3 sonuçtan 1 ile 3 arası

Konu: Psikiyatri ve ilaçlar - 1

  1. #1

    Standart Psikiyatri ve ilaçlar - 1

    ÇOCUK DAVRANIŞ SORUNLARI
    VE İLAÇLAR

    Psikolog İzzet Güllü / Malatya Devlet Hastanesi Psikoloğu
    irtibat için; igullu3744@gmail.com

    Son yılarda psikiyatri kliniklerine başvuran, ilaç kullanan çocuk sayısında önemli oranda bir artış olmuştur. Bu yüzden, ‘Çocuk Davranış Sorunları ve İlaçlar’ başlıklı aşağıdaki yazıyı kaleme alma gereği ortaya çıkmıştır.

    Değerli anne - babalar; en temel ilkelerden biridir:

    ‘Eğer hastalık varsa, tedavi vardır.’

    İlaç; elbetteki bir tedavi ajanıdır. Her tedavi ajanı gibi ilaç da ancak hastalığı tedavi eder.

    Peki ya ortada hastalık yoksa?

    Bu durumda ilaç neyi tedavi edecek!

    ...

    Üzülerek söylemeliyim ki, hastalık kavramı bugün gerçek anlamını kaybetmek üzeredir. Oysa yaşanılan, yardım gereksinimi duyulan her sorun bir hastalık demek değildir.

    Bilirsiniz, her mide ağrısı mide hastalığı anlamına gelmez. Bir dahiliye mütehassısı kendisine mide ağrısı yakınması ile gelen hastayı dinlerken, hastanın ağzından çıkan ‘ağrı’ kelimesini duyar duymaz hemen hastalık teşhisi koymaz mesela. Evvela hastanın bu şikayeti öncesini etraflıca sorgular. Mesela üşütüp üşütmediğini, yediği bir şeyin dokunup dokunmadığını vs. araştırır.

    Yine her bel ağrısı; bel fıtığı olduğumuzu göstermez. Bu şikayetle gidilen doktor da aynı şekilde beldeki ağrıya bakıp hemen ‘hastasın’ demez. Örneğin; ağır bir yük kaldırıp kaldırmadığını, ani bir hareket yapıp yapmadığını, soğukta kalıp kalmadığını, bu ağrının ne zamandan beri yaşandığını vs. de iyice araştırır. Bu yönde bir bulguya ulaşması halinde kişiye hasta olmadığını, şikayetelerinin soğuğa, ağır yük kaldırmaya ya da ni harekete bağlı olarak (yani bir sonuç olarak) ortaya çıkan geçici semptomlar olduğunu, dolayısı ile bir süre sonra kendiliğinden geçeceğini vs. söyler. En fazla, hastaya bazı tavsiyelerde bulunur. Bir süre dinlenmesini, belini sıcak tutmasını vs. önerir.

    Bu gerçek psikiyatri alanı için de geçerlidir. Psikiyatri alanıyla ilgili de örnekler verecek olursak, mesela her üzüntü hali depresyon; her hareketlilik durumu hiperaktivite; her can sıkıntısı olgusu anksiyete hastalığı demek değildir mesela. Yine; her korku hali fobi anlamına gelmediği gibi, her unutkanlık da demans olduğumuzu göstermez. Her matematik becerisi azlığı zeka düşüklüğü demek olmadığı gibi, her sinirlilik hali de sinir hastası olduğumuz anlamına gelmez.

    Bu nedenle, tıbbın diğer alanlarında olduğu gibi (hatta daha da fazla) psikiyatride de hastanın şikayete konu olan sorunları evvela bir sebep – sonuç ilişkisi zinciri içersinde ve etraflıca sorgulanmalı, sorunu ortaya çıkaran başlangıç faktörleri üzerinde ehemmiyetle durulmalı, hastalık olasılığı bütün bu harici faktörler elimine edildikten sonra ancak en son planda akla gelmelidir.

