4 sonuçtan 1 ile 4 arası

Konu: Kilo verirken sağlığınızdan olmamak için bu uyarıalra kulak verin.

  1. #1
    Süper Moderatör 9 ŞUBAT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    9.135

    Standart Kilo verirken sağlığınızdan olmamak için bu uyarıalra kulak verin.

    Sağlık Bakanlığı, sağlıklı ve kalıcı kilo kaybı için genel sağlık kontrolünden geçtikten sonra diyetisyen tarafından yaş, kilo, boy, fiziksel aktivite düzeyi ve beslenme alışkanlıklarına özgü hazırlanan zayıflama diyetlerinin uygulanması gerektiğini bildirdi.

    Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Sağlık Bakanlığının internet sitesinde ''sıfır beden'' ve şok diyetlerle ilgili öneriler yer alıyor.

    Çağın en önemli sağlık sorunlarından birisi olan obezitenin, teknolojinin getirdiği yaşam şekli ve ayak üstü beslenmenin ağırlık kazanmasıyla gün geçtikçe arttığı ve yaşam kalitesini düşürdüğü kaydedilen yazıda, bir yanda değişen beslenme alışkanlıkları, diğer yanda güzelliğin ''sıfır beden'' gibi ölçülere indirgenmesinin, özellikle gelişme çağındaki çocuk ve ergenler üzerinde olumsuz psikolojik ve fizyolojik etkileri olduğu belirtildi.

    ''Manken diyetleri, mucize diyetler, şok diyetler'' gibi hızlı kilo kaybına neden olan, ancak uzun vadede önemli sağlık sorunlarına yol açabilen diyetlerin, medyatik ve ticari amaçlar nedeniyle özellikle yaz aylarında sıklıkla gündeme geldiği ve pek çok genç tarafından bilinçsizce uygulandığı ifade edilerek, ergenlerde moda haline gelen ''sıfır beden'' tutkusunun, sağlığı önemli ölçüde tehdit ettiğine işaret edildi.

    Kendini kanıtlama, kabul ettirme, beğeni toplama isteğinin en üst seviyede olduğu ergenlik döneminde fiziksel büyüme, psikolojik ve sosyal gelişimin olgunluğa eriştiği, özellikle 11-16 yaşları arasında boy uzunluğunun hızla arttığı kaydedilerek, 2-3 yıl süren bu büyüme atağı sırasında, erişkin hayattaki ağırlığın yaklaşık yarısının, total kemik kitlesinin ise yaklaşık yüzde 37'sinin kazanıldığı bildirildi.

    Bilinçsizce ve kontrolsüzce uygulanan çok düşük kalorili zayıflama diyetlerinin büyüme ve gelişmede duraklama, adet yaşında gecikme ve adet düzensizlikleri, iskelet sisteminin anormal gelişimi gibi pek çok sağlık probleminin gelişimine neden olabildiği uyarısında bulunuldu.

    Bilinçsizce yapılan çok düşük kalorili sağlıksız zayıflama diyetlerinin ayrıca baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, yorgunluk, kalp ritminde bozukluk, tansiyon düşüklüğü, adet düzensizlikleri, kabızlık, kansızlık, ciltte kuruluk, saç dökülmesi gibi pek çok sağlık sorunları yol açtığı ifade edilerek, ''Bu diyetler, bireyin bazal metabolizma hızının düşmesine, diyet sonrasında hızla verilen kiloların geri alınması nedeniyle de sürekli zayıflama diyeti uygular hale gelinmesine neden olur'' ifadesine yer verildi.

    Sıfır beden olma isteğiyle gelişebilecek en tehlikeli sağlık sorunlarından birinin de yeme davranış bozukluğu ile karakterize olan, halk arasında ''manken hastalığı'' olarak bilinen anoreksiya nervoza olduğu bildirildi.

    Aşırı zayıflığın bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve hastalıklara karşı direncin azalmasına, vücut fonksiyonlarının işleyişinde bozukluğa, kronik yorgunluk ve halsizliğe, çalışma veriminde ve yaşam kalitesinde azalmaya neden olduğuna dikkat çekildi.

    SAĞLIKLI DİYET İÇİN UYARILAR

    Sağlık Bakanlığının yazısında, sağlıklı ve ideal vücut ağırlığına ulaşmak ve bu kiloyu korumak için şu öneriler yer aldı:

    ''-Ağırlığınızı, boy uzunluğunuzun karesine bölün ve bu oranın 20-24.9 olmasına özen gösterin.

    -Kısa sürede kilo kaybını sağladığı öne sürülen ve pek çok yan etkisi bulunan çeşitli ilaçlar, gerçek kilo kaybı yerine vücuttan sadece su kaybına neden olan diüretik (idrar söktürücü) ilaçlar bilinçsizce kullanılmamalıdır. Sağlıklı ve kalıcı kilo kaybı için, genel sağlık kontrolünden geçtikten sonra diyetisyen tarafından yaş, kilo, boy, fiziksel aktivite düzeyi ve beslenme alışkanlıklarınıza özgü hazırlanan zayıflama diyetleri uygulanmalıdır.

    -Sağlıklı ve kalıcı ağırlık kaybının haftada en fazla 0.5-1.0 kg olması gerektiği unutulmamalıdır.

    -Öğünlerinizi atlamayın. Düzenli aralıklarla günde 3 ana, 3 ara öğün tüketmeye özen gösterin.

    -Yemeklerde hayvansal yağlar yerine bitkisel sıvı yağları ve zeytinyağını tercih edin. Margarin, kuyruk yağı, içyağı gibi katı yağları kullanmayın.

    -Yemeklerinizi pişirirken haşlama, ızgara veya fırında pişirme gibi sağlıklı yöntemleri tercih edin, kızartma ve kavurma yöntemlerinden kaçının.

    -Mevsimine uygun taze sebze ve meyve tüketimini artırın. İmkanlar çerçevesinde günde en az 5 porsiyon sebze veya meyve tüketmeye özen gösterin.

    -Güvenli besin tüketimi için aldığınız ambalajlı gıdaların etiketlerini mutlaka okuyun, Tarım ve Köyişleri Bakanlığından üretim izni almış olmasına dikkat edin.

    -Yemeklerinizi yerken acele etmeyin, iyice çiğneyin. Unutmayın, tokluk hissi midenizden beyninize yaklaşık 20 dakika içinde ulaşır.

    -Televizyon seyretmek, kitap okumak gibi başka bir işle meşgul olmak farkında olmadan fazla yemenize neden olabilir. Bu yüzden yemeğinizi tek bir olay olarak algılayın ve keyif alın.

    -Yemeklerinizi mümkün olduğunca küçük tabaklarda porsiyonlayarak tüketmeye çalışın.

    -Vücutta oluşan zararlı maddelerin atımı ve bağırsak sağlığı için günde en az 2 litre su tüketin.

    -Kan şekerini hızla yükseltip düşürmeyen besinleri tercih edin. Basit karbonhidrat olan saf şeker ve şekerli besinler yerine kepekli ekmek, makarna, bulgur pilavı gibi lifli besinleri tüketin.

    -Haftada en az 3 kez ve 30 dakika süreyle düzenli fiziksel aktivite yapmaya özen gösterin.''

    http://www.haber3.com
    YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ

    Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
    Benim ayakkabılarımı giy
    ve benim geçtiğim yollardan,
    sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
    Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
    Benim geçtiğim senelerden geç,
    benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
    ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!

    Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN

  2. #2
    Süper Moderatör 9 ŞUBAT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    9.135

    Standart Hızlı kilo kaybı neden tehlikeli?

    Kilo fazlalığı, özellikle de obezite, sağlığın temel düşmanlarından biri. Fazla kilolardan mutlaka kurtulmak ama bunu doğru bir planla başarmak gerekiyor. Çünkü eğer kilo vermek bir yarış haline gelir ve bu amaçla sağlığı bozabilecek bazı işlere girişilirse, ortaya sonuçları çok ciddi sağlık problemleri çıkabiliyor.

    Bütün dünyada araştırmalar, hangi yaş ve kiloda olursanız olun, sağlıklı bir vücudun ayda 2-4 kilodan daha fazla kaybı tolere etmekte güçlük çekeceğini gösteriyor. Özellikle çocuk ve gençlerin, yaşlıların hızlı kilo kaybetmeleri halinde birçok problemler ortaya çıkıyor.

    ÇOCUK VE GENÇLERİ BEKLEYEN TEHLİKE

    Çocuk ve gençler için hazırlanan programlarda gelişme geriliği, hormonal problemler, metabolik sorunlar ve psikolojik çatışmalara yol açılmaması için zaten kilo kaybı programlarının diyet yaptırmaktan çok onları doğru beslenmeye, eğlenceli ve keyif alacakları aktivitelere yöneltmeye ağırlık vermesi gerektiği biliniyor.

    Çok hızlı kilo kayıplarının çocuklarda cinsel hormonlarda dengesizliklere, adet aksamaları veya kesilmelerine, büyüme ve gelişmede yavaşlamalara yol açabileceğini gösteren çok güvenilir araştırma sonuçları var. Çocuk ve gençleri "obezite stresine" sokmanın, sonuçları Anoreksiya Nevroza veya Bulumia’ya kadar gidebilen psikolojik sorunlara yol açabileceği de belirtiliyor.

    YAŞLILAR DAYANAMIYOR

    Yaşlıların da hızlı kilo vermelerinin tehlikeli sonuçları var. Özellikle hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp yetmezliği bulunanlarda çok ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabiliyor. Kalp krizi riski yüksek olanlarda bu durum daha da önemli. Aile hikáyesinde erkek akrabaları için 60, kadın akrabalar için 55 yaşından daha önce kalp krizi geçirmiş olanların bu tür programlardan uzak durmaları gerekiyor.

    DÜNYANIN HER YERİNDE AYNI TEHLİKE VAR

    Hızlı kilo kaybı, sağlıklı yetişkinlerde de sorunlar yaratabiliyor. Özellikle çok fazla kilosu olanlarda hızlı kilo vermek için egzersize birden bire yüklenildiği zaman ani ölümle sonuçlanabilecek kalp ritim bozukluklarına, kalp krizlerine rastlama olasılığı her zaman her ülkede var.

    2000’li yıllara girerken Almanya’da katıldığı bir zayıflama kürünün daha ikinci gününde sıkı bir orman yürüyüşünü takiben kaybettiğimiz rahmetli Selçuk Polat’ın başına gelen de böyle bir durumdu. Henüz 40’lı yaşların ortalarında olan diyabetli ve aşırı kilolu sevgili Selçuk Polat kimselere haber vermeden katıldığı böyle bir "ağırlaştırılmış egzersiz ve diyet kampı"nın daha ikinci gününde hayata veda etti.

    ÖLÜMLER NEDEN OLUYOR

    Hızlı kilo kaybı çoğu zaman kanda elektrolit dengesizliklerine yol açıyor. Bu dengesizlik içerisinde özellikle potasyum düşüklüğünün olduğu durumlarda kalp ritim bozuklukları daha kolay ortaya çıkıyor. Bu kişilerin çoğu laksatif yani bağırsak boşaltıcı ve/veya diüretik yani idrar söktürücü kullandıkları için çoğu zaman zaten düşük potasyumla (hipopotasemik) dolaşıyor. Düşük potasyum seviyesinin kalp ritim bozukluklarına ve ani kalp ölümlerine yol açabildiği ise çok iyi biliniyor.

    Diğer taraftan hızlı kilo kaybı çoğu zaman "ketoz" diye bilinen durumla birlikte oluyor. Bir taraftan alınan çok düşük kalori, diğer taraftan yapılan çok ağır egzersizler, özellikle yüksek proteinli bir diyet uygulandığı zaman kolayca ketoza yol açabiliyor. Ketoz halinde birinin özellikle ağır egzersizler yapması, kalp krizine davetiye çıkarmak anlamına geliyor.

    Hızlı kilo kaybı programlarında önemli bir tehlike de hipoglisemi tehdididir. Kan şekeri düşüklüğünün ağır durumlarda komaya kadar gidebilen ciddi nörolojik problemlere yol açabildiği bilinmektedir. Programlar düzenlenirken eğer dikkat edilmezse, şiddetli hipotansiyon atakları ile karşılaşmak da her zaman mümkündür. Ani tansiyon düşmelerinin çok tehlikeli sonuçları olabiliyor.

    KİLO MERKEZLERİ İYİ, AMA...

    Prensip olarak kilo vermek isteyenler için bir arada bulundukları, birlikte motive edildikleri, eğitildikleri, egzersiz ve doğru beslenmeye yöneltildikleri gruplar oluşturulması daha iyi sonuç vermektedir. Bu nedenle kilo kaybı arzulayanların zaman zaman kısa süreli olarak alındıkları hızlı kilo kaybı programları ya da kilo yönetimi klinikleri, dünyanın her yerinde var.

    Bu merkezler bilimsel koşullarda çalışırlar. Çok hızlı kilo kaybı programlarını uygulasalar bile bunu sadece 3-5 kiloluk küçük kayıplar için ve kısa süreli dönemler halinde yaparlar. Sadece belirli bir kilo kaybını başarı sayarak, çok ağır diyetleri ve yoğun egzersiz programlarını asla uygulamazlar.

    NE YAPMALI

    Yıllardır yazıp çiziyor, uyarıyoruz. Eğer biri size "3 günde 5 kilo", "haftada 7 kilo" gibi cazip tekliflerde bulunursa, bunlardan uzak durun ve asla itibar etmeyin. Bu programların uygulanmadan önce ve uygulama süresi boyunca çok ciddi klinik takip gerektirdiğini, tıbbi bir gözetimi zorunlu kıldığını aklınızdan asla çıkarmayın.

    Bu tür uygulamaları dergilerde, gazetelerde okuyup, televizyonlarda izleyerek kendi başınıza uygulamaya da kalkmayın. Böyle programlardan prensip olarak uzak durun. Ama eğer uygulayacaksanız, mutlaka arkasındaki tıbbi organizasyonu sorun ve programı mümkün olduğu kadar kısa tutun. Yoksa "Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmak" her zaman mümkündür.

    Kulağınıza küpe olsun

    Bedenimiz, alışık olmadığı koşullarla karşılaştığında, parçalarından yani organlarımızdan herhangi biri olağandışı çalışmaya başladığında çeşitli belirtiler verir.

    Bu uyarılar, ilk anda önemsiz gibi değerlendirilip önlem alınması geciktirilirse, başımıza giderilmesi zor sorunlar açabilir.

    devamı alttadır.
    YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ

    Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
    Benim ayakkabılarımı giy
    ve benim geçtiğim yollardan,
    sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
    Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
    Benim geçtiğim senelerden geç,
    benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
    ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!

    Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN

  3. #3
    Süper Moderatör 9 ŞUBAT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    9.135

    Standart

    Bu belirtilerden birkaçını sıralayalım:

    Yüksek ateş, boyun sertliği ve baş ağrısı, "Menenjit" adlı çok ciddi bir enfeksiyonun habercisi olabilir.

    Ani gelişen ve baygınlık yaratan baş ağrısı, beyin içi kanamanın ilk belirtisi olabilir. "Anevrizma" adı verilen, 40 yaş altı kişilerde görülme olasılığı daha yüksek olan, beyin damarının genişleyip kanın göllenmesi ve cidarının incelmesi sonucu yırtılma riski oluşturan, çok ciddi risk taşıyan bir klinik durumdur.

    Simsiyah, "katran gibi" dışkılama, mide ya da ince bağırsakta kanamayı haber veriyor olabilir.

    Açıklanamayan kilo kaybı durumları, beraberinde iştah azalması olsun olmasın üzerinde durulması gereken belirtilerdendir. Beslenmede değişiklik olmaksızın karın çevresinin artışı ise yumurtalık kanseri nedeniyle sıvı birikmesi sonucunda gelişmiş olabilir.

    Bilinç bulanıklığı, dilin peltekleşmesi, kaslarda güç kaybı ve zayıflık, karıncalanma, duyu kaybı, yanıcı tarzda ağrılar çok ciddi sonuçlar doğurabilecek bir nörolojik tablo olan "inme"nin öncü belirtilerindendir.

    Hanımlar için menopoz sonrası vajinal kanama, beyler için testiste kitle ciddiyetle yaklaşılması gereken bulgulardır.

    Doğum kontrol haplarını almayı unutursanız

    Hap kullanımı sırasında en sık rastlanan sorunlardan biri hapların unutulmasıdır. Eğer bir hap unutulursa, hatırlar hatırlamaz alınmalı ve o gün alınması gerekenle devam edilmelidir. Eğer bütün gün unutulursa, ertesi gün iki hap beraber alınmalıdır. Eğer iki gün unutulursa, hatırlandığında iki hap birden alınmalı, ertesi gün iki hap daha alınmalıdır. Bundan sonra normal günlük alıma devam edilebilir.

    İkiden fazla gün hap almayı unutursak, doktorla görüşmeliyiz. Bu durumda bazen kanama başlayabilir ve kutunun geri kalanı atılıp, 4-5 gün sonra yeni kutuya başlanabilir.

    Ne zaman hap almayı unutursak, kutuya devam edilse bile o kutu bitene kadar ilave bir doğum kontrolü (örneğin condom) eklenmelidir. Hapları unutmamak için hep aynı saatte uyaran bir alarm kurulabilir, bir cep telefonu alarmı da olabilir.

    Ramazanda amaç kilo vermek değil kilo korumak

    Oruç tutmaya başlamadan önce uyguladığınız herhangi bir kilo verme programı varsa, bu dönemde kilo vermeyi hedeflemek yerine kilonuzu korumak, sonra kaldığınız yerden programınıza sağlıklı bir şekilde devam etmek daha uygundur.

    Öğün saatlerinde meydana gelen değişikliği kontrol altına almaya çalışan vücudunuz, bir de ihtiyacı olan enerjiyi, vitaminleri, mineralleri, posayı kısacası devamlılığını sürdürmek için gerek duyduğu mikro ve makro besin öğelerini sağlayamadığı süre boyunca halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, sinirlilik gibi sorunlar ortaya çıkacaktır. Ayrıca vücut ısısında düşme, mide asidinde artış, vücudun su oranında azalmaların meydana gelmesi bu dönemde doğaldır.

    Bununla birlikte kilo vermek adına enerji alımını sınırlı tutmaya çalışmak, oruç tutma esnasında ortaya çıkan bu süreçleri bir sağlık sorunu haline getirebilir. Günlük alınan kalorinin 1400-1500 kalori altında kalmamasına özen gösterilmeli ve besin çeşitliliği konusunda doğru seçimler yapılmalıdır. Bu zaman zarfında metabolizma hızında azalmalar meydana gelebilir.

    Bol su içerek, öğünlerde pişmiş ve çiğ sebzeler, meyveler tercih ederek oluşacak şikayetlerinizi hafifletebilirsiniz. Bu dönemde kilo kaybı yaşadığını belirten kişilerin su tüketimlerini gözden geçirmelerini de öneririz. Genellikle vücutta eksilen sıvı, bayramın ilk günlerinde yediklerinize de bağlı olarak vücut yağ dokunuzda değişiklikler meydana getirip kilo almanıza neden olabilir, dikkat!

    RAMAZAN ÖZEL

    Aşırı tuz tüketiminden sakının:

    - Et ve sebze yemeklerinizi sarmısak, soğan, domates, mantar, hardal ve karabiber kullanarak lezzetlendirebilirsiniz.

    - Beyaz et veya balığa dilimlenmiş limon veya limon suyu ilave edin.

    Karbonhidrata dikkat: Karbonhidrat alımınıza dikkat edin ve özellikle posadan zengin (kepekli pirinç, kepekli makarna gibi) karbonhidrat kaynaklarını tercih edin.

    Tatlıyı tadında bırakın: Aşırı miktarda şeker ve şekerli besinler tüketmekten sakının. Şeker ihtiyacınızı meyveden karşılamaya çalışın.

    Sigara tüketiminize dikkat edin: Fazla miktarda içilen sigara; bu dönemde ihtiyacınız olan vitaminleri, metabolitleri ve vücudun enzim sistemini olumsuz yönde etkiler.

    Egzersizi unutmayın: İftardan yaklaşık iki saat sonra yürüyüş, bisiklet gibi hafif egzersizler yapın. İftardan sonra yavaşlayan metabolizmanızı canlı tutmak, bu dönemde kilonuzun kontrolüne yardımcı olacaktır.

    Diyetisyeniniz hep yanınızda: Kilo kontrolünüz için diyetisyeninizle işbirliği kurmaya çalışın. Unutmayın, oruç tutarken amaç kilo vermek değil kilonuzu korumak olmalıdır.

    Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU
    YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ

    Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
    Benim ayakkabılarımı giy
    ve benim geçtiğim yollardan,
    sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
    Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
    Benim geçtiğim senelerden geç,
    benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
    ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!

    Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN

  4. #4
    Süper Moderatör 9 ŞUBAT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    9.135

    Standart Benim de kilo sorunum var.

    Kilo kaybı için gayret gösteren okurlarımız "Bu işin daha kolay bir yolu yok mu?" diye soruyor.

    Kilo kaybı için gösterilen gayretler (hele bir de uzun süreli ise) yorucu olabiliyor. Üzülmeyin! Kilo vermenin kolay başarılacak bir iş olmadığını çok iyi biliyorum, çünkü bu sorunu ben de yaşadım.

    15 yıl kadar önce 15 kilo vererek sağlıklı bir kilo aralığına girdim. Çok kolay kilo aldığım için, kilomu korumada zaman zaman hálá zorlanıyorum. Buna rağmen kilomu hiç bıkmadan izliyorum. Diyet uzmanlarının önerilerini de dikkate alıyorum.

    KARMAŞIK DİYETLERE GEREK YOK

    Son yıllarda sağlık değerlendirmelerinin içine kilo ölçümü ve bel çevresi tayinleri de girdi. Doktorlar tansiyonunuz, nabzınız, solunum sayınız ve kalp atışlarınızı kayıt altına alırken, mutlaka kilonuz ve bel çevrenizi de not ediyor. Çünkü bel çevresi kadında 90, erkekte 100 cm üzerine çıkınca, sağlık riskindeki artış katlamalı olarak büyüyor.

    Kısacası kilo konusu -özellikle bel çevresi kalınlaşması söz konusu ise- kozmetik bir konu olmaktan çıktı. Daha genç ve sağlıklı görünmek bir yana, ileride karşınıza çıkabilecek olan birçok hastalıktan korunmak için de (kalp krizleri, felçler, şeker hastalığı, tansiyon yükselmeleri) belinizi inceltmek zorundasınız.

    Yeni yapılan birkaç çalışma, hepimizin yüzünü güldürecek sonuçlar ortaya koydu. Kilo vermek için öyle çok karmaşık diyetler yapmaya pek gerek olmadığı anlaşılıyor. Yapılması gereken iki temel değişim, sorunun en azından yarısını çözmenize yetiyor: Biraz egzersiz ve biraz da porsiyon büyüklüklerini sınırlamak!

    HER GÜN YÜRÜYÜN

    Araştırmalar, her gün 30-35 dakika sıkı yürüyüş yapmanın kilo kontrolünde müthiş bir avantaj sağladığını gösteriyor. Yürüyüşün tempolu olması, orta yaşlı kadın ve erkek için dakikada 110-120 adımdan daha az atılmaması önemli. Eğer yeni yürüyüşe başlayan veya tansiyonu, kalbi, şekeri olan biriyseniz ya da dizlerinizde ve belinizde bazı problemler varsa 80-100 adımı tutturmanız da yeterli olabiliyor. Adım sıklığınızı zaman içinde yavaş yavaş artırıyorsunuz.

    Yürüyüşlerin sabah aç karna ya da akşam saatlerinde yapılması arasında pek fazla fark yok. Ama son yıllarda akşam yürüyüşlerinin bel çevresini eritmede daha etkili olduğunu gösteren gözlemler var.

    Düke Üniversitesi ve Cooper Sağlık Enstitüsü'nde yapılan çalışmalar, her gün yapılan yarım saatlik yürüyüşlerin kilo kontrolünde büyük bir başarı sağladığını gösteriyor. Eğer egzersizin olumlu etkilerinden daha fazla yararlanmak istiyorsanız, direnç egzersizlerini de yapmanızda fayda var. Güç artırıcı egzersizler, kasları geliştirdiği için kalori yakma hızınızı artırıyor, metabolizmanızı hızlandırıyor.

    PORSİYONLARI KÜÇÜLTÜN

    Porsiyonların küçültülmesi, özellikle son yıllarda büyük önem kazandı. Çünkü porsiyonlar her yıl çaktırmadan yavaş yavaş büyüyor. Kolalı içeceklerin şişe büyüklükleri 20-30 yıl öncesinin iki katına çıktı. Lokantalar ve evlerdeki porsiyonlarda da yarı yarıya büyüdü. Bu nedenle porsiyon büyüklüklerinin azaltılması kilo yönetiminin başarısı için vazgeçilmez bir şart haline geldi.

    Diğer taraftan porsiyonların küçültülerek kalori kazanımının azaltılmasının sadece kilo sorununun çözümüne yardımcı olmakla kalmadığını da belirtelim. Kalori sınırlaması yaşla bağlantılı hastalıkları azaltabiliyor. Yani şekerden, tansiyondan, kalp damar hastalıklarından korunmak için de az yemek gerekiyor. Uzun sözün kısası, özellikle yaş 40'ı geçti mi can boğazdan gelmiyor, gidiyor.

    Bir kez daha belirtelim; kilonuz özellikle bel çevreniz yani bel kalınlığınızı sizin için hayati bir işarettir. Takip etmeyi ihmal etmeyin.

    Yoga iyi geliyor

    Yoganın doğuşu, Hindistan'daki dinsel uygulamalardır. Farklı yoga tipleri varsa da en yaygın uygulanan biçimi Hatha Yoga'dır. Bu yoga tipinde solunum, vücut duruşlarına girip çıkma hareketleriyle birleştirilmektedir. Uygulanma sürecinde duruş, denge, dönme, eğilme ve bükülme gibi hareketler arasında mükemmel bir koordinasyon sağlanmaktadır. Bütün bunların dinginlik, huzur ve denge sağladığı, yeni ruhsal yolculuklara çıkmak ve farklı ruhsal deneyimler yapmak için destek sağladığı, belleği, kiloyu, beden-ruh ilişkisini belirli ölçüler içinde tutmayı kolaylaştırdığı biliniyor.

    Bebekler ve Homeopati

    Homeopatik ilaçların hemen hiç yan etkilerinin olmayışı bebeklere ve çocuklara güvenle uygulanmasına olanak tanımıştır.

    Bezleme sırasında sık görülen "pişik" dediğimiz "eritem" şeklinde, ciltten hafifçe kabarık, kırmızı lekelerin tedavisinde "Medorrhinum 15 CH" üç gün arayla iki kez kullanıldığında yüz güldürücü sonuç elde edilir. Tekrarladığında "Calcarea carbonica ostearum" ile destek verilebilir.

    Diş çıkarma dönemi hem bebekler hem de anneleri için zorlu bir süreçtir. Diş eti, kulak ve boğaz ağrısı bebeği gergin ve sinirli yapar. Uykusuzluk bu durumu daha da şiddetlendirir. Papatyadan elde edilen "Chamomilla vulgaris" bu tablonun tedavisinde en sık kullanılan homeopatik ilaçtır. Salyanın çok arttığı durumlarda "Mercurius solubilis" ve bebek her eline geçirdiğini ağzına götürüp ısırıyorsa "Phytolacca decandra" tedaviye eklenebilir.

    Etkili bir tedavi için homeopatik ilaçların kullanım biçimleri bir homeopati uzmanı tarafından belirlenmelidir.

    Kararında kahve faydalı olabilir

    Kafein ve kahvenin fazlası sağlığa zararlı ama kahve ya da başka bir kaynaktan kazandığınız kafeinin miktarı makul ölçülerde kalırsa, bundan zarar görmeyeceğiniz, hatta bir miktar yarar bile göreceğinizi gösteren bulgular artıyor.

    Araştırmalar, kilo başına 3 mg civarında kafein tüketiminin özellikle belleği desteklemekte Parkinson, Alzheimer hastalıklarının riskini azaltmada işe yarayabileceğini gösteriyor. Eğer iflah olmaz bir kahve tutkunuysanız, kararında bırakmak şartıyla bu haberi değerlendirin. Bizim önerimiz kahveye şeker koymamanız, eğer süt kullanıyorsanız az yağlı bir sütü tercih etmenizdir.

    Sahura kalkmadan oruç tutmayın

    Günde 4-6 öğünle beslenen bir vücudun bir anda öğün sayısının ve içeriğinin azalmasıyla oluşacak sağlık risklerini ortadan kaldırmak için iftara ayrı, sahura ayrı önem verilmelidir. İhtiyacımız olan enerji, besin öğeleri ve sıvı miktarını sadece iftar yemeğiyle karşılamak zor ve sakıncalı bir davranış olacaktır.

    Bu sebeple mutlaka vücudunuzun ihtiyacı olan besin öğelerinin bir kısmını sahurda sağlamak ve oruç için hazırlanmak daha uygun ve sağlıklı olur. Besin seçimlerinizi yaparken ertesi gün harcayacağınız enerjiyi boş kalori kaynakları ile (poğaça, kek, bal, reçel, mayalı hamurlar) almanız sadece karın çevrenizdeki yağ dokusunu destekleyecektir. Sahurda bol bol su tüketmeyi ve sağlıklı besinlerden seçilmiş hafif bir öğünü tercih etmeyi unutmayın!

    1. SEÇENEK: Çorba, sebze yemeği, salata, az yağlı yoğurt, kepekli veya tam buğday unundan yapılmış ekmek ve meyve.

    2. SEÇENEK: Az yağlı süt, peynir, yumurta, zeytin, kepekli veya tam buğday unundan yapılmış ekmek veya pide, şekersiz meyve kompostosu. Kolesterol sorununuz varsa yumurtayı haftada 1-2 gün tüketin.

    Her ramazanda kilo mu alıyorsunuz

    n Sahurda yediklerinize dikkat edin! Kan şekerinizin kontrolüne yardımcı olması için düşük glisemik indeksli besinleri tercih edin.

    n Pişirme yönteminiz sağlıklı olsun:

    l Et yemekleri hazırlarken, yapısındaki fazla yağı pişirmeden önce mutlaka ayırın veya az yağlı etleri tercih edin.

    l Tavuğun derisini pişirmeden önce veya sonra ayırın.

    l Göğüs eti gibi tavuğun yağsız kısımlarını (beyaz eti) tercih edin, but, kanat gibi (siyah et) daha yağlı kısımlarını tüketmeyin.

    l Fırında, ızgara veya rosto şeklindeki pişirme yöntemlerini tercih edin, kızartma yönteminden uzak durun.

    l Sebze yemeklerini buharda veya haşlama yöntemi ile hazırlayın, ekleyeceğiniz sıvı yağın miktarını diyetinizdeki miktarı göz önünde bulundurarak ilave edin.

    n Yağ tüketimine dikkat edin:

    l Soğanı, tencereye ilave edilecek az miktarda su ile veya direkt sebzelerin içinde, yağda kavurmadan pişirin.

    l Pirinç, şehriye veya bulgur gibi tahılları pişirirken taze otlarla baharatlar ve yağı alınmış tavuk suyu ile hazırlayın, üzerine yağ ilave etmezine gerek yoktur.

    Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU
    YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ

    Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
    Benim ayakkabılarımı giy
    ve benim geçtiğim yollardan,
    sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
    Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
    Benim geçtiğim senelerden geç,
    benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
    ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!

    Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN

Benzer Konular

  1. Söz verirken dikkat edin.
    By 9 ŞUBAT in forum Sosyal Çevreyle İlgili Problemler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 17-12-2009, 05:21 PM
  2. Kilo olusmasi ve önceden agri cekerek bedenin kilo almasi
    By Rüya Caliskan in forum Ağrı Bozukluğu
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 08-04-2009, 11:31 PM
  3. Boyum için Doğru Kilo Ne?
    By 9 ŞUBAT in forum Obezite
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 11-02-2008, 01:26 PM
  4. Kilo verin ömrünüz uzasın
    By biricik in forum Sağlık
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 29-11-2007, 12:04 PM
  5. Kışın kilo almamak için...
    By 9 ŞUBAT in forum Sağlık
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 27-11-2007, 04:46 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •