Bu yazılar yaramı sarmıyor artık. Yüreğimi burkan acılarımı dindirmiyor. bazen saatler boyu çektiğim içimdeki iniltilerimi kesmiyor artık… gözlerime düşen bu görüntüler birer karabasan oluyor uykularımda .., kıvranıp duruyor kendi umarsızlığımda…sonra oturup şiirlerime. Kitaplarıma, yazılarıma ve gözyaşlarıma sığınıyorum., belki dindirir diye..,bazen dostlarıma taşıyorum yüregimde kopan kasırgaları..
Aslında bu yazıyı akşam yazmaya hazırlanmıştım.. şarabımı sigaramı almıştım yanıma. Bu yazımda neyi anlatacaktımki.. kırk yaşına yakın savrulmuş bir ömrün acılarınımı? fırtınaların dagıttıgı özlemlerimimi, ? aşklarımımı, ayrılıklarımımı, hırçın bir çocuk gibi peşinde koştugum ütopyalarımımı..? üstelik her seferinde tökezleyip yüregimin kan revan içinde kalmasınımı? Yüregimin gülistanlıklarında açan kır çiçeklerinin yagmalalanmasınımı? Oturupta bu yazımda neyi anlarsam dersin….!
Bazen yazılarda kurtarmıyor şiirlerde.. alıp başımı gitsem diyorum. Bir gezgin gibi.. evim sırtımda , nerde akşam orada sabah olsa. Küçük bir ilçenin beşinci sınıf otelinde kalsam. Gidip o kasabalıların kahvelerinde otursam çay içsem. Oradakilerin yüreklerinde gizlenmiş acılarını deşsem., olmasa saatlerce izlesem onları , gidip onların lokantalarında yemek yesem. Dükkan sahipleriyle sohpet etsem.
Beni arayanlar bulamasa beni, yada otelin odasından sabah cesedim çıksa diyorum. Götürüp belediye mezarlıgına gömseler beni . beni tanıyanlar öldügümü tesadüfen bir konu tartışılırken örgenseler ve konu bittiginde bende biteyim. Ne kadar üzüleceklerini sanıyorsunki.. nasıl olsa idealistlerin hayatı devam eder ara vermeden.
Diyorumki kendimi hangi kente atsam hep bir yabancıyım o dar yerlerde. Bütün kapıların örtük ve bütün telefonların meşgul çaldıgı..
Ne söylesem neyi nasıl anlatırsam anlatayım, her şey hayatın kalabalık kulvarında yenik düşüyor yanlış adresteki insanlardan geri dönüyor yazılarım…
Günler sanki benim için emanetmiş gibi duruyor yaşayamıyorum.. alnımda terli bir rüzgar yorgun yanlarımı aşıdırmakta.
Diyorumki işte bunların toplamında ; aşk yaşamı güzelleştiren ise yaşanmaması kirletir hayatı .
Ölümde bir tercihtir bence yanlışmıyım dersin. O tercihlerden birisi diyorum hangisimi; yagız bir urganımı geçirsem boynuma yoksa bir binanın bilmem kaçıncı katından boşlugamı bıraksam kendimi .bir türlü kurtulamadıgım bu çıkmazların birinde bir jiletmi denesem bileklerimde yada birkaç tüp dolusu ilaç en iyisi . yastıgımın altında duran . şakagıma dayayacagım bir tabanca en kolayı beklide.
Ürkütücü geliyor degilmi beklide bir dostumun dedigi gibi ‘ o insanların intiharlarına üzülüyoruzda hayatta kaldıklarında onları sanki mutlumu ediyoruz’ ömrümüzün acılı yerlerine intiharı dipnot olarak düşüyoruz… hayatlarımızda bu kadar kirli fırtınalar eserken nasıl yaşıyoruz böyle bazen anlamakta ve anlatamamakta güçlük çekiyorum
dipsizkuyu
Yer imleri