Anne-babalar dikkat! Yapılan çalışmalar okul çağındaki her 100 çocuktan beşinde migren olduğunu ortaya koyuyor. Ancak çocukluk çağındaki en büyük problem tanı koyma zorluğu. Migrenle 4 yaşında tanışan Nöroloji uzmanı Dr. Emel Gökmen, anne-babalara önemli uyarılarda bulundu…

"Ailesel yatkınlık önemli rol oynar"

Migren ve baş ağrılarıyla yaşamı boyunca karşılaşmayan kişi çok azdır. Özellikle çok küçük yaşlarda annelerinin başı ağrıdığı için onunla ilgilenemediğini, ağrının geçmesi için karanlık odaya çekildiğini bilen çocuklar, küçücük elleriyle annelerinin başını tutup annelerinin ağrısının geçmesini diler. Çünkü her koşulda kendileri ile ilgilenen anneleri onlarla ilgilenemeyecek hale gelmiştir. Ağrıyla bu şekilde tanışan çocukların kendilerinde migren gelişmesi çok daha üzüntü vericidir. Çünkü migrende ailesel yatkınlık önemli rol oynar.
Nöroloji uzmanı Dr Emel Gökmen çocuklardaki en önemli problemin hastalığın tanısının konulamaması olduğunu belirtiyor. Migrenle spesifik olarak uğraşan bir hekim olarak sayısız tedavi ettiğim yetişkin hastalarının bir bölümünde migren çocukluk çağında başlamıştır. Ancak hastalar sadece erişkin yaşlardaki klasik ataklarını tanımlarlar. Ağrı hikâyelerini aldığımda çocukluk dönemlerinde baş ağrılarının olduğunu veya bulantı-kusmanın eşlik ettiği, hasta olarak yattıkları günlerin olduğunu belirtiyorlar. Yaşadıklarının migren atağı olduğunun farkında değiller” diyor.
"4 yaşından beri migrenliyim"

Kendisi de çok küçükken migrenle tanıştığını anlatan Dr.Gökmen, yılda 3–4 defa olan kusmalı günlerinin ailesi tarafından eve çağrılan kasaba doktorunca sindirim sistemi rahatsızlığı olarak yorumlandığını hatırlıyor. Doktor olduğunda gelişen klasik ataklarıyla birlikte migrenin başladığını düşünen Dr. Gökmen “Ne zaman nöroloji ihtisası yapmaya başladım kendimde de çocukluk çağı migreni olduğunu ve 4 yaşımdan bu yana bu dertten muzdarip olduğumu anlayabildim. Migreni yaşayanlar ne kadar ağır ve zor olduğunu bilir. Yaşadıklarını tam olarak tanımlayamayan çocukların migrenlerine tanı konulamadığını, tedavi edilebilecekken migren ataklarını yaşadıklarını düşündüğümde bir anne olarak daha da üzüntü duyuyorum” diye konuşuyor. Emel Gökmen, migren ağrılarından nöral terapiyle kurtuldu.
Dr. Emel Gökmen, yapılan çalışmalarda okul çağındaki her 100 çocuktan beşinde migren olduğunun ortaya konduğunu söylüyor. Gökmen çocuk hastalarıyla ilgili şu ilginç bilgileri veriyor:

"Başım ağrıyor" şikayetleri
dikkate alınmalı..

“Migren teşhisi koyduğum çocuk hastalarımdan biri annesinin migreni olduğu için kendisini anladığını, başının ağrıdığını söylediğinde çocuk nörologuna götürdüğünü anlattı. Okulda bir arkadaşının başı çok ağrıyormuş ve bir köşede ağlıyormuş. Diğer arkadaşlarından gürültü yapmamalarını istemiş ama kimse dinlememiş. Bir başka çocuk hastam da başı ağrıdığında migrenli olan öğretmeninin gözlerine bakıp onu anladığını ve eve gönderdiğini anlattı.”
“Çocuklarımızda migreni anlamak için migrenli anne, öğretmen olmamıza gerek yok. Sadece çocukların ‘başım ağrıyor’ şikâyetleri dikkat alınmalı” uyarısını yapan Dr. Gökmen şunları söylüyor:

"Ne yaşadıklarını tam anlatamaz"

“Dersten ya da istemedikleri şeyleri yapmaktan kaçınmak için baş ağrılarını bahane ettikleri düşünülmemeli. Çocuklar kendileri bile ne yaşadıklarını anlayamaz ve tam anlatamaz. Genelde bir gün kadar süren ataklarda çocuğun sevdiği şeyleri yapmak istememesi en önemli göstergedir. Çocuk televizyon seyretmez, bilgisayar oynamak istemez. Kendisi tanımlayamasa da ses ve ışıktan rahatsız olur. Hareketli oyunlar oynamaz. Ancak, yetişkinler gibi karanlık odaya çekilip uyumak istemezler. Mızmızlanarak annelerinin yanında olmak isterler.”
Çocuklarda migren atağı belirtileri..

Migreni nöral terapi yöntemiyle tedavi eden Dr.Gökmen, çocuklarda migren ataklarında baş ağrısının belirgin olarak ön planda olmadığına dikkat çekiyor. Dr. Gökmen “Daha çok kusma, karın ağrısı, baş dönmesi, halsizlik, iştahsızlık, nadiren bir şeyler yeme isteğinde artış, gürültülü ortam ve hareketli oyunlardan uzaklaşma isteği olarak ortaya çıkar. Bazen sadece tekrarlayan karın ağrısı ve kusma atakları şeklinde de kendini gösterebilir. Çünkü migrenin nedeni beyinde değildir. Migren, tüm vücudu kontrol eden otonom sinir sisteminin çalışmasının geçici aksamasıdır. Otonom sinir sistemindeki bu aksamaya kaynaklık eden ise geçirilen hastalıklara bağlı gelişen hücresel bozulma ve sinir iletişiminde gelişen biyoelektriksel kopukluktur. Çocuklarda bu duruma en çok bademcik iltihabı, orta kulak iltihabı gibi sık geçirilen enfeksiyonlar kaynaklık eder. İlaç tedavileri migrenin kaynağına etkili olmaz.” Yorumunu yapıyor...

Türkiye’de son yıllarda uygulanan nöral terapinin otonom sinir sistemindeki bozuklukları düzeltmede mucizevî etkisi olduğunu vurgulayan Dr. Emel Gökmen “Nöral terapiyle çocukların hayatları boyunca migrenden kurtulmalarını sağlıyoruz. Yan etkisi olmayan bu tedavi metodu çoğunlukla cilde yapılan küçük iğnelerden oluşuyor. Ancak iğneden çok korkan çocuklarda lazer uyguluyoruz. Lazerle iğneler kadar etkin olmasa da çocukların iyileşme kapasitesi çok fazla olduğu için kısa sürede iyi sonuçlar alıyoruz. Bu tedavi yöntemiyle çocuklar çok sık tekrarlayan kış hastalıklarından ve migrenden kurtuluyor.” diye konuşuyor…

Füsun SAKA

http://www.bizimsaglik.com