dayanamıyorum

[baharsız]

sanırım ağır bir deprosyana girdim.bazen intiharı bile düşünüyorum ama sonra vazgeçiyorum.bir boşluğun içinde yuvarlanıp gidiyorum.bana yardımcı olun.hayata nereden nasıl devam edeceğimi bilmiyorum.

[baharsız]

bir evlilik yaşadım sonu hüsran işimle ilgili sorunlar büyük birde aile sıkıyor seçimlerimden dolayı herşey yanlış herşey hatalı

[baharsız]

yalnızlık da var insanlar güvensiz anlayacağın herşey berbat

[plüton]

Size birşey soracağım. Birgün bütün bu sıkıntıların biteceğine, hepsinin üstesinden gelmenin bir yolunu bulacağını biliyormusun, buna inanıyormusun?

[baharsız]

sanırım ağır bir deprosyana girdim.bazen intiharı bile düşünüyorum ama sonra vazgeçiyorum.bir boşluğun içinde yuvarlanıp gidiyorum.bana yardımcı olun.hayata nereden nasıl devam edeceğimi bilmiyorum.

atık hiç bir umudum yok herşey boşa çıkıyor sanırım başaramıyorum

[plüton]

Başaramıyorum dediğin sürece başaramazsın. Senden daha zor durumda olupta başaran milyonlarca insan var.

Hem herşeyi başarmak zorunda olduğunuda nerden çıkarıyorsun.

Ölün kaçış değildir, ahiret inancı olan bir insan bilmelidirki bu dünyada sabredemediği sıkıntılar için allahın emanet verdiği cana kıydığında, öldükten sonra, azap korkusuyla tekrar dünyaya gelmek için yalvaracaklar, bunlar açıkça kuranı kerimde belirtilmişlerdir, ölüm seni dünyadaki sıkıntılarından kurtaracak, ama allah intiharın mazeretini kabul etmiyor, bu dünyada dayanamadığın sıkıntılarla kıyaslanımıyacak bir azapla cezalandırılıyor kendi canına kıyan insanları.

Allah kimseye taşıyamayacağı yük vermez, sabret zaman senide çevrendekileride değiştirecektir. Hiçbir çıkar yol görünmüyor olsada sabret zamanın lehine işleyeceği anı bekle, o an er ya da geç mutlaka gelecektir.

Bu yazımı okuduktan sonra ilk işin intihar düşüncesini birdaha aklına sokmamak olsun, sorunlarını baştan birkezdaha düşün, sorun yaratan insanlardan kurtulmak için harekete geç. Yaptığın hataların tecrübesiyle eminimki kendine güzel bir gelecek inşâ edeceksin. BİRAZ SABIR göster gerisi gelir allahın izniyle.

İnşallah mutlu bir geleceğe kolayca kavuşursun!

[NAR_K]

Ben intahar konularina daha baska yon'den bakarim, din'i bir koseye koyarim bir sureligine, sonucta (bana gore) intahar'i dusunen bir kisi herseyden vazgecmis, yasamaktan, sevdiklerinden ve din de icinde olarak, herseyden umudunu kesmis biridir.. bunun icin dinin, birinin bu kararinda yada dusuncesinde onemli bir rol oynayabilicegini dusunmuyorum.

Ama inanc cok guclu bir faktordur bence..din'den cok farkli olarak..

Sicacik bir gunesle yeni bir gunun dogacagina, ilerde hayatin bize sunacagi guzel gunlerin cok uzakda olmadigina, yeryuzundeki gorevimizin biz yasadikca hala bitmedigine, sabrin herseyin ilaci olduguna INANABILMEK!

Bugunlere kadar gelebildiysek, bundan sonra da yasayabiliriz, engeller ne kadar zor olursa olsun asabiliriz, nasil olsa gidecegimiz yer belli sonunda neden acele edelim ki?

Yasadigimiz surece tum gucumuzu sonuna kadar gosterelim hayata, hayatin bize attigi kaziklar karsisinda!

Bu macin galibi biz olalim arkadaslar ..tipki Can Dundar'in dedigi gibi .. Hayat:0 Ben:1

http://www.youtube.com/watch?v=DVKumdRJ7_4

[cuzuner]

Hiç geleceğe gidip hayatınızdaki farklı olasılıkları görmenin nasıl bir şey olacağını merak ettiniz mi? Bu egzersizin ana fikrinin geleceğinizle ilgili iki gerçek olasılığın farkına varmanız olduğunu anladığınızda ona neden Dickens Kalıbı dendiğini anlayacaksınız.

Kendinizle ilgili belki değiştirmek istediğiniz fakat motive olamadığınız bir şeyi düşünün. Bu tekniğe başlamadan önce yapmanız gereken fakat yapmadığınız bir şeyi düşünün. Ve bu şey aklınızdayken bu basit adımları takip edin.

Birinci adım: kendinizi rahatlatın… ve gevşetin... Nefesinize odaklanın… şimdiye odaklanın… ve biraz hareketsiz… sessiz… kalmak için… ve derinliklere… batmak için… zaman geçirin. Kendinizi… burada… şimdi… hipnotize edin...

İkinci adım: kendinizi… hayat yolunuzda… aşağı doğru… yürürken hayal edin… Biliyorum… bazılarınız “ben canlandıramıyorum” diyorsunuz… Birincisi, eğer yapamıyorsanız… yapamazsınız… İkincisi, sadece… bunları… hayal edin. Sinema görüntüsü… kalitesinde… olmak… zorunda değil... Ön kapınızın… ne renk olduğunu… biliyorsunuz, değil mi?.. Çocukluk çağınızdaki… yatak odanızın… nasıl olduğunu… hatırlıyorsunuz, değil mi? Bunu yapan… hayal gücünüzdür... Sadece… yapabildiğiniz… en iyi şekilde… bu şeyleri… hayal edin... Eğer… başarısız olursanız… sadece… hayal kuruyormuş gibi… yapın... O zaman… hayat yolunuzda… yürüdüğünüzü… hayal ederken… ileri doğru atılan… her adımın… geleceğinizde… bir dakika… bir saat… veya bir gün… olduğunu fark edin... Eğer dönüp bakarsanız… geçmişinizin… orada… olduğunu görürsünüz… yaptığınız… ve deneyimlediğiniz… her şey… arkanızda... Sıcaklığın… manzaranın… ve seslerin… farkına varın… ve hayat yolunuzda… yürümenin… keyfine çıkarın... Duyusal yönden… onu zenginleştirin… ve rahatlayın... Yürürken… ayağınızın altındaki… duyguları hissedin… ve çıkardıkları sesleri işitin... Gerçekten… orada olma fikrine… odaklanın.

Birkaç adım ileride… bir yol ayrımı var... Burada… bir dakika durun… ve düşünün… Burada seçebileceğiniz iki yol… iki farklı… olasılık var… Eğer soldaki yolu… seçerseniz… hayat… şimdiki haline benziyor… Aynı şeyleri… yapmaya devam ediyor… aynı şekilde yaşıyor… ve aynı şekilde… problemlerinizle başa çıkmaya çalışıyorsunuz. Eğer sağ taraftaki… yolu seçerseniz… burada yeni olasılıklar… başarılar… zihin serbestliği… ve olumlu… ve ilerleyici… anlamlar var. Yol ayrımında dururken… bunu düşünün... Bir karar vermek… ve kendinizi… bu karara… adamak istiyorsunuz… Bu kararı vermeden önce… her iki yolun da… size… nasıl bir gelecek vereceğini… göreceğiz…

Dördüncü adım: sola… şansınızın olmadığı yola… girin... Yaşamayacağınız… ve tatmin edilmemiş rüyalarınızı… keşfettiğinizi hayal edin... Bunun yerine… siz… geçmişte yaptıklarınızı… yapmaya devam ediyorsunuz... 10 yıl içinde… hayatınız nasıl olacak? Attığınız her adımla… yaşlanıyorsunuz… günler… ve haftalar geçiyor... Vücudunuzun… ve zihninizin… nasıl olduğunu fark edin… Gelecekteki on yıla yürüyün ve aynı şeyleri yapmanın… nasıl hissettirdiğini fark edin...

Bu yol tıpkı şimdi gibi… tek farkla: hayatınızdan on yıl daha eksilmiş.... Günlük hayatınız… nasıl olacak?.. Bunu… gerçekten… deneyimleyin... Duyduğunuzu duyun… gördüğünüzü görün… ve hissettiğinizi hissedin.... Hayal kırıklığı?.. Sinir?... Başarısızlık?.. Bu nasıl hissettiriyor?.. Etrafınızdakileri nasıl etkiliyorsunuz?.. Onlar nasıl hissediyorlar?.. Bugün… seçebileceğiniz bu yolun… tüm yönlerini… sindirin… Sonra yol ayrımına… geri dönün.

Beşinci adım: şimdi sağdaki yola girin... Burası ilerleyici… güçlü değişim yarattığınız yol… Düşüncelerinizdeki özgürlüğü… ve başarı duygusunu… fark edin… ve gelecekteki on yıla yürüyün... Gelecek on yılda… olduğunuzu hayal edin… fakat bu sefer… her şey farklı… Neden?... Çünkü… bugünden başlayarak… hayatınızda… değişiklikler yapmaya… karar verdiniz… Belirli… ve kasıtlı değişimler… kolay değildir… Kasıtlılar… çünkü bunlar… seçtiğiniz değişimler… ve bu değişimler… hayal ettiğiniz… ve yaşamak istediğiniz… hayatı yaşamanıza… yol açacak değişimler... Genellikle kişisel özgürlüğünüzü… keşfetmek için… güvenlik algınızı… terk etmeniz anlamına geliyorlar… Bunlar… hayatınıza mutluluk… ve tatmin getirecek değişimler...

Şimdi… sadece oraya gidin… on yıl sonrasına… İstediğiniz hayatı… yaşadığınızı… hayal edin... Nasıl hissediyorsunuz?.. Hayatınızdaki insanları görün… size nasıl davrandıklarını… ve nasıl tepki verdiklerini... Bu… farklı bir seçimin yolu... İstediğiniz gibi olma özgürlüğüne… sahipsiniz... Gelecekteki bu andan… bilinçli veya bilinçsiz… ihtiyacınız olan her şeyi… sindirin… ve öğrenin.. ve sonra… tekrar yol ayrımına… geri dönün…

Altıncı adım: şimdi… bildiğinize… ve iki zıt geleceği de… deneyimlediğinize göre… bir karar verebilirsiniz… Hayatınızı… nasıl yaşayacağınıza dair… kararınızı verirken… bu iki seçeneği… karşılaştırabilirsiniz… Bugün… bu kararı verirken… içinizdeki derinliklerde… ihtiyacınız olan… güç… ve bilgeliğin… var olduğunu hayal edin… Ve bu seçimi yaparken… bir karar verdiğinizde… diğer yolu kapattığınızı bilin... Sonra… kararınızı verin… ve geleceğinize… adım atın.

Kendinizi duygulara… hislere… görüntülere… seslere… verin… ve size… daha önce açıkladığım şekliyle… geleceğinize odaklanmaya… devam edin…

Yedinci Adım: Gözlerinizi açın… geleceğinizi tasarlamaya başlayın… ve o başarıya ulaşmak için… harekete geçin... Bilinçaltı zihniniz… şimdi… ne tarafa doğru gideceğini biliyor… Sizi istediğiniz yere götürecek olayların… tam olarak… meydana gelme sırası nedir? Ne yapmanız gerektiğini bilinçli olarak düşünün. Her sonuç ilk adımla başlar.

Aklınızdaki sonuçla başlayın. Durmadan yazın. On yıl sonra ____________da yaşamak istiyorum. _______________ile beraber. Bütün detayları planlayın. Neden? Çünkü beyninizdeki nöronların bağlantısını hazırlıyorsunuz. Bu sürecin ilk adımıdır!

Püf Noktası: Bunu yaptığınızda ne kadar iyimser ve heyecanlı hissettiğinizi fark ettiniz mi? Sebebi çok basit. Buradaki, size verilenin yerine tasarladığınız hayat! Ve bu tarihe kadar siz daha az niyet ve amaçla yaşamıştınız. Bu yaşamak istediğiniz hayatı yaratmanın başlangıcı. Bugün vereceğiniz kararla, geleceğin size ne verebileceğini bilin. Eğlenin ve geleceğinizi yaratmak için kendinizi geleceğinize gönderin. Ve geleceğin sizler için neler barındırdığını görün! Eğer bunu kendiniz için siz yapamıyorsanız, gelin bunu sizin için biz yapalım…

alıntı/www.insandan.com

[détruire]

Öncelikle herkese merhaba. Aranıza yeni katıldım ve bu başlığı görünce başlığı açan üyenin de affına sığınarak bir şeyler yazmak istedim.

Önce 1996'da, ardından da 2006'da halamın iki oğlu da intihar sonucu vefat ettiler. Halamın eşinden gelen genetik bir rahatsızlık var, ki o da şizofreni. İlk ölen oğlanın ne derdi vardı hiç kimse, ama hiç kimse bilmiyor. Tam bir sır küpüydü. En sonunda kendini yaktı.

İkinci oğlan da aynıydı. O da dert anlatmazdı, içine kapanıktı. Ve son zamanlarında intiharı dillendirmeye başlamıştı. Halam da haliyle korkuyordu. Sonunda kendini astı ve vefat etti.

İnsan bazen kendini aşırı derecede çaresiz hissedebiliyor. Ölümü düşünüyor, intiharı düşünüyor. İntihar etmeyi hiç düşünmedim ama, Allah'ım al şu canımı dediğim oldu, yalana gerek yok.

Yalnız intihar çözüm değil, gerçekten çözüm değil. İntihar acizlik, intihar pes etmek, intihar beyaz bayrak sallamak. Ve insan, asla yalnız değil. En az 1 tane dahi olsa bile, bizi seven biri var. Tabi bu 1 sayısı, en kötü ihtimali kastederek söylenmiştir.

1-2 ay önce bir arkadaşım da intihar etmeyi düşünüyorum demişti. O'na söylediklerimi hatırladığım kadarıyla buraya da yazmaya çalışayım.

"Neden intihar etmek istiyorsun? İntihar ettiğinde gittiğin yere daha önce hiç gidip geldin mi? Orada herşeyin yolunda olduğunu, güllük gülistanlık olduğunu nereden biliyorsun. Ayrıca neden ölüme imreniyorsun? Ölüm imrenilecek bir şey mi? Hem neden pes edesin, değer mi buna? Hayatla kavga etmek dururken, neden kavgadan kaçasın?"

Şimdi hatırlayamadığım bir kaç şey daha söyledim ve arkadaşım bu düşüncesinden vazgeçti.

İntihar, gidenden ziyade, gidenin bıraktıkları için çok kötüdür. Arkada seni seven insanlar bırakırsın. Mahvolmuş, yıkılmış insanlar. Sakın ben ölsem böyle bir şey olmaz demeyin. Mutlaka olur. Bunu neye dayanarak mı söylüyorum? Halamın 2 oğlunun cenazesine de şahit olduğum için söylüyorum. Onlar da kendilerini yalnız hissediyorlardı. Ölseler, arkalarından kimse üzülmez, kimse ağlamaz zannediyorlardı. Ama yanıldılar. Ve işin en acı yanı da ne biliyor musunuz? Yanıldıklarına şahit olamadılar.

Kafanıza intihar düşüncesini sokmak yerine, kavga düşüncesini sokun. Hayat gerçekten acımasız, doğru. Ama bizler, sandığımız kadar da güçsüz değiliz, Aksine çok ama çok güçlüyüz, Yeter ki bunun farkına varalım, ve hayatla kavga edelim. Hayata teslim olmayalım, pes etmeyelim.