Hocam olaylara tamamen bir inanç adı altında bakmanız ve yorumlamanız genele hitap etmez. Yine de kaderin mekanı insana bağlamasına da kaderdir diyebilir miyiz? Ruh-beden tasvirinize gelecek olursak ruh farklı beden farklı ise bedenimin seçimleri ruhun yönlendirmesi ile mi olur? Ya da tam tersi mi? Peki bu durumda özgür iradeyi yok sayabilir miyiz? Özgür irademiz yoksa programlanmış birer canlı olduğumuz gerçeği ortaya çıkmaz mı? Daha yazacaktım ama gücüm kalmadı. Zaten aklım fazlasıyla karıştı.
Hayatta hiçbir zaman sahip olamayacağım yağmur ormanlarını yakmak istiyordum. Uzaya
klorofluorokarbon gazları pompalayıp ozon tabakasında
koca koca delikler açmak istiyordum.
Dev tankerlerin boşaltma vanalarını açmak, açık denizlerdeki petrol kuyularının kapaklarını kaldırmak istiyordum. Yemeye paramın yetmediği bütün balıkları öldürmek, asla göremeyeceğim Fransız kumsallarını kirletmek istiyordum.
Bütün dünyanın dibe vurmasını istiyordum
Bunlar subjektif-kişiye göre değişen- konulardır demiştim zaten.
Ruh insanın ilahi yanıdır.
Tabi burda kastettiğim dini-tasavvuf anlamıyla ruh,psikiyatri ya da psikolojik anlamıyla ruh bambaşka bir şey ifade eder.
Ben dediğimiz şey,yani özgür irade aslında ruhun bir parçasıdır.
Ama imtihan sırrı gereği ayrı durur.
Senin alınyazın senin ihtiyarına bağımlı bir yazıdır.
Bu konu akılla değil gören bir göz,duyan bir kulak ve akleden,sezgileri açık üzerindeki mühür kaldırılmış selim bir kalb ile anlaşılır.
Diğer açtığım konularda bunlardan pek çok yerde bahsettim.
Bazı şeyler pratik akılla bilinir,teorik akılla değil.
Yani bazı şeyleri yaparak öğrenirsin.
Hayatın uluhiyet,maneviyat ve din boyutuda böyledir.
Harekete geçmeden içeriğini kavrayamazsın.
Neyse daha fazla kafanı karıştırmayayım.
Yanlız bir şey dikkatimi çekiyor;
Bunlar başka bir boyutta yaşanmış ve bitmiştir sözünü Kuantumcular söyleyince kimse itiraz etmiyor,sorgulamıyorda,
Aynı şeyi İslam söyleyince herkes hemen felsefe silahına sarılıyor.
Konu Denge tarafından (05-01-2019 Saat 01:28 PM ) değiştirilmiştir.
Yer imleri