Çalışan kadınların profesyonel alanda ve evinde iki farklı role sahip bulunması kendilerini ciddi anlamda zora sokuyor. Memurlar Vakfı'nın yayın organı Ufuk'ta yer alan araştırma dosyasında verilen bilgilere göre, Türkiye'deki çalışan bayanlar diğer bayanlara göre 6 kat daha fazla boşanıyor.

Türkiye'deki çalışan bayanlar, diğer bayanlara göre 6 kat daha fazla boşanıyor. İş hayatında ve evinde farklı role sahip olmaları kadınları ciddi anlamda zora sokuyor. Erkekler evde eşlerine yardım etmiyor ve yardım etmek için yaptıklarını lütuf olarak görüyor. Memurlar Vakfı'nın yayın organı Ufuk'ta yer alan araştırma dosyasında, çalışan kadınlar ve boşanma konusu ele alındı. Söz konusu yazıya göre, çalışan kadınların profesyonel alanda ve evinde iki farklı role sahip bulunması kendilerini ciddi anlamda zora sokuyor. Her iki yönde de başarı sağlamakta güçlük çekiyor. Evine vakit ayırdığı zaman kariyeri tehlikeye giriyor, kariyerine yönelirse evini ihmal ediyor. İşine daha çok vakit ayırırsa, eşler bunu anlayışla karşılamayabiliyor. Erkekler evde eşlerine yardım etmiyor ve yardım etmek için yaptıklarını lütuf olarak görüyor.

Kadın ne kadar kariyer sahibi olsa da ev işleri ve yemeğin kendi görevi olduğuna inanıyor. Çalışan bayanlardan, hem başarı, hem anne, hem sadık bir eş hem de bakımlı olmaları bekleniyor. Bu durum, kadınların çalışma saatlerine uyum göstermede ve verimlilikte problem yaşamasına yol açıyor. Eğer çalışan kadın, eşinden daha başarılı ise erkek bu gidişatı kesecek şeyler yapıyor, bu ise sorunlara neden oluyor. Eğitimi ne düzeyde olursa olsun duygusal zekasını geliştiremeyen insanlar evlilikte sorun yaşıyor.

Türkiye'deki çalışan bayanlar diğer bayanlara göre 6 kat daha fazla boşanıyor. Sosyo ekonomik düzeyi yüksek grup için evliliğin bitirilmiş olması önemli bir travmaya neden olmuyor. Geçimini temin edebilecek kadar hayat standartına ulaşan kadınlar arasındaki boşanmalar ise her geçen gün katlanarak artıyor. Bu gruptaki kadınlar, iş ortamında boşanmış olarak bilinmek istenmiyor. Boşanmayla sonuçlanan evlilikler üzerinde yapılan araştırmalar eşlerin evlilik kararı verirken güzellik-yakışıklılık unsurunu birinci sıraya aldığını, ikinci sıralamada ise aşkın öne çıktığını; din, güzel huy ve ekonomik gerçeklerin ise sonlarda tutulduğunu ortaya koyuyor.

Biten evliliklerde en önemli geçimsizlik sebebi olarak uyumsuzluk ön plana çıkıyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Trabzon, Erzurum ve Diyarbakır'da boşanmış eşlerle yapılan görüşmeler mahkeme kayıtlarında belirtilen boşanma sebebinden ziyade asıl nedenin 'genel mizaç uyumsuzluğu' olduğunu ortaya koyuyor. Eşler birbirini genellikle yanlış ya da eksik tanıyor ve yeterince tanımadan evleniyor. Eğitim düzeyi ile boşanma artışı paralellik gösteriyor. Boşanan kadınların yüzde 80'i üniversite mezunu. Meslek olarak ise hemşireler çoğunlukta bulunuyor.

Ufuk dergisindeki araştırma dosyasında avukat Ali Yılmaz'ın da görüşlerine de yer verildi. Ankara'da bir yıl içerisinde yaklaşık 20 bin civarında boşanma davası açıldığını belirten Yılmaz, bu boşanma davacılarının yüzde 90'ının çalışan insanlardan oluştuğunu ifade ediyor. Ev kadınlarının boşanma davası açtıktan sonra geriye dönüş oranının çalışan kadınlara göre daha yüksek olduğunu belirten Yılmaz, şu görüşleri aktırıyor: "Bana bir yıl içerisinde yüz başvuru varsa bunun yaklaşık sekseni çalışanlardan, yirmi tanesi ise çalışmayanlardan oluşuyor. O çalışmayan insanlardan yaklaşık yarısı yine çaresizlikten dolayı, ekonomik sıkıntıdan, çocukların sıkıntılarından, çocukların daha kötü durumda olabileceğini düşünerek geri dönüyor. Boşanma davasını bir şekilde geri alıp, kendisini dayak yediği, kötü muamele gördüğü, horlandığı kocasının yanına geri dönmek zorunda hissediyor. Çalışan tümüyle sabır göstermiyor diyemeyiz. Diğerinin gösterdiği sabrı göstermiyor. Diğeri çaresizlikten dolayı sabır göstermiş oluyor."

Pınar Acar

KAYNAK: http://www.zaman.com.tr/