Ders çalışmayı engelleyen koşullar
Çalışmak ne kadar çok istense de ve ne kadar iyi planlansa da bazı dış koşullar çalışmayı engelleyebilir.
1- Çalışılan yer çok önemlidir. Karışık, çok eşyalı, güzel manzaralı, duvarlarında bolca poster olan, TV bulunan bir oda çalışma odasından çok çalışamama odası haline gelecektir.
2- Çalışma masasının üstü de, oda kadar önemlidir. Koltuk, yatak üstünde çalışma verimli olmaz.Çalışma masada ve sandalyesinde olmalıdır. Masanın üstü dikkat dağıtacak objelerden temizlenmeli, sadece ders araç gereçlerine yer verilmelidir.
3- Aklımız başka şeylere takılabilir. Dışarıdaki bir aktiviteye, ye da kendi hayallerimize. Dışarıdaki aktiviteden soyutlanmanın yolu uzak olmaktır. Kapı kapalı, sesler gelmediğinde dışarının cazibesi azalır. Hayallerimizi ise biraz ara vererek geçiştirebiliriz.
Ders çalışma için anne babalar ne yapsın?
En başta belirttiğimiz sorunlar olduğunda çözüm aramak anne babanın görevidir. Ama bir sorun yoksa, o zaman kendi tutumlarını gözden geçirmekte yarar var. Çocuk okula başladığı andan itibaren ders çalışma, ödev yapma gibi konularda tüm sorumluluğu kendi üstüne alan bir ailenin, çocuğun birden bunun kendi sorunu olduğunu fark etmesini isteme hakkı olamamaktadır.Ailenin görevi en baştan, uygun ortamı hazırlamak, kararlı olmak ve kontrol etmektir. Onun yerine endişelenmek, ondan daha çok olayı sahiplenmek çocuğun ders çalışmayı ailesi için yapması gereken bir olay olarak algılamasına neden olur. O zaman çalışmayı aileye karşı kullanır. Yani onları mutlu etmek ya da isteklerine ulaşmak, kızdırmak için kullanmaya başlar. Oysa bu onun işidir ve olumlu, olumsuz sonuçlarına da katlanmalıdır. Ailenin evde devamlı "çalış, hadi lütfen çalış" demesi ya da bağırıp, kızması sonuçları değiştirmemektedir. Benzer şekilde rüşvet teklifi yanlış sonuçlara yol açar. Aileler ders çalışırsa çocuğa bir şeyler vaat ederler ve bunun adına "ödül" derler. Oysa bu rüşvettir. Ve çocuğa aslında yapmakla yükümlü olduğu bir işten kazanç sağlama yolunu açar. Benzer şekilde boşa yapılan tehditlerin de anlamı yoktur. Ders zamanı TV, bilgisayar, playstation gibi aktiviteleri kısıtlamak, kontrol etmek kadar, görev yapılmadığında bazı aktivitelerden mahrum ederek ceza vermek de ailelere düşmektedir.
Sonuç olarak, herkes üstüne düşeni yapar, zamanında sorunlar belirlenir ve çözümler araştırılırsa ders çalışma evlerde bir kabus değil, verimli ve hoş zamanlar haline gelebilir.
Sınav kaygısı ile baş etmede anne babalara öneriler:
Sınav kaygısı sadece büyük sınavlara özgü değildir. Bazı çocuklar için her sınav bir kaygı kaynağıdır. Bu kaygı çalışmasıyla bağlantılı değildir. Sınavla ilgili yarattığı olumsuz düşünceler, sınavın kötü geçeceğine ilişkin inanışlar bu kaygının kaynağıdır. Kaygı belirtileri sınav performansında gerçekten düşüşe neden olur. Bu kaygılar başarılı olamama korkusu olan ve bu korkunun aileler tarafından desteklendiği çocuklarda daha sık görülür. Eğer çocuk ailesinin başarıyı çok istediğini hissederse, bu şekilde büyütülmüşse "ailesinin sevgisinin başarısına bağlı olduğunu, başarısız olduğunda sevilmeyeceğini" düşünür.Bu durum kaygıyı arttırır. Günlük sınavların dışında, liselere ve üniversiteye giriş sınavı öncesi, aileler bir yandan çocuklarına "sınavın önemli olmadığını, elinden geleni yapmasını söyler", bir yandan çok çalışmasını ister ve bir yandan da konuşmaların içinde "Bu sınavı kazandığında herşeyin daha iyi olacağı, yaşamını değiştireceğini" sıkıştırır. Sonra çocuğun kaygısına şaşırır ve başetmesini bekler. Çocuklardan beklentilerini ve bu sınavlaraı ne kadar çok önemsediklerini sözleri ya da davranışlarıyla belirttikçe kaygı artar. Kaygı sırasında sıkıntı, terleme,titreme gibi fizyoyoljik belirtilerin yanısıra, olumsuz düşünceler gelir. "Kazanamazsam benim sonum olur, ailem çok fedakarlık yaptı,onların yüzüne bakamam, kazanamazsam rezil olurum, arkadaşlarım ne düşünür" gibi düşünceleri olumlu hale çevirmek, kaygıyı azaltmak için önemlidir.
Aileler, çocukları için gerekli ortamı hazırladıktan sonra, çocuklarına her koşulda yanlarında olacaklarını hissettirmeleri gerekir.Çocuk, ailesinin sevgisini sadece başarı ile kazanamayacağını öğrenmelidir.Kaygının yoğun olduğu önemli sınav dönemlerinde "sen bunu başarırsın" ya da "boşver, önemi yok.İstemiyorsan çalışma"cümlelerinin her ikisi de çocuk ve gençler üzerinde olumsuz etki yapar. En doğrusu yorum yapmamak, onu her koşulda desteklediğinizi fark ettirmek ve onu dinlemektir. Bunları yapmasına karşın, aile sınav kaygısının sürdüğünü görürse profosyonel yardım aramalıdır.
http://www.aktuelpsikoloji.com
Yer imleri