Sayfa 22/32 İlkİlk ... 12181920212223242526 ... SonSon
320 sonuçtan 211 ile 220 arası

Konu: Gündelik hayattan notlar...

  1. #211
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    İçine kapalı ya da sosyal fobi ayrı tabi ama bence ölçülü olmak pek çok durumda her zaman iyidir.

    Bizi sonra pişman olacağımız hatalar yapmaktan uzak tutar.

    Ama içine kapalı biri ölçüyü kaçırırım diye,ya da ölçüyü bilmiyorum diye hiç konuşmuyorsa haklısın.

    İnsanın en başta kendisini ifade edecek medeni cesaretinin olması gerekir.

    Benim naçizane tavsiyem okumaktır.

    Nerden nasıl gireceğini bilirsen,konuşacak cesaretinde daha fazla olur,kolay kolayda pot kırmazsın.

  2. #212
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    Birşeyler yazmıştım ama boşverin gitsin...
    Konu Denge tarafından (25-10-2020 Saat 07:41 AM ) değiştirilmiştir.

  3. #213
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    https://youtu.be/lFzEJVRkCjg

    Ezik görünmene neden olan olaylar...

    Psikolog Beyhan Budak...
    Konu Denge tarafından (28-10-2020 Saat 08:43 PM ) değiştirilmiştir.

  4. #214
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    İnsanımızın en büyük eksiklerinden biri faydalı bilgi arkasına düşmemek.

    Analiz yapmak,sentez oluşturmak,anlam dünyalarına,felsefeye kafa yormak yoktur bizim milletin zihin fonksiyonlarında.

    Beyni zorlamazlar,ihtiyaç ve güdülerini tatmin için yaşarlar.

    Zihinlerini geçim kavgasından kurtarıp,entellektüel fonksiyonları yeşertmeye fırsat bulamamıştır pek çoğu.

    Hoş aynı şey zenginler içinde geçerlidir;üretmek yerine kısa yoldan köşe dönmek ya da filancanın evinden daha güzel bir ev,arabasından daha güzel bir araba,eşyasından daha güzel bir eşya alıp onu çatlatayım derdindedir.

    Anlam dünyasını yoklasan ,sözlerinden süzülen irfanı tartsan bir kaşık bile değildir.

    Gelişme merakla başlar,okumayla,ilmi metodlarla incelemeyle devam eder,çalışmayla ürün elde edilir.

    Milleti millet yapan niteliğidir,inceliğidir,çalışkanlığı,samimiyeti ve ferasetidir.

    Eskiden okumasa bile en azından bir anadolu feraseti, basireti,samimiyeti vardı insanlarda .

    Şimdi o da kalmadı.
    Konu Denge tarafından (29-12-2020 Saat 12:06 AM ) değiştirilmiştir.

  5. #215
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    Bugün günümüz siyasetçisinin bize verdiği mesaj;

    Biz herşeyin merkeziyiz,rızık bizim elimizle dağılıyor,istediğimizi âbâd istediğimizi rezil ederiz,canımızı sıkanı mahvederiz,istediğimize celâlimizi,istediğimize cemâlimizi gösteririz,biz hikmetinden sual olunamayan insanlarız,her işimiz hak,adalet ve hikmet üzeredir.

    Bu sıfatlar aslında kime aittir?

    Başka sorum yok.

    Devamlı sövüp saydıkları,kanlı bıçaklı oldukları tarikat liderlerinden ne farkları kalıyor.

    Ayak oyunlarına alıştık,ezberledik artık.

    Birbirinin türevi oyunlar,ayak kaydırma hazırlıkları.

    Rabbim insi ve cinni tüm şeytanların şerrinden korusun.

    Bir gün gelecek gerçekten demokrasi ve gerçek hukukla taçlanacak inşaallah bu cumhuriyet.

    Benim inancım tam.
    Konu Denge tarafından (05-11-2020 Saat 08:58 PM ) değiştirilmiştir.

  6. #216
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    Hayatta ne üzmek isterim ne üzülmek.

    Kimseyi de kolay kolay eleştirmem.

    Ama insanlar baskılardan bıktılar.

    Söz hakkı istiyorlar,eleştiri hürriyeti istiyorlar.

    Bende karşıyım hakarete ve aşağılamaya.

    Ama rengarenk yaratılan bir dünyada insanlar hep aynı rengin tonlarını niye takip etsinler?

    Niye hep aynı çizgide ilerlemek zorunda olsunlar?

    Ağzınızdan çıkan sözler yüreğinizden çıkıyorsa ve insanlar nezdinde bir değeri varsa elbet bir karşılığı olacaktır.

    Ama herkesinde kendine göre bir renk arama hürriyeti vardır.

    En güzel renk benimki deyip herkes bu rengi kullansın diye bastırırsanız,en nefret edilen renk sizinki olur,insanlara iğreti gelir bıkarlar.

    Çünkü insan doğası gereği özgürdür,kendi doğrusunu kendi seçer.

    Seçim yaparken insanın fikri hür,vicdanı hür olmalıdır.

    İmtihan sırrıda zaten bunun üzerine bina edilmiştir.

    Düşünceler de renkler gibidir,herkesin aynası,esması farklıdır.

    Bu bağın gülü ayrı,başka bağın gülü ayrıdır.

    Dikenlerden şikayet ederiz hep ama diken heryerde dikendir.

    Diken olmazsa gülünde kıymeti bilinmez.

    İş odur ki kişinin taşıdığı cevheri bulup işlemek gerek,bunun içinde gayret gerek,irfan ve marifet gerek.

    Taşı kırıp içindeki suyu çıkarmak gerek.

    Muhtaç bir sinede bir nur çiçeği filizlenmesine ,bir ışık yanmasına vesile olabilmek gerek.

    Ona buna söverek hiçbir şey elde edilmez.
    Konu Denge tarafından (14-11-2020 Saat 01:58 PM ) değiştirilmiştir.

  7. #217
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    Bazen zihnimi şöyle bir düşünce yoklar durur;

    Belkide hayatımızda çektiğimiz acılar,ızdıraplar ve kaderimiz,bezmi elestte verdiğimiz sözlerin bir ceremesinden, talip olduğumuz şeylerin büyüklüğünden kaynaklı çilelerden,imtihanlardan ibarettir .

    Kaderinle savaşacağına, kader çizgilerini mutluluk ve huzurla kesiştirmeye çalışmak yeğdir.

    Ben hâlâ rüyalarımda lise-üniversite sınavlarına girer dururum.

    Şeklen mezun olsamda,fikren hâlâ mezun olamadım.

    Kaderimi suçladığımda çok olsa da kendi ellerimle yaptığım hatalarda çoktur.

    Üniversiteyi hakkını vererek bitirememek iç dünyamdaki yangınların ve kendime güvensizliğimin en önemli sebeplerinden biri.

    Başıma gelen pek çok şey kaderin ağır imtihanları olsa da,kendi hatalarımı da unutamıyorum,gözümde hergün daha çok büyüyor.

    Birçok kitap okudum mesleğimle ilgili,kendimi geliştirmek adına pek çok çabam oldu,çalıştığım yıllar boyunca hazine değerinde deneyimler kazandım,kıdemlilerimden pek çok şey öğrendim,mezun olalı on yılı geçti ama temeldeki o hata hâlâ fikren benim maneviyatımı yıkıp-dağıtan en önemli olay.

    Bedbaht geçen öğrencilik yıllarım yüzünden kendimi çok suçluyorum.

    Doğru dürüst çalışsaydın bütün bunlar başına gelmezdi diyorum kendime.

    Vicdanım hergün beni acımasızca eleştiriyor.

    İnsanda ne gurur bırakıyor,ne de izzeti nefsimi ciddiye alıyor.
    Konu Denge tarafından (22-11-2020 Saat 08:41 AM ) değiştirilmiştir.

  8. #218
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    Bazen yakınlarım bir psikoterapiste gidersem sorunlarımı daha kolay çözebileceğimi söylüyor.

    Bu benim için öyle kolay verilebilecek bir karar değil.

    Ağır darbeler almış bir zihni teskin etmek hiç kolay değil.

    Hele hele tedavi etmek çok büyük bir müşkül.

    Kime tedavi ettireceksin ,hem bakalım bulabilecek misin yapabilecek birini?

    Bu kadar uzun ilaç tedavilerinden sonra inanabilecek miyim düşüncelerimin sağlıklı bir yapıya kavuşacağına.

    Yıllar önce tanıdık bir psikologla konuştuğumda benim sorunlarımı her psikoloğun çözemeyeceğini söylemiş ve üniversitedeki bir uzman psikolog arkaşını salık vermişti.

    Belki oda kullandığım ilaçlardan korkmuştu.

    Oysa ben pek çok kez hem psikologlara,hem psikiyatristlere derdimi anlatmıştım.

    Çoğu beni dinlemekten bile acizdi.

    Hele en zor zamanımda denk gelen biri vardı ki evlere şenlik.

    Üç-beş kağıt testi,bir kaç soru ki toplasan yirmi dakika etmez,yazdı-çizdi beni psikiyatristinin yanına gönderdi.

    Psikiyatrist zaten hiç dinlemedi,sormadı bile.

    Kararını -nasıl oluyorsa- çoktan vermiş gibiydi,sonuçta benim için bir rapor verilmişti,öncekilerin kaçtığı kolaycılığa kaçtı ve aynı raporu tekrar rpt etti.

    Beni ne yatırdı,ne izledi,nede anlamaya çalıştı,umrunda değildi,mesaisini doldurmanın derdindeydi .

    İşin iç yüzünü anlayıp itiraz ettiğimde bana söylediği söz ülkemizde insanın değerini anlamak açısından çok manidar ve ibretliktir;

    ''-Ben senin raporunu yazdım,bir daha uğraşamam.''

    Türkiyenin en önemli ruh sağlığı hastanelerinden biriydi.

    Verdikleri raporla neredeyse mesleğimden,ekmeğimden oluyordum.

    Onlar o raporu vereli 6 yıl oldu,oysa ben hala mesleğimi en güzel şekilde,tüm özverimle,tüm iyi niyetimle icra etmeye çalışıyorum ve rahatsızlığımdan kaynaklı hiçbir sıkıntı yaşamadım.

    Benden kendilerine güvenmemi bekliyorlar.

    Bu saatten sonra mümkün değil.

    Normalde teşhisimi koyan doktorum çok daha vicdanlıydı .

    İlaç yazdı sadece.

    Verdiği ilaçlardan memnunum.

    Bir denge tutturabildiysem o sayede.

    Ne için gittiğimi bilmediğim bir ruh sağlığı hastanesinde,ben belki tedavi şansı da bulurum diye içimi açarken ,önceden verilmiş kararlarla mesleğinden edilmeye çalışılan bir kişi olarak sizce bir terapiste ne kadar güvenebilirim?

    O dönem benim ve ailemin ne çektiğini bir ben bilirim birde Allah bilir.

    O kadar hır-gür içinde alınan bir karıncanın bedduasıdır.

    *Bu arada söz verdiğim halde çenemi tutamadım,hakkınızı helal ediniz.
    Konu Denge tarafından (04-12-2020 Saat 10:42 AM ) değiştirilmiştir.

  9. #219
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    https://www.gazeteduvar.com.tr/dokto...makale-1506310

    Çok güzel bir yazı...

    Doktor-Sağlıkçı yarı tanrı bir mitoloji kahramanı gibi görünmeye çalışmamalıdır.

    Doktoru-Sağlıkçıyı yalan yanlış-sahte birer imaj insanına dönüştürmenin,samimiyetini kaybettirip gerçek dünyadan koparmanın orta ve uzun vadede ne hastaya ne de doktora-sağlıkçıya bir faydası yoktur.

    Aşağılık psikolojisinin beslediği reklam delisi balon egolar,hırslar günümüz dünyasının en büyük gerçeği oldu.

    Şişirilmiş egolar,olduğundan büyük görünen insanlar,kendini,fikrini,siyasetini,bilgisini tepede gören
    insanların arasında mütevazı insanlar defolu mal gibi duruyor.


    İnsan olmanın en büyük erdemi,Anadolu insanının Alamet-i farikası ,yani ''Tevazu'' ;kapitalist sistemin cilalanmış benlikleri arasında kendine güven masallarınında etkisiyle kayboldu gitti.

    Merdivende sıradaki basamağa basmak,merdivenleri ağır ağır çıkmak yerine hakkın olmadığı,yeterince hazırlığın olmadığı ya da yeterince pişmediğin halde tepeye ışınlanmaya çalışırsan,biri çelme takıp düştüğün zamanda kafanın gözünün yarıldığından şikâyet etmemelisin.

    Hırsı yüzünden huzurunu,yuvasını,dünyasını mahveden çok insan tanıdım,daha öncede bahşetmiştim;eskiler hırsla azmin farklı şeyler olduğunu söylermiş.

    Azim ihtiyaçlar için çalısmaktır,işin helal kısmı.Hırs ise işin için içine şeytanın karıştığı bir açgözlülük hali,aslında bir yerde manevi bir hastalık.

    Zaten bu insanların en büyük manevi hastalıklardan ikisi hırs ve kibir.

    Ama bu insanlara ayna tutan birilerinin olması lazım,çünkü bu insanlar kendilerini farkedemiyor, farketse bile sorununu çözemiyor.
    Konu Denge tarafından (05-12-2020 Saat 06:12 PM ) değiştirilmiştir.

  10. #220
    Çıraklık Dönemi osmangazi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2012
    Mesajlar
    1.360

    Standart

    Alıntı Denge Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Bazen yakınlarım bir psikoterapiste gidersem sorunlarımı daha kolay çözebileceğimi söylüyor.

    Bu benim için öyle kolay verilebilecek bir karar değil.

    Ağır darbeler almış bir zihni teskin etmek hiç kolay değil.

    Hele hele tedavi etmek çok büyük bir müşkül.

    Kime tedavi ettireceksin ,hem bakalım bulabilecek misin yapabilecek birini?

    Bu kadar uzun ilaç tedavilerinden sonra inanabilecek miyim düşüncelerimin sağlıklı bir yapıya kavuşacağına.

    Yıllar önce tanıdık bir psikologla konuştuğumda benim sorunlarımı her psikoloğun çözemeyeceğini söylemiş ve üniversitedeki bir uzman psikolog arkaşını salık vermişti.

    Belki oda kullandığım ilaçlardan korkmuştu.

    Oysa ben pek çok kez hem psikologlara,hem psikiyatristlere derdimi anlatmıştım.

    Çoğu beni dinlemekten bile acizdi.

    Hele en zor zamanımda denk gelen biri vardı ki evlere şenlik.

    Üç-beş kağıt testi,bir kaç soru ki toplasan yirmi dakika etmez,yazdı-çizdi beni psikiyatristinin yanına gönderdi.

    Psikiyatrist zaten hiç dinlemedi,sormadı bile.

    Kararını -nasıl oluyorsa- çoktan vermiş gibiydi,sonuçta benim için bir rapor verilmişti,öncekilerin kaçtığı kolaycılığa kaçtı ve aynı raporu tekrar rpt etti.

    Beni ne yatırdı,ne izledi,nede anlamaya çalıştı,umrunda değildi,mesaisini doldurmanın derdindeydi .

    İşin iç yüzünü anlayıp itiraz ettiğimde bana söylediği söz ülkemizde insanın değerini anlamak açısından çok manidar ve ibretliktir;

    ''-Ben senin raporunu yazdım,bir daha uğraşamam.''

    Türkiyenin en önemli ruh sağlığı hastanelerinden biriydi.

    Verdikleri raporla neredeyse mesleğimden,ekmeğimden oluyordum.

    Onlar o raporu vereli 6 yıl oldu,oysa ben hala mesleğimi en güzel şekilde,tüm özverimle,tüm iyi niyetimle icra etmeye çalışıyorum ve rahatsızlığımdan kaynaklı hiçbir sıkıntı yaşamadım.

    Benden kendilerine güvenmemi bekliyorlar.

    Bu saatten sonra mümkün değil.

    Normalde teşhisimi koyan doktorum çok daha vicdanlıydı .

    İlaç yazdı sadece.

    Verdiği ilaçlardan memnunum.

    Bir denge tutturabildiysem o sayede.

    Ne için gittiğimi bilmediğim bir ruh sağlığı hastanesinde,ben belki tedavi şansı da bulurum diye içimi açarken ,önceden verilmiş kararlarla mesleğinden edilmeye çalışılan bir kişi olarak sizce bir terapiste ne kadar güvenebilirim?

    O dönem benim ve ailemin ne çektiğini bir ben bilirim birde Allah bilir.

    O kadar hır-gür içinde alınan bir karıncanın bedduasıdır.

    *Bu arada söz verdiğim halde çenemi tutamadım,hakkınızı helal ediniz.
    Doktorum bana internette forumları ve oyunları bırakmamı söylemiştim. Dinlememiştim, neden diye sormamıştım. Şimdi televizyon pcden telefondan video izlemenin oyun oynamaının, sosyal medyanın dopamin bağımlılığına yol açtığını söylediğini anladım. Söyleyen kim Beyhan Budak foruma haftada bir girmeye çalışıyorum, oyunu tamamen bıraktığımda forumu da bırakacağım inşallah.
    "İnanırsan Hayaller Gerçek Olur" Aynur Meydan'ın şiirinden. Çok doğru bir söz ama hiç tavsiye etmem...

Sayfa 22/32 İlkİlk ... 12181920212223242526 ... SonSon

Benzer Konular

  1. Mutlak Hakikat ve Yanılmaz Üzerine Notlar
    By gunes23 in forum Paylaşım Köşesi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 09-09-2014, 03:00 AM
  2. Psikanalitik yaklaşim: Bilinçaltindan notlar
    By Selina in forum Psikanalitik Yaklaşım ( Kuram )
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 21-05-2013, 11:37 AM
  3. Hayattan tat alamıyorum:-(
    By jabber in forum Üyeler Konuşuyor / Dertleşiyor / Soru Soruyor
    Cevaplar: 23
    Son Mesaj: 20-03-2013, 12:40 AM
  4. Ayakkabi Tarihinden Ilginc Notlar
    By BeYaZ_KeLeBeK in forum Paylaşım Köşesi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 28-03-2008, 12:17 AM
  5. Evlilik üzerine bazı notlar...
    By Nefertiti in forum Gülmece / Eğlenmece Bölümü
    Cevaplar: 7
    Son Mesaj: 12-03-2008, 05:15 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •