Çiftlere, sağlıklı bir ilişki için evliliklerine zaman ayırmalarını öneren Dr. William J. Hiebert, "Eşinizle baş başa zaman geçirin. İlişkinizi canlı tutmak için aktivitelerde bulunun" dedi

ABD'de 30 yılı aşkın bir süredir evlilik ve aile terapisi konusunda çalışma yürüten Uluslararası Aile Terapi Derneği Genel Sekreteri Dr. William J. Hiebert, günün modern toplumlarında evliliklerin "işlerden arta kalan zamanlarda idare edilmesinden dolayı" sorunlar yaşandığını söyledi.
Aynı zamanda Rock Island şehrinde "Evlilik ve Aile Danışmanlığı Merkezi"nin yöneticiliğini yapan, "Evlilik Öncesi ve Yeniden Evlenme Danışmanlığı" ve "Çift Terapisinin Dinamik Değerlendirmesi" isimli kitapları bulunan Hiebert, aile terapisi eğitimi için geldiği Başkent'te açıklamalarda bulundu.

DAĞINIK AİLE
Türkiye'de büyük anne, büyük baba ve diğer akrabaların da yer aldığı, yakın mesafelerde yaşayan aileler söz konusuyken, ABD'de birbirinden uzakta yaşayan dağınık ailelerin yaygın olduğunu ifade eden Hiebert, "Bu nedenle biz daha çok çiftlerle ilgili veya ebeveynlik, iş ve meslek problemleri üzerinde çalışıyoruz" dedi.
Türkiye'de "kaynana-kayınpeder" sorunlarının daha çok görüldüğünü kaydeden Hiebert, ABD'de ise bunun tam tersi bir durumun söz konusu olduğunu söyledi.
Ülkesinde çiftlerin boşanma aşamasına gelmeden durumdan anne-babalarını haberdar etmediklerini, sorunlarının çözümü için terapiste gittiklerini anlatan Hiebert, Türkiye gibi geleneksel toplumlarda ise bu sorunların ailelere danışıldığını bildirdi. Hiebert, sözlerini şöyle sürdürdü:

ABD'DE FARKLI
"ABD'de aileler, çocuklarının evliliklerine müdahalenin uygun olmadığını düşünür. Çocukları için endişelenirler, hatta terapi için ödeme yapmayı bile önerirler, ama evliliklerine karışmazlar. 25 yıllık bir evlilikte kazanılan tecrübeyle 50 yıllıkta kazanılan tecrübe farklıdır. Bu çiftler, sanki 2 farklı dil konuşur gibidirler. Hızlı bir değişimin olduğu çağda bu kaçınılmazdır. Bizim için özel hayat anlayışı, 'benim seninle ilişkim onu ilgilendirmez' şeklindedir. Oysa Türkiye'de örüntülü ilişkiler, kuşaklar arası meseleler var. Aileler, çocuklarının sorunlarına objektif yaklaşamaz. Her biri kendi kızının ya da oğlunun haklı olduğuna inanır. Tarafsız bir aile terapistinin sorunların çözümüne daha fazla katkısı olur."

ÇİFTLERİN MUTLULUĞU
Hiebert, Türkiye'de bazı boşanmaların araya giren büyüklerin çabasıyla önlenebilmesiyle ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine de, "Biz evlilikte büyüklerin mutluluğundan çok çiftlerin mutluluğuna odaklanırız. Bu bizim kültürümüzden kaynaklanıyor. Herşeye rağmen süren birliktelik çifti değil, büyükleri mutlu eder" diye konuştu.
Eğitim ya da iş nedeniyle ailesinden uzaklara yerleşenlerin sayısının arttığını kaydeden Hiebert, araya coğrafi uzaklıkların girdiği ailelerde kaynana-kayınpederden kaynaklanan sorunlar yaşanmadığını belirtti.
daha düşük sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerde ise bu tür sorunlar yaşanabildiğini ifade eden Hiebert, ABD'de çiftlerin daha çok duygusal yakınlaşma sorunları yaşadıklarını söyledi.
Hiebert, kadın ve erkeğin her ikisinin de gününü dışarıda geçiren bireyler olmaları halinde ev işleri ve çocukların paylaşımı, iş yerinde karşı cinsle ilişkiler ve ebeveynlik gibi konularda desteğe gereksinim duyduklarını anlattı.

ÖNERİLER
Hiebert, mutlu bir evlilik için çiftlere, şu önerilerde bulundu:
modern toplumlarında evlilikler işlerden arta kalan zamanlarda idare edildiği için sorunlar yaşanıyor. Bu nedenle evliliğinize de işinize ayırdığınız kadar zaman ayırın.
canlı tutmak için eşinizle baş başa zaman geçirin.
bir ilişkide önce evlilik, sonra çocuklar gelmelidir. Eşinizle 'çocuklar nereye gidecek, ne yapacak' gibi konular dışında duygu ve düşüncelerinizi de konuşmalısınız.
ve aile ortamı dışında hobilerinizi geliştirebileceğiniz ya da gönüllü olarak çalışabileceğiniz alanlarla ilgilenin. Bunları da eşinizle paylaşın. Araştırmalar, evin dışında farklı bir alana odaklanan çiftlerin daha sağlıklı bir evlilik yürütebildiğini gösteriyor.
isteğin azalması son yıllarda çiftlerin yaşadığı sorunların başında geliyor. İlk çocuk gelinceye kadar bir sorun olmuyor ama sonrasında şikayetler başlıyor. Hem bebek hem de iş yaşamı çiftleri yorgun düşürüyor. Bu nedenle çiftler yaptıkları her şeyi sürekli değerlendirmemeli ve birbirlerine zaman ayırmalıdırlar. Bunun için de eşler kendi ilişkileri için her hafta düzenli olarak uygulayabilecekleri bir program yapmalıdırlar.
çok yorgun ya da endişeli olduklarında cinsel yaşamları olumsuz etkilenir. Dolayısıyla planladıkları program çok yorgun ya da endişeli oldukları bir dönem için düşünülmemelidir."

Kaynak :Yeni Asır