    Bu yüzden; hastalık teşhisi koyarken, dolayısı ile de ilaç verirken sadece ve sadece çocuğun yaşamında söz konusu olan şikayetlere ve bu şikayetlerin şiddetine bakılmamalı (oysa bir sorunun şiddetinin fazla olması o sorunu tehlikeli bir hale getirmiş olmaz. Bir grip; hafif de olsa, şiddetli de seyretse griptir.), bu şikayetlerin ne ve ne şiddette olduğundan daha da önemlisi nasıl ortaya çıktığı, herhangi bir yaşam olayına tepki olarak gelişip gelişmediği, ne zamandan beri sürdüğü gibi konular üzerinde de titizlikle durulmalıdır. Bütün bunlar iyi bir değerlendirmeyi zorunlu kılar. Her değerlendirme işlemi ise belli bir zamanı gerektirir. Kişinin uzmanlığı ne olursa olsun, gerekli zaman ayrılmadığında maalesef çok önemli bazı olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. (O yüzden bir uzman seçerken göz önüne almanız gereken en önemli kriter bu, yani size yeteri kadar vakit ayırıp ayırmadığı olmalıdır.)

    Dolayısı ile; çocuğunuzla ilgili sorunlarda ilaç kullanımına karar verilmeden önce, evvela ortadaki sorunun bir hastalık olup olmadığı hakkında kesin bir teşhisin konulması, doğru bir kararın verilmesi gerekir. Çünkü, doğru değerlendirme işlemi; sağlıklı bir çözümün olmazsa olmaz bir ön koşuludur.

    İlaçlardan bahsettik. Yeri gelmişken belirtmekte yarar var.

    İlaç şüphesiz ki bir zehir değildir. Ancak ilacın bir şeker tableti olmadığı da unutulmamalıdır.

    Her yeni ilaç organizma için yeni bir kimyasaldır. Her yeni kimyasal ise vücut için yeni bir yüktür. İlaç; türüne ve dozajına göre muhtelif yan etkiler taşıyabilen, ancak hastalık söz konusu olduğunda kullanılması gereken, dolayısı ile kar – yan etki analizi sonucunda tercih edilebilen (edilmesi gereken) önemli bir tedavi ajanıdır. Özellikle psikiyatri ilaçlarının beklenen etkisinin genellikle geç ortaya çıkıyor olması (bir çok sorunda asgari 6 ay gibi bir süre kullanılmasının tavsiye edilmesi) nedeniyle daha da dikkatli olunması gerekmektedir.

    Diğer yandan; psikiyatriyle ilgili olan ve çok az kimsenin bildiği, bilenlerden de aşağı yukarı pek kimsenin dillendirmediği bir diğer önemli gerçek de şudur:

    Aslında bugün psikiyatride, her sorunun spesifik bir ilacı yoktur. Mesela; aile sorunlarının, konuşma bozukluklarının, ergenlik sorunlarının, çocuk okul ve uyum sorunlarının, kişilik bozukluklarının, davranış sorunlarının ilacı yoktur.

    Evet modern psikiyatride bugün onlarca hastalıkdan söz edilmesine karşın temelde 3 grup ilaç vardır:

    1.Antidepresanlar... ( Depresyon ilaçları )
    2.Anksiyolitikler ... ( Kaygı, sıkıntı ilaçları )
    3.Antipsikotikler... ( Akıl hastalığı ilaçları )

    Son grup ilacın (antipsikotiklerin) akıl hastalıkları gibi ileri dereceli düşünce bozukluklarında kullanıldığını, yaygın olarak akıl hastalıkları hastanelerinde reçete edildiğini düşünerek bu ilaç grubunu bir kenarda tutalım. Aslında en basit çocuk davranışlarından erişkin psikolojik sorunlarına, buradan en ağır depresyona, en ileri safhadaki anksiyeteye kadar çok geniş bir yelpazede yer alan bir çok sorunda büyük oranda bu iki grup ilaçtan biri kullanılır.

    Örneğin; antidepresan grup ilaçlar içinde Adı A, B, C, ya da D olan birçok ilaç sözkonusudur. Bütün bu farklı ilaç isimleri aslında ilaçların farklı olduğunu değil; sadece ticari adlarının farklı olduğunu gösterir. Yani aynı grup içinde yer alan ilaçlardan birisi acı biber, diğeri sivri biber, bir bölümü kırmızı, diğer bir bölümü ise dolmalık biberdir! Ama sonuçta hepsi de; biberdir. Temelde aynı grup içinde yer alan (dolayısı ile aynı ya da muadil etken maddeye sahip olan), fakat farklı ticari isimler taşıyan bu ilaçların hepsi de temelde aynı tür ilaçlardır.

    Evet, bu alanla ilgili çok önemli bir gerçek budur:

    Bugün psikiyatride her sorunun spesifik bir ilacı yoktur.

    Bu alanla ilgili diğer çok önemli bir gerçek ise şudur:

    Psikiyatride ilaç gereken hastalıklarda bile ilaçlar çoğu zaman tedavi için tek başına yeterli değildir.

    Bu tespit benim şahsi görüşüm değildir. Bunu psikoloji – psikiyatri literatürünü takip eden hemen herkes çok iyi bilir.

    İlacı olan hastalıklarda bile ilaçlar aslında tedavinin tamamı değil, yarısıdır. Yani ilaçlar psikiyatride tedavi kuşunun sadece bir kanadıdır. Oysa hiç bir kuş tek kanatla uçmaz. Nitekim uçmamaktadır da! Uçsa bile ağır aksak, düşe kalka uçmakta, çok uzağa gidememektedir. Biraz uçar gibi olup belli yüksekliğe çıktıktan sonra düşmek ise daha örseleyici olabilmektedir.
    Hasta olanın bir doku ya da organ olmadığı, hastalıkta kişinin duygu, düşünce ve davranışlarının da önemli oranda rol oynadığı gerçeği gözardı edildiğinde, dolayısı ile de psikolojik sorunlara psikolojik yaklaşım boyutu eksik bırakıldığında, böylece diğer kanat ihmal edildiğinde, tedavi salt ilaca indirgenerek eksik bırakıldığında genellikle tedavi süreci uzamakta, tedavide başarı oranı düşmektedir. Bunun ise; uzun süre ilaç kullanmak zorunda kalınmasından tutun, iyileşmeye olan inancın yitirilmesine varıncaya kadar bir dizi olumsuz sonuçları olabilmektedir.

    Psikiyatri ilaçlarını; tarlayı çapalamaya, sulamaya, velhasılı tohum ekmek için toprağı müsait hale getirmeye benzetiyorum ben. Psikolojik yaklaşımları ve terapiyi ise bu hazırlanmış tarlaya tohumu bilfiil ekmeye...

    Sadece ilaçla tedavi; tarlayı sürekli çapalamak, sürekli hazırlamak anlamına gelmekte, ancak terapi yoluyla tohum ekilmediğinde istenilen mahsül tam manasıyla alınamamaktadır diye düşünüyorum.

    Karakter sınırlaması nedeniyle yazamadığım yazımınd evamı gelecek...

  2. #2
    Cahillik Dönemi BETÜLL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2008
    Yer
    hayatın tam içinden
    Mesajlar
    713

    Standart

    hocam hoşgeldiniz,paylaşımlarınız için teşekkürler.

    ANCAK FİKİRDİR VARLIĞIN GERİSİ ET VE KEMİKTİR BİR YIĞIN!

  3. #3

    Standart

    hoşgeldiniz .
    bir psikolog olarak ciddi anlamda yakınmalarınız söz konusu. yalnız anlamadığım bir şey var. devlet memuru olarak görev yaptığınız hastahanedeki,psikiyatri uzmanlarıyla , bu konuyu ele aldınız mı ? bu anlamda hem fikir olabildiniz mi?
    kolay gelsin.
    kendini martılarla bir tutma derdin
    senin,kanatların yok
    düşersin,yorulursun
    beni böyle ,koyup koyup gitme ne olursun.

    (alıntı)

Benzer Konular

  1. Antidepresan ilaçlar
    By colours2004 in forum Üyeler Konuşuyor / Dertleşiyor / Soru Soruyor
    Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 22-11-2010, 10:19 PM
  2. Antidepresan ilaçlar.
    By g1z4y in forum İlaç Tedavisi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 26-06-2009, 01:31 AM
  3. kullanılan ilaçlar
    By ezel25 in forum Panik Atak
    Cevaplar: 23
    Son Mesaj: 06-06-2009, 09:18 PM
  4. Alınan ilaçlar hakkında
    By zafer eryılmaz in forum Psikoloji FORUMU Chat Odası
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 20-01-2009, 03:24 PM
  5. Psikiyatri ve ilaçlar - 3 (devamı...)
    By pskizzetgüllü in forum Psikoloji Doküman Paylaşımı
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 05-12-2008, 09:29 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •