Burada hangisinin hangisini tetiklediğinden çok, senin çekinginliğini tetikleyen şeyi bulmak lazım.
Bence durumun çok ciddi.Bir doktora görün gecikmeden...
İyi günler, başlıktan da anlaşılacağı gibi böyle bir sorunum var. Henüz 18 yaşındayım. Ama aşırı derecede bir çekingenliğim var. Kolay kolay insan içine çıkamam. Hatta yalnız olmayı tercih ederim. Genelde kendimi odama kapatıp kendimi dinlerim. Bu çekingenlik yüzünden çok şey kaybettiğimin farkındayım. Canım çok sıkıldığında birine anlatmak yerine oturup yazarım. Çünkü karşımdaki kişi kim olursa olsun anlatamam o kişiye derdimi. Baskalariyla eğlenmek yerine kendimle geçirdiğim yalnız zamandan daha çok keyif alıyorum. Yalnız kalmayı seviyorum.
Sosyalfobi olarak düşündüğüm kısma gelirsek, yani en azından ben öyle düşünüyorum ama emin de olamıyorum. Mesela sorunum şu ya da şunlar; telefonda konuşamıyorum hiçkimseyle. Topluluk içinde yemek yiyemiyorum. Aslında o kadar içime kapanik biriyim ki tek başıma bir yere gidemiyorum. Tek başıma otobüse dahi gidemiyorum. Tanımadığım biri ile konuşacağım zaman gözlerim kararıyor sadece konuşuyorum. 3 senelik bir arkadaşım vardı okuldan. Ve ben o üçüncü seneye kadar onunla hiçbir şekilde yüz yüze konuşamadım, üstelik aynı okuldaydık.
Bazen öyle bir kapanıyorum ki kimseyle konuşasım gelmiyor hatta odamın kapısının açık olması bile beni tereddüte düşürüyor.
Bu konuda ne yapacağımı bilmiyorum. Bendeki bu şey çekingen kişilik bozukluğumu, sosyalfobi mi? Yoksa çok mu paranoyak davranıyorum. Hiçbir şeyden emin olamıyorum.
Burada hangisinin hangisini tetiklediğinden çok, senin çekinginliğini tetikleyen şeyi bulmak lazım.
Bence durumun çok ciddi.Bir doktora görün gecikmeden...
Büyük aşklar ya sonsuzdur, ya da O’nsuz!.
Eğer sosyal olarak incelenmekten ve değerlendirilmekten korkuyorsan bu yüksek ihtimal ile sosyal fobidir.
“Her şeyin sonunda, canımızı en çok acıtacak olan, düşmanlarımızın sözcükleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.”
çekingenlik tetikler,sosyal fobinin kaynağı çekingenlik ve özgüvensizliktir
biri kurufasülye diğeri pilaki
Gittiğimde konuşabileceğimden emin değilim. Gitmek istiyorum ama birine bir şeyimi anlatırken gözlerim doluyor.. S Oraya gidersem bundan korkuyorum. Ve bu sinav stresi, gelecek kaygısı da eve kapatıyor beni. Sanki sürekli ders çalışmalıymışım gibi bir baskı hissediyorum üzerimde
Nerden geliyor bu? çok mu eleştirilirdin otoriter bir ailen var? genelde öyle olanlarda olur.Bu arada durumun gerçekten ciddi boyutlarda yani kendine bir çözüm yolu türet ve bu sorundan kurtulmaya çalış.Üstüne gitmessen daha da artabilir.Olsun yüzün kızarsın ağla utan sıkıl ama bazı sınırları aş.Böyle bugün otobüse binicem öyle yada böle de git durakta bekle ve binmeyene kadar gitme eve, sonra telefon otur başında birini arayıp konuşacağım aksi durumda bu telefonu elimden bırakmicam kendini biraz şartlandır.Bu sorunu çözersin.
Aslında davranışlarını değiştirebileceğin bir yaştasın halen. 18 yaşında yalnızken mutlu olursun, masa lambanın aydınlığında şiirler, denemeler yazar, iç dünyanı, hayallerini kağıtlara döker, sayısız ajanda, defter doldurursun. Ama sonra bir bakmışsın, bir düğüne davetlisin, teyze kızı evleniyor. Gidemezsin, bahaneler üretirsin, insan içine çıkamazsın, ailenle çatışırsın, neden gelmedi diye eleştirenlere küsersin. Okul kantininde birşeyler atıştıramaz, bir masaya oturamazsın, dolmuşa binemez, binersen de "müsait bi yerde" diyemezsin, birini ancak hayallerinle ya da hormonlarınla sevebilir, arzulayabilirsin. Şu an bundan mutlu olman, odandan, yazılarından, yalnızlığından memnun olman sana normal gelebilir ama birkaç sene sonra bu bir hastalık halini alacak, kalemi bırakacaksın ama odandan çıkamayacaksın, kahredecek, bunalacaksın...6-7 ajanda dolusu yazı ve şiirim vardı, yalnız biriydim, hepsini yaktım, çöpe attım, kahrettim. Kendime yetemedim...Hırslanmalısın, hata yapmalısın, insanları bazen taklit etmelisin, sokakta ya da kalabalık bir merkezde bir banka oturup insanları izlemeli, sana bakmalarına müsade etmelisin. Çarşı gezmesi yapan askerlerin boğulmuşluklarını, yalnız erkeklerin abazalıklarının yüzlerindeki oluşturduğu çaresizlik izlerini, şişman teyzeleri, arsız şehir güvercinlerini, yüzsüz dilencileri tebessümle izlemelisin. an gelir ki hayatında sadece ve sadece sen verirsin kararı... Yanlış karar vermekten korkma, çünkü muhtemelen şu an hiçbir karar veremiyorsun. Yanlış karar ver ama kararsız kalma...Karanlık sulara yaklaşmamalısın...
Yer imleri