7 sonuçtan 1 ile 7 arası

Konu: Yalpalıyorum.

  1. #1
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Feb 2017
    Mesajlar
    41

    Question Yalpalıyorum.

    Başlıktaki gibi. Önceden de benzer şeyler yaşadım ama tam farkında değildim. Sanırım sorunu tam bilmiyordum.
    2 hafta kadar öncesine kadar büyük bir sorunum yoktu. Sadece biraz uyku sorunum vardı (uzun zamandır) . Onu da idare edebiliyordum. En fazla yorgunluk çekiyordum.

    Son zamanlarda kafama çöken düşünceler var. Genellikle kendim ve çevremdekilerle alakalı. Yaptığım çoğu işe odaklanamıyorum. Derslerim bu konuda başı çekiyor. Derse ilgim yüksek ve iyi bir okuldayım. Evde 10 dakika çalışmakta zorlanınca sorun iyice hissediliyor ve pasifize oluyorum. İnsanlardan uzak kalmak, izole olmak istiyorum. Gerçi bugüne kadar hep böyle yaptım. "N'apıyorsanız yapın ben tekim." cümlesi ile özetlenebilen bir yapım vardır. Grupla yapılan işleri sevmem mesela. Mutlaka birisi sorun çıkaracaktır; ben hallederim.

    İnsanlarla iletişime geçmeye çalışıyordum. Sosyal hissediyordum. Sonra kimseyle uyuşamadığımı farkettim. Bir yerden sonra herkes uzaklaşıyordu. Ya da bazen iyi bazen kötü oluyorduk. -Bunu değişen ruh halime bağlıyorum.- Fazla arkadaşım da yok zaten.

    Ara sıra güzel şeyler de oluyordu. Grupça bir yere gidildiğinde dahil olmaya çalışıyorum ve mutlu hissediyorum. Tabii bir yerden sonra keyfim yine kaçıyor. Başa dönüyoruz. Bu sefer kendimi sorgulamaya geçiyorum. "Ne yapıyorum,ne yaptım,boşa giden vaktimde ne yapabilirdim,bugün ne yaptım, neden böyle bakıyorlar,neden böyle yaptım, insanlar neden beni yadırgıyor...."

    Son soruya bakarsak biraz değişik biriyim. Anlamsız şeyleri bağlayıp bir şey çıkarıyorum ama herkes anlamıyor. Yahut normal konuşsam da konuştuklarımın bir kısmı anlaşılıyor. Fazla detaya
    takılıyorum. "Dayıya ayı" diyebiliyorum. Herkesle aynı şeyi düşünmek zorunda değilim. Sürekli mutlu gözükmek zorunda da değilim vs... Ya da "değişik" kavramı üsttekiler sebebiyle toplumun bana taktığı etiketin sebebidir.

    Sesimi doyuramamak veya ciddiye alınmamak gibi durumlarda yoğun bir akım geliyor. "Neden bir etkim yok?" diye. Bulunduğum neslin sahip olduğu bir özellik olduğunu düşünüyorum. Cıvatası gevşemiş bir grubun içindeyim. -2001 doğumluyum.- Standart tipler görmek beni iyice sıkıyor. Bu tiplerin dışında olanlar ise gittikçe standart olmaya başlıyor. Onlarla da uyuşamadığımı görüyorum. Yalnızlaşmaya dönüyorum iyice. Monroe Doktrini gibi. Ama işlerin böyle yürüyeceğini de sanmıyorum.
    Bu yazının altında Ergenlik, mevsim değişikliği sebepler verenler görebilirim. Normaldir. Çoğu ihtimali düşündüm. (Gerekli gereksiz ihtimal hesaplama gibi bir olayım vardır.) Belki düşünmediğim bir şey çıkar?

    Soran olursa, adım Cemal.

  2. #2
    dreamer8
    Guest

    Standart

    2001 doğumlusun. Dedene göre yarı robot sayılırsın. Doğar doğmaz internet ve cep telefonlarıyla tanıştın. Bedenselden zihinsele dönen bir dünyaya doğdun. Ben bu tür bir yaşamın sorunları artırdığına inananlardanım. Kafese tıkılmış, saksı gibi ekrana bakan bir gençlik var. Bu yaşlarda herkes kendini farklı sanar, belki kısmen farklısındır diğer arkadaşlarından ama emin ol, belki de bu neslin 3 de 1 i senin gibi. Ayrı bir alemde geziyorlar, adapte olamıyorlar, büyük-çılgın-deli hayalleri var, bir şey keşfetmek-dünyada kalıcı iz bırakmak istiyorlar. Eksik olan tek yanları ise huzur ve mutluluk. En güzelinden en zenginine, en akıllısından en çok arkadaş çevresi olana, üniversite 1. sinden yurt dışında eğitim alana kadar hepsinin ortak yanı mutsuz olmaları. Eğer huzuru arıyorsan kolay değil onu bulmak. Ama bol arkadaş, başarı, aranan biri olmak vs. bunların hepsine erişebilirsin azmedersen. Ben de yalpaladığını düşünüyorum. Fakat merak etme alışacaksın. İnsan bir hamur gibidir, önce kaskatı olursun, direnirsin; yoğruldukça yumuşar-şekil alır-boynunu bükersin. 10 sene sonra şu anki hayallerinin, takıntılarının pek çoğundan vazgeçmiş olacaksın ve vazgeçişlerin bazen yenilgi değil rahatlama vesilesi olduğunu öğreneceksin.

  3. #3
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Feb 2017
    Mesajlar
    41

    Standart

    "Değişik" yaftasını sıkça duyuyorum arkadaşlarımdan. Sorunum bundan çok uyumsuzluk yaşamamda. Değişim iyidir ne de olsa . Bir türlü adapte olamıyorum. Biraz iyi gittiğimi düşünürken yine bir şey oluyor -ya da yapıyorum- ve yine yalnız kalıyorum... Garip hissediyorum. Ne yapsam bilemiyorum. Diğerlerini izliyorum bazen ne yapıyorlar diye. Hiçbiri bana göre değil. Ya da ben onlara göre değilim. "Ne istiyorum" sorusuna da cevap veremiyorum. "Cıvatası gevşemiş" neslin içinde kaybolmuş gibiyim. Onları önemsemesem de kafamı kurcalayacaklar. Tek başıma iş yapmak iyi olsa da yakınımda kimse olmayınca huzursuzluk veriyor bu durum.

    10 sene kadar sonra daha farklı düşüneceğimden eminim. Ama bugündeyiz. Bunu zamana bağlayıp geçmek hoş değil bence. Şu an böyle geçiyor içimden. Ama dönüp baktığımda düşüncelerim elbet değişecek.

  4. #4
    Çıraklık Dönemi yorum - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2011
    Yer
    istanbul
    Mesajlar
    2.322

    Standart

    Himm anlıyorum.allah yardımciniz olsun.
    Ona çok acıyordum, hiç mi âşık olmamıştı acaba, sevdiği biri yok muydu?

  5. #5
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Feb 2017
    Mesajlar
    41

    Standart

    Alıntı yorum Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Himm anlıyorum.allah yardımciniz olsun.
    Anlıyorsanız bir fikriniz vardır elbet. Bunu paylaşabilirsiniz

  6. #6
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Oct 2017
    Mesajlar
    88

    Standart

    Bisey olmaz bu yasta olur boyle seyler

  7. #7
    dreamer8
    Guest

    Standart

    Alıntı graveth Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    10 sene kadar sonra daha farklı düşüneceğimden eminim. Ama bugündeyiz. Bunu zamana bağlayıp geçmek hoş değil bence. Şu an böyle geçiyor içimden. Ama dönüp baktığımda düşüncelerim elbet değişecek.
    Zaten bizim hatamız da tam olarak burada. Her sıkıntımızın ölüme dek süreceğine, asla ondan kurtulamayacağımıza inanıyoruz. Bazen bazı sorunlar uğraş vermekle ya da çırpınmakla çözülmez. Türlü türlü şeyler deneyip sorunlarından kurtulamayan ve boynunu bükmeyi öğrenen insanlar da bugünü kurtarmak peşindeydi. Bugünü yaşayamamanın acısındansa, yaşanması olası olan yarınların umudunu beklemek daha mantıklı geliyor bana. bundandır zamana bırak demem.
    Zaman riyasız, kaçarı olmayan bir hocadır. İstemesen de seni gelmen kıvama getirerek tedavi eder.

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •