Sayfa 1/3 123 SonSon
23 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Ben neden böyleyim ?

  1. #1
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Mar 2017
    Mesajlar
    84

    Standart Ben neden böyleyim ?

    Önce bir şeyi yapıp sonra kendine neden böyle yaptım diye kızmak çok saçma değil mi ? İşte benim sorunum tam olarak bu. Ya da susup daha sonra neden sustum ki diye kendine kızmak. Kendime hakim olamamak da değil aslında o an öyle düşünüp sonra başka bir şekilde düşünmek. Belki de düşünememek.
    Örneklerle anlatsam daha açıklayıcı olacak sanki; geçen gün arkadaşımın evine gitmiştim ablası arkadaşım ben ve bir kız daha oturuyorduk arkadaşımın ablası bana benim hoşuma gitmeyecek bir söz söyledi ve bende misafirim diye sustum konuyu değiştirdim çünkü bir şey söylesem ortam gerilecek. Eve gittim kendi kendime sinirlenmeye, kendi kendime söylenmeye başladım yahu sen kimsin ki bana böyle hitap ediyorsun diye. En azından öyle hitaplardan hoşlanmadığımı belirtseydim. Ve günlerce bunun pişmanlığı...
    Başka bir olay da şu; Kardeşimle alışverişe gitmiştim ayakkabıların hiçbiri hoşuma gitmemişti kardeşim bir ayakkabı seçti ve alıp almamakta kararsız kaldı bana fikrimi sordu ben de burun kıvırdım. Görevli adam da "Neyini beğenmiyosunuz siz beğenmediğiniz için kardeşiniz almıyo gelin bakın şu ayakkabılara en iyisi bu oldu işte" gibisinden laflar etti bende sustum adamı dinledim yaaa şuan yine sinirim tepeme çıktı neden susuyorum ki ben ? YA SEN KİMSİN BEN AYAKKABIYI BEĞENMEK ZORUNDA MIYIM. Adamın yüzüne değil de kendi kendime söylenmeyi seçiyorum hep. İçimde kalıyor ve sürekli aklıma geliyor kendimi kötü hissediyorum. Kendime diyorum ki "karşılık vermemek bir hataydı bu sana ders olacak ve ileriki yaşamında bir daha böyle bir şeyle karşılaştıgında yanıt vereceksin ve pişman olmayacaksın." Kendimi böyle avutuyorum işte, ama tekrar ve tekrar susuyorum. Keşke böyle olmasam

  2. #2
    Çıraklık Dönemi Dvrmchrkt - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2015
    Mesajlar
    1.231

    Standart

    İnsanlarla ilişkilerini baştan kur.Öz güven sorunun var. Bir şeyler söylersen, oluşacak gerilimi kaldıramamaktan korkuyor bilinçaltın.
    Hem kalp kırmak istemiyorsun hem de bulunduğun ortamda düşündüğünü söylersen oluşacak gerilimi yönetememekten korkuyorsun.
    Düşe kalka büyür insan. En uzun yolculuklar bir adımla başlar.
    Bedeli ne olursa olsun, çekinmeden artık her yerde fikrini söyle.
    Daha çok nefret edileceksin ama daha fazla saygı duyulacaksın.
    Büyük aşklar ya sonsuzdur, ya da O’nsuz!.

  3. #3
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Mar 2017
    Mesajlar
    84

    Standart

    Alıntı Dvrmchrkt Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    İnsanlarla ilişkilerini baştan kur.Öz güven sorunun var. Bir şeyler söylersen, oluşacak gerilimi kaldıramamaktan korkuyor bilinçaltın.
    Hem kalp kırmak istemiyorsun hem de bulunduğun ortamda düşündüğünü söylersen oluşacak gerilimi yönetememekten korkuyorsun.
    Düşe kalka büyür insan. En uzun yolculuklar bir adımla başlar.
    Bedeli ne olursa olsun, çekinmeden artık her yerde fikrini söyle.
    Daha çok nefret edileceksin ama daha fazla saygı duyulacaksın.
    Öncelikle cevap verdiğiniz için teşekkür ederim. Haklısınız korkuyorum, gerilim sevmiyorum ve bunun sonucunu psikolojik olarak ezilerek ödüyorum. Evet kesinlikle özgüven problemim var. Bunu çevremden de çok duyuyorum, nasıl yenerim bilmiyorum. Nasıl bir adımla başlarım bilmiyorum. Öyle bir işlemiş ki bilinç altıma konuşamıyorum sanki konuşsam saçmalıycakmışım daha kötü bir duruma düşecekmişim gibi. Ah şu özgüvensizliğim... Özgüven eksikliğim öyle bir tavan yapmış ki dolmuşta "inecek var" diye bağıramıyorum soförün yanına gidip söyleme gereksinimi duyuyorum. Ve şu da var bir toplulukta (5-6 kişi) bir muhabbet açılıyor ve benim de bu konuda bir fikrim oldugunda söyleyemiyorum sanki bi ses "sus, sen konuşmasan da olur, saçmalıycaksın" diyor. Ama samimiyet kurdugum insanlara karşı öyle değilim aslında içimde fikrini söyleyebilen biri var, dışarı çıkmayı bekliyor.Ben artık böyle olmak istemiyorum. sadece samimiyet kurdugum insanlara karşı değil herkese rahatlıkla fikrimi söylemek istiyorum. Hayat böyle çok zor gerçekten. Nasıl ilk adımı atabilirim ?

  4. #4
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Mar 2011
    Mesajlar
    72

    Standart

    Psikolog yardımıyla çok değil bir kaç görüşmede hayatınızı istediğiniz hale getirebilirsiniz diye düşünüyorum. Burda özgüven eksikliği gibi teşhisler koymak doğru olmaz bence. İhtiyacınız olan şunu yap böyle davran gibi tavsiyeler değil de sorunu bulup düzeltmek olmalı.

  5. #5
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Sep 2015
    Yer
    istanbul
    Mesajlar
    24

    Standart

    Alıntı Kübranur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Önce bir şeyi yapıp sonra kendine neden böyle yaptım diye kızmak çok saçma değil mi ? İşte benim sorunum tam olarak bu. Ya da susup daha sonra neden sustum ki diye kendine kızmak. Kendime hakim olamamak da değil aslında o an öyle düşünüp sonra başka bir şekilde düşünmek. Belki de düşünememek.
    Örneklerle anlatsam daha açıklayıcı olacak sanki; geçen gün arkadaşımın evine gitmiştim ablası arkadaşım ben ve bir kız daha oturuyorduk arkadaşımın ablası bana benim hoşuma gitmeyecek bir söz söyledi ve bende misafirim diye sustum konuyu değiştirdim çünkü bir şey söylesem ortam gerilecek. Eve gittim kendi kendime sinirlenmeye, kendi kendime söylenmeye başladım yahu sen kimsin ki bana böyle hitap ediyorsun diye. En azından öyle hitaplardan hoşlanmadığımı belirtseydim. Ve günlerce bunun pişmanlığı...
    Başka bir olay da şu; Kardeşimle alışverişe gitmiştim ayakkabıların hiçbiri hoşuma gitmemişti kardeşim bir ayakkabı seçti ve alıp almamakta kararsız kaldı bana fikrimi sordu ben de burun kıvırdım. Görevli adam da "Neyini beğenmiyosunuz siz beğenmediğiniz için kardeşiniz almıyo gelin bakın şu ayakkabılara en iyisi bu oldu işte" gibisinden laflar etti bende sustum adamı dinledim yaaa şuan yine sinirim tepeme çıktı neden susuyorum ki ben ? YA SEN KİMSİN BEN AYAKKABIYI BEĞENMEK ZORUNDA MIYIM. Adamın yüzüne değil de kendi kendime söylenmeyi seçiyorum hep. İçimde kalıyor ve sürekli aklıma geliyor kendimi kötü hissediyorum. Kendime diyorum ki "karşılık vermemek bir hataydı bu sana ders olacak ve ileriki yaşamında bir daha böyle bir şeyle karşılaştıgında yanıt vereceksin ve pişman olmayacaksın." Kendimi böyle avutuyorum işte, ama tekrar ve tekrar susuyorum. Keşke böyle olmasam
    İlk paragrafında - paragraflar arasına boşluk koysan daha iyi olur senin açından - sıkıntını anlamanın ve anlatmanın ne kadar zor olduğunu güzel ifade etmişsin. İfade edememişsin gibi duruyor ama problemin kendisi yapısı gereği basitce anlatılamayacak (anlaşılamıyacak) doğada olduğu için ve sen de onun doğasına dokunmadığın, yani ona makyaj yapmadığın için öyle görünüyor.

    Aynı şekilde ben de senin durumunu yorumlarken çok zorlanacağımı üzerine biraz düşününce anladım. Ben de senin yaptığın gibi örnek bir olguyla ifade etmeye çalışacağım. Bir futbol takımı düşünelim. Bu takımın kalecisi yok. Maçlara yine 11 kişiyle çıksınlar ama kalede kaleci yok. Çıktığı maçlarda rakip takımın futbolcularının uzaktan şutlarıyla kolayca gol yediğini ve maçları farklı kaybedeceğini tahmin etmek zor değil. Bu yüzden kalecisi olmayan takımın futbolcuları çıktığı maçlarda kolayca gol yememek için ağırlıklı olarak kendi kalelerine yakın bölgede oynarlar. Bu durum onların rakip sahaya hücum etmelerini ve gol atmalarını imkansızlaştırır. O zaman takımın teknik direktörü önündeki maç için "bu maça çıkmaya gerek yok, zaten yenileceğiz" deyip takımı oynatmayabilir. Bu yüzden hükmen mağlup olur.

    Şimdi örneği biraz değiştirelim. Takımın kalecesi var ama kalecide takım sorumluluğu yok. Mesela kulübün başkanı -olmaz ya hani varmış gibi düşünelim- buna canının istediği gibi oyna yediğin gollerden sorumlu değilsin demiş olsun. Bu kalecinin maç esnasında sık sık ileriye çıkıp futbolcuların arasına karışıp kaleyi boş bıraktığını düşünelim. Yine bu takım böyle durumda da çok gol yiyecek, takım rahatça hücuma çıkamayacak ve teknik direktör, sonraki maç için yine yenileceğiz diyecek.

    Oysa kaleci kalede, savunma oyuncuları arkada beklerken hücuma çıkmak daha güvenli olacak, takımın gol atma ihtimali de artacaktır. Böylece takım takım gibi oynayacak, maçtan sonra biz niye hücuma çıkmadık demeyecektir. Sonuç olarak bana göre özellikle ilişkilerde zihnin belirli bileşenleri devreye girip adeta bir takım oyunu sergileyerek ilişkiyi yürütür; ona devamlılık kazandırır. Aksi durumda ilişkiyi zedeler hatta sonlandırabilir.

    Bu fenomeni senin yaşadığın şeyler üzerinden inceleyelim. Arkadaşının ablası meselesinde, 'bir şey söylesem ortam gerilecek' demişsin. Bunu ispatlayamam ama şöyle olduğunu düşünüyorum. Zihninde arkadaşına (haklı yada haksız olarak) zaten kızan yada kırgın olan bir tarafın kontrolsüz bir şekilde devreye girecek (teknik direktörü takmayan, sahada dolaşan kaleci gibi) arkadaşın yerine ablasına saldırarak esas sorunun özünden sapacak ve arkadaşının ablasının haksızken haklı olmasına, mağdur eden iken mağdur olan durumuna düşmesine sebep olacak ve ablasının buna sert tepki göstererek gergin bir ortam oluşmasına neden olacaktı. Esas önemli kısım ise arkadaşın, ablasına bu şekilde saldırmandaki garipliği sezecek ve hedefin kendisi olduğunu ve hepsinden önemlisi kendisini kontrol edemeyen, sorunları zamanında, sakince konuşmayıp başka yerlerde patlayan bir arkadaşa(sana) sahip olduğunu anlayacak olması zihninin olay esnasında ketumlaşmasına sebep olmuş olmalı.

    İkinci örneğe gelelim. Şu ayakkabı beğenme meselesi. Burada esas mesele adamın kardeşinizin giyeceği ayakkabıya siz mi karar vereceksiniz demek istemesi. Bu da senin kardeşinin kişilik alanını ihlal etme meselesini irdeliyor. "YA SEN KİMSİN BEN AYAKKABIYI BEĞENMEK ZORUNDA MIYIM" cümlesini adamın yüzüne söylesen adam şöyle karşılık verebilir: sen değil kardeşin beğenecek, sonuçta o giyecek. Böyle bir ifade kardeşinle ilişkini uzun vadede zedeleyebilir. Yani zamanla kardeşin bu durumu sorgulayabilir.

  6. #6
    Karar Dönemi karamsar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2014
    Mesajlar
    403

    Standart

    Alıntı Kübranur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Önce bir şeyi yapıp sonra kendine neden böyle yaptım diye kızmak çok saçma değil mi ? İşte benim sorunum tam olarak bu. Ya da susup daha sonra neden sustum ki diye kendine kızmak. Kendime hakim olamamak da değil aslında o an öyle düşünüp sonra başka bir şekilde düşünmek. Belki de düşünememek.
    Örneklerle anlatsam daha açıklayıcı olacak sanki; geçen gün arkadaşımın evine gitmiştim ablası arkadaşım ben ve bir kız daha oturuyorduk arkadaşımın ablası bana benim hoşuma gitmeyecek bir söz söyledi ve bende misafirim diye sustum konuyu değiştirdim çünkü bir şey söylesem ortam gerilecek. Eve gittim kendi kendime sinirlenmeye, kendi kendime söylenmeye başladım yahu sen kimsin ki bana böyle hitap ediyorsun diye. En azından öyle hitaplardan hoşlanmadığımı belirtseydim. Ve günlerce bunun pişmanlığı...
    Başka bir olay da şu; Kardeşimle alışverişe gitmiştim ayakkabıların hiçbiri hoşuma gitmemişti kardeşim bir ayakkabı seçti ve alıp almamakta kararsız kaldı bana fikrimi sordu ben de burun kıvırdım. Görevli adam da "Neyini beğenmiyosunuz siz beğenmediğiniz için kardeşiniz almıyo gelin bakın şu ayakkabılara en iyisi bu oldu işte" gibisinden laflar etti bende sustum adamı dinledim yaaa şuan yine sinirim tepeme çıktı neden susuyorum ki ben ? YA SEN KİMSİN BEN AYAKKABIYI BEĞENMEK ZORUNDA MIYIM. Adamın yüzüne değil de kendi kendime söylenmeyi seçiyorum hep. İçimde kalıyor ve sürekli aklıma geliyor kendimi kötü hissediyorum. Kendime diyorum ki "karşılık vermemek bir hataydı bu sana ders olacak ve ileriki yaşamında bir daha böyle bir şeyle karşılaştıgında yanıt vereceksin ve pişman olmayacaksın." Kendimi böyle avutuyorum işte, ama tekrar ve tekrar susuyorum. Keşke böyle olmasam
    Psikolojide basit bir şema vardır. Şartlar ve uyarıcı aynı olsa dahi, tepki kişiden kişiye farklılık gösterir. Siz içinize kapanık, sakin ve çekingen birisiniz. Bunu insanlara belli ediyorsunuz ve insanlar size tepki verirken sert davranabiliyor. Size sert davranan insanlar, farklı insanlara oldukça yumşak davranabilirler. oldukça nazik davranabilirler.

    Konunun özüne gelecek olursak, güçlü olun. Bu güç, sözlerin gücü olsun. Birisi size kötü bir şey söylediğinde, bunun bir kaç katını ona söylemekten çekinmeyin. söz gelimi, kişi size tabak fırlattı, sizde ona sandalye fırlatın ve ne olursa olsun, onun size verdiği zararın daha fazlasını ona vermeden kavgayı bitirmeyin.
    why so serious

  7. #7
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Mar 2017
    Mesajlar
    84

    Standart

    Alıntı ercio Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    İlk paragrafında - paragraflar arasına boşluk koysan daha iyi olur senin açından - sıkıntını anlamanın ve anlatmanın ne kadar zor olduğunu güzel ifade etmişsin. İfade edememişsin gibi duruyor ama problemin kendisi yapısı gereği basitce anlatılamayacak (anlaşılamıyacak) doğada olduğu için ve sen de onun doğasına dokunmadığın, yani ona makyaj yapmadığın için öyle görünüyor.

    Aynı şekilde ben de senin durumunu yorumlarken çok zorlanacağımı üzerine biraz düşününce anladım. Ben de senin yaptığın gibi örnek bir olguyla ifade etmeye çalışacağım. Bir futbol takımı düşünelim. Bu takımın kalecisi yok. Maçlara yine 11 kişiyle çıksınlar ama kalede kaleci yok. Çıktığı maçlarda rakip takımın futbolcularının uzaktan şutlarıyla kolayca gol yediğini ve maçları farklı kaybedeceğini tahmin etmek zor değil. Bu yüzden kalecisi olmayan takımın futbolcuları çıktığı maçlarda kolayca gol yememek için ağırlıklı olarak kendi kalelerine yakın bölgede oynarlar. Bu durum onların rakip sahaya hücum etmelerini ve gol atmalarını imkansızlaştırır. O zaman takımın teknik direktörü önündeki maç için "bu maça çıkmaya gerek yok, zaten yenileceğiz" deyip takımı oynatmayabilir. Bu yüzden hükmen mağlup olur.

    Şimdi örneği biraz değiştirelim. Takımın kalecesi var ama kalecide takım sorumluluğu yok. Mesela kulübün başkanı -olmaz ya hani varmış gibi düşünelim- buna canının istediği gibi oyna yediğin gollerden sorumlu değilsin demiş olsun. Bu kalecinin maç esnasında sık sık ileriye çıkıp futbolcuların arasına karışıp kaleyi boş bıraktığını düşünelim. Yine bu takım böyle durumda da çok gol yiyecek, takım rahatça hücuma çıkamayacak ve teknik direktör, sonraki maç için yine yenileceğiz diyecek.

    Oysa kaleci kalede, savunma oyuncuları arkada beklerken hücuma çıkmak daha güvenli olacak, takımın gol atma ihtimali de artacaktır. Böylece takım takım gibi oynayacak, maçtan sonra biz niye hücuma çıkmadık demeyecektir. Sonuç olarak bana göre özellikle ilişkilerde zihnin belirli bileşenleri devreye girip adeta bir takım oyunu sergileyerek ilişkiyi yürütür; ona devamlılık kazandırır. Aksi durumda ilişkiyi zedeler hatta sonlandırabilir.

    Bu fenomeni senin yaşadığın şeyler üzerinden inceleyelim. Arkadaşının ablası meselesinde, 'bir şey söylesem ortam gerilecek' demişsin. Bunu ispatlayamam ama şöyle olduğunu düşünüyorum. Zihninde arkadaşına (haklı yada haksız olarak) zaten kızan yada kırgın olan bir tarafın kontrolsüz bir şekilde devreye girecek (teknik direktörü takmayan, sahada dolaşan kaleci gibi) arkadaşın yerine ablasına saldırarak esas sorunun özünden sapacak ve arkadaşının ablasının haksızken haklı olmasına, mağdur eden iken mağdur olan durumuna düşmesine sebep olacak ve ablasının buna sert tepki göstererek gergin bir ortam oluşmasına neden olacaktı. Esas önemli kısım ise arkadaşın, ablasına bu şekilde saldırmandaki garipliği sezecek ve hedefin kendisi olduğunu ve hepsinden önemlisi kendisini kontrol edemeyen, sorunları zamanında, sakince konuşmayıp başka yerlerde patlayan bir arkadaşa(sana) sahip olduğunu anlayacak olması zihninin olay esnasında ketumlaşmasına sebep olmuş olmalı.

    İkinci örneğe gelelim. Şu ayakkabı beğenme meselesi. Burada esas mesele adamın kardeşinizin giyeceği ayakkabıya siz mi karar vereceksiniz demek istemesi. Bu da senin kardeşinin kişilik alanını ihlal etme meselesini irdeliyor. "YA SEN KİMSİN BEN AYAKKABIYI BEĞENMEK ZORUNDA MIYIM" cümlesini adamın yüzüne söylesen adam şöyle karşılık verebilir: sen değil kardeşin beğenecek, sonuçta o giyecek. Böyle bir ifade kardeşinle ilişkini uzun vadede zedeleyebilir. Yani zamanla kardeşin bu durumu sorgulayabilir.
    Yorumunuz için de örneğiniz için de teşekkür ederim. Bundan sonra paragrafları ayırmaya çalışacağım.

    Aslında arkadaşım yerine ablasına saldırmak gibi bir durum yok. Ablasının bana sarfettiği söze karşılık vereyip susmam ve sonrasında içimde hissettiğim eziklik duygusu var. Eğer ablasına tepki gösterseydim arkadaşım kendisinin yerine ablasına saldırdığımı düşünmezdi şahsen, çünkü o da bana sarfedilen bu sözü duyuyor sonuçta.

    Ayakkabı konusuna gelince haklısınız adamın düşüncesi konusunda, ama ben adama sinir oldum çünkü kardeşim bana fikrimi soruyor ki bunu hepimiz yaparız bence. Bunda kardeşimin giyeceği ayakkabıyı benim seçmem gibi bir durum oldugunu düşünmüyorum. Sonuçta kardeşim fikrimi sordu ve ben de beğenmedim. Bu kadar basit. Onun beğenmesi benim de alma demem gibi bir durum yok ki ortada.

  8. #8
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Mar 2017
    Mesajlar
    84

    Standart

    Alıntı karamsar Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Konunun özüne gelecek olursak, güçlü olun. Bu güç, sözlerin gücü olsun. Birisi size kötü bir şey söylediğinde, bunun bir kaç katını ona söylemekten çekinmeyin. söz gelimi, kişi size tabak fırlattı, sizde ona sandalye fırlatın ve ne olursa olsun, onun size verdiği zararın daha fazlasını ona vermeden kavgayı bitirmeyin.
    Söyledikleriniz beni gülümsetti Ah keşke güçlü olabilsem sandalyeyle kafalarına kafalarına vurabilsem. Keşke birisi bana bir şey söylediğinde o lafı söylediklerine bin pişman edebilsem. O cesaret yok ki bende

  9. #9
    Karar Dönemi karamsar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2014
    Mesajlar
    403

    Standart

    Alıntı Kübranur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Söyledikleriniz beni gülümsetti Ah keşke güçlü olabilsem sandalyeyle kafalarına kafalarına vurabilsem. Keşke birisi bana bir şey söylediğinde o lafı söylediklerine bin pişman edebilsem. O cesaret yok ki bende
    Aslında herkeste o cesaret vardır. Sadece bazıları farkında değildir. Bu cesareti görmek için kişinin sinir uçlarına dokunmak lazım. Kötü olan şeyse, bi insan ne kadar çok sakin kalabiliyorsa patlaması da bi o kadar şiddetli oluyor. Örneğin sandalye atılması gereken yerde sandalye atmazsınız ama kavga edilmesi gereken yerde kişinin üstüne benzin döküp yakabilirsiniz. Bu tip durumlarda kişi eğer açılırsa gerçekten fena açılır. söz gelimi, şu anki çekingenliğiniz ilerde mafya babalığı derecesinde tehlikeli boyut alabilir.

    bethooven duyma zorluğu çeken ve işitme kaybı olan birisiydi. bu özelliğinin üstüne gitti. Einshtein kişiler tarafından aptal denilen birisiydi. Atomu parçaladı. Sizde şu an çekingensiniz. zihninizde kötü senaryolar canlanıyor ve geri çekiliyorsunuz. İlerde bu durumu aşacağınız dönemde o bütün senaryoları da kabul edip aşacaksınız. Aslında o senaryoların hiç birisinin gerçek olmadığını göreceksiniz. Lakin o andan sonra en kötü senaryoya bile gözünüz kapalı gidebileceksiniz. Bu hep böyle olmuştur
    why so serious

  10. #10
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Mar 2017
    Mesajlar
    84

    Standart

    Alıntı karamsar Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Aslında herkeste o cesaret vardır. Sadece bazıları farkında değildir. Bu cesareti görmek için kişinin sinir uçlarına dokunmak lazım. Kötü olan şeyse, bi insan ne kadar çok sakin kalabiliyorsa patlaması da bi o kadar şiddetli oluyor. Örneğin sandalye atılması gereken yerde sandalye atmazsınız ama kavga edilmesi gereken yerde kişinin üstüne benzin döküp yakabilirsiniz. Bu tip durumlarda kişi eğer açılırsa gerçekten fena açılır. söz gelimi, şu anki çekingenliğiniz ilerde mafya babalığı derecesinde tehlikeli boyut alabilir.

    bethooven duyma zorluğu çeken ve işitme kaybı olan birisiydi. bu özelliğinin üstüne gitti. Einshtein kişiler tarafından aptal denilen birisiydi. Atomu parçaladı. Sizde şu an çekingensiniz. zihninizde kötü senaryolar canlanıyor ve geri çekiliyorsunuz. İlerde bu durumu aşacağınız dönemde o bütün senaryoları da kabul edip aşacaksınız. Aslında o senaryoların hiç birisinin gerçek olmadığını göreceksiniz. Lakin o andan sonra en kötü senaryoya bile gözünüz kapalı gidebileceksiniz. Bu hep böyle olmuştur
    Mafya babalığı mı ? fena değilmiş hakikatten. Düşüneceğim bu mesleği Aklıma ben polis olmak istiyorum dediğimde kahkaha atan matematik hocam geldi. Şahsen ben kendimde o cesareti göremediğim gibi çevremdeki insanlar da bana o sertliği yakıştırmıyor.

    Üniversite sınavlarına hazırlanıyorum. Ünversiteye inşallah kendine güveni olan biri olarak başlarım. Ve inşallah içimde biyerlerde gizlenmiş olan cesaretimi günyüzüne çıkarabilirim ve inşallah üniversiteyi kazanabilirim.

    Sanırım konudan konuya atlayıp biraz saçmaladım ama olsun ne demiş şair "saçmalamak güzeldir"

Sayfa 1/3 123 SonSon

Benzer Konular

  1. Ben Neden Böyleyim
    By Pinky in forum Depresyon
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 18-01-2016, 10:43 AM
  2. Neden Böyleyim ?
    By LoserLover in forum Üyeler Konuşuyor / Dertleşiyor / Soru Soruyor
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 05-09-2015, 01:42 AM
  3. Ben neden böyleyim
    By danqer29 in forum Depresyon
    Cevaplar: 6
    Son Mesaj: 30-03-2015, 10:22 PM
  4. Neden böyleyim ?
    By prenses in forum Eğitimle İlgili Problemler
    Cevaplar: 15
    Son Mesaj: 13-10-2012, 04:13 PM
  5. Neden böyleyim ki?
    By damon in forum Üyeler Konuşuyor / Dertleşiyor / Soru Soruyor
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 23-08-2012, 02:03 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •