7 sonuçtan 1 ile 7 arası

Konu: Çocuğum neden bu kadar uyumsuz? ,Karşıt Olma-Karşı Gelme Bozukluğu-KGB

  1. #1
    Süper Moderatör 9 ŞUBAT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    9.135

    Standart Çocuğum neden bu kadar uyumsuz? ,Karşıt Olma-Karşı Gelme Bozukluğu-KGB

    KGB nedir?

    KGB çocuk ve ergenlerde görülen bir davranış bozukluğu rahatsızlığıdır. Çocuğun veya ergenin yaşına göre normal sayılamayacak derecede itaatsiz olma durumu, tartışmacı tavrı ve aileye karşı koyması gibi davranışlarla kendini gösterir.

    Birçok çocuk ve ergen gelişim sürecinde bu tip karşı koyma davranışları sergiler ki bu, belirli bir ölçüye kadar normal sayılabilir. Fakat KGB tanısı konulan çocuk ve ergenlerde bu tip davranışlar daha uzun sürer ve normalden daha ciddi boyutlara ulaşıp çocuk ya da ergenin yaşantısını ve çevresiyle ilişkisini etkileyici boyutlara ulaşır.

    Peki ya sizin çocuğunuzun davranış bozuklukları KGB tanısı alacak derecede ileri mi?

    Bunu anlamak için rahatsızlığı biraz daha tanıyalım. Bu tanıya sahip çocuk ve ergenler erişkinlerin koyduğu kurallara uymayı reddederler ve inatçılık sergilerler. İtaatsiz olmanın yanı sıra, çabuk sinirlenirler, kolay ağlarlar, ve çoğu zaman öfkeli ve çekememez bir tavır içerisindedirler. Sık sık tartışma çıkarma olasılıkları yüksektir ve tartışma sırasında öfkelerini kontrol altında tutmakta zorlanırlar. Genel olarak kendilerinde bir problemin farkına varmaz, kendi hataları için başkalarını, özellikle de anne, baba ya da öğretmenleri gibi otorite figürlerini suçlarlar. Bu çocuk ve ergenler, ailelerine karşı da sabırsız ve hoşgörüsüz olabilirler.

    KGB tanısı konulan ergenler, çocuklardan farklı olarak, karşılarındakileri bilinçli olarak öfkelendirip kışkırtmaya meyilli olabilirler. Kusur bulucu, sinir bozucu, eleştirel tavırlar içerisinde karşı tarafı hedef alan bir tutum sergileyebilirler. Yine bu tutum, genel olarak anne babayı ya da öğretmenleri hedef alır ve sabırları zorlayabilir.

    DSM-IV'e göre KGB 'nin tanı kriterleri şöyledir:

    • Sık sık hiddetlenme

    • Erişkinlerle sık sık tartışmaya girme

    • Erişkinlerin isteklerine uymayarak karşı gelme ve bunları reddetme

    • Başkalarını kızdırma ve kışkırtma isteği

    • Kendi yaptığı olumsuz davranışlar için başkalarını suçlama

    • Kolay sinirlenme

    • Kolay gücenme ve içerleme

    • Kin ve intikam isteği

    Yukarıdaki davranışların en az dördünü altı aydır göstermekte olan çocuk ve ergenlerin bu bozukluğa sahip olduğu kabul edilmektedir.

    Nedenleri:

    Nedenleri tam olarak anlaşılamasa da, KGB'nin insan ilişkilerinde yaşanan olumsuz etkileşimin içselleştirilmesiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Ebeveynlerin ve diğer otorite figürlerinin kullandığı yöntemlerin çocuk ve ergenlerin davranışlarını etkilediği üzerine teoriler mevcuttur.

    KGB'nin belli etmenlerin bulunduğu aile ortamlarında daha sık ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu etmenlerden biri, aile tarafından konulan kuralların çok sert, çok gevşek ya da dengesiz olmasıdır. Diğer bir etmen ise, bu kuralların ve disiplinin aile tarafından tutarsız uygulanmasıdır. Ayrıca, yapılan araştırmalar KGB tanısı koyulan çocukların ailelerinde en azından bir ebeveynin kendi ilişkilerinde muhalif tavırlar sergileyerek çocuk ya da ergene negatif örnek olduğunu gösterir. Yine aynı şekilde, bu ailelerde en azından bir ebeveyn, kendi problemleri nedeniyle, duygusal ya da fiziksel olarak çocukla yakın ilişkiler içinde değildir.

    Bazı teoriler, KGB'de genetik bir etmen olabileceğini savunur. Fakat yapılan araştırmaların çoğu ailelerde görülen bu rahatsızlığın genlerden çok, nesilden nesile geçen ortak yetiştirme şekillerinden kaynaklanabileceğini gösterir.

    Tedavi Süreci:

    KGB'nin tedavi sürecinde hem söz konusu çocuk ya da ergen, hem de aile önemli rol oynar. KGB'nin çocuk ve ergenlerde görülen bir davranış bozukluğu olduğu düşünülürse, tedavinin hedefi çocuğun olumsuz ve zarar verici davranışlarını ortadan kaldırarak, doğru davranışları öğrenip sosyal ilişkilerinde kullanmaya başlamasını sağlamaktır. Böylece de, çocuğun çevresi ve özellikle de ailesiyle ilişkilerini düzeltip devamını sağlamaktır.

    Tedavi sürecinde aileye de önemli görevler düşer. Ailenin koyduğu kurallar ve bu kurallardaki tutarlılığı, ve çocukların davranışlarına verdikleri tepkiler konusunda bilinçlendirilmesi bu rahatsızlığın tedavisinde önemli yer tutar. Bu bağlamda ideal tedavi hem bilişsel davranışçı yöntemler, hem de aile terapisini içeren bir süreç olmalıdır. Akılda bulundurulması gereken bir başka nokta ise, bu tip davranış bozuklukları gösteren çocuk ve ergenleri erken teşhis edebilmek, ve ilk başta gözle görülür sonuçlar alınamasa bile, uzun vadeli ve verimli sonuçlar görebilmek için tedaviye devam etmektir.



    Sedef Aksoy, MA

    Uzman Klinik Psikolog

    ELELE Çocuk ve Aile Psikolojik Danışmanlık Gelişim ve Eğitim Merkezi

    www.elelecocukaile.com
    YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ

    Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
    Benim ayakkabılarımı giy
    ve benim geçtiğim yollardan,
    sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
    Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
    Benim geçtiğim senelerden geç,
    benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
    ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!

    Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN

  2. #2
    Banned
    Üyelik tarihi
    Aug 2008
    Mesajlar
    172

    Standart


    kendimden korkmaya başlıyorum

  3. #3

    Standart

    böyle birini tanıyorum galiba ama zaten çoğu ergen böyle değilmidir?

  4. #4

    Standart

    bence bu dediğiniz bir hastalık değildir.Tabi çok aşırıya gitmediği sürece.Banada böyle bir teşhis konulmuştu lisede.Hocama karşı çıktığım için.Kimse kimseyi ezmeyip gururunu icitmezse.Kimsede kimseye baş kaldırmaz.Bizim toplulmumuzda bireylerde şu vardır.Öğretmenler ebeveynler ergenlik yaştaki çocuğa kırıcı davransın ama o sessini çıkarmasın.Sesini çıkardığında daha sorunlu çocuk oluyor vede cezalandırılmalı.Bu anlayış beni yiyip bitirdi.Böyle olmamalı büyükler ergenlik yaştaki veya gençlerlen konuşurken; nasıl küçük konuşmasına dikkat edip saygı gösteriyorsa büyükte aynen dikkat etmeli vede saygı içerisende konuşmalı.Yanlışlarını kibarca bildirmeli
    Konu ıssız_adam tarafından (15-11-2010 Saat 01:02 PM ) değiştirilmiştir.

  5. #5
    Cahillik Dönemi Minnie - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2009
    Mesajlar
    662

    Standart

    Alıntı ıssız_adam Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    bence bu dediğiniz bir hastalık değildir.Tabi çok aşırıya gitmediği sürece.Banada böyle bir teşhis konulmuştu lisede.Hocama karşı çıktığım için.Kimse kimseyi ezmeyip gururunu icitmezse.Kimsede kimseye baş kaldırmaz.Bizim toplulmumuzda bireylerde şu vardır.Öğretmenler ebeveynler ergenlik yaştaki çocuğa kırıcı davransın ama o sessini çıkarmasın.Sesini çıkardığında daha sorunlu çocuk oluyor vede cezalandırılmalı.Bu anlayış beni yiyip bitirdi.Böyle olmamalı büyükler ergenlik yaştaki veya gençlerlen konuşurken; nasıl küçük konuşmasına dikkat edip saygı gösteriyorsa büyükte aynen dikkat etmeli vede saygı içerisende konuşmalı.Yanlışlarını kibarca bildirmeli
    yazının başında da belirtildiği gibi anormal boyutlara ulaşmışsa, çevresine ve kendine zarar veriyorsa rahatsızlık yoksa her karşı çıkan çocuk rahatsızdır diyemeyiz.

  6. #6
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    May 2011
    Mesajlar
    8

    Standart

    Çocuğun kişiliğini oluşturanlar herzaman aileler değil midir?

    Şımarık,utangaç,serseri,alkolik vb..
    Bazen herkesin doğrusu, senin doğrun demek değildir.

  7. #7
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Apr 2014
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    16

    Standart

    Çocukların Davranışlarda Bir Anlam Vardır

    Bazen çocuklar anne ve babanın dikkatini çekmek için kasıtlı olarak yanlış davranırlar.Eğer çocuklar bunu sürekli yapıyorlarsa anne ve babanın bunun nedenini bulmaya çalışmaları gerekir.
    Boşanmada sonra çocuklar bir duygu karmaşası yaşarlar ve rahatlatılmaya ve ilgiye büyük gereksinim duyarlar.Duygularının böylesine karışık olduğu bir dönemde davranışlarının da tutarsız olması doğaldır.Yalnız anne ve babaların zamanlarının çoğunu evdeki düzenin aksamadan sürmesi için harcadıkları bir gerçektir.Dikkatleri o an için acil olan sorunun çözülmesine odaklanmıştır.Bu su akıtan bir çamaşır makinesi boş bir buzdolabı iş için hazırlanması gereken ve gecikmiş bir rapor veya bozuk bir araba olabilir.Çocukların temel gereksinimlerini karşılamak onlara yetebilir ve daha fazlası ile ilgilenmeyi ihmal edebilirler.Bu o an için onların hayatlarını kolaylaştırsa da ileride sorunlara yol açabilir. Daha sonra çocukları denetim altına almaya ve disiplin sağlamaya çalıştıkları zaman gevşek bırakılmaya alışmış olan çocuklar olumsuz tepki verebilirler.

    Bu boşanmış anneler ve oğulları arasında çok sık görülen bir durumdur. Kendini ihmal edilmiş hisseden çocuklar çok geçmeden kötü bir şey yaparak ebeveynin dikkatini çekebileceklerini keşfederler.Bu "kötü" bir şey görmezden gelinemeyecek bir şey de olabilir.

    Ebeveynin huzursuz olmasının veya öfkelenmesinin ilgisiz olmasından daha iyi olduğunu düşünürler.Çocuklarınıza düzenli olarak zaman ayırırsanız böyle bir şey yaşamaktan kurtulursunuz.
    Çocuklarınızın her biri ile günde en az on beş veya otuz dakika ayrı ayrı ilgilenin.Eğer bunu yapamıyorsanız sırayla ilgilenin.
    Çocuklarınızın yatmadan önce sizinle bu özel anları paylaşmak için ödevlerini ve ufak ev işlerini hevesle yapıp bitirdiklerini göreceksiniz. Bu özel anları birlikte bir şey yaparak geçirin.Televizyon izlemek gibi pasif etkinliklerden kaçının.Masa başı oyunları oynayabilir,kısa bir gezintiye çıkabilir,yüksek sesle kitap okuyabilir,bahçede top oynayabilir veya resim ve el işi yapabilirsiniz.Ev işlerini de birlikte yapabilirsiniz.
    Tanıdığım bir aile bir kreşin noel süslemesi için resimler yapmış bir diğeri ise minyatür bir demiryolu inşa etmişti.Bir anne ve iki kızı ise kısa gece yürüyüşlerini koşmaya dönüştürmüş sonra da hep birlikte bir yarışa katılmışlardı.
    Bu etkinlikleri seçerken çocuklarınızın da öneriler de bulunmasını isteyin.Kendi tercihiniz konusunda ısrar etmeyin.Yanlış davrandıkları zamanlarda da onları bu özel anlardan mahrum ederek cezalandırmayın.

Benzer Konular

  1. çocuğum neden sorumsuz?
    By 9 ŞUBAT in forum Evle İlgili Problemler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 08-10-2009, 06:45 PM
  2. Çocuğum bilgisayarı ne kadar kullanmalı?
    By 9 ŞUBAT in forum İnternet Bağımlılığı
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 17-12-2008, 10:26 AM
  3. Çocuğum Neden Herşeye Hayır Der?
    By 9 ŞUBAT in forum Bebeklik ve İlk Çocukluk ( Okul Öncesi ) Dönemi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 17-11-2008, 05:53 PM
  4. Karşi Gelme Bozukluğu;
    By Nefertiti in forum Son Çocukluk Dönemi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 17-03-2008, 11:49 PM
  5. Karşi Gelme Bozukluğu Ve Uyum Sorunlari Olan çocuklar Için Aileye öneriler
    By Gümüş in forum Bebeklik ve İlk Çocukluk ( Okul Öncesi ) Dönemi
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 01-11-2007, 10:57 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •