruz.
-Çok fazla oturum olması güvenlik sorunu ortaya çıkarır mı?
Bu her zaman vardır. Ancak bu sistemde birinci aşamada pek çok aday elenecek. Biz şu an biliyoruz ki sınava 200 bin kişi açık öğretim için giriyor. Bunlar ikinci aşamaya girmek istemeyecek. Ayrıca, öğrencilerin bir kısmı sadece meslek yüksekokuluna gitmek istiyor. Bunlar da girmeyecek. Bana göre 1,5 milyon öğrencinin yaklaşık 500 bini ikinci aşamaya gitmek istemeyecek. Gitmek isteyenlerden 100 bini de zaten başarılı olmadığı için elenecek. Geriye kalan 900 bin kişinin hepsi de aynı sınava girmeyecek. Bir kısmı sosyal, bir kısmı fen vs. sınavlarına girecek. Dolayısıyla bir sınava en fazla 500 bin kişi girecek. Belki 200 - 300 bin kişi girecek. Böylece belki güvenlik daha kolay olacak.
-Bu sınav sistemi daha fazla gencin üniversiteye girmesine sebep olacak mı?
Hayır. Üniversiteye girecek kişi sayısını kontenjanlar belirliyor. Arz talep dengesi arzın lehine olsa bile sınav olmak zorunda. Üniversiteye gitmek isteyen her yıl yaklaşık 800 bin öğrenci liseden mezun oluyor. Biz bunlara 1 milyon kontenjan ayırsak bile bazı programlar için sınav yapmak zorundasınız. Çünkü bazı bölümler fazla talep görecektir.
-Yani öğrenci üniversiteye sınavsız giremeyecek mi?
Ben bazı bölümlere sınavsız girilmesi kanaatindeyim.
-Hangi bölümler mesela?
Açık öğretim fakültesinin programları olabilir. Ayrıca, insanları meslek sahibi yapmayan, sadece temel bilgi veren bazı programlar sınavsız olabilir. Türk dili ve edebiyatı, matematik, istatistik, biyoloji okumak isteyenler sınavsız girebilir. Buralarda çok sayıda insanı okutmak için yeni yöntemler geliştirilebilir. Böylece toplumun üzerindeki sınav psikolojisi, stres kalkar. 'Sınava girmeden de gidilebilecek üniversiteler var' der. İddialı yerlere, talebin çok olduğu yerlere de gitmek isterse, orada da yarışır. Bütün dünyada da bu böyledir.
-Öngördüğünüz modeldeki soru sayıları ne kadar?
Her birinde 100-150 arasında soru olabilir.
-28 Şubat'ın ÖSS'si '0,0' ile çarpılıyor!
28 Şubat döneminde zorla uygulanan ÖSS'nin yerine iki aşamalı sınav sistemi geliyor. Orta öğretim başarı puanları 0,8 yerine 0,3 ile çarpılan Meslek liselerinin mağduriyeti de ortadan kalkacak.
'Postmodern askerî darbe' olarak bilinen 28 Şubat sürecinde sırf imam hatip lisesi mezunlarının üniversitelere gidişini engellemek amacıyla Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) sisteminin değiştirildiği bilgisi artık gizli değil. İki aşamalı sınav sisteminden tek aşamalı ÖSS'ye geçilerek bu sınavdan alınacak puanlara okul başarı puanlarının eklenmesini öngören ve özellikle meslek liselerine katsayı mağduriyeti yaşatan sistemi, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir'in getirdiği ortaya çıktı. Zaman Gazetesi'nin geçen hafta birinci sayfasından yayımladığı belgeye göre Çevik Bir, dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz ve Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay'a bir emir göndermiş ve irticai gruplarca istismar edildiğini iddia ettiği iki aşamalı ÖSS sisteminin değiştirilmesini istemiş.
Bu belgeyi gördükten sonra hayalen yakın tarihe yolculuk yapanlar 1999'dan itibaren yükseköğretimde yaşanan olayları daha iyi anlayabiliyor. Meğer ortaöğretim içinde yüzde 10, tüm okul sistemi içinde yüzde 2 gibi küçük bir azınlığı temsil eden imam hatip liselerini baltalamak için tüm eğitim sistemi altüst edilmiş. Yıllarca yaşanan mağduriyetler ve meslek liselerinin çöküşünden sonra şimdi üniversiteye giriş sistemi sil baştan değişiyor. Prof. Dr. Y. Ziya Özcan başkanlığındaki YÖK heyeti 2009'da kısmen, 2010'da ise köklü değişikliğin yaşanacağı yeni ÖSS sistemini 29 Ocak'ta karara bağlayacak.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Ünal Yarımağan, yeni ÖSS'nin 1999 öncesinde olduğu gibi iki aşama olacağını ve ikinci aşama sınavın ise tek oturum yerine dört ayrı oturumda gerçekleşeceğini söylüyor. Buna göre öğrenciler 2010'da önce birinci aşama sınavına katılacak, burada başarı gösterenler Türkçe, Matematik, Fen ve Sosyal ders gruplarından ayrı ayrı sınavlara girecek. Üniversiteler ise istedikleri kalitede öğrenciyi seçebilmek için hangi dersten başarı gösterenleri öne çıkarmak istiyorlarsa ona göre öğrenci alacak. Yarımağan, "Bu sistem ders düzeyinde notları ölçmeyi ve her program için farklı öğrenci profili tanımlamayı mümkün kılıyor." diyor.
ÖSS'de bu yıl yapılacak değişiklik ise orta öğretim başarı puanı düzeyinde olacak. Mevcut sistemde öğrencilerin okul başarıları üniversiteye girişte yüzde 21 oranında etkili. Ayrıca öğrenciler lisedeki alanları dışında tercih yapmaları durumunda orta öğretim başarı puanları 0,8 yerine 0,3 ile çarpılıyor. Bu da öğrencilere 15 ila 40 puan kadar kaybettirebiliyor. Yarımağan'ın verdiği bilgiye göre, okul başarı puanının üniversiteye girişe etkisi yüzde 21'den yüzde 10'lara düşecek, alan dışı tercihlerde kullanılan katsayılar arasındaki makas da daraltılacak. Bu, meslek liseleri için 28 Şubat ile başlayan engellerin ortadan kalkması anlamına geliyor.
Türkiye'de üniversiteye giriş sistemi yapboz tahtası gibi sürekli değiştiriliyor. Üniversiteler ÖSYM'nin kurulduğu 1974'e kadar öğrencilerini kendileri seçiyorlardı. Bu tarihte karışıklığın önlenmesi amacıyla sınavların tek merkezden yapılması kararı alındı. 1974 ve 1975'te sınavlar sabah ve öğlen olmak üzere iki oturumda, 1976-1980 arasında ise aynı günde tek oturumda uygulandı. 1981'den itibaren ise iki basamaklı sınav dönemi başladı. İki basamaklı sınavın ilk ayağı nisanda ÖSS, ikinci ayağı ise haziranda ÖYS olarak uygulandı. 1987'de adaylara sınavda testlerin hepsini değil, girmek istediği bölüme göre gereken testleri çözme hakkı verildi. 28 Şubat sürecinden sonra 1999'da ÖYS kaldırılarak ÖSS adıyla tek sınav yapılmasına karar verildi. Aynı yıl orta öğretim başarı puanı uygulamasıyla öğrencilerin lise alanlarına göre yükseköğretime geçmesi sağlandı. Bu sınav eski ÖSS gibi temel konulardan sorulan sorularla yapılmaya devam etti. Arada birçok küçük düzeltme yapıldı; ancak en son ve en önemli değişiklik 2006'da gerçekleşti. Tek oturumda yapılan; ancak iki bölümlü bir sınav uygulaması getirildi. Bu değişiklik sonucunda adaylar ortak alan ve alan testleri olarak iki bölümden oluşan testlere cevap vermeye başladılar.
Yer imleri