Gerçekleri bildikten sonra kendimizi neden kandıralım?
Hic kimseye indexli bir hayatim yok olmaz zaten de şöyle geriye dönüp baktığım da o beylik laflar yapan hiç birinin olmadığını izliyorum.
Can yücel diyor ya, öyle körü körüne bağlanmayacaksın.gercekten baglanmayip kendi ayaklarınız üzerinde durun.kendinizi sevin, herşeye rağmen kendinizi sevin. Hatta biraz abartip aynanın karşısına geçin ve dünyanın en güzeli en iyisi benim deyin. Ve neden siz olmayasiniz ki ?
Ona çok acıyordum, hiç mi âşık olmamıştı acaba, sevdiği biri yok muydu?
Gerçekleri bildikten sonra kendimizi neden kandıralım?
Bugünkü gerçeklerin yarınki yanılgıların olabilir. Neye inanirsan gerçeğin o olur. İstersen dünyanın düz olduğuna inan.bu senin gerçeğin olur.
Ona çok acıyordum, hiç mi âşık olmamıştı acaba, sevdiği biri yok muydu?
nadide bir insanım, kendimi çok seviyorum.
Bir şeye inanmıyorum sorunda bu. Gördüklerim ve hissettiklerim bana her şeyi anlatıyor, edebiyat yapıp bir yere varamayız. Ben asla bir polyannacı olmadım, olmamda. realist olmayı tercih ederim karşılığı acı çekmek olsada.
Sorun nerede biliyor musunuz? İçimizdeki boşluğun büyüklüğü kadar bir şeylere tutunuyor, medet umuyor, büyük anlamlar yüklüyoruz. Hiç bir şey, hiç kimse sizin içinizdeki boşluk kadar büyük bir kuvvet ve dirayetle mukabele edemez size. Bir insana ne kadar büyük rol biçerseniz, ne kadar çok severseniz o derece büyük olur kırgınlıklarınız da. Güç, huzur, inanç sizin içinizde. Ta derinlerinizde. Kitap cümlesi gibi oldu biraz bu son cümle ama neyse. İnsanlara, size davranışlarında farkında olmadıkları eksiklikleri yüzünden kırılmayın, hissettirin, anlatın, eğer düzelmiyorsa ya o şekilde devam edin ilişkinize ya da yollarınızı ayırın. Bir hayale tutunmayın, sonra sürekli hayal kırıklığına uğrarsınız.
Yer imleri