Hırçınlaşıyor mu, yoksa sessizleşiyor mu? Anne – baba, çocuğunun hangi davranışları karşısında harekete geçmeli? Her anne – babanın bilmesi gereken bazı önemli noktaları Çocuk Psikolojisi ve Gelişimi Uzmanı Pedagog Sevil Yavuz anlattı.

Özellikle 3 – 6 yaş arası çocuğu olanlar iyi bilir; onlarla uğraşmak ayrı bir zahmet ve sabır ister. Neye kızdıkları, neye sevindikleri ya da neye üzüldükleri konusunda çok açık vermezler, veremezler… Yaşadıkları her ne olursa olsun, düşünce ve hislerini oyunla şekillendirirler. Bu nedenle onlarla iletişim kurmak zordur.

Geçen haftalarda hatırlarsınız, bir ilköğretim okulunda minik öğrenciler, bir vahşete tanık olmuşlardı. Çok sevdikleri öğretmenleri, okulun yönetici tarafından gözleri önünde öldürüldü. Yaşı her ne olursa olsun, hiç kimse böyle bir olayı hafızalarından kolay kolay silemez… Hele bunlar 4 – 6 yaş arasında olan minik bedenler ise asla…

Kimbilir bu sahne içlerinde nasıl bir fırtına kopardı? Bu zorlu durumun üstesinden gelmek için mutlaka bir uzman yardımı almaları gerekiyor. Özellikle aşağıda yazdığımız belirtileri gösteriyorlarsa “acilen”…

Bu durum bir örnek tabii ki… Çocuklar; aileye yeni bir fert katıldığında, anne – baba kavgasında ya da arkadaş ortamında da bazı aksi davranışlar sergileyebilirler. Peki ama neden? Çocukların ruhsal dengeleri bozulduğu, psikolojik olarak savaş içerisine girdikleri nasıl anlaşılır?

Her anne – babanın bilmesi gereken bazı önemli noktaları Çocuk Psikolojisi ve Gelişimi Uzmanı Pedagog Sevil Yavuz anlattı…

Türkiye, geçen haftalarda bir ilköğretim okulunda meydana gelen cinayetle sarsılmıştı. Bunu biraz irdelemek gerekirse, bir uzman olarak olaya şahit olan çocukların ruh durumu nasıl? Onlar için neler yapılabilir?

Büyük bir travma yaşandı. Her çocuğun bu durumdan etkilenmesi farklı olacak. Depresyon, korku, okul fobisi, yemeden içmeden kesilme gibi tepkiler gösterebilirler. Bazı çocuklar duruma hemen reaksiyon gösterebildiği gibi bazen bu süreç 2-3 aydan sonra ortaya çıkmaya başlar.

Bu durum “Post Travmatik Stres Bozukluğu”na (PTSB) neden olabilir. Bu bozukluk, yaşamda ani ve şok verici bir olay olduğunda meydana gelir. Belirtileri olaydan sonraki üç ay içinde gözlenmeye başlanır. Bazı vakalarda olaydan yıllar sonrası dahi belirtiler ortaya çıkabilir; yoğunluğu ve şiddeti çocuğa göre değişir. Kimi çocuk altı ay içerisinde normal hayatına dönebilirken; kimileri bu rahatsızlığı daha uzun süre yaşamaya devam eder.

Bu stres bozukluğunun belirtileri neler? Ebeveynlerin nelere dikkat etmesi gerek?

Yaşadığı travmatik olayı; halüsinasyonlar, kabuslar ve flasbacklar ile (tekrar tekrar yaşama durumları) yoğun bir üzüntü ve stresle hatırlar. Çocuk, travmatik yaşantıyı hatırlatan kişilerden, yerlerden, düşüncelerden ya da durumlardan uzak durur. Bu durum aile ve arkadaşlardan kopma ve izolasyon hallerini beraberinde getirir.

Ayrıca haz duyduğu aktivitelerden de uzaklaşabilir. İnsan ilişkilerinde problem yaşanması (ilgi hissetme ve göstermede azalma), uykuya dalmada zorluk, gerginlik, öfke patlamaları, konsantrasyon güçlüğü, kolayca korkma ve yerinde duramama halleri görülebilir.

Bu çocukların ruhsal gelişimi için ne yapmak gerekiyor?

Bu olaya tanıklık etmiş çocukların en az 6 ay ile 1 sene arasında terapi görmeleri gerek. Yaşları çok küçük olduğundan, uygulanabilecek en iyi tedavi yöntemi oyun terapisi. Bu terapilerden en etkilisi ise aileyi de işin içine katan “Filial Oyun Terapisi” yöntemi…

Tedavi, (çocuk psikiyatrist ile birlikte çalışarak) ilaç ile de desteklenebilir. Öte yandan hiç bir uzman yardımı almadan bu çocukların normal hayatlarına devam etmeleri mümkün değil. Belki kısa dönemde çocuğun hayatında her şey normal gözükse, sonraki aylar veya yıllarda bu travmatik olayın etkileri çocuğun davranışlarında ve sosyal yaşamında mutlaka kendini gösterecektir.

Bu ileride, sadece kısa dönemde okul başarısını ve arkadaş ilişkilerini değil, hayatlarının tüm yönlerini etkileyecek ruhsal rahatsızlıklara ve bozukluklara neden olabilir.

Çocuklar ne gibi tepki gösterirler?

Çocukların gösterebileceği ilk tepki okula gitmek istememeleri ve okul fobisi yaşamaları olacak. Bununla birlikte yavaş yavaş sosyal hayattan izole olabilirler. Gelişimleri duraklayabilir, bazı alanlarda regresyon yaşayabilir ve davranış ve uyum problemleri belirebilir.

Aileler de, çocuklarının bu durumu nasıl atlatabileceklerine ve onlara nasıl destek olabileceklerine dair danışmanlık ve aynı zamanda psikolojik destek alabilirler.

Bu olayla beraber anne – babaların akıllarında büyük bir soru işareti belirdi; “Ya olaya tanık olan benim çocuğum olsaydı?”, “Öğretmeninin ruh sağlığı yerinde mi?” diye… Bu ciddi konu için ebeveynlere neler tavsiye edersiniz? Hangi noktalara dikkat etmeleri gerekiyor?

Anne – baba okulla iletişim içinde olmalı ve okulu sık sık ziyaret etmeli. Aileler, çocuğun öğretmenleriyle ve diğer velilerle görüşerek öğretmenle iletişimde ve arkadaş ilişkilerinde bir problem var mı anlayabilir. Eğer öğretmenin davranışlarıyla ilgili bir problem gözlerlerse, gerekli yerlere durumu bildirebilirler.

Ayrıca bir eğitimcinin, öğrencilerin önünde böyle bir şiddet göstermesi, bu kişinin ciddi ruhsal bozukluklarının olduğunu ve bu durumun kimse tarafından fark edilmediği için bir eğitimci olarak görevine devam ettiğini gösteriyor. Bu çok ürkütücü bir durum.

Özellikle anaokulu ve ilköğretim bölümünde görevli öğretmen, eğitimci ve diğer personel mutlaka bir psikiyatrik ve psikolojik kontrolden geçirilmek zorunda. Aileler bu konuda yasal düzenlemelerinin yapılması için yetkililere talepte bulunmalıdır. Yoksa bu ve benzeri olaylar yaşanmaya devam edilecektir.

Özellikle anaokulu çağındaki 4-6 yaş grubu çocukların yetişmesinde ailelere ne gibi görev ve sorumluluklar düşüyor? Bilinçli bir anne-baba nasıl olmalı?

Bu yaş dönemi çocuğun gelişimi ve psikolojisi için çok kritik bir dönem. Bu dönemde anne – babalar bilinçli davranmalı. Bu nedenle becerileri geliştirme eğitimleri alabilirler.

“Filial Oyun Terapisi”nin, becerileri geliştirdiği ve çocuğun gelişimine destek olduğu, çeşitli ülkelerde yapılan araştırmalarla ortaya çıkmıştır. Bu dönemde düzenli olarak uzman bir pedagogtan destek almak da çocuklarının gelişimlerini desteklemek açısından rehberlik edecektir.

Çocuğun gelişimden önemli rol oynayan oyunla terapi yöntemi hangi vakalar için uygulanabilir?

Çocuklar için oyun, onların dünyası; yetişkinler için ise onların dünyasına girmek açısından önemli bir anahtardır. Çocuklar duygu ve düşüncelerini, içsel çatışmalarını yetişkinler gibi kolayca anlayıp ifade edemezler. Onlar için bunla başa çıkmanın, kendilerinin tanımanın yolu “oyun”dur. Bu nedenle oyun terapötik etkiye sahiptir.

Çocukların yaşadıkları problemleri çözmek için çeşitli oyun terapileri kullanılır. Bunlardan birçok ülkede etkisi yapılan araştırmalarla kanıtlanmış oyun terapisi çeşidi “Filial Oyun Terapisi”dir.

“Filial” ismi Latin kökenli olup, evlat anlamında ve anne-baba-çocuk arasındaki ilişkiyle ilgilidir. “Filial terapi”, ilk olarak 1960 yılında Bernard ve Louise Guerney tarafından geliştirildi. Daha sonra Dr. Risë VanFleet çeşitli ülkelerde yaptığı çalışmalarla bu yaklaşımda öncü oldu.

Bu terapi hangi yaş çocuklar için olumlu sonuç verir?

Filial terapi; aile terapisi ve oyun terapisi yaklaşımlarının bütünleştiği, aile içi sorunların çözümünü sağlayan, 3-12 yaş arasındaki çocuklara uygulanan, psiko-eğitimsel bir yaklaşımdır.

Terapist gözetiminde anne-baba, çocuklarıyla birlikte oyun terapisi yapar. Oyundaki temalar üzerine konuşulur. Terapist aileye çocuklarıyla ilgili her 3-4 seansta bir geribildirimde bulunur.

Bir seans ne kadar sürmelidir?

Her hafta 30 dakikalık oyun terapisi yapılır. Anne-baba her hafta evde yaptığı oyun seanslarıyla ilgili notlar tutarlar ve terapistle düzenli olarak görüşerek süpervizyon almaya devam ederler.

Evde bu terapiyi gerçekleştirmek için nelere gerekli?

Evdeki terapiler için özel oyun odası düzenlenir ve belli temada oyuncaklar alınır. Bu oyuncaklarla çocuk başka zaman oynayamaz. Oyun terapisine özel oyuncaklardır. Bu süre çocuğun problemine ve gösterdiği gelişmelere göre değişebilir.

Küçük yaşta bir çocuğun ruh durumu değişkenliği nasıl anlaşılır? Ne gibi belirtiler verir?

Çocuklar, ruh sağlığını olumsuz etkileyen bir şey yaşarlarsa, farklı davranışlar sergilemeye başlarlar. Mesela; çok girişken bir çocuk sessizleşir, yeme – içme, uyku, davranış ve yüz ifadelerinde farklılıklar olur.

Uykusuzluk, depresyon, kaygı, korku, öfke, isteksizlik gibi belirtiler görülebilir. Bir şeylerin ters gittiğini hisseden anne – baba, çok geç kalmadan bir pedagogtan destek almalıdır.

Bu yaşta en çok görülen, ikinci bir kardeşle beraber kıskançlık duygusu yaşayan çocuklar için neler yapılabilir?

Yeni bir kardeşe her çocuğun vereceği tepki farklı olur. Bu nedenle her aileye verilecek tavsiyeler de farklıdır. Anne, çocuk sahibi olmaya karar vermesiyle birlikte bir pedagogdan danışmanlık alması ve doğumdan sonraki süreçte bu danışmanlığa devam etmesi gerekir.

Göksun Kök, NTV
aktuelpsikoloji