6 sonuçtan 1 ile 6 arası

Konu: deprem korkusu

  1. #1
    Banned
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    141

    Standart deprem korkusu

    bugün 11:30 sıralarıydı.mutfaktaydım ve birden yer sallanmaya başladı.deprem fethiyeye 83 km uzaklıkta denizli çamelinde olmuş ilk anda paniklemedim fakat uzun sürürünce korktum.evde annem ikizler ve birde kızlarımın arkadaşı vardı annem kızların birini bende diğer kızımı ve arkadaşını kucağıma aldığım gibi dışarı çıktım.annem ağlamaya başladı o ana kadar fark etmedim ama benimde dışarı çıkınca dizlerimin titrediğini fark ettim.eee nede olsa 7.4 gölcük depremini yaşadım deprem korkusunu atlattım sanıyordum ama daha tam atlatamamışım.aslında şimdi düşünüyorumda dışarı çıkmak ne kadar doğru bu gibi durumlarda üst kata çıkmak mı mantıklı gerçi ev üç katlı biz ikinci kattayız ve ev dubleks yani çatı katına kaçmak belkide daha mantıklı olurdu sanırım.
    bu tür olaylar başımıza gelmeden önce aslında bir deprem senaryosu hazırlıyıp ona uymalı sanırım ozaman insan daha akılcı davrana bilir.çünkü bir saat önce yine deprem oldu bu seferki daha az hissedildi
    aynı yer 3.9 du insan böyle durumlarda ne yapıcağını bilememesi paniklemesi gibi kötü bir durum yok sanırım.
    bu akşam inşallah uyuyabilirim

  2. #2
    Süper Moderatör 9 ŞUBAT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    9.135

    Standart

    evet deprem korkusu ne yazıkki kolay kolay geçmiyor , bende bir deprem yaşadım ve korkusunu en az bir yıl çektim , alışmak lazım ama genede beynimizin bir köşesinde yer ediyor ve ondan kurtulmak çok zor ama en azından o durumda neler yapabiliriz bunlara kendimizi hazırlayarak o korkuyu bir nebze olsun atabliiriz .
    YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ

    Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
    Benim ayakkabılarımı giy
    ve benim geçtiğim yollardan,
    sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
    Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
    Benim geçtiğim senelerden geç,
    benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
    ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!

    Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN

  3. #3
    Cahillik Dönemi biricik - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    598

    Standart

    aranızda şanslı olan benim sanırım o büyük deprem olduğunda trabzondaydım
    yaşamadım o korkuyu allah da yaşatmasın kimseye

  4. #4
    Nefertiti
    Guest

    Standart

    1999 Gölcük depreminde İstanbul'daydım.
    Sabaha karşı büyük bir gürültüyle sallanmaya başladığımıda kızım iki yaşındaydı.
    Hemen yan odada olduğundan ilk olarak onu aldım ve dualar ederek bekleme başladım.Saniyeler saat gibi geçiyordu...durdu...tamam geçti derken tekrar başladı.Asıl anlatmak istediğim(aslında itiraf köşesine yazacaktım) oğlum daha ileride bir odada yatıyordu.Ben onu unutmuştum............soluklanıp tamam dediğim ikinci devrede oğlumun sendeleyerek bana doğru geldiğini gördüm.Sanki ayaklarını kaldırarak havadan geliyordu.O anda neler hissettiğimi tahmin edemezsiniz.Oğlumu içeride unutmuştum................Çocuklarımı hep aynı değerde sevdim.Fakat kendimce kızımı korumaya aldığımı düşünürken oğlumu neden unutmuştum.Yıllardır içimde kanayan yaradır.
    Düşünme ve hatırlama yeteneğimi anlık olarak kaybettiğimi düşündüm.Kendime geldiğimde saniyeler geçmişti ve ben onu yanıma almamıştım.......
    Deprem ...İstanbul da olduğum halde bende derin izler bıraktı.1 yıl içerisinde evimi değiştirdim......

    Şu anda yaşadığım yaygın anksiyete sorunumu büyük ihtimalle deprem korkumun tetiklediğini düşünüyorum.

    Sevgilerimle...Bronz

  5. #5
    Nefertiti
    Guest

    Standart

    DEPREM SONRASI
    DEPREM SONRASI GÖRÜLEBILECEK PSIKIYATRIK SORUNLAR NELERDIR ?

    Toplum olarak 17 agustos depreminin ardindan DEPREM GERÇEGI ile yüz yüze geldik. Bir kismimiz depremi direk yasadi geri kalanlar olanlari yerinde görerek veya televizyonlardan izleyerek tanik oldu.

    Uzmanlarin depremin geçici bir durum olmadigi, tekrar yasanmasinin kaçinilmaz oldugu, ancak ne zaman nerede yasanacaginin bilinmedigi yolundaki açiklamalari uyarici olmasi yaninda hepimizin kaygi ve korkularinda artmaya yol açmaktadir.

    Böyle büyük dogal afetlerden sonra travmaya direk maruz kalan veya tanik olan kisilerde bazi psikolojik sorunlarin ortaya çikmasi dogaldir. Ancak zaman içinde bu sorunlarin azalmasi ve günlük yasamin devam etmesi gerekir. Tepki beklenenden siddetli oldugunda veya uzun sürdügünde hastalik açisindan degerlendirmek gerekir.

    Toplumda deprem sonrasi degisik psikiyatrik rahatsizliklar ortaya çikabilir. Bu ruhsal rahatsizliklar arasinda siklikla görülenler travma sonrasi stres bozuklugu, depresyon, anksiyete, normal olmayan yas tepkisi veya uzamis yas tepkisidir.Bütün psikiyatrik rahatsizliklar depreme bagli travma ile alevlenebilir ancak görülme sikliklari yukarida sayilan hastaliklara göre daha seyrektir.

    En çok sikayet edilen belirti ise uyku bozuklugudur. Uyku bozuklugunun tek basina görülmesi nadirdir, genelde degisik ruhsal rahatsizliklara eslik eden bir bulgudur (depresyon, anksiyete gibi ruhsal rahatsizliklarda olabilecegi gibi astim, kalp yetmezligi gibi bedensel hastaliklara da eslik edebilir).

    Uyku bozuklugu ortaya çiktiginda altta yatan nedenin mutlaka arastirilmasi gerekir. Yakinlarin önerdigi ilaci kullanmak veya eczaneden kendi basina ilaç alip kendi kendine tedavi uygulamak sorunu ortadan kaldirmaz, sadece geçici çözüm saglar. Bu durumda en iyisi uzmanlardan yardim istemektir.

    Depremin yaptigi travmanin ardindan artçi soklarin sürmesi, televizyon kanallari ve yazili basinda depremle ilgili haberlerin yogun olarak devam etmesi travmayi sürekli hale getirmistir. Sürekli olarak bu travmaya maruz kalmak depremzedeler yaninda tüm toplumda kayginin sürekli artmasina yol açmaktadir.

    Aslinda kaygi kisiyi tehlikelerden koruyan normal bir tepkidir. Kaygi sayesinde sinavlara daha iyi hazirlanir, isinizi daha dikkatli yapar ve zararli bazi davranislardan uzak durursunuz. Ancak bazen kayginin asiri artmasi ile toplumsal uyumda bozulma görülür, travmaya ugrayan kisiler isini yapamaz, uyuyamaz, toplumsal islevlerini yerine getiremez hale gelebilir. Bu durumda anksiyete bozuklugu diye adlandirdigimiz hastalik söz konusudur ve tedavi edilmesi gerekir.

    Dr:Sibel Mercan

  6. #6
    Nefertiti
    Guest

    Standart

    Depremi direkt yasamis ve yakinlarini, evini, isini veya bir organini kaybetmis olan kisilerde deprem sonrasi görülebilecek psikiyatrik sorunlar iki boyutta incelenir:

    1. Travmaya maruz kalma sonucu ortaya çikan akut stres tepkisi veya travma sonrasi stres bozuklugu.

    2. Travmada yakinlarini, evini, isini kaybetme sonucu ortaya çikan yas tepkisi veya patolojik yas tepkisi.

    Akut stres tepkisi ve travma sonrasi stres bozuklugu

    Asiri stres yaratan bir durumla karsilasma kiside çaresizlik duygusu ve korku yaratir. Depremle karsilasan kisilerde ilk tepki halk arasinda “sok olma” seklinde tanimlanir. Kisi saskinlik içindedir, donakalir, ne yaptiginin çok farkinda degildir.

    Olayi hatirlamak istemez, bulundugu yerden uzaklasmaya çalisabilir veya amaçsiz hareketlerde bulunabilir. Bir müddet sonra durumun farkina varir, basina gelenleri hatirlar ve felaketin boyutlarini kavramaya basladiginda akut stres tepkisi gelisir.

    Akut stres tepkisi:

    Ilk dört haftada ortaya çikar ve 2 gün - 4 hafta sürer.

    Travmatik olay zihinde tekrar tekrar yasanir (flash back). Gün içinde deprem görüntüleri aniden akla gelebilir. Depremle ilgili düsünceler zihni yogun olarak mesgul edebilir ve istemli olarak bu düsüncelerden uzaklasilamaz. Veya sürekli olarak deprem oluyormus gibi hissedilebilir.

    Belirgin uyarilmislik durumu vardir (ani ses duyulmasi ile korku, kaygi ve heyecanda artma gözlenmesi gibi). Uyku bozuklugu siktir ve uykuya dalma güçlügü, uykudan sik sik uyanma veya erken uyanip tekrar uyuyamama seklinde olabilir. Uykuda depremle ilgili kabuslar siktir ve kabusla uyanma olabilir.

    Travmaya ugrayan kisilerde belirgin uyarilmislik hali ve asiri duygusal tepkiler verme veya aksine duygusal olarak tepki vermeme görülebilir. Kisi korku ve çaresizlik içindedir, umutlarini, gelecegini yitirmistir, yasadiklarina inanamamaktadir, asiri sinirlilik ve ani öfkelenme olabilir. Bazen duygularini yitirmis gibi hissedebilir, aglayamaz, duygularini ifade edemez.

    Dikkat toplama güçlügü eksiktir. Kisiler dalginlik ve unutkanliktan yakinirlar. Deprem ani ve yasananlari hatirlayamama olabilir.

    Depremi hatirlatan durum, kisi ve yerlerden uzaklasma çabasi vardir. Bazen kisinin istegi ve iradesi disinda uzaklasma çabasi olabilir. Bir hastamiz depremle ilgili konusmalar basladiginda bayildigini aktarmisti. Bu da kisinin istegi disinda gerçeklesen bir çesit uzaklasma çabasidir. Depremin yasandigi yere tekrar dönmeme istegi olabilir. 17 agustos depremi çogu kisiyi yatak odasinda yakaladigi için çogu hastamiz yatak odasina giremediklerini ve baska yerde yattiklarini belirtmistir.

    Bedensel yakinmalar olusur (yaygin agrilar, çarpinti, nefes darligi, bayilma gibi).

    Yeni yasanan olaylar ve görülen yerler için ayni olayi tekrar yasiyormus gibi veya ayni yeri daha önce de görmüs gibi hissedilebilir. Kisi kendi bedenini degisiyormus gibi algilayabilir. Yüzü baskalasiyor, elleri büyüyormus gibi gelebilir.

    Olaya bagli suçluluk duygusu olabilir.
    Bu durum normalde bir bozukluk olarak tanimlanamaz. Travmayi yasayan veya tanik olan herkeste az veya çok görülebilir. Normalde beklenen zaman içinde belirtilerin azalarak kaybolmasidir. Ancak bu belirtilerin daha geç ortaya çikmasi ve daha uzun sürmesi normal degildir ve degerlendirilmesi gerekir. Belirtilerin uzun sürmesi durumunda travma sonrasi stres bozuklugundan bahsedilir ve bu durumun tedavi edilmesi gerekir. Tedavi edilmedigi taktirde kisinin is yasamini, aile yasamini ve toplumsal iliskilerini olumsuz yönde etkiler.

    Deprem sonrasi herkeste ayni bozukluk ortaya çikacak diye düsünmek yanlistir. Travma herkesi ayni oranda etkilemez. Çocuklar, yaslilar, bedensel hastaligi olanlar, evi agir derecede hasar görenler ve ekonomik durumu iyi olmayan kisiler depremden daha fazla etkilenir. Daha önce psikiyatrik hastalik geçirmis kisilerin tekrar hastalanma riski daha fazladir. Travma sonrasi stres bozuklugu travma yaratan durumu örnegin depremi takiben 1 hafta ile otuz yil içinde görülebilir. Belirtiler zaman içinde azalma veya artma gösterebilir. Özellikle stres yaratan durumda belirtilerde artma olur. Erken tani konmasi ve çevresel destegin iyi olmasi tedavide basari sansini artirir.

    Depremde evi yikilan, veya hasar gören, yakinlarini kaybeden kisilere öncelikle yapilmasi gereken barinma beslenme ihtiyaçlarinin saglanmasidir. Mümkün olan en kisa sürede zorunlu ihtiyaçlarin karsilanmasi ve normal günlük yasama dönmeye çalisma daha sonra ortaya çikabilecek sorunlarin azalmasina yardimci olur.

    Normal yas tepkisi, normal olmayan veya uzamis yas tepkisi
    Büyük kayiplardan sonra kisilerde görülen psikolojik tepkilere yas denilmektedir. Kayip terimi ile anlatilmak istenen yakinlarin ölümü yaninda kisinin bir organini, besledigi hayvanlari, malini veya isini kaybetmesi v.b. dir. Yas tepkisi kayba ugramis herkeste görülür ancak kisiden kisiye degisebilecegi gibi kültürler arasinda da farklilik gösterir.

    Sevilen birinin, bir yakinin veya malin kaybindan sonra ilk tepki sok olma duygusudur. Kisi duygularini yitirmistir ve saskindir. Olanlara anlam veremez, inanamaz. Olanlari anlamaya basladiginda aglayarak yas tutma sürecine girer. Yemek yiyemez, uyuyamaz, insanlarla konusmak istemez. Çevreye ilgi azalmis ve dikkat toplama güçlesmistir. Uyku düzensizlesmistir ve kaybedilen kisi veya nesne ile ilgili rüyalar görüür. Kisi kabusla uyandiginda yasadiklarinin gerçek veya rüya olup olmadigini anlayamaz.

    Bazi insanlar ölen kisiye karsi suçluluk duygusu içine girebilir. Onlara göre asil ölmesi gereken kisi kendileridir. Yas tepkisi içinde olayi kabul etmeme, olmadigina inanma siktir. Bazi kisilerde kaybedilen kisinin aslinda ölmedigi, yasadigi düsüncesi gelisebilir. Bu nedenle ölen kisinin kullandigi esyalar ayni sekilde korunmaya çalisilir. Örnegin, esini trafik kazasinda kaybetmis bir bayan hastam, esinin tras takimlarini banyoda muhafaza ettigini, her banyoya giriste onlari görünce esi yasiyormus gibi hissettigini belirtmisti.


    Bazen kaybedilen kisiye karsi duyulan hisler o kadar kuvvetli olabilir ki yas tutan, ölenin sesini duydugunu veya kendisini gördügünü söyleyebilir. Bunun normal sayilabilmesi için kisinin bu durumun gerçek olmadigini kabul etmesi gerekir.

    Yas tepkisinin seklini ve siddetini belirleyen önemli degiskenlerden birisi de kaybin ani olup olmamasi, veya beklenen ölüm olup olmamasidir. Örnegin uzun süredir agir ve çaresiz hastalik çeken bir yakinin kaybi daha kolay kabul edilebilirken, deprem veya trafik kazasi gibi nedenlerle olan ani kayiplarda yas tepkisi daha siddetli olup daha uzun sürebilmektir. Sonuçta yasin çözülmesi ve normal yasama dönme süresi bir yili geçmemelidir. Bu süre uzuyorsa degerlendirilmesi gerekir.

    Normal olmayan yas birkaç sekilde görülebilir:

    Süre beklenenden uzun olabilir

    Normal süre içinde kisi kaybin ardindan kendini öldürmek isteyebilir

    Kisinin gerçekle baglantisi kopabilir, hayal görme veya normalde olmayan sesleri isitme görülebilir v.b.

    Aslinda kisinin ölmedigine hala yasiyor olduguna veya bunun aksine öldürülmüs olduguna inanma olabilir (gerçekte böyle olmadigi halde).

    Kayba bagli suçluluk duygusu olabilir.

    Deprem, sel, yangin gibi dogal afet sonrasi ortaya çikan kayiplara bagli görülen normal olmayan yas tepkileri siktir. Depresyonla yas birbirine çok benzer, ayirimi güçtür ve bazen yas tepkisi depresyona dönüsebilir.

    Çocuklarda da yas tepkisi yetiskinlerin tepkisine benzer. Ilk evrede çocuk olayi kabul etmek istemez. Aglar, hirçinlasir, kaybettigi yakinini arar. Ikinci evrede kaybi farketmeye baslar, umutsuzluga kapilir, durgunlasir, çevreye tepki vermez, çevresi ile ilgilenmiyormus gibi görülür. Son evrede kaybi kabul eder ve kaybettigi kisinin yerine baskasini veya baskalarini koymaya çalisir.

    Çocuklarda kaybettigi kisinin yerine baskasini koymaya yardimci olmak gerekir. Örnegin anne veya babasini kaybetmis bir çocukta kaybettigi kisinin yerine onun bakimini üstelenecek ,onu sahiplenecek bir yetiskinin bulunmasi çocugun kayip duygusuyla basetmesi açisindan çok önemlidir. Bu kisi hiçbir zaman anne ve babasini yerini alamayacaktir ancak kendisini koruyan kollayan kisilerin varligini algilayarak kendisini güvende hissedecektir.

    Normal yas tepkisinde ilaç kullanimi önerilmez. Kisinin yas sürecini yasamasi ve kendiliginden üstesinden gelmesi beklenir. Bu devrede kuvvetli ilaçlarin kullanimi yasin normal gelisimini bozabilir. Bu nedenle zorunlu olmadikça ilaç kullanilmamasi önerilir. Ancak bazen kisi kendi basina bu yas tepkisinin üstesinden gelemez bu durumda doktora basvurmak ve tedavi görmek gerekebilir.

    Uzm.Dr.Sibel Mercan tarafindan hazirlanmistir.

Benzer Konular

  1. düşme korkusu yada yükseklik korkusu
    By Powergate in forum Panik Atak
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 19-12-2012, 11:36 PM
  2. deprem ve panik
    By babyrose in forum Üyeler Konuşuyor / Dertleşiyor / Soru Soruyor
    Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 02-03-2009, 08:01 PM
  3. deprem
    By banbis_5491 in forum Üyeler Konuşuyor / Dertleşiyor / Soru Soruyor
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 24-07-2008, 08:50 PM
  4. Deprem Psikolojisi
    By BeYaZ_KeLeBeK in forum Sosyal Çevreyle İlgili Problemler
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 28-03-2008, 01:26 PM
  5. Deprem Psikolojisi
    By BeYaZ_KeLeBeK in forum Paylaşım Köşesi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 03-01-2008, 08:13 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •