Beden Dilinin Sırlarını Keşfedin

Beden dilimiz, biz iletişim içinde olsak da olmasak da karşımızdaki kişiye belirli mesajlar gönderir. Bitkileri ele alalım; onlar da tıpkı bizler gibi ihtiyaçlarını bazı belirgin hareketlerle belli ederler. Mesela bir bitki yeterli su alamadığı zaman gövdesini büker, çok soğuk bir ortamda ise yapraklarının kenarları kahverengi bir renk alır. Bitkilerin dünyasındaki bu beden dili herkesçe anlaşılabilir dildendir; ancak bitkilerin bazı hareketlerini sadece uzmanlar fark edip anlayabilir.
İnsanlar ve hayvanların bitkilere göre çok daha fazla hareket içeren, geniş bir harekete dayanan iletişim sistemleri vardır. Özellikle bizim, hareketlerimizle ya da vücudumuzun olaylara karşı verdiği tepkilerle anlatamayacağımız şey neredeyse yoktur. Nefes alış verişimiz, derimizdeki renk değişimleri, kaslarımızın hareketleri… Vücudumuzu kullanarak etrafımızdakilerle uyum sağlayabilir ya da onları kendimizden uzaklaştırabiliriz. Kullandığımız bu hareketler, genellikle kendi kültürümüzdeki yaşıtlarımızı gözlemleyerek kazandığımız hareketlerdir.
Peki beden dili bize diğer insanlar hakkında ne tür ipuçları verir? Eğer bir kültür hakkında yeterli bilgiye sahipsek o kültüre dahil bireylerin hareketlerini, mimiklerini ve grubun diğer üyeleri ile girdikleri ikili ilişkilerdeki göz temaslarını doğru bir şekilde anlamlandırabiliriz. Bu anlamlandırmalar sonucunda belki bu insanların kafalarından tam olarak ne geçtiğini kestiremeyebiliriz; ama genel hatlarıyla o an amaçlarının ne olduğunu ya da ne hissettiklerini anlayabiliriz.
Eğer yanınızdaki birinde size yabancı gelen bir beden dili gözlemlerseniz ona bu hareket ve duruşların ne ifade ettiğini sorun. Muhtemelen verdiği cevap güvenilir olacaktır. Bu hareketleri ileriki bir dönemde tekrarlarsa ona daha önce verdiği cevabın hala geçerli olup olmadığını sorun. İlk yaptığınız gözlem ile sonraki gözleminizi birleştirmeniz, karşınızdaki birey hakkında kendinize bir “ölçü” belirlemeniz demektir. Bu ölçüye göre artık bu kişinin hareketlerini farklı ortamlarda bile anlamlandırabilir, kişinin içsel durumunu o an kavrayabilirsiniz. Bu yöntemle çalışanlarınızın ihtiyaçlarını ya da eşlerinizin seçimlerini çok rahat algılayabilirsiniz.
“Bir kadın eğer ayak baş parmağını konuştuğu erkeğe doğru uzatıyorsa bu onu etkilemeye çalıştığını gösterir.”, “Kollarını kavuşturmuş şekilde oturan insanlar yeniliklere kapalı insanlardır.” gibi genellemeleri elbette ki duymuşsunuzdur. Ancak bir kişinin beden dilini, gözlemleme yapmadan, ona özel bir “ölçü” belirlemeden, genellemelere göre anlamlandırmak doğru değildir.
Mesela; karşı cins arasında olan çekimden bahsedelim: İnsanlar hoşlandıkları kişiler ile sohbet ederken göz bebekleri büyür, kızarırlar.ve konuştukları kişiye doğru yakınlaşırlar. Fakat tüm bu hareketler aynı zamanda çok ilgisini çeken bir konu hakkında konuşan insanlarda da gözlemlenebilir. İki durum da birbiriyle alakalı olabilir; ancak bu yine de belirli hareketlerin belirli anlamlara dayandığı manasına gelmez.
Hiç tanımadığınız bir insan birden kıpkırmızı kesilip elini kolunu sallamaya başlarsa bunu hemen size kızgın olduğu şeklinde yorumlamayın. Belki de sadece içeri giren sineği yakalamaya çalışıyor; kim bilir. Kızgın bile olsa belki de kızgınlığının sebebi bambaşka bir şey. Başkalarının hareketlerini yorumlarken tahminlerde bulunmaya “zihin okuma” denir ve bunu hemen hemen hepimiz yaparız. Ancak bazılarımız etrafımızdakileri gözlemleyip “ölçü” oluşturmadan “zihin okumak”tan kaçınır. Zaten asıl doğru olan da budur.
Diğer insanların beden dillerini kullanarak çevremize uyum sağlamamızı kolaylaştırabiliriz. “Zihin okumak” yerine tüm ilgimizi bireye yoğunlaştırıp tüm ön yargılardan ve eleştriel iç sesimizden uzaklaşabilirsek o zaman karşımızdakinin beden dilini çok daha doğru bir şekilde anlamlandırabiliriz. Bu beden dilini kendimize de entegre edebilirsek (kastedilen taklit etmek değil de, sadece özümsemek) çevremiz içinde çok daha rahat hareket edebiliriz.
Vurgulanması gereken çok önemli bir nokta var: Çıkardığımız, iletişim amaçlı olmayan sesler kesinlikle beden diline dahil değildir; ama bu sesleri hareketler etkili bir şelilde birleştirirsek bu hareketlerin yarattığı anlam ve etkiler güçlenebilir. Ancak bu konuda da uyum sağlamak adına taklitten kaçının. Başka birinin çıkardığı sesleri taklit ederek grup içerisine kabul edilemezsiniz.
Tekrar beden diline dönersek eklenebilecek son şey şu olabilir: Beden dilinizin konuştuğunuz kişiler tarafından olumlu şekilde algılanmasını istiyorsanız sadece onlara ve konuşulan konuya gerçekten ilgili olduğunuzu belli edin. Bu çabanız sayesinde ortaya çıkacak tüm hareketleriniz, mimikleriniz ve duruşunuz zaten otomatik olarak karşınızdakine olumlu mesajlar gönderecektir. (Alıntıdır)