Sayfa 19/38 İlkİlk ... 915161718192021222329 ... SonSon
371 sonuçtan 181 ile 190 arası

Konu: Mizan denge üzerine kuruludur

  1. #181
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    Suriyelileri misafir etmeye karşı değilim.

    Sonuçta onların burda olması bir zaruretten doğuyor.

    Ama durmadan çocuk doğurmalarına şüpheyle yaklaşıyorum.

    Sonuçta benimde çocuğum var ve geleceğiyle ilgili endişelerim var.

    İleride her tarafın suriyelilerle dolması bana hiç akılcı gelmiyor.

    İyi niyet başka şeydir,iyi niyetin suistimali başka şey.
    Konu Denge tarafından (17-11-2018 Saat 03:51 PM ) değiştirilmiştir.

  2. #182
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    Nüfusumuz giderek yaşlanıyor.

    65 yaş üstü nüfusumuzun 2030 'da %20 ye ulaşacağı söyleniyor.

    Kadınların yaşam ömrü sağlıktaki gelişmelerle 80'e,erkeklerinki 75'e çıktı.

    Hayat şartlarının ağırlığı sebebiyle insanlar çocuk doğurmuyor artık.

    İnfertilite de giderek artıyor.

    Gıdalardaki katkı maddelerini,antipsikotik-antidepresanları,aşının içindeki civa vs. gibi maddeleri suçlayan çok.

    Hatta bazıları bu yüzden aşı yaptırmıyor.

    Konumuza dönersek;

    Şöyle sorsak mı acaba;ilerde emeklilik zamanında bize suriyeliler mı bakacak?

    Avrupanın düştüğü tuzağa bizde düştük gibi görünüyor.
    Konu Denge tarafından (20-11-2018 Saat 11:33 AM ) değiştirilmiştir.

  3. #183
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    YÂSÎN-8: Çünkü biz, o kâfirlerin boyunlarına bağlar geçirmişiz ki, bunlar çenelerine dayanmıştır da başları yukarı kalkık bulunuyorlar. (Artık hak tarafına başlarını çeviripte boyun eğmezler.)

    Allahu alem ama bu ayetlere ilgili birşeyler söylemek istiyorum.

    ******

    *Yüce Rabbimiz kendisine karşı işlenen hatâ ve günahları affettiği hâlde kul hakkını bunun dışında tutmuştur. Kul hakkını affetmeyi, zulme uğrayan kulunun irâdesine bırakmıştır. Dolayısıyla, herhangi bir kul hakkı sebebiyle tevbe edecek olan kişinin, evvelâ hakkını yediği kimseden helâllik istemelidir.

    *Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmuşlardır:

    “Şehîdin, kul hakkı dışındaki bütün günahlarını Allah Teâlâ mağfiret eder.”*(Müslim, İmâre, 119)

    Canını Allah yolunda kurbân eden şehît için durum böyle olursa diğer insanların çiğnedikleri kul haklarını helâlleşmeden affettirmelerinin mümkün olmadığı açıkça anlaşılır. Cenâb-ı Hak, kul hakkından nehyederek şöyle buyurur:

    “Aranızda mallarınızı bâtıl sebeplerle yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını, bile bile haksız yere yemek için, mallarınızı hâkimlere rüşvet olarak vermeyin.”*(el-Bakara, 188)

    “Ey îmân edenler! Karşılıklı rızâya dayanan ticâret hâli müstesnâ, mallarınızı bâtıl*(haksız ve haram yollar)*ile aranızda yemeyin…”*(en-Nisâ, 29)

    *Bir gün Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

    “–Yalan yemin ile bir Müslümanın hakkını alan kimseye Allah -celle celâlühû- Cenneti harâm eder ve Cehennemi farz kılar.”*buyurmuştu.

    “–Az bir şey olsa da mı yâ Resûlallâh?” diye sordular. Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

    “–Erak ağacından bir çubuk da olsa!”*buyurdu ve bu sözünü üç defâ tekrarladı. (Müslim, Îmân, 218;*Muvatta,*Akdiye, 11)


    *Kul hakkı yemenin, Âhiretteki acıklı âkıbetini haber veren Allah Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

    “Bir kısım insanlar, Allâh’ın mülkünden haksız bir sûrette mal elde etmeye girişirler. Hâlbuki bu, kıyâmet günü onlara bir ateştir, başka bir şey değil.”(Buhârî, Humus, 7)
    *''Kimin üzerinde din kardeşinin ırzı, nâmusu veya malıyla ilgili bir zulüm varsa altın ve gümüşün bulunmayacağı kıyâmet günü gelmeden evvel o kimseyle helâlleşsin. Yoksa kendisinin sâlih amelleri varsa, yaptığı zulüm miktârınca sevaplarından alınır, (hak sâhibine verilir.) Şayet iyilikleri yoksa, zulüm yaptığı kardeşinin günahlarından alınarak onun üzerine yükletilir.”*(Buhârî, Mezâlim 10, Rikâk 48)


    *Yine bir gün Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ashâbına:

    “–Müflis kimdir, biliyor musunuz?”*diye sormuştu. Onlar:

    “–Bize göre müflis, parası va malı olmayan kimsedir.” şeklinde cevap verdiler. Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

    “–Şüphesiz ki ümmetimin müflisi şu kimsedir: Kıyâmet günü namaz, oruç ve zekât sevâbıyla gelir. Fakat şuna sövdüğü, buna zinâ isnâd edip iftirâda bulunduğu, şunun malını yediği, bunun kanını döktüğü ve şunu dövdüğü için iyiliklerinin sevâbı şuna buna verilir. Üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, hak sâhiplerinin günahları kendisine yükletilir ve neticede cehenneme atılır.”(Müslim, Birr, 59; Tirmizî, Kıyâmet, 2; Ahmed, II, 303, 324, 372)

    *Kul hakkı yemenin en dehşetli şekli fâiz alıp vermektir. Cenâb-ı Hak, bu şekilde haksızlık yapanlara elim bir azap hazırlamıştır.*Bilhassa fâiz yiyenler Allâh’a ve Resûlü’ne karşı harp îlân etmiş olurlar ve Kıyâmet günü kabirlerinden şeytan çarpmış kimse gibi kalkarlar. Fâiz alanlar, zâhiren çok kazandıklarını zannetseler de, Allah Teâlâ fâizli kazançların bereketini giderir ve fâizi mahveder; helâl yollarla yapılan ticâreti ise bereketlendirir. Fâiz yiyen günahkâr kulları da hiç sevmez.


    *Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in beyânına göre fâiz, insanı helâke sürükleyen yedi günâhtan biridir.

    *Fâiz yiyene, yedirene, bunlar arasındaki sözleşmeyi yazana ve şâhitlik yapana Allah Teâlâ lânet eder.Fâizle elde edilen mal da, nihâyetinde azalıp yok olmaya mahkûmdur.

    *Fâiz alanların Âhiretteki acıklı hâlleri Peygamber Efendimiz’e gösterilmiş, onların kan kırmızı bir nehirde taş yiyerek yüzdükleri ifâde edilmiştir. (Buhârî)

    *Hassas davranıp dikkat edilmediğinde, ticâret ve alışverişte de çok defâ kul hakkı yenmektedir. Cenâb-ı Hak şöyle îkaz buyurur:

    “Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terâzi ile tartın. Bu, hem daha iyidir hem de neticesi bakımından daha güzeldir.”(el-İsrâ, 35)

    *"Yazıklar olsun ölçü ve tartıya hîle karıştıranlara! Onlar insanlardan bir şey ölçerek aldıklarında tastamam alırlar. Satarken ise eksik ölçüp tartarlar. Onlar, büyük bir günde*(hesap vermek için)*diriltileceklerini hiç akıllarına getirmiyorlar mı? Öyle bir gün ki, insanlar o günde Âlemlerin Rabbi’nin huzûrunda dîvan duracaklardır.”*(el-Mutaffifîn, 1-6)

    *Ümmeti üzerine hassâsiyetle titreyen Peygamber Efendimiz, onları devamlı olarak maddî ve mânevî tehlikelere karşı îkaz buyurmuştur. Nitekim bir gün ölçek ve terâzi kullananlara şöyle hitâp etmişti:

    “Sizler, önceki kavimleri helâk eden iki işi üzerinize almış bulunmaktasınız!”*(Tirmizî, Büyû, 9/1217)

    https://www.google.com/amp/www.islam...isler.html/amp

    *****

    Peki size bir soru;

    Boğaz çakrası nasıl açılır?
    Konu Denge tarafından (19-11-2018 Saat 10:21 AM ) değiştirilmiştir.

  4. #184
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    Önümüzdeki 2-3 yılın ülkemiz için sarp bir yokuş olacağına inanıyorum arkadaşlar.

    Yusuf peygamberin yedi yıl bolluk,yedi yıl kıtlık meselesi gibi.

    Hoş toplumsal adalet,haklar , hukuk ve demokrasi-çok seslilik konusunda almamız gereken çok yol var ama;

    Birliğimizi beraberliğimizi bozmadan atlatabilirsek inşallah ülkemiz daha güzel günlere gebe.

    Bu konuda umutluyum.
    Konu Denge tarafından (19-11-2018 Saat 08:23 PM ) değiştirilmiştir.

  5. #185
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    Kitap ehlinden zulmedenler bir yana, onlarla en güzel şekilde mücadele edin, şöyle deyin: 'Bize indirilene de, size indirilene de inandık; bizim Tanrımız da, sizin Tanrınız da birdir, biz O'na teslim olmuşuzdur.'

    ANKEBUT 46

    Hemen gidin de Firavun'a deyin ki: «Biz Rabbinin (sana gönderilen) elçileriyiz. Artık İsrailoğulları'nı bizimle gönder, onlara azab etme; biz sana Rabbinden bir mucize ile geldik. Selam doğru yolda gidenleredir.»

    TAHA 47-48

    Ona yumuşak söz söyleyin, belki öğüt dinler veya korkar.

    TAHA 44

    *****

    HOŞGÖRÜ, MERHAMET VE ŞEFKAT

    Sevgi ve acıma insanlık vasfıdır; hiddet ve şehvetse hayvanlık vasfı.

    Ağlamak istersen gözyaşı dökenlere acı. Merhamete nâil olmak istersen zayıflara merhamet et.

    (Zira) er kişinin avı, merhamettir.(...)

    Biz, Hakk’a küfrân-ı nimette bulunmuş olsalar dahi kâfirlere de acırız.

    Hattâ halk, onları taşlıyor diye köpeklere bile acırız.

    Ben, beni ısıran köpeğe de dua eder; “Yarabbi sen onu bu huyundan vazgeçir,

    Adamları ısırmasın da halkın taşını, topacını yemesin” derim.

    Lütuf ve merhamet sahibi olan Allah’ın kulları, işleri düzeltmekte O’nun huyuna sahiptirler.

    Onlar şiddet zamanı, sıkıntı vakti, rüşvet almaksızın mahlûkata acırlar, yardımda bulunurlar.

    Allah’ın merhameti, insanın merhametine benzemez. Çünkü insanın acımasında bir dert, bir elem vardır.

    Mahlûkun acıması elemle karışıktır. Allah’ın rahmetiyse dertten de paktır elemden de.

    Böbürlenerek başlar kıran kişiye ne Allah’ın merhameti nasip olur, ne halkın!

    Kendine yapılmasını istediğin şeyi âleme yap, ister eziyet olsun, ister zarar.

    (I/2436, 822, II/1938, III/1800-1803, 2222, 2223, 3632, 3633, IV/1858, VI/4528)

    Hz.Mevlana

    *Uslüp çok önemlidir.Tatlı dilli olmazsanız,kalbi öfkeye- kine esir olanlardan başka kimse sizi dinlemez.
    Konu Denge tarafından (19-11-2018 Saat 08:21 PM ) değiştirilmiştir.

  6. #186
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    *Peki iyi niyetiniz suistimal ediliyor,insanlar sizinle dalga geçiyor,alaya alıyor ve küçümsüyorsa;


    Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla


    1,2. Nûn.(Ey Muhammed) Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki, sen Rabbinin nimeti sayesinde, bir deli değilsin.

    3. Şüphesiz sana tükenmez bir mükâfat vardır.

    4. Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.

    5,6. Hanginizin deli olduğunu yakında sen de göreceksin, onlar da görecekler.

    7. Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi daha iyi bilir. O, hidayete erenleri de daha iyi bilir.

    8. O hâlde yalanlayanlara boyun eğme.

    9. İstediler ki, yumuşak davranasın, böylece onlar da yumuşak davransınlar.(*)

    (*) Âyette müşriklerin, Resûlullah'tan tevhid mücadelesinde tavizkâr davranması, batıl inançlarını, haksızlıklarını, birtakım çirkin maksatlarını kabullenip eleştirmemesi yönündeki isteklerine işaret edilmektedir. Resûlullah'ın onlara karşı böyle tavizkâr davranması durumunda, onların da kendisine karşı yumuşak davranacaklarına dikkat çekilmektedir.

    10,11,12,13,14. Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.

    15. Âyetlerimiz kendisine okunduğu zaman, "Öncekilerin masalları!" der.

    16. Yakında biz onun burnunu damgalayacağız.

    17. Şüphesiz biz, vaktiyle "bahçe sahipleri"ne belâ verdiğimiz gibi, onlara (Mekkeli inkârcılara) da belâ verdik. Hani o bahçe sahipleri, sabah erkenden (fakirler gelmeden) bahçenin ürünlerini devşirmeye yemin etmişlerdi.

    18. (Bunu tasarlarken) istisna da yapmıyorlardı. ("İnşaallah" demiyorlardı.)

    19. Nihayet onlar uykuda iken Rabbinden bir afet (ateş) bahçeyi sardı.

    20. Böylece bahçe, (anızı) yakılmış toprağa döndü.

    21,22. Derken, sabahleyin birbirlerine, "Haydi, eğer ürününüzü devşirecekseniz erkenden gidin" diye seslendiler.

    23,24. Bunun üzerine, "Sakın, bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın" diye fısıldaşarak yola koyuldular.

    25. (Yoksullara yardım etmeğe) güçleri yettiği hâlde (böyle söyleyerek) erkenden yola çıktılar.

    26. Fakat bahçeyi o hâlde gördüklerinde, "Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız!" dediler.

    27. (Gerçeği anlayınca da), "Hayır, meğer biz mahrum bırakılmışız!" dediler.

    28. Onların en akl-ı selim sahibi olanı, "Ben size 'Rabbinizi tespih etseydiniz ya! dememiş miydim?" dedi.

    29. Onlar, "Rabbimizi tesbih ederiz (yüceltiriz). Şüphesiz biz zalim kimseler imişiz" dediler.

    30. Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar.

    31. Şöyle dediler: "Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz!"

    32. "Umulur ki, Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Çünkü biz artık Rabbimizi arzulayanlarız."

    33. İşte böyledir azap! Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür; ah bir bilselerdi!

    34. Şüphesiz Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için Rableri katında Naîm cennetleri vardır.

    35. Biz müslümanları suçlular gibi kılar mıyız?
    Konu Denge tarafından (19-11-2018 Saat 02:24 PM ) değiştirilmiştir.

  7. #187
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    Müslümanların sıkıntısı bu iki uç arasında(celal-cemal) ifrat ya da tefritte olmaları.

    Yanı ölçüyü kaçırmaları.

    Oysa müslüman dediğin ne ifrattadır ne tefritte.

    Müslüman daima orta yerde,sıratı müstakim üzere.
    Konu Denge tarafından (20-11-2018 Saat 01:15 PM ) değiştirilmiştir.

  8. #188
    Cahillik Dönemi
    Üyelik tarihi
    Jul 2016
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    985

    Standart

    Alıntı Denge Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Müslümanların sıkıntısı bu iki uç arasında(celal-cemal) ifrat ya da tefrite olmaları.

    Yanı ölçüyü kaçırmaları.

    Oysa müslüman dediğin ne ifrattadır ne tefritte.

    Müslüman daime orta yerde,sıratı müstakim üzere.
    Sadece müslümanlık için değil bu her şeyde böyledir..
    ''Genelde öyle olur dostum. Hayat, mutsuzluk fonunun üzerine mutluluk kırıntıları dökülmüş bir resim gibidir. Normal olan mutsuz olman zaten. Mutlu olman anormaldi.''
    dreamer8

  9. #189
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    Haklısın nickname.

    Millet olarak ölçü problemimiz var.

    Ya ak diyoruz ya kara,ya yerin dibine sokuyoruz,ya çok şımartıyoruz.

    Benimde toplumda en dikkat ettiğim şeylerdendir toplumumuzun ölçüsüzlüğü.

    Gülü dikeniyle,geceyi gündüzüyle beraber görebilmek gerekir oysa.

    Toplumdaki doğru yöne aktarılamamış ölçüsüz duygusal patlamalardır bunun sebebi.

    Duygusal sorunlarımıza deva bulmadan da aklımızdaki sorunlara çözüm bulmamız zordur bizim.
    Konu Denge tarafından (20-11-2018 Saat 10:21 AM ) değiştirilmiştir.

  10. #190
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2016
    Mesajlar
    1.319

    Standart

    Türkiye savunma sanayi konusunda Özal döneminden beri hayli aktif.

    Çok geç kalsakda bu çabalar son dönemde hızlandı ve meyve vermeye başladı.

    Tam olarak sanayileşememiş ve bizim gibi sanayi devrimini kaçırmış ülkelerde bu konuda atak yapmak zordur.

    Çünkü hızlı olmaya çalışsanızda pek çok teknolojik altyapı sorunlarını da beraberinde çözmeniz gerekir.

    Bu bakımdan bir çok açıdan teknoloji ve silah transferine hala muhtacız.

    Yine de gelinen noktayı küçümsememek lazım.

    Şu ortamda yapılacak en mantıklı iş bu kadar bölgesel riskin arasında güvenliğe yatırım yapmak ve ülke olarak şu anda yaptığımız en akıllıca iş bu.

    Ekonominizin büyümesi hele bizim coğrafyamızda tek başına çokda bişey ifade etmiyor.

    Bugün Rus ekonomisi görece büyüklük olarak çok küçük bir ekonomidir -Almanyanın yarısı- ama silahlı gücü sayesinde dünyaya meydan okuyor.

    Youtube de Ayhan Tarakçı adlı bir youtuberin bu konularda çok doyurucu bilgilendirmeleri var.

    Tavsiye ederim.
    Konu Denge tarafından (20-11-2018 Saat 01:13 PM ) değiştirilmiştir.

Sayfa 19/38 İlkİlk ... 915161718192021222329 ... SonSon

Benzer Konular

  1. OKB üzerine...
    By bennahhat in forum Obsesif- Kompulsif Bozukluk OKB ( Saplantı - Zorlantı )
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 19-03-2015, 11:42 AM
  2. Eş ve Anna-Baba Arasındaki Denge
    By aradakalmis in forum Evle İlgili Problemler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 02-07-2014, 02:42 PM
  3. Evliliğim Yeni Henüz Tam Denge Kuramadım - Bilgi ve İlginizi Bekliyorum
    By peykos in forum Üyeler Konuşuyor / Dertleşiyor / Soru Soruyor
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 03-12-2010, 05:47 PM
  4. Denge
    By Hydra in forum Sağlık
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 21-11-2010, 08:23 PM
  5. Anne-Baba ve Çocuk Arasında ki Denge Nasıl Sağlanır?
    By 9 ŞUBAT in forum Evle İlgili Problemler
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 17-09-2009, 05:44 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •