Valla çok bunaldım. Az içimi dökeyim dedim anlatacak kimsem yok. İki haftadır ev işine koşturuyorum, bi yandan biriken işleri yapan arkadaştan bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum, işte ufak tefek şeylerden laf yiyorum. Çok büyük ailevi sorunlarım var. Anam var öksüz gibiyim, babam var yetim gibiyim. İki haftadır sabahın 5 inde kalkıyorum işe gitmek için inanın bir gram sitem etmiyorum. Şükür diyorum işim var, hiç isyan etmeden hazırlanıp gidiyorum. Ama iş öyle ki, 6-7 senelik adamlar bile birbirlerine soruyorlar ya da telefonla arayıp başkalarına soruyorlar. Herkes ilk başta dedi şöyle yardımcı oluruz böyle yardımcı oluruz çekinmeyin gelin sorun. Gidiyorsun binbir naz, surat. Eyvallah diyorsun. Kosa asliye ceza kalemine ki 500 tane dosyamız var iki kişi vermişler biri ben. Sadece duruşmaya çıkmayı öğrendim. 1,5 ay sonra yanımdaki işi bilen gidecek ve tek kalacağım daha öğreneceğim tonla şey var. Annem ile muhabbeti kestik zaten. Çok büyük haksızlıklar etti bana. En basiti şu örneği vereyim bi muhabbet kuşu aldım diye keşke doğurken geberseydin demişti, doğurdum güne lanet olsun demişti. Babam zaten kendi halinde, hiç salladığı yok. Yeni tuttuğum evin tonla sorunu var, bi ALLAH'ın kulu da var mı bi eksiğin demiyor. İnanın iki haftadır kendime 2 saat ayıramadım. Hafta sonu ya ev işi ile ya da mesai yapıp adliye işi ile uğraşıyorum.

Dert değil, 7 gün çalışırım ben isyan etmem. Evin işinide kendim hallettim sayılır. Ama canımı yakan, birinin bi işi düşse kendi işim gibi halletmeye çalışırken; benim bir işim düşünce binbir naz niyaz. Ama biri sıkışında ilk arayacağı, ilk yanına geleceği benim. Şu inlanara minnet etmektense inanın geberip de cehenneme gitmeyi göze almış durumdayım. Ama yine de ecelim dolana kadar yaşabilmek için bütün çabamı sarf ediyorum. Sadece biraz elimden tutulması gerekli. O nu da sadece ALLAH tan bekliyorum artık.

İsteğim o dur ki: Böyle ot gibi ağaç gibi bir şey olayım. Gülmeyim, ağlamayım, sevinmeyim, üzülmeyim. Duvar gibi yaşayıp gideyim..!

Neyse, içimi dökmek istedim. Dolmuşum baya...