Aslına bakılırsa çalışan hanımların işleri daha zordur. Kadın olarak hem iş hem de ev idaresini yürütme zorunluluğuna bir de eşlerinin kendi başarılarından rahatsız duymaları sorunu eklenebilir.

Genellikle erkeğin psikolojisi şöyledir: Olgun bir insan değilse bir erkek eşinin kendisinden daha başarılı, güçlü olması halinde eziklik duygusuna kapılır. Eşinin kendisinden üstün olmasından rahatsız olur; bu rahatsızlığı da eşini azarlayarak, onun hatalarını görerek ortaya çıkarmak ister. Bu durumu yaşayan kadınlar kendilerini övüyor gibi bir tavır içine girmekten özellikle kaçınmalılar. Eşlerinin doğru taraflarını görüp, onları mübalağaya kaçmadan gerçekçi bir şekilde takdir etmeliler. Çünkü eşlerinin içindeki ezikliğin azalması için övgü sözcüklerine ihtiyacı vardır. Hanımlar bunu yapabilirlerse bir müddet sonra eşleri "Ben eşimi seviyorum. O da çalışıyor, eve katkı sağlıyor. Bu hayat bir paylaşımdır. Biz de paylaşıyoruz" demeye başlayacaktır. Erkeklerin bu durumu kişilik çatışması haline getirmemeleri için eşleri onları tahrik edecek şekilde yaklaşmaktan özellikle kaçınmalıdırlar.

İnsan evlilikte her şey güzel gitsin diye bekler ama bu işin doğasına aykırıdır. İnsanın hayatında, toplumların hayatında olduğu gibi evlilikte de bunalım dönemleri vardır ve bu dönmelerde kaçınılmaz olarak kriz yaşanır. Daima krizi kazanıma dönüştürme yönünde gayret sarf edebilmek gerekir. İçgüdüsel ve duygusal tepkiler sorunu sadece büyütür. Yanlış tepkiler üstesinden gelinebilir sorunları çözümsüzleştirerek evliliği kopma noktasına götürebilir. Böyle durumlarda sabırsız ve duygusal davranmak yerine mücadele etmek gerekir. "Bir işin çabuk olmasını istiyorsan, o işe sabır ver" diye güzel bir söz vardır. İnsanın hayatının bazı dönemlerinde birtakım sorunlara katlanmak zorunda kalabilir. Ama eşler bu sorunlara doğru çözümler bulabildikleri takdirde aralarındaki ilişkinin daha da güçleneceğini göreceklerdir. Önemli olan bu gibi imtihanlardan başarıyla çıkabilmektir. Açık iletişim yöntemleriyle her aile kendi içinde sorunlara farklı çözümler geliştirebilir.

Son olarak, hırs duygusu içinde olan insanın sağlıklı düşünemediği için davranışlarının sonuçlarını doğru değerlendiremeyeceğini tekrarlayalım. Hırslı insanlar genellikle sabırsız olurlar. Oysa ki başarılı olmak için beklemeyi bilmek, kendine zaman tanımak çok önemlidir. Kaldı ki hayat; makam, mevki, servet hırsından öte ve çok daha anlamlı bir armağandır. Dizginlenmemiş hırs duygusu içindeki insan elbette ki ailesine ve çevresine zarar verecektir fakat bundan en büyük zararı görecek olan yalnız ve yalnız kendisidir.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan