Selamün aleyküm. Bildiğiniz üzere düşünceler, davranışları belirler ve hayaller de düşüncelerin önemli bir kısmını oluşturur. Bizleri aşırı çekingen davranmaya iten düşüncelerimizin kaynaklarından birinin de hayallerimiz olduğunu düşünüyorum. Bunu söylerken kendimden yola çıkıyorum; bu nedenle bizlerden kastım bütün sosyal fobilileri kapsamayabilir. Gerçek hayatta yapamadığımız ama yapmak istediğimiz şeyleri kafamızda kurguluyoruz. Burada bahsettiğim; dünyanın en zengin iş adamı olmak gibi bir şey değil, tahmin ettiğiniz üzere sosyal fobisi olanların muzdarip olduğu şeyler. Bu nedenle kurgularımız masalsılıktan uzak; gerçekliğe yakın oluyor. Mümkün olabilecekleri düşlemek; başlangıçta onları gerçekleştirmek konusunda bizi motive etse de, sonucunda tam tersi bir şekilde bizi yapmak istediklerimizden en çok alıkoyan şeye dönüşüyor. Çünkü yapacağı işi daima olmasını istediği gibi yapan ve söyleyeceği sözü daima en iyi şekilde söyleyen biri var düşlerimizde; o biziz. Gerçek hayatı taklit ettiğimiz düş ortamında masal kahramanı gibi kusursuz birini canlandırıyoruz. Örneğin haksızlığa boyun eğmeyen, hiç kimseye karşı lafını esirgemeyen, her zaman doğru tutum sergileyen, sözü dinlenen birini. Gerçek hayata döndüğümüzde o kişi gibi olmak istiyoruz. Tam bu noktada; tasarımladığımız insanla kendimiz arasındaki müthiş fark göze çarpıyor. Gerçek hayatta, tasarımladığımız insanla zıt bir kişiliğimiz var. Aklımızdaki varlığı bizde olmayanlardan inşa edip, bizde olanlardan tamamen arındırmışız. Bunun sonucunda insanın tehditlere karşı geliştirdiği savunma mekanizması devreye giriyor. İstediğimiz gibi davranamadığımız için kendimizi psikolojik olarak tehdit altında hissediyoruz. Kendimizi olmak istediğimiz kişi gibi görmek istiyor ve bu arzumuza ket vurabilecek mekanları tehdit olarak algılayarak, bu tür yerlerden uzak durmayı seçiyoruz.

Benim önerim; örnek almaya çalıştığımız mükemmel varlığa insani özelliklerini geri yüklemek olacaktır. Bu durumda varlık mükemmel olmaktan çıkar ve biz de mükemmelliyetçilik takıntımızdan kurtuluruz. Kusurları olan ve hata edebilen birini örnek almaya başladığımızda kusurlarımızın açığa çıkmasını tehdit olarak algılamayı bırakacağımıza inanıyorum.