Eşimle tekrar bir araya geldik. Gecelerce sahile çıkıp uzun uzun konuştuk. Sorunun ne olduğunu hiç anlamamıştım anlamaya uğraşıyordum. Eşim sorunu izah etmek şöyle dursun kabahatini kabul etmiyor inkar ediyordu. Ortam gerilmesin istediğimden üzerine çok gitmedim. Bir gece canıma tak etti. Aslında hala yalana başvurması bana değişmediğini hissettiriyordu. Yalan ile artık bi yere varamayacağını herşeyin gün gibi açık olduğunu söyledim. Sadece seni haketmiyorum diyebildi. Gelin görünki ertesi gün yine inkara yöneldi. Çok sinirlenip aynı konuşmayı tekrar yaptım. Sonunda pes ettim. Hatasını kabul etmemesi kendi tarafındanda kabul edilemez hatasını inkar ederek ancak yanımda olmayı başarabileceğini düşündürdü. Bu sorunu yok saymak en kolayıydı bir arada kalabilmek için. Belkide ikinci büyük hatam bu kabahati inkar etmesine göz yummak oldu. Çünkü yaşanan bu büyük derdi yoksaymak ona karşımda tekrar bir özgüven verdi. Bu hatayı yapmış biri olarak aceleci talepleri vardı. Oysa benim bir parça güvene ihtiyacım vardı buda öyle 3-5 haftada sağlanacak gibi değildi. İlk şiddetli kavgamız bu çekişme ortamında geçti. Tekrar şehiriçinde bir ev kurmamı istiyordu. Bende karşı çıktım. Gecesi bir kaç intihar ima eden davranışlar gece yarıları ağlama nöbetleri derken inadımı sonunda kırdı. Bunda başka harici etkenlerde vardı aslında buna mecburdumda. Yinede dişimi sıkıyordum.
Yeni evimizi tekrar kurduk. Herşey güzelleşiyordu. Aslında bu tür değişiklikler onda hep bir narkoz etkisi yapıyordu. Asıl olduğu kişiden olması gereken kişiye dönüşüyordu. Haliyle bu halleri beni geleceğe dair umutlandırıyordu. Yeni bir ev yeni komşular yeni bir hayat. Aslında bu narkoz benide uyuşturmuştu. En son onunla yaşadığım yeni ev tazeliği 6 ay sonra beni aldatmasıyla sonuçlanmıştı. Narkozun etkisi geçtikçe tekrar huzursuzluklar başladı. Bu yüzden toplantılarda komşuları analiz ediyordum. Tüm komşular tam istediğim gibiydi.
Günler geçtikçe çocuklardan şikayet eder oldu. Küçük oğlun her gün kusuyordu. Doktorlar sebebini bulamıyordu. Bu kronikleşen kusma hadiseleri akabinde temizlik gibi durumlar sinirlerini yıpratıyordu. Çocuklara karşı agresf davranışları beni çileden çıkarmaya başladı. Nihayetinde tekrar bir araya gelme sebebimiz onlardı. Onlara minnet duymalı hiç olmazsa bu yüzden her annenin kolayca altından kalkması gereken bu zorluklara katlanabilmeliydi.
Bir gün komşulardan biri beni aradı. Neredesin diye sordu. İşte olduğumu söyleyince evden bir gürültü patortı koptuğunu benim eşimle kavga ettiğimi düşündüğü için aradığını söyledi. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken tekrar aradı. Eşimin bağırtıları ve çocukların ağlama sesleri olduğunu diğer komşuların polisi aramayı düşündüklerini söyledi. Arasınlar dedim. Aramamışlar. Hemen eve geçtim neler olduğunu sorduğumda küçük oğlumun sabahtan beri defalarca kustuğunu kendininde bağırdığını söyledi. Komşuların abarttığını öyle polislik bişey olmadığını söyledi.
Sonunda yine eski felaketlerin yaşanma arefesindeki günlere dönmeye başlamıştık. Bu huzursuzluk evi sarmıştı ve bilinçaltım bana sinyaller veriyordu. Sık sık yalvarıyordum. Yine aynı şeyi bana yaşatma diyordum. Eski yaralarım acıyordu. Bir yandan düzelmek adına ne gerekiyorsa yapıyor diğer yandan şüphelerimi gidermek adına beklenmedik anlarda eve gelerek kontrol ediyordum.
Şimdilik bu kadar......
Yer imleri