Sayfa 8/46 İlkİlk ... 45678910111218 ... SonSon
455 sonuçtan 71 ile 80 arası

Konu: Gül dili...

  1. #71
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    6-Eğer müşriklerden biri aman dilerse, ona aman ver. Ta ki, Allah'ın kelâmını dinlesin. Sonra onu güvenlik içinde olduğu yere kadar gönder. Çünkü bunlar gerçekten de bilgisiz bir kavimdirler.

    7 - O müşriklerin Allah katında ve Resulü katında herhangi bir ahdi nasıl olabilir? Ancak Mescid-i Haram yanında antlaşma yaptıklarınız var ki, bunlar size karşı doğru durdukça siz de onlara doğru olun. Allah (hainlikten) sakınanları elbette sever.

    8 - Onlarla nasıl sözleşme olabilir ki, sizin aleyhinize ellerine bir fırsat geçse, hakkınızda ne bir antlaşma gözetirler, ne de bir yemin. Dil ucuyla sizi hoşnud etmeye çalışırlar, fakat kalbleri o kadarına da razı olmaz. Zaten onların çoğu fasıktırlar.

    9 - Allah'ın âyetlerini az bir çıkara değiştirdiler de Allah yolundan engellediler. Gerçekten de bunlar ne fena şeyler yapageldiler.

    10 - Bir mümin hakkında ne bir yemin gözetirler, ne de bir antlaşma. Bunlar işte böyle haddi aşan kimselerdir.

    11 - Eğer tevbe ederler, namazı kılarlar, zekatı verirlerse dinde kardeşleriniz olurlar. Biz âyetleri, bilen bir kavme açıklarız.

    TEVBE SÜRESİ

  2. #72
    Cahillik Dönemi
    Üyelik tarihi
    Jul 2016
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    985

    Standart

    Alıntı Denge Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    6-Eğer müşriklerden biri aman dilerse, ona aman ver. Ta ki, Allah'ın kelâmını dinlesin. Sonra onu güvenlik içinde olduğu yere kadar gönder. Çünkü bunlar gerçekten de bilgisiz bir kavimdirler.

    7 - O müşriklerin Allah katında ve Resulü katında herhangi bir ahdi nasıl olabilir? Ancak Mescid-i Haram yanında antlaşma yaptıklarınız var ki, bunlar size karşı doğru durdukça siz de onlara doğru olun. Allah (hainlikten) sakınanları elbette sever.

    8 - Onlarla nasıl sözleşme olabilir ki, sizin aleyhinize ellerine bir fırsat geçse, hakkınızda ne bir antlaşma gözetirler, ne de bir yemin. Dil ucuyla sizi hoşnud etmeye çalışırlar, fakat kalbleri o kadarına da razı olmaz. Zaten onların çoğu fasıktırlar.

    9 - Allah'ın âyetlerini az bir çıkara değiştirdiler de Allah yolundan engellediler. Gerçekten de bunlar ne fena şeyler yapageldiler.

    10 - Bir mümin hakkında ne bir yemin gözetirler, ne de bir antlaşma. Bunlar işte böyle haddi aşan kimselerdir.

    11 - Eğer tevbe ederler, namazı kılarlar, zekatı verirlerse dinde kardeşleriniz olurlar. Biz âyetleri, bilen bir kavme açıklarız.

    TEVBE SÜRESİ
    Dine inanmayanlar haysiyetsiz,şerefsiz,onursuz, her türlü fenalığı yapan,adam satan,cani insanlar yani Ne kadar enterasan
    ''Genelde öyle olur dostum. Hayat, mutsuzluk fonunun üzerine mutluluk kırıntıları dökülmüş bir resim gibidir. Normal olan mutsuz olman zaten. Mutlu olman anormaldi.''
    dreamer8

  3. #73
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    www.semazen.net/yazar_yazi.php?id=1494

    O sözler ahde vefa göstermeyenler,sözünde durmayanlar için nickname.

    Üzerine alınma.
    Konu Denge tarafından (28-01-2020 Saat 10:01 PM ) değiştirilmiştir.

  4. #74
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    “ Doğru kişilerin yemin etmeye ihtiyaçları yoktur. Çünkü onların iyiyi kötüden ayırdeden, aydın iki gözü vardır. Verilmiş sözü, yemini, andı bozmak ahmaklıktan ileri gelir. Yemininde durmak, vefa göstermek temiz kişinin, müttakî olanın işidir.”

    Hz. Mevlâna Muhammed Celaleddin-i Rûmî (k.s.)


    *****

    AHDE VEFA

    Allah’a verdiğin söze vefa edersen, Allah da kereminden senin ahdini korur.

    “Ahdime vefa edin” sözüne kulak ver de sevgiliden “Ahdinize vefa edeyim” vaadi gelsin.

    Kiminle ahdettiğini bilen, tenini iplik haline kor, o ahdin etrafında dolanır, o ahdi örer durur.

    Ahidlere vefa etmek, akılla olur. (…)

    Akıl, ahdini hatırlatır; akıl, unutkanlık perdesini yırtar.

    Yalancı, dolancı adam, dinde vefakâr olmadığından her an yeminini bozar.

    Ahdi bozmak, ahmaklıktandır. Yeminine vefa etmek ve yemininde durmaksa, temiz kişinin işidir.

    Sadece şükür ehliyle vefa sahiplerinin elde ettikleri kaybolmaz. Çünkü talih, onların peşinden gelir.

    İnsan bir ağaca benzer, ahdi de ağacın köküne. Kökün iyileşmesine, sağlamlaşmasına çalışmak gerek!

    Bozuk düzen ahid, çürümüş kök gibidir. Kökü çürümüş ağaç da meyve vermez.

    Şeytan gibi hasetçi değilsen dâva kapısını bırak da vefa kapısına gel!

    Köpeğe bir kapıdan, bir lokma ekmek verilse o kapıya bağlanır, hizmetkar olur.

    Kapıya bekçi kesilir. Ona eziyet edilse, yiyeceği lâyıkıyla verilmese bile o kapıyı bırakmaz.

    Sen de gönül ve gönül ehlinin kapısından bir hayli âb-ı hayat içtin, gözlerin açıldı unutma)!

    (V/1181, 1183, II/2140, IV/2288, 2289, II/2873, 2875, V/1000, 1166, 1167, 1173, III/287, 288, 293)

    Hz. Mevlâna Muhammed Celaleddin-i Rûmî (k.s.)

  5. #75
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    DÜNYADAKİ DOSTÇA YAŞAYANLARA

    Benim adım Sekiz Milyar,

    Nefsim, benliğim daima melek ve şeytan sıfatları arasında mücadele eder durur...

    Hayatta kalabilmek uğruna, davranışlarımı içgüdüsel ve toplum baskısıyla çevremdeki şartlara göre değiştirir dururum...

    Hükmetme, iktidar, makam, riyaset hırs ve hevesim, içimi daima kemirir durur, hiçbir şekilde kanaat göstermez, bitmez, tükenmez, sönmez, tatmin olmaz...

    Nefret ve kinim tarafından mütemadiyen tüketiliyorken iç huzuru ararım...

    Oğullarımız için, kızlarımız için, kendimiz için lütfen emin olun, bilmiş olun ki, yeni ( en son ) nizam, farkında olmasanız da hep orada, kenarda mevcuttu.

    Haydi, kendimizi değiştirip güzelleşmek için en iyi stilist, tasarımcı ile randevulaşalım.

    İçimizde varolan, en iyiyi yansıtacak bu stilist ile buluşmanın neticesi ne kadar müstesnai bir şekilde güzelleşeceğimizi ispat edecek, gösterecektir.

    Bu örnekten yola çıkarak, kendimizi değiştirmeyi hayal eder ve bu hayali gerçekleştirebilirsek, yani; kötülüklerden pişman olup tövbeyi nasuh ile Hakk'a dönersek dünya denen yer, sizi temin ederim ki, cennete döner.

    DEĞİŞİMİ gerçekleştirecek nitelikteki niyet gücü, adım atma gücü "ben"de, "sen"de ve "biz"dedir.

    http://iskenderpasa.com/default.aspx

  6. #76
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    SABIR

    Feraset sahiplerinin iştahları sabradır; onlar sabretmek isterler. Helva ise, çocukların isteği bir şeydir.

    Sabreden, göklerin üstüne yükselir; helva yiyense geriler, kalır!

    Sabır ilâcı, gözlerin perdesini yakar; göğüsleri gönülleri de yarıp açar.

    Sabır, iman yüzünden baş tacı olur. Bundan dolayıdır ki sabrı olmayanın imanı da yoktur.

    Sabretmek, canının tespihleridir. Sabret, asıl doğru tespih odur.

    Sabır, Sırat köprüsüne benzer; cennet ise diğer tarafta...

    Allah, yüz binlerce kimya yarattı; ama insan, sabır gibi bir kimya görmedi.

    Arayan nihayet bulur. Kurtuluş, sabırdan doğar.

    Ayın gece sabretmesi, onu apaydın bir hale kor. Gülün dikene sabrı, onun güzel kokulu bir hale gelmesine sebep olur.

    Peygamberin münkirlere sabretmesi onları Allah hâsı yapmıştır...

    Kimde bir düzgün esvap görsen bil ki, onu sabretmek ve uğraşıp kazanmakla elde etmiştir.

    Kimi aç, çıplak görürsen bu hali de onun sabırsızlığına tanıktır.

    Ehil olmayanlara sabretmek, ehil olanlara cilâdır. Nerde bir gönül varsa sabırla cilâlanır.

    Sabır kılavuzu, sana kanat olursa canın arş ve kürsünün ta yücesine kadar çıkar.

    Mustafa (a.s.)’ a bak, sabrı burak edindi de, bu Burak, onu göklere çekti, çıkardı.

    (I/1601, 1602, II/71, 600, 3145, 3147, III/1854, VI/595, 1408, 1410-1412, 2041, 3978, 3979)

    HZ.MEVLANA

  7. #77
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    ADALET VE ZULÜM

    Zulüm demiriyle taşını birbirine vurma! Çünkü bu ikisi, erkek ve kadın gibi çocuk meydana getirirler.

    Zâlimlerin zulmü, karanlık bir kuyudur; bütün âlimler böyle söylemişlerdir.

    Daha ziyade zâlim olanın kuyusu, daha korkunçtur. Adalet “daha kötüye, daha kötü ceza verilir” buyurmuştur.

    Ey Zulümle bir kuyu kazan! Sen kendin için tuzak hazırlıyorsun.

    İpek böceği gibi kendi etrafını örme; kendine kuyu kazarsan bâri kararlıca kaz!

    Sen zayıfları yardımcısız, kimsesiz sanma; Kur’ân’dan “İzâ câe nasrullâh”ı oku.

    Sen filsen, düşmanın senden ürkmüşse, sana ceza olarak işte Ebâbil kuşu gelip çattı.

    Yerde bir zayıf aman dilerse, gökyüzü askerleri birbirlerine karışırlar.

    Kızgınlıkla gönüllere ateş saldın mı, cehennem ateşinin aslı oldun gitti.

    O yılana, akrebe benzeyen sözlerin yılan ve akrep olur da seni kuyruğundan yakalar.

    İnsanın eli tırnağı olmamalı; eli tırnağı oldu mu ne din düşünür, ne doğruluk!

    Adalet nedir? Ağaçlara su vermek. Zulüm nedir? Dikeni sulamak.

    Adalet, bir nimeti yerine koymaktır, her su isteyen tohumu sulamak değil.

    Zulüm nedir? Bir şeyi, yerinde kullanmamak, lâyık olmayan yere koymak. Bu da ancak belâya kaynak olur.

    Zulmedersen kötüsün, gerisin geriye gittin. Adalette bulunursan saadete erersin, kalem bunu yazdı; mürekkebi bile kurudu.

    Ey Yusufların derisini paralayan, seni de bir kurt paralarsa bunu kendinden bil!

    Bilmiyor musun ki benim için kuyu kazarsan nihayet kendin düşersin.

    (I/841, 1309-1315, III/3472, 3475, VI/4795, V/1089, 1090, 1091, 3134, 3180, VI/1570)

    HZ.MEVLANA

    KAYNAK:www.semazen.net
    Konu Denge tarafından (28-09-2018 Saat 11:11 AM ) değiştirilmiştir.

  8. #78
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    Kitap Önerisi:

    İskender Pala-Abum Rabum

    Hz.İbrahimi günümüze yansıyan yönleriyle ve dinler arasındaki ihtilaflarla beraber anlatan,pek çok güncel siyasi,dini,ekonomik,sosyolojik olaylarla savaşlara da değinen çok güzel bir kitap.

    Yeni bitirdim ve tavsiye ederim.

  9. #79
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    *“Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.”(1)


    *“Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir).” (2)

    *“İnsanları doğru yola çağıran kimseye, kendisine uyanların sevabı gibi sevap verilir. Ona uyanların sevaplarından da hiçbir şey eksilmez. Başkalarını sapıklığa çağıran kimseye de, kendisine uyanların günahı gibi günah verilir. Ona uyanların günahlarından da hiçbir şey eksilmez.”(3)


    *“Bir iyiliğe öncülük eden kimseye o iyiliği yapanın ecri gibi sevap vardır”(4)



    1. Al-i İmran, 3/104

    2. Asr, 103/1-3

    3.Riyazü’s-Salihin, Hadis No: 176

    4. Tirmizî, İlim 14




    * * *
    *Mevlânâ Hazretleri, zâlim bir kimsenin, âhiretin tarlası olan şu dünyâ toprağına serpmiş olduğu zulüm tohumlarının ukbâ âleminde nasıl yeşereceği hakîkatini şu ifâdelerle idraklere sunmaktadır:

    “Elinden bir mazlûm yaralandı, zulüm gördü ise, o zulüm cehennemde bir ağaç olur, ondan zakkum meyvesi husûle gelir. Sen hiddete kapılıp, gönüller kırdı, gönüllere ateş düşürdü isen, o ateş cehennem ateşinin mayası olur.

    Senin öfke ateşin, bu dünyada insan yakardı. Ondan doğan cehennem ateşi de, orada seni yakar, yandırır. Senin hiddet ateşin, burada, insanlara kastederdi. Ondan doğan cehe*nnem ateşi de, orada yine insana, yâni sana saldıracaktır.

    Dünyada hiddete kapıldığın zaman ağzından çıkan yılan ve akrep gibi insan sokan sözlerin, orada yılan ve akrep olup senin kuyruğundan ya*kalayacaktır.”

    * * *
    *“İnsanlar için kuyuyu iki maksatla kazdırırlar:

    İyi huylu insan, susamışlara su temin etmek için kuyu kazar. Kötü huylu biri ise halkı içine yuvarlamak için kuyu kazar.

    Lâkin kötülük ediyorsan, iyilik umma! Çünkü ne kadar emek sarf etsen meyvesiz bir çöl bitkisi olan ılgın ağacı yemiş vermez!

    Yine sonbaharda arpa eken, hasat vaktinde buğday alamaz! Zakkum ağacını besliyorsan, ondan tatlı meyve yiyeceğini ümit etme! Zira onun meyvesi zehirden ibârettir.”

    ŞİRAZLI SADİ-BOSTAN

    * * *

    Mevlânâ Hazretleri, insanların kötülüğünü arzu eden ve elindeki nîmetleri bu hususta kullanan zâlimlere hitâben şöyle buyurmaktadır:

    “Ey zâlim! Sen, zulmünle bir kuyu kazmadasın ama, şunu bil ki: O kuyuyu ken*din için kazıyorsun. Bütün bilginler; «Zâlimlerin zulmü karanlık bir kuyudur.» demişler*dir. Her kim daha fazla zâlimse, kuyusu daha korkunçtur, daha karanlıktır.

    İlâhî adâlet, betere beter ceza buyurmuştur. Zayıfları yardımcısız sanma, Kur’ân’dan; “Allâh’ın yardımı gelince” (en-Nasr, 1) âyetini oku. Sen bir fil bile olsan, düşmanın senden ürküp kaçsa, ebâbil kuşları ce*zâsı seni de gelir bulur.”

    * * *

    “Kim iyi bir iş yaparsa, bu kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa aleyhinedir. Rabbin kullara zulmedici değildir.” (Fussilet, 46)

    “Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz…” (el-İsrâ, 7)

    * * *

    Ashâb-ı kirâm, bazen Peygamber Efendimiz’e gelerek:

    “’Yâ Rasûlâllah! Müslüman olmak üzere Sana biat edeceğim.” dediklerinde Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu biatı ya aynen veya bazı şartlar ileri sürerek kabul ederlerdi. Zaman zaman ileri sürdüğü şartlardan bir tanesi de:

    “’Herkese iyi davranmak, herkesin iyiliğini istemek şartıyla biatını kabul ediyorum!” ifâdesi olurdu.

    * * *

    Senin bir saman çöpü kadar değer vermediğin yıkık gönül, arştan da üstündür, kürsüden de, levhden de, kalemden de.
    Hor bile olsa gönlü hor tutma, o horluğu ile gene de pek üstündür.
    Yıkık gönül Allah’ın baktığı varlıktır. Onu yapan can ne kutludur.
    Kırılmış, iki yüz parça olmuş gönlü yapmak Allah katında hacdan da, umreden de değerlidir.

    Mevlana, Divân-ı Kebir, VII/8077-88

    * * *

    *''Bana göre senin iyiliiğini isteyen,yolunda diken var diyen kimsedir''

    ŞİRAZLI SADİ-BOSTAN

  10. #80
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    FUSSİLET SURESİ

    34 - Hem iyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. O zaman seninle kendi arasında bir düşmanlık olan kişinin, sanki samimi bir dost gibi olduğunu görürsün.

    35 - Bu olgunluğa ancak sabredenler kavuşturulur, buna ancak hayırdan büyük bir pay sahibi olan kavuşturulur.

    36 - Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa hemen Allah'a sığın. Çünkü O her şeyi işitir ve bilir.

    * * *

    MÜMTEHİNE SÜRESİ

    8 - Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Çünkü Allah adalet yapanları sever.
    9 - Allah sizi, ancak sizinle din hakkında savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için yardım eden kimselere dost olmaktan men eder. Kim onlarla dost olursa işte zalimler onlardır.

    *****

    * Mizaç olarak Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)'in başlıca özelliği yumuşak huylu, şefkatli ve merhametli olmasıydı.

    * "Size kendi içinizden öyle bir peygamber geldi ki, zahmete uğramanıza üzülür. Kalbi üstünüze titrer, müminlere karşı pek şefkatli ve merhametlidir."
    Tevbe 9/128

    ... * "İnsanlara yumuşak davranman da Allah'ın merhametinin eseridir. Eğer kaba, katı yürekli biri olsaydın insanlar senin etrafından dağılıverirlerdi. Öyleyse onların kusurlarını affet, onlar için mağfiret dile ve işleri onlarla istişare et!"9
    Al-i İmran 3/159;

    gibi mealen birçok âyet onun bu ahlâkını belirtmektedir.

    * * *

    HOŞGÖRÜ, MERHAMET VE ŞEFKAT

    Sevgi ve acıma insanlık vasfıdır; hiddet ve şehvetse hayvanlık vasfı.

    Ağlamak istersen gözyaşı dökenlere acı. Merhamete nâil olmak istersen zayıflara merhamet et.

    (Zira) er kişinin avı, merhamettir.(...)

    Biz, Hakk’a küfrân-ı nimette bulunmuş olsalar dahi kâfirlere de acırız.

    Hattâ halk, onları taşlıyor diye köpeklere bile acırız.

    Ben, beni ısıran köpeğe de dua eder; “Yarabbi sen onu bu huyundan vazgeçir,

    Adamları ısırmasın da halkın taşını, topacını yemesin” derim.

    Lütuf ve merhamet sahibi olan Allah’ın kulları, işleri düzeltmekte O’nun huyuna sahiptirler.

    Onlar şiddet zamanı, sıkıntı vakti, rüşvet almaksızın mahlûkata acırlar, yardımda bulunurlar.

    Allah’ın merhameti, insanın merhametine benzemez. Çünkü insanın acımasında bir dert, bir elem vardır.

    Mahlûkun acıması elemle karışıktır. Allah’ın rahmetiyse dertten de paktır elemden de.

    Böbürlenerek başlar kıran kişiye ne Allah’ın merhameti nasip olur, ne halkın!

    Kendine yapılmasını istediğin şeyi âleme yap, ister eziyet olsun, ister zarar.

    HZ.MEVLANA

    (I/2436, 822, II/1938, III/1800-1803, 2222, 2223, 3632, 3633, IV/1858, VI/4528)

Sayfa 8/46 İlkİlk ... 45678910111218 ... SonSon

Benzer Konular

  1. bükçe (kadın dili)
    By malahit in forum Kişisel Gelişim & Kariyer Planlama
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 17-08-2010, 02:24 AM
  2. Beden dili
    By Nefertiti in forum Kişisel Gelişim & Kariyer Planlama
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 13-04-2009, 03:12 PM
  3. Kadınların dili
    By Nefertiti in forum Gülmece / Eğlenmece Bölümü
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 21-05-2008, 10:54 PM
  4. Kedi Dili.....
    By BeYaZ_KeLeBeK in forum Gülmece / Eğlenmece Bölümü
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 04-05-2008, 03:26 PM
  5. Beden Dili
    By BeYaZ_KeLeBeK in forum Paylaşım Köşesi
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 27-03-2008, 10:46 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •