Florida Üniversitesi’nde yapılan 138 kişinin katıldığı bir araştırmada kaygı semptomları ile cep telefonu bağımlılığı arasındaki ilişki araştırılmıştır. “Cep telefonu sinyali güçlü olmadığında rahatlamakta zorlanıyorum”, “Cep telefonumla çok fazla zaman geçirdiğimi düşünüyorum” veya “Bir süre arama gelmediğinde telefonum açık mı diye kontrol ediyorum” cümleleri cep telefonu bağımlılığı itemlerine örnektir. Bulgular, kaygı düzeyi yüksek kişilerin topluma oranla daha yoğun cep telefonu bağımlılığı ve kötüye kullanımı yaşadığını gösterir.

Diğer bir araştırmanın bulguları, kaygı ölçümü skalalarının cep telefonu bağımlılığı ve kötüye kullanma semptomları ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Araştırmacılar bu durumun kaygı seviyesi yüksek hastalar için gerçek bir sorun olabileceği kanısındadır. Farklı rahatsızlıklar yaşayan birçok hasta ise cep telefonlarını semptomları ile baş edebilmek için kullanıyor. Obsesif-kompulsif rahatsızlığı olan bir hasta telefonu ile kontrol ihtiyacını giderirken sosyal kaygısı olan biri telefon aracılığı ile insanlarla ilişkiye girmekten kaçınabiliyor.

Cep telefonları yaygınlaştıkça insanlar daha ulaşılabilir olma ve etrafa ulaşma baskısını hissediyor. Cep telefonuna bağlılık ve bağımlılık semptomları, bu baskıyı yoğun bir şekilde yaşayan ve kaygı düzeyi yüksek kişilerde kendini gösteriyor. Bu bulgular, kaygı rahatsızlığı olan insanların cep telefonu ile ilişkisine dair klinik değerlendirmeden geçmesinin yararlı olabileceğini gösteriyor.

Marlene Busko
http://www.veritaspsikiyatri.net