Sayfa 4/46 İlkİlk 1234567814 ... SonSon
455 sonuçtan 31 ile 40 arası

Konu: Gül dili...

  1. #31
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    Zât-ı Hak-da mahrem-i irfân olan anlar bizi,
    İlm-i sırda bahr-ı bî-pâyân olan anlar bizi.

    Bu fenâ gülzârına bülbül olanlar anlamaz,
    Vech-i bâkî hüsnüne hayrân olan anlar bizi.

    Dünye vü ukbâyı ta'mir eylemekten geçmişiz,
    Har taraftan yıkılıp vîrân olan anlar bizi.

    Biz şol abdalız bıraktık eğnimizden şâlımız,
    Varlığından soyunup üryân olan anlar bizi.

    Kahr-ü lûtfü şey'i vâhid bilmeyen çekti azab,
    Ol azabdan kurtulup sultân olan anlar bizi.

    Zâhidâayık dururken anlamazsın sen bizi,
    Cür'ayı sâfî içüp mestân olan anlar bizi.

    Ârifin her bir sözünü duymağa insân gerek,
    Bu cihânda sanmayız hayvân olan anlar bizi.

    Ey Niyâzî katremiz deryâya saldık biz bugün,
    Katre nice anlasın ummân olan anlar bizi.

    Halkı koyup lâ mekân ilinde menzil tutalı,
    Mısrıyâ şol canlara canân olan anlar bizi.

    Niyâzî-i Mısrî

  2. #32
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    Uyan gözün aç durma yalvar güzel Allah'a

    Yolundan izin ayırma yalvar güzel Allah'a

    Her geceyi kaim ol her gündüzü saim ol

    Hem zikr ile daim ol yalvar güzel Allah'a

    Bir gün bu gözün görmez hem kulağın işitmez

    Bu fırsat ele girmez yalvar güzel Allah'a

    Aslığı ganimet bil her saati nimet bil

    Gizlice ibadet kıl yalvar güzel Allah'a

    Ömrünü hiçe sayma kendini oda yakma

    Her şam u seher yatma yalvar güzel Allah'a

    Hey nice yatırsun dur olma bu safadan dur

    Bahr-ı keremi boldur yalvar güzel Allah'a

    Her vakt-i seherde bir lütfu gelir Allah'ın

    Ol vakt uyanır kalbin yalvar güzel Allah'a

    Allah'ın adın yadet, can ile dili şadet

    Bülbül gibi feryat et yalvar güzel Allah'a

    Gel imdi Niyaziyle Allah'a niyaz eyle

    Hacatı dıraz eyle yalvar güzel Allah'a

    Niyâzî-i Mısrî

  3. #33
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    Ey gönül kılsan tefekkür pendimi alsan nolur

    Ehl-i irfan meclisine her zaman gelsen nolur



    Men aref dersin okuyup mekteb-i irfanda sen

    Ruh nedir cismin içinde sen seni bilsen nolur



    Kahraman ol tarumar et nefsinin külhanını

    Tevhid-i yezdan topuyla tahrip et her yanını



    Halas eyleyip yedinden din ile imanını

    Vakıf olup küntü kenz esrarını bilsen nolur



    Bilmedin mi şu fena bir cifedir ki sonu yok

    Zulm ile mest eyler seni asla bir ihsanı yok



    Buna muhabbet edenin din ile imanı yok

    Bu fenada ağlayıp da akıbet gülsen nolur



    ZİKRİ ya zikret dilinden her zaman subhanını

    Ta bulasın can içinde ol aziz cananını



    Yed be yed teslim ede gör defter-i divanını

    Ol huzuru mağfirette her zaman kalsan nolur





    Abdulgani Efendi (Zikrî) Hz. (1874 – 1939)

  4. #34
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    İster isen bulasın cananı sen

    Gayre bakma sende iste sende bul

    Kendi mir'atında gözle anı sen

    Gayre bakma sende iste sende bul

    Her sıfat kim sende var izle anı

    Gör ne sırdan feyz alır gözle anı

    İrişince zatına özle anı

    Gayre bakma sende iste sende bul

    Kenz-i mahfi aşikar hep sendedir

    Yazın kış,leyl-ü nehar hep sendedir

    İki alemde ne var hep sendedir

    Gayre bakma sende iste sende bul

    Men-aref sırrına ir ko gafleti

    Gör ne remzeyler bu insan sureti

    Haşr ü neşr ile tamu'yu cenneti

    Gayre bakma sende iste sende bul

    Haşr-i suri halin inkar eyleme

    Gülşen iken yerini nar eyleme

    Enfüs ü afakı bil ar eyleme

    Gayre bakma sende iste sende bul

    Zat-ı Hakkı anla zatındır senin

    Hem sıfatı hep sıfatındır senin

    Sen seni bilmek necatındır senin

    Gayre bakma sende iste sende bul

    Sureti terk eyle mana bulagör

    Ko sıfat-ı bahr-i zata dala gör

    Ey Niyazi şark u garba dola gör

    Gayre bakma sende iste sende bul


    Niyâzî-i Mısrî

  5. #35
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    Daha güzel bir dünya yaratmak adına nefsini hiçe sayan,elindeki tüm varlığı fakirlere dağıtan,doğru bildiğini mübarek yüzüne yediği taşlara rağmen söyleyen,kız çocuklarının diri diri gömüldüğü bir zamanda kadına ilk değer veren,merhamet,sabır ve ihlas timsali peygamberimizi böyle bir günde anmamak ayıp olurdu herhalde.

    Rabbim nurunu artırıp,ruhunu makamı mahmuda ulaştırsın ,şefaatini de üzerimizden eksik etmesin inşaallah.

  6. #36
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    (Secde Süresi 7-9) O, yarattığı her şeyi en güzel şekilde yaratan ve (ilk) insanı yaratmaya da çamurdan başlayandır. Sonra onun neslini bir nutfeden, hakir bir suyun özünden çoğaltandır. Sonra ona biçim verip, kendi ruhundan üfleyen ve sizin için kulaklar, gözler ve kalpler (gönüller) yaratandır. (Buna rağmen) ne kadar az şükrediyorsunuz?

    Rabbim hakikati duyacak kulaklar,görecek gözler,sezecek kalbler bağışlasın hepimize.

    Ne diyor sezen;

    Bugün dua ettim hepimiz için,

    Yüce tanrım insanı affetsin.

  7. #37
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    ''Candan, gönülden söylenen güzel sözler, duâlar, niyâzlar, yakarışlar, Hakk’a doğru yükselir. Hakk’tan başka kimsenin bilmediği, bir yere kadar varır, ulaşır. Temizlenmiş ve arınmış olan nefeslerimiz, hoş sözlerimiz, yücelir, yücelir, bizden armağan olarak ölümsüzlük, sonsuzluk âlemine varır. Sonra sözlerimizin, niyâzlarımızın sevabı, Allah’ın rahmeti eseri olarak kat kat çoğalarak bize gelir. Sonra da, kul, elde ettiklerine benzer sevabı, tekrar elde etsin diye, Allah, bize, yine onlara benzer sözler söyletir. İşte böylece, hiç durmadan, güzel sözler, ötelere yükselir, yücelere gider. Karşılığında rahmet iner, bu iki hal, sende, senin varlığında dâima olur durur.

    Kendinde olmaksızın, istiğrâk hâlinde edilen duâ, bambaşkadır. O duâ, duâ edenin kendinden değildir, kendinde bulunanın duâsıdır. Daha doğrusu, o duâ, gönülde bulunan Hakk’ın sözleridir. Aslında o duâyı Allah etmektedir. Çünkü duâ eden kul, kendinde olmadığı için aradan çıkmıştır. O duâ da Allah’tandır, kabul edilişi de Allah’tandır.''

    (Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî)

    ****

    *''Görmüyor musun! Allah, nasıl bir benzetme yapıyor? Güzel bir söz, kökü yerin derinliklerinde sabit, dalları ise göğe doğru yükselmiş bir ağaç gibidir ki (o ağaç), Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Allah, öğüt almaları için insanlara böyle benzetmeler yapar.''

    İbrahim Süresi 24-25
    Konu Denge tarafından (05-05-2017 Saat 11:11 PM ) değiştirilmiştir.

  8. #38
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    Kendi benlikleri içinde olup bitenleri de mi düşünmediler!''
    ( RUM-8)
    ''Gerçek şu ki,insan,öz benliği üzerine yönelmiş keskin ve derin bir bakıştır.''
    (Kıyame-14)
    Nefsimizi bilelim,nefsimizin boyutlarının,duygularımızın-düşüncelerimizin-davranışlarımızın içeriğinin farkına varalım.
    Hayatta ilk yapılacak şey,kendinin farkına varmak ve bir vicdan aynasında vicdanını tartmak.Sonra ise ya olduğun gibi görünmek yada nefsini terbiye etmek.
    Nefsini terbiyeye ise nefsini levmederek-kınayarak- başlamak ki şu ayette ona işaret var;
    ''Hayır,mesele onların sandığı gibi değil!O levmeden nefse yemin ederim ki öyle değil!'
    (Kıyame-1-3)

  9. #39
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    KİN VE ÖFKE

    Öfkeyi, şehveti, hırsı terk etmek erliktir. Bu peygamberlik damarıdır.

    Ustası, şaşı çırağına “içeriye gir, raftaki şişeyi dışarıya getir” demiş;

    Şaşı (çırak) “o iki şişeden hangisini getireyim?” diye (sormuş).

    Ustası cevap vermiş: “O, iki şişe değil, git şaşılığı bırak; (biri iki) görme.”

    (Çırak) “usta beni (niye) azarlıyorsun” deyince ustası “(öyleyse) o iki şişenin birini kır” diye (karşılık vermiş).

    Şişe bir taneydi, ama onun gözüne iki görünüyordu.(...)

    (Çırak) birini kırınca diğeri de gözden kayboldu.

    İnsan da arzuları ve öfkesi sebebiyle (böyle) şaşı olur.

    Öfke ve şehvet insanı şaşı yapar, ruhu doğruluktan ayırır.

    Kin (duygusu) gelince hünerler görünmez olur, gönülden göze yüz perde iner.

    Kin tutma! (Zira) kin yüzünden yol azıtanların kabirlerini kin tutanların yanına kazarlar.

    Kızgınlığın cehennem ateşinin tohumudur.

    Kendine gel de şu cehennemini söndür.

    Çünkü o bir tuzaktır.

    Kızgınlıkla gönüllere ateş saldın mı, cehennem ateşinin aslı oldun gitti, demektir.

    Ateşin burada nasıl insanları yakarsa, ondan meydana gelen eser de orada seni yakar.

    HZ.MEVLANA

    (V/4026, I/327-334, II/0273, III/3480, 3472, 3473)
    *****
    Allah'a ve onun Rasûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra içinize korku düşer ve kuvvetiniz elden gider. Bir de sabırlı olun. Çünkü Allah, sabredenlerle beraberdir.

    ENFAL SÜRESİ-46.AYET
    Konu Denge tarafından (06-05-2017 Saat 08:15 PM ) değiştirilmiştir.

  10. #40
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    Şakk-ı Sadr Arapça bir tertip olup göğsün yarılması anlamına gelmektedir. İslam kaynaklarında sıkça rastlanan konulardan biri olan şakk-ı sadr, Peygamber Efendimizin göğsünün yarılması hadisesidir. Buna göre Hz. Peygamber dört beş yaşlarında sütannesinin yanındayken bir gün Cebrail (a.s) veya insan kılığına bürünmüş iki melek henüz çocuk olan Rasûl-i Ekrem’in yanına gelip göğsünü yarmış, kalbinden bir kan pıhtısı almış ve kalbi yıkayıp yerine koyduktan sonra yarığı kapatmıştır. Bu müdahale sırasında Efendimiz hiçbir sıkıntı veya acı hissetmemiştir. (Buhari, Salât 1, Hac 75; Müslim, İman 263)

    İslam Tarihinde şakk-ı sadr olayı cismânî ve ruhânî boyutlarıyla ele alınmıştır. Bazı müfessirler inşirah suresinde geçen "Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?" mealindeki ayetin şakk-ı sadr hadisesine işaret ettiğini söylemişlerdir. Ancak hadis metinlerinde buna dair bir bilgi yoktur.

    Kaynaklarımız Peygamber aleyhiselâm’ın göğsünün yarılması hadisesinin üç kez gerçekleştiğini belirtirler. İlk olarak Efendimizin göğsü süt annesi Halime’nin yurdunda beş yaşında iken yarılmış aynı hadise ilk vahiy ve mirac geceleri de tekrarlanmıştır.(İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, VIII, 203)

    *****

    Bir internet sitesinden...



    *****

    *Belki de şakkı sadr;ibadet eden insanlara peygamber efendimiz vesilesiyle rabb tarafından ulaştırılmış bir hediye ve mirastır.
    Kalbin üzerine inen huzurun-sekine halinin sebebidir.

Sayfa 4/46 İlkİlk 1234567814 ... SonSon

Benzer Konular

  1. bükçe (kadın dili)
    By malahit in forum Kişisel Gelişim & Kariyer Planlama
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 17-08-2010, 02:24 AM
  2. Beden dili
    By Nefertiti in forum Kişisel Gelişim & Kariyer Planlama
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 13-04-2009, 03:12 PM
  3. Kadınların dili
    By Nefertiti in forum Gülmece / Eğlenmece Bölümü
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 21-05-2008, 10:54 PM
  4. Kedi Dili.....
    By BeYaZ_KeLeBeK in forum Gülmece / Eğlenmece Bölümü
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 04-05-2008, 03:26 PM
  5. Beden Dili
    By BeYaZ_KeLeBeK in forum Paylaşım Köşesi
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 27-03-2008, 10:46 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •