Sayfa 9/10 İlkİlk ... 5678910 SonSon
92 sonuçtan 81 ile 90 arası

Konu: Hayata dair...

  1. #81
    Cahillik Dönemi YAĞMURR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2007
    Mesajlar
    580

    Standart

    ACININ GİZLEDİĞİ ARMAĞAN


    Bir gün okyanusta yol alan bir gemi kaza geçirerek battı. Gemiden sağ kurtulan adamı, dalgalar küçük, ıssız bir adaya kadar sürükledi.

    Adam ilk günler kendisini kurtarmasını için Allah'a yakardı ve yardım bulurum umuduyla ufka baktı. Ama ne gelen oldu, ne giden…

    Daha sonra rüzgârdan, yağmurdan ve zararlı hayvanlardan korunmak için ağaç dallarından ve yapraklardan bir kulübe yaptı. Sahilde bulduğu, gemiden arta kalan konserve, pusula gibi eşyaları bu kulübeye koydu.

    Günler hep aynı şekilde geçiyordu. Balık avlıyor, pişirip yiyor ve ufku gözlüyor, kendisini kurtarması için Allah'a dua ediyordu. Bir gün tatlı su getirmek için yürüyüşe çıkmıştı, geri döndüğünde kulübesinin alevler içinde yandığını gördü. Duman, dans ederek göğe yükseliyordu. Başına gelebilecek en kötü şeydi bu.

    Keder ve öfke içinde donakaldı. Şimdi bu ıssız adada, başını sokabileceği bir kulübe bile kalmamıştı. “Allah'ım, bunu bana nasıl yapabildin?” diye feryat etti. O geceyi keder ve üzüntü içinde geçirdi. O kadar dua ettiği halde, başına bu olay geldiği için sitemler etti.

    Ertesi sabah erken saatlerde, adaya yaklaşmakta olan bir geminin düdük sesiyle uyandı! Bitkin adam kendisini kurtaranlara sordu;

    “Benim burada olduğumu nasıl anladınız?”

    Cevap onu hem şaşırttı, hem de utandırdı:

    “Dumanla verdiğiniz işareti gördük!”

    Canımızı sıkan, gözyaşlarımızı inci gibi döküveren olaylar sessiz bir kurtuluş çağrısı, bir mutluluk davetiyesi belki de… İlk bakışta dayanılmaz gelen acı anlar, sonrasında kalbimizi kuş gibi hafifleten, ruhumuzu ısıtan tatlı tecrübelere dönüşüyor. Aydınlıkta seçemeyeceğimiz bir ışık, karanlık basınca fenerimiz oluyor. Keyfimiz yerindeyken burun kıvırdığımız tavsiyeler, yaslı anlarımızda imdadımıza yetişiyor. İyilik hallerinde sırt çevirdiklerimiz, zor anlarda sırtımızı dayadıklarımız oluyor.

    Kaynağı bilinmiyor.
    ‎''Gel-git lerimin Sonuna Geldim! Yol Bitti ve En Sonunda; gitmeyi Öğrendim! İçim Kanaya Kanaya Güçlü Olmayı, Düşe Kalka Yere Sağlam Basmayı, Yaşanan Her Şeyi Sindirmeyi, Kötülükleri Kötüleri Yok Saymayı, Devam Etmeyi, Büyümeyi, Başarmayı Yani Eninde Sonunda Kendime gelmeyi Öğrendim...''

  2. #82
    Karar Dönemi dipsizkuyu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2008
    Mesajlar
    445

    Standart

    Bu yazılar yaramı sarmıyor artık. Yüreğimi burkan acılarımı dindirmiyor. bazen saatler boyu çektiğim içimdeki iniltilerimi kesmiyor artık… gözlerime düşen bu görüntüler birer karabasan oluyor uykularımda .., kıvranıp duruyor kendi umarsızlığımda…sonra oturup şiirlerime. Kitaplarıma, yazılarıma ve gözyaşlarıma sığınıyorum., belki dindirir diye..,bazen dostlarıma taşıyorum yüregimde kopan kasırgaları..
    Aslında bu yazıyı akşam yazmaya hazırlanmıştım.. şarabımı sigaramı almıştım yanıma. Bu yazımda neyi anlatacaktımki.. kırk yaşına yakın savrulmuş bir ömrün acılarınımı? fırtınaların dagıttıgı özlemlerimimi, ? aşklarımımı, ayrılıklarımımı, hırçın bir çocuk gibi peşinde koştugum ütopyalarımımı..? üstelik her seferinde tökezleyip yüregimin kan revan içinde kalmasınımı? Yüregimin gülistanlıklarında açan kır çiçeklerinin yagmalalanmasınımı? Oturupta bu yazımda neyi anlarsam dersin….!
    Bazen yazılarda kurtarmıyor şiirlerde.. alıp başımı gitsem diyorum. Bir gezgin gibi.. evim sırtımda , nerde akşam orada sabah olsa. Küçük bir ilçenin beşinci sınıf otelinde kalsam. Gidip o kasabalıların kahvelerinde otursam çay içsem. Oradakilerin yüreklerinde gizlenmiş acılarını deşsem., olmasa saatlerce izlesem onları , gidip onların lokantalarında yemek yesem. Dükkan sahipleriyle sohpet etsem.
    Beni arayanlar bulamasa beni, yada otelin odasından sabah cesedim çıksa diyorum. Götürüp belediye mezarlıgına gömseler beni . beni tanıyanlar öldügümü tesadüfen bir konu tartışılırken örgenseler ve konu bittiginde bende biteyim. Ne kadar üzüleceklerini sanıyorsunki.. nasıl olsa idealistlerin hayatı devam eder ara vermeden.
    Diyorumki kendimi hangi kente atsam hep bir yabancıyım o dar yerlerde. Bütün kapıların örtük ve bütün telefonların meşgul çaldıgı..
    Ne söylesem neyi nasıl anlatırsam anlatayım, her şey hayatın kalabalık kulvarında yenik düşüyor yanlış adresteki insanlardan geri dönüyor yazılarım…
    Günler sanki benim için emanetmiş gibi duruyor yaşayamıyorum.. alnımda terli bir rüzgar yorgun yanlarımı aşıdırmakta.
    Diyorumki işte bunların toplamında ; aşk yaşamı güzelleştiren ise yaşanmaması kirletir hayatı .
    Ölümde bir tercihtir bence yanlışmıyım dersin. O tercihlerden birisi diyorum hangisimi; yagız bir urganımı geçirsem boynuma yoksa bir binanın bilmem kaçıncı katından boşlugamı bıraksam kendimi .bir türlü kurtulamadıgım bu çıkmazların birinde bir jiletmi denesem bileklerimde yada birkaç tüp dolusu ilaç en iyisi . yastıgımın altında duran . şakagıma dayayacagım bir tabanca en kolayı beklide.
    Ürkütücü geliyor degilmi beklide bir dostumun dedigi gibi ‘ o insanların intiharlarına üzülüyoruzda hayatta kaldıklarında onları sanki mutlumu ediyoruz’ ömrümüzün acılı yerlerine intiharı dipnot olarak düşüyoruz… hayatlarımızda bu kadar kirli fırtınalar eserken nasıl yaşıyoruz böyle bazen anlamakta ve anlatamamakta güçlük çekiyorum


    dipsizkuyu
    YAŞAMIN KIYISINDA; DÜŞÜNCENİN IRMAKLARINDAYIM

  3. #83
    Banned
    Üyelik tarihi
    Jul 2009
    Yer
    Ankara
    Mesajlar
    14

    Standart

    Alıntı negatif Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    tam aksine yaşamak herşeyini kaybettikten sonra başlar..yaşamak kaç kişinin hayatını değiştirdiğinin cevabıdır..
    Kesinlikle böyle. Senin varlığın dostlarına kattığın güzelliklerinle ölcülüdür.

    Benimse önemli gördüğüm sözüm ;

    Yalnızlığım güvenebileceğim tek varlığım. Zor olsa da,ağır olsa da,üzücü olsa da anlamlı ve sıkı bir duruştur ters giden hayata karşı. Etrafımda kaç kişi varsa ne onlar "ben" olabilir, ne de ben "onlar" olabilirim. Yalnızlık paylaşılmaz...

  4. #84
    paradox
    Guest

    Standart

    Bu yazilar yarami sarmiyor artik...Bilmiyor veya bilmiyormus gibimi davraniyorsun, senin yazilarinin ne denli onemli, ne denli degerli oldugunu..Kendimle ne denli mesgul olmusun ki, deger verdigim insanlarin acilarini paylasamamisim.Bu umursamazlik degil veya deger vermemek.Sadece kimseyi uzmemek adina kendi icinde yasamak, cozunceye kadar icimdeki kor dugumleri..Belki de dogruyu bulmak adina, yanlis patikalarda kayboldum.Goremedim belki de uzatilan dost elden gelen yol haritasini.Gucluyum, bunuda atlaticam derken zayifligimin yuzume carpmasiydi belki utancim..Belki de sadece yorgunun cok yorgun...Buyuk zaferler beklerken, bozguna ugratilmis bir komutan ruh hali...Belki de zamani geldi hayallerin pesinden gitmedin, birakmanin kendini ruzgarin estigi yone..Direnmek.sonu belli savaslarin kaybedini olmak yerine ayaga kalkip kazanani olmali hayatin..En azindan denedim diye bilmeli belki de dustugunde yeniden yere..

  5. #85
    paradox
    Guest

    Standart

    Buyudugumu sanmistim, artik koca bir kizdim.Kati olmali oyunu kuralina gore oynamaliydi artik.Hayat oyununun kuralari kati, oyunculari profosyoneldi cunku.Oysa ben red eden guruptandim bu oyunun icinde ki sahtelikleri.Kazanmak, oyuna devam etmek zordu, zormus..Cekip gitmek bu oyunun disinda kalmak arzusu sardi tum benligimi.Fakat nereye, kime gidicektim ki.Kim sara bilirdiki icimde ki yaralari, veya ben kime sarila bilirdim..Sadece gitmek istiyorum, belki bir bilinmeze..Olamiyorum, belki de olmak istemiyorum digerleri gibi..Kabullensem oyuncusu olsam bu bayaligin isler daha kolay olacak farkindayim.Peki ben yeniden ben ola bilicekmiyim o zaman.Aynada gordugum yuzu taniya bilicekmiyim..Simdiye kadar verdigim emeklerin talanina seyirci kala bilicekmiyim...Belki de bu yuzden sectim bu yalnizligi.Ya bir akrep gibi kendi kendimi zehirliycek, yada kullerimden yeniden dogacagim...

  6. #86
    paradox
    Guest

    Standart

    Hayata dair soylenicek ne cok sozumuz vardir,doslara verilecek tavsiyelerimiz.Peki kendi hayatimiz tikandiginda bir yerlerde, cikmazda hisetigimizde kendimizi.kura biliyormuyuz o suslu cumleleri..Teselli ede biliyormuyuz kendimizi de? Neden yetemez peki insan kendine, neden saramaz acilarini kendinin..Veya kacimiz boylesi bir durumda siginicak bir dost kucagi bula biliyoruz.Yargilamadan, sorgulamadan sadece anlamak ve anlatmak icin sizi dinliycek.Menfatler, kucuk hesaplar pesinde olmayan sadece sizi siz oldugunuz icin seven kac dostunuz var..Eger ki cevabiniz bir bile ise sansli azinliktasiniz bunu unutmayin..

  7. #87
    Cahillik Dönemi BETÜLL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2008
    Yer
    hayatın tam içinden
    Mesajlar
    713

    Standart

    Sevgi risklerin en büyüğüdür.
    Dikkatli değildir, güvenilir değildir. Önyargısızdır ve acımasızdır.
    Zihni tüm gücüyle vurur ve dizleri üzerine çöktürür.
    En güzel zamanlarında bile, sevgi acıtabilir...
    İhtiyaç duymak acıtır, ait olmak acıtır, bir başkasının diğer parçası olmak acıtır.
    Hem de hiç rızanız olmadan.
    Ama sizi ele geçirdiği andan itibaren, tamamen yalnız olmak daha da çok acıtır...
    Sonuç ne olursa olsun, sevgiyi hissettiğinizde asla aynı kalmayacaksınız.
    Kalbinizde ve ruhunuzda iz bırakabilir ve sizi anılarla sonsuza dek baş başa bırakabilir..
    Veya, sanki yarına hiç ihtiyacınız yokmuş gibi hissetmenize yol açabilir..
    Ama sevgi buna değer... Risk almaya değer. (...Kris Hydmore)

    ANCAK FİKİRDİR VARLIĞIN GERİSİ ET VE KEMİKTİR BİR YIĞIN!

  8. #88
    Karar Dönemi ikra`` - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Mesajlar
    141

    Standart

    Kalbinde çözülmeden kalan her şey için sabırlı ol. Soruların kendisini
    sevmeye çalış, kilitli odalar ve yabancı lisanda yazılmış kitaplar gibi.
    Cevapları şimdi arama. Şu anda cevaplar sana verilemez, çünkü sen henüz
    onlarla yaşayamazsın. Bu her şeyi yaşama meselesidir. Şu anda senin,
    soruyu yaşaman gerekiyor. belki da...ha ilerde, farkına bile varmadan,
    günün birinde kendini cevabını yaşarken bulacaksın.

    R.M. RİLKE
    Umut kanatlı bir şey,
    ruha tüneyen,
    sözleri olmayan bir şarkı mırıldanan
    ve asla susmayan...

  9. #89
    protagonist
    Guest

    Standart

    Hayat ve Ben



    Otuzbeşime bastım geçen hafta...



    İlk yarı bitti : Hayat:1 - Ben:0...!!!...



    Ama belliydi böyle olacağı



    Nicedir başlamıştı belirtiler:



    Yolda çocuklar "Amca şu topu atıversene" diye seslendiklerinde kuşkulanmıştım ilkin...



    Sonra saçlarımdaki beyaz teller tescilledi yarı yolun ufukta göründüğünü,



    Baktım; lise fotoğraflarım sararmış, sınıf arkadaşlarım yaşlanmış.



    Eş dost sohbetlerinde sağlık ve çocuk konuşulur olmuş, seyahat ve aşk yerine...



    Gök gibi gürlemeye alışkın müzik setimin ses düğmesini kısar olmuşum, içimdeki uçurtmanın ipini çekercesine...



    Bizim zamanımızda diye başlayan nutuklar atmaya başlamışım mezuniyet törenlerinde,



    -Hayret daha dün değil miydi benimkisi?-



    Yıllar yılı dudak büktüğüm "ölümden sonra hayat" masallarına kulak kabartmaya başlamışım gizliden gizliye...



    İple çektiğim Haziranlara sırt çevirmişim.



    Yaşamın orta sahasına girmişim, irkilmişim...



    Ruhumun ikizleri yine çekiştiriyorlar kollarımdan;



    Biri, "daha ne gördün ki" diyor yüzünde papatyalarla, asıl şimdi başlıyor hayat!... Bundan sonrası rahat!"



    Lakin "Buydu görüp göreceğin" diye efkarlanıyor öteki... ikinci yarı geçer hızla, yaşlanırsın zamanla...



    Yaşı genç olanlar 35'e uzak durduklarını sanarak "Sahi oldu mu o kadar? Hiç göstermiyorsun" tesellisindeler.



    35'le çoktan tanış olanlarsa "Hayata hoşgeldin" pankartlarıyla karşılamadalar...



    İlk yarı sadece bir ısınmaymış meğer: asıl ikinci yarıda anlaşılırmış tadı, hayatın... kavganın... aşkın...



    Bense şaşkın... devre arası bilançolarındayım.



    Son dönemde kimbilir kaç kez eski anıları yaralı ele geçirdim, belleğimin derinliklerinde?...



    Kimbilir kaç kez kendime yakalandım, kendimden kaçarken?...



    Ve sustum vicdan sorgularında...



    Aksi sedamla bile dertleşmedim. Meğer ne yaman serüvenmiş hayat? Bazen yediveren gülleri gibi bereketli...



    Sanki hayat değil, Körfez Krizi mübarek: Bir koyup, beş alıyorsun...



    Yaşıyor, seviyor ve seviliyorsun... Bazense kıtlıktan kırılıyor ortalık, şaşıp kalıyorsun...



    Oysa -herkes bilmezden gelse de- skoru belli oyunun:



    30'larda dedeni ve nineni kaybediyorsun, 40'larda anneni ve babanı... Ve 70'lerde kendini...



    Şimdi devre arası, yolun yarısı...



    Bugüne dek ancak tanıştık hayatla... Ben ona kendimi tanıttım, O bana kendini...



    Göğsüme madalya gibi dizdim hatalarımı...



    Zaferlerim onlar benim, olgunluğumun yapıtaşları...



    Ve derin bir yara gibi sakladım başarılarımı...



    Asansör çıkarken yukarı, dönüp bakmadım bile aşağı...



    Dönmesin diye başım...



    Ben istikballe arkadaşım...



    Ne var ki herşey yarım...



    Hayat da yarım, sevdalar da...



    Daha diyeti ödenmedi sevinçlerin...



    İhanetlerin hesabı sorulmadı...



    Nazım'ın dedidği gibi "Kopardım portakalı dalından ama, kabuğu soyulmadı, sevdalara doyulmadı..."



    "Doydum diyen görmedim ki ben zaten..."



    Lakin gel de zamana anlat bunu...



    Sahi nedir bu telaş, bu kin? Sanki ölüye can yetiştireceksin...



    Baktım ikinci yarı kapıda... ve hayatın ceza sahası yakın...



    Doldurdum bir kara kutuya 35 yılın hesabını.



    Acılar, sancılar bir çekmecede sevdalar diğerinde...



    Bir yerde hüzünler ve korkular, bir üstte sevinçler ve zaferler...



    Kat kat, dizi dizi dizdim kullanılmıştakvimlerimi,



    Sabırla kapattım kutuyu, sevgiyle mühürledim ağzını...



    İlk yarı bilançom o benim: Yangında ilk kurtarılacak... Kazada ilk açılacak...



    Yarımlar tam olduğunda kara kutuyu açıp bakanlar teşhis koyacaklar halime...



    "Çok mutlu olmuş, fazla yüksekten uçmuş zavallı" diyecekler



    Ya da,



    "Sebepsiz alçalmış... Bile bile vurmuş kendini dağlara!..."



    Fakat kara kutu ancak bir kısmını söyleyecek hikayenin...



    Kalanı benimle gelecek...



    Dağların yamaçlarına savuracağım en mahrem hatalarımı...



    Reyhanlar saklayacak sırlarımı...



    Skoru birtek Ege'nin suları bilecek...



    Denize kavuşabilirse eğer içimdeki nehir...



    HAYAT : 0 - BEN: 1



     

    Can DÜNDAR
    [/SIZE][/SIZE][/SIZE][/SIZE]
    Konu protagonist tarafından (11-09-2012 Saat 12:58 AM ) değiştirilmiştir.

  10. #90
    protagonist
    Guest

    Standart

    ''Ormanda yangın çıkmıştı. Bacakları olmayan dilenci kaçmaya kalksa asla yeteri kadar hızlı olamayacaktı. Ve gözleri kör olan dilencinin de çıkış yolunu bulması neredeyse imkansızdı! Ama bu acil bir durumdu. Kör olan, bacakları olmayana seslendi: " kurtulmanın tek yolu var, seni omuzlarıma alacağım. Sen benim gözlerim olacaksın, ben de senin bacakların." Ve kurtuldular. Bu masal dilencilikle değil, bizim halimizle ilgilidir aslında... Yanmakta olan biziz, orman değil.

    Akıl tek başına kördür. Bizi ormandan çıkartamaz. Zira sadece bacakları vardır. Sürekli tökezler, hangi yöne gideceğini bilemez. Düşe kalka yara bere içinde kalır ve kendine zarar verdikçe "hayat anlamsız" diye düşünmeye başlar. Dünyadaki bütün entellektüeller bunu yapar. Kalp ise bacakları olmayan dilencidir. Görür, hisseder ama onu harekete geçirecek bacaklardan yoksundur. Olduğu yerde kalır ve bekler...

    Bir gün akıl anlayacak ve kalbinin gözlerini kullanabilecektir. İkisi bir araya gelince yangından kurtulabilir. Ama aklın, kalbi omuzlarının üstünde kalbullenmesi gerekir.

    Bilgelik kalp ile aklın buluşmasıyla ortaya çıkar. Kalp atışlarınla aklının ürettikleri arasında uyum yaratma sanatını bir kez öğrendiğin zaman, bütün sırrı avuçlarının içine alırsın: Bütün gizemlerin kapısını açacak maymuncuğa sahip olursun "-alıntı

Sayfa 9/10 İlkİlk ... 5678910 SonSon

Benzer Konular

  1. Hayata dair iki şey...
    By g1z4y in forum Kişisel Gelişim & Kariyer Planlama
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 29-06-2009, 12:10 AM
  2. Hayata dair...
    By BETÜLL in forum Paylaşım Köşesi
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 31-07-2008, 03:37 PM
  3. Hayata dair...
    By BETÜLL in forum Paylaşım Köşesi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 25-07-2008, 10:02 PM
  4. Hayata dair...
    By BETÜLL in forum Paylaşım Köşesi
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 23-07-2008, 04:19 PM
  5. Hayata Dair
    By birmelek in forum Paylaşım Köşesi
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 28-12-2007, 12:23 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •