dreamer8 Nickli Üyeden Alıntı
Yazının değişik bir tadı var. Montaigne gibi okuyucuyla konuşurken, bir yandan da sıcak, mesafesiz, birebir kelimeler kullanmışsın. Hayatın sana ödettiği bedellerin, ellerinden çalınan umudunun, kırılan hayallerinin, küskünlüğünün, şaşkınlığının kokusunu alıyorum yazdıklarından. Ben de aynen öyle bir hayat yaşadım. "Bu son saniyedir İnşallah" diyerek yıllarca ölümü bekledim. Ölmedim, ölemedim. Fiziksel sağlığıma ağır darbeler aldım ruhsal dünyam sebebiyle, sağlığım bozuldu....Acılarımızı yarıştırmak... Acılarımızı neden yarıştıramayız biliyor musun? Acıları yarıştırmak; vicdanı, imanı, özveriyi, iyi niyeti yarıştırmak gibidir. Kimin ne kadar acı taşıdığını ve çektiğini asla bilemeyiz. "Acı dışa vurur, taşar insandan" dediğini de duyar gibiyim. Elbet taşar ama her insanın sönümlemesi bir değil. Başkasının hastaneye yatırılacağı acılarda ben işyerine gelip çalışıyorum. İnsan sınanır, acılarla yıkanır, temizlenir, avaz avaz bağırır, yeter artık der ve acılar bu feryadı pek duymaz. Sana kalan inanılmaz büyük bir sevap hazinesi, olgunluk ve bilgeliktir. Acı ile kaybettiklerin belki geri gelmez ama acı ile kazandıklarını başka hiçbir hoca, hiçbir mektep sana öğretemez.
Yer imleri