Hazır olun! İradeli alışveriş yapmanın sırlarını açıklıyoruz!

Harcama sezonuna hoş geldiniz. Ekimden aralık sonuna kadar süren, tatillerin ve büyük indirim dönemlerinin olduğu sezon. İşte oradasınız.. Masımca vitrinlere bakıyorsunuz. Birden %20 indirimli o muhteşem bir çift ayakkabıya gözünüz çarpıyor. Ve onu almak zorunda olduğunuzu hissediyorsunuz. Bu türden dürtü üretici meseleler çok büyük bir iş koludur: 2006 yılında kadınların satın aldıkları giysilerin yaklaşık %40’ı bu kategoriye düşmektedir. Bu tutkudan internet üzerinde de kurtulamıyoruz. 2002 yılında yapılan bir araştırmaya göre, internet üzerinden yapılan alışverişlerin de yaklaşık %40’ı dürtüseldir. Ancak bu dürtüsellik kendinizi kontrol edemiyor olduğunuz anlamına gelmemektedir. Bunun nalamı, kendinize küçük ya da büyük bir şeyler almanın üzerinizde neredeyse hipnotik bir etki yarattığıdır. Kompulsif satın alma davranışı konusunda uzman olan April Lane Benson, “Alışveriş yapmak, insanın duygudurumunu yükselten ve hayatının kontrolünü elinde tutuyormuş hissi veren bir olgudur” demektedir. Ancak işte size daha iyi bir fikir: Cüzdanınızın kontrolünü ele geçirin ve sizi satılan her şeyi silip süpürmeye iten dürtülerden uzak durun. Peki nasıl mı?

Vitrinlere bakarken yanınıza para almayın.

“Alışveriş sarhoşluğu”, insanların alışveriş merkezlerine gittiklerinde elde ettikleri duygusur ve bir beyin kimyasalı olan dopamin ile ilgilidir. Dopamin ise, insan kendisine zevk veren bir aktivitede bulunduğunda salgılanmaktadır. Bu öforik duygular, zevk veren aktivite kişiyi yeni bir şeyle karşı karşıya getiriyorsa çok daha güçlü olacaktır.

Bir düşünün: İlk kez partnerinizle cinsel ilişkiye girmiş olduğunuzda hissettiğiniz heyecan ile, yüzüncü kerede hissettiğiniz heyecan aynı mıdır? İlki kesinlikle çok daha heyecan vericidir. Bunun sebebi de dopmaninin daha fazla salgılanmış olmasıdır.

“Yeni” olanın verdiği heyecanı azaltmak adına, vitrinleri incelemeye giderken ilk seferinde yanınıza cüzdanınızı almayın. Sonraki bir zamanda aynı mağazaya daha net bir zihin ve daha güçlü bir kontrol ile geri dönebilirsiniz. Bu fazladan adım biraz zaman alan bir uğraş alacaktır ancak sonrasında harcamalarınızın ne kadar azaldığını gördüğünüzde bu zaman kaybına değdiğini göreceksiniz.

Alışverişi sosyal bir olgu haline getirmeyin.

Alışverişe üç ya da daha fazla kişiden oluşan gruplar halinde çıkan kişilerin yalnız ya da iki kişilik gruplar halinde çıkanlara nazaran 7 kat dah fazla dürtüsel alışveriş yaptığı ortaya konmuştur. Eğer gerçekten alışverişe çıkarken yanınızda size eşlik edecek birisine ihtiyaç duyuyorsanız, yanınıza alışveriş yapmaktan hoşlanmayan bir akdaşınızı alabilirsiniz. Bu kişi, alışveriş süresini ve harcadığınız parayı kontrol etmenize yardımcı olacaktır.

Nakit ödeyin.

Kredi kartları, insanlarda para harcamadıkları hissini yaratarak, onlarda yanlış inanışlar oluşturmaktadır. Gidip kendinize kartınızla bir şey alabilir va aldığınızı bile unutabilirsiniz çünkü ödemeyi yapmanıza daha haftalar vardır. Ancak nakit ödemeler bu şekilde olmaz. Elinizdeki para, alın terinizle kazandığınız yeşil banknotlardan oluşmaktadır ve her biriyle vedalaşmak oldukça zor olacaktır. Araştırmalara göre, alışverişlerini nakit para ile yapan kişilerin, kredi kartı ile yapanlara oranla 12 ile 18 kat daha az dürtüsel satın alma davranışı gösterdikleri ortaya konmuştur.

Alışverişi tetikleyen noktaları keşfedin.

Ne kadar küçük bir şey olursa olsun, içine girip de mutlaka bir şeyler satın aldığınız mağazalara gittiğinizde kendinizi inceleyin ve bu mekanlara gidişlerinizi kısıtlayın. Ama kendinizi sonuna kadar engellemeyin. Çünkü o zaman yaşayacağınız sıkıntı, daha fazla alışveriş yapma isteği oluşmasına sebep olabilmektedir.

Reyonlarınızı bilin

Hesapta olmayan ne kadar çok reyon gezerseniz, planlamadığınız o kadar çok şeyi alma ihtimaliniz de bulunmaktadır. Yapılan araştırmalara göre, satın alma istedğiniz yaklaşık on katı kadar artmaktadır. Bu da çok mantıklıdır. Çünkü, almak istediğiniz şeylerin bulunduğu bir kaç reyonu gezmek yerine tüm reyonları gezmek sizi bir ço kyeni şeyle karşı karşıya getirecektir. Alışverişe çıkmadan önce alacaklarınızın bir listesini yapmak, listedekileri gruplamak ve alışverişe gittiğinizde de bu plan dışına çıkmamak, kendinizi kontrol etmenize yardımcı olacaktır.

İstekleriniz ve ihtiyaçlarınız arasındaki farka dikkat edin.

Bir eşya satın almak üzereyken kendinize şu soruları sorun: Buna benzeyen başka bir şeylerim var mı? Bu olmadan yaşayabilir miyim? Örneğin, diş macununuz bittiyse yenisni almaya ihtiyacınız var demektir. Ancak uzmanlara göre ihtiyaç olduğunu düşündüğümüz çok şey aslında sadece istediğimiz şeylerdir.

İnsanın istediği şeyler olması kesinlikle normal bir durumdur. Ancak bu isteğinizde mantıklı ve düşünerek karar verdiyseniz.. Eğer alacağınız şey bir ihtiyaçsa, bunun ne derece elzem ya da lüks olduğuna karar vermeye çalışın. Lüks alışverişleriniz içinse, şu kuralı aklınızdan çıkartmayın: Yapacağınız lüks alışverişi sınırlı tutun ve en iyisini almaya çalışın. Bu sayede onu elde etmek için para harcamanızı en aza indirebilir, alışveriş dürtünüzden de bu sayede kurtulabilirsiniz.

Bir alışveriş güncesi tutun.

Eğer satın alma dürtüsü sizin için önemli bir sorunsa, şunu aklınızda tutmaya çalışın: O gün aldığınız her şeyi ve nasıl hissettiğinizi not alın. Bu işlemi bir kaç hafta boyunca her gün yapın ve davranış kalıplarınızı inceleyin. Sadece zevk aldığınız şeyleri mi alıyorsunuz? Ya da çok gergin bir iş gününün sonunda soluğu alışveriş merkezinde mi alıyorsunuz?

Kendinize bir sakinleşme arası verin

Beğendiğniz şeyi elinize alıp mağaza içinde biraz dolaşın. Yaklaşık 15 dakika sonra o siyah pantolon, ilk gördüğünüzde size yaşattığı hissi kaybedecektir. Eğer heyecanınız hala kaybolmadıysa, pantolonu bırakıp bir hafta bekleyin. Bu kadar zaman sonra bile hala gidip o pantolonu satın alma motivasyonunuz ilk anki kadar yüksekse onu gerçekten istiyorsunuzdur!

New York Times'tan çevrilmiştir.

http://www.veritaspsikiyatri.net