BİLİŞSEL - DAVRANIŞÇI TERAPİ
Beck'e Göre Depresyonun Bilişsel Kuramı
Bu kuramda 4 temel öğe vardır. Bunlar :
1- Olumsuz Üçlü : Kendini, dünyayı ve yaşantıları, geleceği olumsuz algılama
2- Olumsuz düşüncelerin otomatik olarak ortaya çıkması
3- Bilgi işlemede ve algıda sistematik hataların olması
4- Temel işlevsel olmayan sayıltıların ortaya çıkması
Olumsuz Üçlü : İlk öğesi hastanın kendisini değersiz, yetersiz, ahlaken ya da fiziksel olarak özürlü olarak algılamasını kapsar. Hasta geçmişte olan olumsuz olaylardan kendisini sorumlu tutar ve başkaları tarafından beğenilmediğini düşünür. Kendinden çok şey talep edildiğini, dünyanın aşılamayacak güçlüklerle dolu olduğunu düşünür. Aynı şekilde gelecek karanlık, başarısızlıklara gebe, ümitsiz bir durum olarak algılanır.
Otomatik Düşünceler : Bu işlevsel düşünceler, hasta önceden planlamadan, yargılamadan, düşünmeden çabuk ve otomatik olarak ortaya çıkarlar. Otomatik düşünceler, doğrudan daha temel işlevsel olmayan şemaları ya da sayıltıları yansıtırlar ve hasta tarafından doğru olarak kabul edilirler. Bu düşünceler bazen o kadar çabuk oluşurlar ki hasta bunların farkında olamayabilir. Bilişsel terapide ilk başta ele alınan konulardan birsi de hastaya bu olumsuz otomatik düşüncelerini yakalamayı öğretmek ve bu düşüncelerin duygu ve davranışları nasıl etkilediğini göstermektir.
Sistematik Hatalar : Hastanın kendisini, çevresini ve geleceğini olumsuz algılamasındaki önemli etkenlerden birisi de bilgi işlemede yapılan sistematik hatalardır. Bu hatalar aşağıdaki şekilde açıklanmaktadır.
a) Seçici Algılama : Bir durumun seçici olarak belirli bir ayrıntısının algılanması, diğer önemli özelliklerin ise gözardı edilmesi. Örneğin, ‘Bu gün her şey ters gitti, hiç iyi giden bir şey olmadı'
b) Abartma : Olumsuz olayları büyütme durumudur. Örneğin, ‘Gece uykusuz kalan bir hastanın bunu bir felaket olarak düşünmesi'
c) Küçümseme : Olumlu olayları küçümseme durumudur. Örneğin, ‘Sınavdan iyi not alan bir öğrencinin ‘Bunu herkes yapabilirdi, önemli bir şey değil' demesi'
d) Aşırı Genelleme : Bir tek olaydan genel kurallar çıkartma durumudur. Örneğin, ‘Ufak bir hata yapan hastanın ‘elime aldığım hiç bir şeyi doğru dürüst yapamam' şeklinde düşünmesi'
e) Bireyselleştirme : Günlük aksiliklerden kendini sorumlu tutma durumudur. Örneğin, ‘Hastanın, kendisini görmediği için geçip giden bir arkadaşının arkasından ‘Herhalde onu kızdıracak bir şeyler yaptım' şeklinde düşünmesi'
f) Ya Hep Ya Hiç Tarzı Düşünme : Olaylar siyah-beyaz, çok kötü-fevkalade, iyi-kötü gibi uç noktalarda algılanır. Örneğin, ‘Ben bir hiçim, başarısızım'
g)Keyfi Çıkarsama : Kanıt olmadan ya da aksi kanıt olduğu halde bazı sonuçlara ulaşma. Örneğin, ‘Terapide verilen ilk ödevde güçlük çeken bir hastanın ‘Bu tedavi hiç bir işe yaramayacak' şeklinde düşünmesi'
İşlevsel Olmayan Şemalar : Bu sayıltı ya da inançlar genellikle başlangıcı çocukluk döneminde olan, yaşam boyu gelişen, oldukça değişmez ve kalıcı özelliklerdir. Bireyin ne yaparsa yapsın kendini değerli hissedebilmesi için başkalarının onayının gerektiğine inanması, başarılı sayılabilmek için her alandan başarılı olma zorunluluğunu hissetme ya da yaşamda her şeyin kontrol edilebileceğine inanma, işlevsel olmayan düşüncelere örnek verilebilir. Bu türdeki fikir ve inançlar sürekli olarak bilişsel çarpıtmalarla desteklenmektedir.
Kaynak :http://www.depresyon.biz
Yer imleri