7 sonuçtan 1 ile 7 arası

Konu: Önce adını yazmak geldi içimden.

  1. #1
    Çıraklık Dönemi yorum - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2011
    Yer
    istanbul
    Mesajlar
    2.322

    Standart Önce adını yazmak geldi içimden.

    ,Üye olduğum bir siteden sürekli kısa yazılar gönderiliyor sizle de paylaşmak istedim.İçimden geçenleri birazını aktarmış.

    “…” için!
    Önce adını yazmak geldi içimden.
    Seslerin, sözlerin dünyasında yolumu kaybettiğim gecelerden birinde, seninle üstüne uzun uzun konuştuğumuz bir yazının başına oturmuştum.
    Giriş cümlesi, karakterlerin yapıları, kurgu, alt metinler kafamdaydı. Önce kendime güzel bir yemek hazırladım. Gülme lütfen, patates kızartması da pekâlâ güzel bir yemek olabilir.
    Ev yağ kokmasın, diye pencereyi açtım, soğuk rüzgârların canımı yakmasına izin verdim. Bir türlü başaramıyorum kızartma yapmayı, arızalarımdan biri de bu işte. Olmadı.
    Çiğ kalmış patatesleri bir torbaya koyup, çöpe attım. Sonra, kahve yaptım. Bütün bunları yaparken elimden geldiğince ağır davrandım.
    Yazacaklarımı içselleştirmek, sonra da kendimden çıkıp bütün o sözlere dışarıdan bakmak için zamana gereksinimim vardı çünkü.
    Yazmaya oturmadan önce kendimden yorulup yabancılaşmak için, bildiğim yaşamlardan soyutlanıp öykü karakterlerinin dünyasına konuk olabilmek için zamana gereksinimim vardı.
    Tabii dilimin yanmasına neden olan kahvenin soğuması için de… Neyse…
    İşte tam o anda adını yazmak geldi içimden. Bu metin tümüyle sana ait olsun istedim. Hem bunu daha önce hiç yapmamıştım.
    Okuduğum kitaplarda, hatta bazı dergi yazılarında birine adanmış öyküleri, şiirleri gördükçe garip hissederdim kendimi.
    Nasıl oluyordu bu iş? Acaba bu yazılar önce tamamlanıyor, sonra da filancaya adanmasına mı karar veriliyordu, yoksa tümüyle o kişinin çağrıştırdıklarından yola çıkılarak mı kaleme alınıyordu?
    Yazıyı okuyup bitirince bu sorunun yanıtını bulmak zor olmuyordu. Asıl yanıtını bulamayan soru, benim neden bunu yapamadığım, neden herhangi bir yazımın başına “…. için” yazamadığımdı.
    Bir şeye, bir zamana, birine adanamamak içimde bir uçurum gibi büyüyordu. Kahvenin sıcağında yanan dilimi, damağımın serinliğinde tedavi etmeye çalışırken aklıma Pavese’nin sözleri geldi:


    Uçurumdan kurtulmanın tek yolu ona bakmak, derinliğini ölçmek ve kendini o boşluğa bırakmaktır.


    İçimdeki uçurumdan kurtulmak için adını yazmaya karar verdim. Dilim daha iyiydi. Gözümün önüne çeşitli kişilere adanmış metinler geldi.
    Yazının başlığını attım, başlığın hemen altında sayfanın sağına doğru tırnak içinde adının baş harfini yazdım ve tam ikinci harfe geçtiğim anda kalemime bir sıkıntının oturduğunu hissettim.
    Birine değil de bir harfe adanmış metinlerin okurla oyun oynayan gizeminin sıkıntısı, dilimin yeniden sızlamasına neden oldu.
    İkinci harfi yazamadım. Uçuruma bakmaya cesaretim vardı ama galiba derinliğini ölçmek istemiyordum.
    Böyle bırakmaya karar verdim. Yazım bir harfe adanmış olacaktı. Sence bu, yazıyı korkak bir yazı haline mi getirir, diye sormak istedim. Ama dilim şiştiği için konuşamıyordum.
    Belki de o zaman yazının sana adandığını anlamayacak, hatta belki okumayacaktın bile. Bambaşka bir adresi de gösteriyor olabilirdi bu harf. Belki bir komşumu, belki de kilometrelerce ötede oturan bir dostu…
    Sevdiğim bir şairin adının baş harfi de olabilirdi. Bir şiir kitabının adı mı? Neden olmasın? Hayır, çocukluğumun gizemlerini taşıyan bir oyuncağıma bu harfle başlayan bir ad vermemiştim.
    Ama pekâlâ en sevdiğim müzik parçalarından birinin büyüsünü taşıyor olabilirdi. Kim bilir, belki de kendimi böyle çağırmayı seviyordum, belki de bu kimsenin bilmediği, aile arasındaki adımdı? Sonra daha korkunç bir şey kemirmeye başladı içimi. Eğer böyle bırakırsam, başkaları üstüne alınacak, yazıyı, aslında sana ait olan bir yazıyı sahipleneceklerdi.
    “İşte,” diyecekti eski bir dost, “bu bana yazılmış bir yazı!” Bir komşum gecenin bir yarısı kapımı çalıp, “Bana adadığınız yazı pek güzel olmuş, içimden geldi ben de size su böreği yaptım,” diyecekti.
    Kütüphanemdeki kimi kitaplar, diğerlerine caka satacak, “Eee, ne yaparsın, bu adamı içindeki uçurumdan ben çıkardım,” diyeceklerdi. Oysa ben bu yazının tümüyle sana ait olmasını istiyordum.
    Konuşmaya, yanlış anlamaları ortadan kaldırmaya çalıştım, dilimi bulamadım.
    Kalktım, kahveyi döküp bir bardak soğuk su içtim. Ne yapmam gerektiğini biliyordum. Bir harfle bırakmamalı ve uçuruma atlayacak cesareti göstermeliydim.
    Önümde kalın bir sözlük vardı ve bir sürü harf, önümdeki kâğıdın tepesinde duran o güzelim harfin yanına yerleşebilmek için birbiriyle yarışıyorlardı.
    Kendimi geceye ve içimin derin uçurumuma bıraktım. İkinci harf dilimden elime, elimden kaleme, kalemden kâğıda yol almaya başladı.
    Bu yazının sana ait olmasını istiyordum.
    O yüzden önce adını yazmak geldi içimden.
    Ona çok acıyordum, hiç mi âşık olmamıştı acaba, sevdiği biri yok muydu?

  2. #2
    dreamer8
    Guest

    Standart

    Durumdan duruma geçişin, okurla konuşman, ruh halini anlatırken psikolojik betimlemelerde bulunman ve bu esnada birden bir yemek, bir içecek gibi somut bir şeye odaklanman gayet güzel, keyifli ve heyecanlı bir serüvene çıkarıyor okuru. Ben iç sesiyle konuşan ve psikolojik öğeler içeren yazıları severek okurum. Yani kişi, kalbindeki kırıklıkları anlatırken, gökyüzünden, evdeki kediden, ocaktaki yemekten de bahsetmeli. Bu; okura, derin duygusal gelgitler içindeyken dahi hayatın akmaya devam ettiği gerçeğini hatırlatır. Son olarak şunu ifade etmeliyim ki; bazı insanların kalemi donuktur. 1 saatte bir sayfa yazı yazamaz, zorlamayla gider yazı ve bunu okuyucu da hisseder. Ama senin yazın bir akıcılığa sahip ve bıraksan sayfalarca yazabileceksin izlenimi uyandırıyor.

  3. #3
    Banned
    Üyelik tarihi
    Oct 2016
    Mesajlar
    454

    Standart

    aşk insana neler yaptırmaz...

  4. #4
    Çıraklık Dönemi yorum - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2011
    Yer
    istanbul
    Mesajlar
    2.322

    Standart

    Üstte belirttim gibi yazı bana ait değil.:-)
    Ona çok acıyordum, hiç mi âşık olmamıştı acaba, sevdiği biri yok muydu?

  5. #5
    Banned
    Üyelik tarihi
    Oct 2016
    Yer
    Ankara
    Mesajlar
    113

    Standart

    Bende yazar olma hayali olan biriyim, ama daha çok fantezi romanı duşunuyorum. Buz ve Ateş'in şarkısı gibi. Şiiri okumadım ama belirteyim.

  6. #6
    Çıraklık Dönemi yorum - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2011
    Yer
    istanbul
    Mesajlar
    2.322

    Standart

    Alıntı Son Kanunsuz Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Bende yazar olma hayali olan biriyim, ama daha çok fantezi romanı duşunuyorum. Buz ve Ateş'in şarkısı gibi. Şiiri okumadım ama belirteyim.
    Yazar olabilmenin ana temeli çokça okumak, üsenip yazıyı okumadığınızı ele alarak söylemem gerekirse bu istediğiniz sadece hayalden öteye gitmeyecek.tavsiyem her gördüğünüz şeyi önemli önemsiz herseyi okuyun.
    Ona çok acıyordum, hiç mi âşık olmamıştı acaba, sevdiği biri yok muydu?

  7. #7
    Banned
    Üyelik tarihi
    Oct 2016
    Yer
    Ankara
    Mesajlar
    113

    Standart

    Alıntı yorum Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Yazar olabilmenin ana temeli çokça okumak, üsenip yazıyı okumadığınızı ele alarak söylemem gerekirse bu istediğiniz sadece hayalden öteye gitmeyecek.tavsiyem her gördüğünüz şeyi önemli önemsiz herseyi okuyun.
    Motive ettiginiz için teşekkur ederim.
    Ekli Resimler Ekli Resimler
    Konu Son Kanunsuz tarafından (08-11-2016 Saat 01:13 AM ) değiştirilmiştir.

Benzer Konular

  1. içimden beddua ediyorum:(
    By to_yelasto_pedi in forum Obsesif- Kompulsif Bozukluk OKB ( Saplantı - Zorlantı )
    Cevaplar: 6
    Son Mesaj: 19-09-2011, 01:37 PM
  2. Herkes Konustuğu Gibi Yazmak Zorundamidir??
    By butterfly in forum Paylaşım Köşesi
    Cevaplar: 17
    Son Mesaj: 31-10-2008, 10:41 AM
  3. içimden geldi sadece...
    By tatlışey in forum Üyeler Konuşuyor / Dertleşiyor / Soru Soruyor
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 26-10-2008, 12:05 PM
  4. CV...Yazmak İncelik ister...
    By Nefertiti in forum Kişisel Gelişim & Kariyer Planlama
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 03-06-2008, 11:30 PM
  5. Yazmak, Meditasyon... Olmadı.
    By biricik in forum Sağlık
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 13-12-2007, 12:55 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •