Manik dönemler geçiren bir kişinin kendi hakkındaki düşünceleri ve hissettikleri değişir mi?
Manik-depresif hastalığın yüksek dönemini yaşayan bazı bireyler, kendilerini o anda yaşamlarının diğer zamanlarından daha iyi hissettiklerini tanımlar. Heyecanlıdırlar, aşırı enerjiye sahiptirler, kendilerini daha yaratıcı, daha aktif, daha zeki, daha seksi hissederler, yetenekleri dışında ve hiçbir zaman mümkün olmayacak şeyler düşünürler. Uyku gereksiz görünür. Her zamankinden çok daha az uykuyla kendilerini çok enerjik hissettiklerini ve yemek yemeye fırsat bulamadıklarını söylerler. Yaşam planları ve kararları, sıklıkla bireylerin gerçek yetenekleri ve güçleriyle orantısızdır. Yani, manik dönemdeki bir kişi kendini olduğundan çok daha güçlü, enerjik, her şeyi yapabilecek kudrette hissedebilir ya da en önemli insan olduğuna, herkesin kendini tanıdığına,sevdiğine, aşık olduğuna, büyük işler başarabileceğine inanır. Söyledikleri kişinin entellektüel kapasitesine, eğitim düzeyine, gelişme ve çevresel faktörlerine uymayacak düzeyde abartılı olabilir. Bu yüksek duygu-durum döneminden sonra kişi, bir keder içine düşebilir.
Manik süreç boyunca kararlar, tipik olarak içten geldiği anda ve kayıtsızca verilir. Seksüel aşırılık, alkol kullanımında ve para harcamada aşırılık sıktır. Bu büyük heyecan, kendini önemli ve güçlü hissetme periyodları, şaşkınlığa ve gerçekle bağlantının kopmasına neden olur.
Bu gerçek dışı kendini iyi hissetme hali, tavsiye edilen tedaviye uymamanın görülen en yaygın nedenidir. Hasta kendini her zamankinden o kadar fazla iyi ve güçlü hissetmektedir ki, tedaviye ihtiyacı olduğunu kabul etmez ve ilaç reddi başgösterir; hatta, iyilik döneminde tedaviyi kabul etmiş ve nispeten düzenli tedavi sürdüren bir hasta, manik döneme girince tamamen iyileştiğini düşünerek tedavisini kendisi aniden kesebilir ve yeni tedavi girişimini de reddedebilir. Bu yanılgı, ne yazık ki hastalığın tekrarlamasına ve kişiyi zayıflatıp birşey yapamaz hale getirmesine neden olur
Mizaç bozukluğunun alışılmış sonlanışı nedir?
Hastalıklı bireylerin %75'inden fazlası, tıbbi tedaviye iyi yanıt verir. Hastaların tamamına yakını, en azından kısmen cevap verir. Tedavi gören ve doktorlarının tavsiyelerini takip eden çoğu birey üretken, faydalı ve oldukça dengeli ve mutlu yaşayabilir. Uygun tıbbi tedavinin sürdürülmediği bireylerde tekrarlayan hastalık süreçleri, hastaneye yatışlar ve üretim kaybı belirgin oranda yaşanır.
Bu nedenle hem aile fertlerine hem de özellikle hasta bireylere ataklar arası tam iyileşme dönemlerinde hastalığın tabiatı, gidişi ve tedavisi hakkında ayrıntılı bilgi verilmesi ve hastalığa karşı içgörü ve kabullenme sağlanması çok önemlidir. Ancak bu durumda atakların tedavisinde ve ataklararası önleyici tedavide başarı oranı arttırılabilir. Bu tedavi başarısı ne derecede yüksek olursa, hastalığın gidişi ve sonlanışı da o düzeyde yüz güldürücü olacaktır.
Mizaç bozuklukları için tedaviler nelerdir?
Mizaç bozuklukları, duygusal belirtilere neden olan tıbbi hastalıklardır. Genel anlayışa göre, kişinin kendisi tarafından hastalık şeklinin nasıl tanınacağının öğretilmesi ve onlarla başetme yollarının geliştirilmesinin yanısıra, tıbbi belirtilerin tedavisi tedavi planının temelini oluşturmaktadır.
Tedavi atağın süresi ve yoğunluğunu azaltma ve tekrarlamayı önleme şeklinde yönlendirilir. Geçmiş atakların yoğunluk ve sürelerinin tam kayıtları, şimdiki tedavi girişimi için karşılaştırma olanağı sunmada ve düzenli mevsimsel hastalanma olup olmadığını saptamada yararlıdır.
Mevsimsel hastalanma kavramı, bu hastalık için çok önemlidir. Bu hastalığı olan bazı bireyler, özellikle aynı mevsimlerde atak geçirebilmektedir. Örneğin kış aylarında depresyon,bahar ve yaz aylarında mani ataklarını geçirdiği belirlenen kişilerde,bu dönemlere yakın kontroller daha ciddi yapılarak yeni bir atağın önlenmesi sağlanabilir.
devamı alttadır.
Yer imleri