3 sonuçtan 1 ile 3 arası

Konu: Çocuklarda Dil ve Konuşma Gecikmesini Etkileyen Nedenler.

  1. #1
    Süper Moderatör 9 ŞUBAT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    9.135

    Standart Çocuklarda Dil ve Konuşma Gecikmesini Etkileyen Nedenler.

    Dil ve konuşma gecikmesi herhangi bir nedene bağlı olmaksızın da ortaya çıkabilir. Gecikmiş Konuşmadan şüphelenilecek durumlar, gecikmiş konuşmaya neden olan durumlar...

    Cinsiyet, bir risk faktörü olarak bilinmektedir. Erkeklerde kızlara oranla dil ve konuşma gecikmesi görülme riski üç kat fazladır. Ayrıca, ailede konuşma gecikmesi yaşamış bireylerin olması bu riski arttırır. Bir diğer risk faktörü ise düşük doğum ağırlığı ve erken doğum olarak belirlenmiştir.

    Dil gecikmesi gözlendiğinde kendiliğinden geçmesini beklemek erken müdahalenin katkılarını önleyebilir. Dil gecikmesi yaşayan çocuklar okul çağında da dil bozuklukları yaşama riskine sahiptir. Araştırmalar, dil ve konuşma gecikmesinin uzun dönemde akademik performansı etkilediğini göstermektedir.

    Dil ve konuşma gecikmesi yaşandığında Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı'nın yapacağı kapsamlı bir değerlendirme çok önemlidir. Bu değerlendirmede hem işitsel algının (konuşulanları anlama) hem de sözel ifadenin (konuşarak kendini ifade etme) yaş aralığı olarak nerede olduğu belirlenir.

    Örneğin 2 yaşında bir çocuk işitsel algı olarak 1,5-2 yaş performansına sahipken sözel ifadesi 1 yaş gibi olabilir. Yani, konuşulanları anladığı halde kendi konuşması yaşından beklenenin altında olabilir. Bu durumda aile bilgilendirilerek çocuklarının gelişimini nasıl destekleyecekleri anlatılır ve ailenin de katılımı ile terapi başlatılır.

    Dil ve konuşma terapisi alan çocuklar ile terapi almayan çocuklar karşılaştırıldığında kelime dağarcığında, konuşma anlaşılabilirliğinde ve sosyalleşme becerilerinde artışın yanında ebeveynlerin endişelerinin azalması gibi farklar belirlenmiştir.

    Yapılan araştırmalara göre, 2 yaşında konuşma geriliği olan çocuklar 3 veya 4 yaşına geldiklerinde hala yaşıtlarının performansını yakalamamış olabilirler. Erken müdahale sayesinde ise (3 yaş öncesi başlayan tedavi) çocuğun gelişimini desteklemek ve mümkündür.

    Erken müdahalenin hem dil ve konuşma hem de eşlik edebilen başka bozukluklar için faydalı olduğu belirlenmiştir.

    Memorial Ataşehir Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü uzmanları, çocuklarda gecikmiş konuşma hakkında bilgi verdi ve anne babalara tavsiyelerde bulundu.

    Gecikmiş konuşma bir çocuğun yaşıtlarıyla benzer konuşma becerilerini sağlayamaması olarak tanımlanabilir. Bir çocuk yaşıyla uyumlu beklenen konuşmayı sağlayamıyorsa bu bir "konuşma bozukluğu" olabilir, veya "gelişimsel dil gecikmesi" olabilir.

    Herhangi bir organa bağlı olarak konuşmada bozukluk olmasına "organik konuşma bozukluğu", herhangi bir organda bozukluk olmadan ortaya çıkan duruma "işlevsel konuşma bozukluğu" denir.

    Konuşma Bozukluğu Kulak Burun Boğaz Kaynaklı Olabilir

    Bir çocukta konuşmanın olabilmesi için dil (lisan) becerisi gelişmiş olmalı, ses üretimi yapılabiliyor olmalı ve konuşma işlevini yerine getirecek organlarda bozukluk olmamalıdır. Bu durumda zekâ, işitme, görme, ağız boşluğu, üst hava yolları, akciğerler ve bunları besleyen sinir sistemi ve kas sisteminin doğal olması gerekir.

    Bu nedenle gecikmiş konuşması olan bir çocukta konuşma bozukluğu varlığının belirlenmesi için göz, kulak burun boğaz, beyin, sinir sistemi ve kas- iskelet sistemi problemleri araştırılmalıdır.

    Konuşmada gecikmenin en önemli nedenlerinden biri işitme azlığı olmasıdır. İşitme azlığı doğumsal olabileceği gibi sonradan kazanılmış da olabilir. Çocuk daha önceden duyarken yeni başlayan bir işitme azlığı olabilir.

    Çocuğun yüksek sesleri duyması, bazı sesleri (sadece pes sesler, sadece tiz sesler) duyması o çocukta işitme kaybı olmadığını göstermez ancak konuşmanın başlamamasına neden olabilir. Bu nedenle konuşmasında gecikmeden şüphelendiğimiz çocukta detaylı bir işitme değerlendirmesi yapmak esastır. Edinsel (sonradan olma) işitme kaybının en sık nedeni sık üst solunum yolu geçiren çocuklarda orta kulak havalanmasının bozulmasıyla ortaya çıkan durumlardır.

    Bunun yanında fark edilmeyen bir (submukozal) damak yarığı, dil bağı varlığı gibi ağız içi problemleri de geç konuşma veya konuşma bozukluğu yapabilir.

    KBB, çocuk nörolojisi ve çocuk psikiyatrisi, bu çocuklardaki patolojiyi ortaya koymak için birlikte çalışır. Organik bozuklukların olmadığı saptanan çocukta problem işlevseldir. Sorun işlevsel konuşma bozukluğu olabilir veya gelişimsel dil gecikmesi olabilir.

    İşlevsel (fonksiyonel) konuşma bozukluğunda ise herhangi bir organik neden yoktur. Bu durumda da en çok psikiyatrik rahatsızlıklar araştırılmalıdır

    Çocuk "Bekle - Gör" Yöntemi ile Takip Edilebilir

    Konuşma için tüm bireyler içinde bulunduğu topluma ait olan dili (lisan) kullanır. Çocukta dil gelişiminin tamamlanabilmesi için öncelikle dili anlamalı, sonra dili kullanabilmelidir. Biz bunlara "alıcı dil" ve " ifade edici dil" diyoruz. Henüz konuşamayan bir çocukta dili anlamanın gelişmiş olmasını bekleriz.

    Eğer alıcı dil becerisi gelişmişse kabaca beyin ve sinir sistemi açısından bir sorun olmadığı düşünülebilir. Böyle bir çocuk henüz konuşmamaktadır ancak "bana topu getir", "oyuncağını dolaba koy" gibi komutları yerine getirebilmektedir. Alıcı dili gelişen ancak ifade edici dili henüz oluşmamış 18-20 aylık çocuklarda gelişimsel dil gecikmesi olabilir.

    Bu durumda çocuk "bekle-gör" yöntemiyle izlenebilir ancak bu arada diğer patolojiler araştırılarak dışlanmalıdır. Bu çocuklarda genelde ailede geç konuşan ana, baba veya kardeş öyküsü mevcuttur.

    Gecikmiş Konuşmadan Şüphelenilecek Durumlar

    Her bebek 3-6 aylık oluncaya kadar anlamsız sesler çıkarabilir ve bu o çocukta işitme kaybı olmadığını göstermez. Sağlıklı doğan her bebekte mutlaka işitme taraması yapılmalıdır.

    6-12 aylık bebek "ba ba ba", "ma ma ma" gibi anlamlı sesler çıkarmaya başlamalıdır.

    12 aylık bebek "evet", "hayır" gibi komutları anlamalı, ismiyle çağırıldığında bakmalıdır.

    12-16 ay arasında "dede", "baba" gibi anlamlı 1-2 kelimesi olmalıdır.

    24. ay tamamlandığında 5-10 kelimeli bir kelime dağarcığı gelişmiş olmalıdır.

    24-36 ay arasında "bu ne?", "top nerede?", "ben kimim?" gibi soruları anlıyor ve anlamlı cevap veriyor olmalıdır.

    24-36 ay arasında 2 veya 3 kelimeli cümleler kurabiliyor olmalıdır.

    36. aydan sonra kullandığı kelimeler yabancılar tarafından anlaşılıyor olmalıdır.

    4-5 yaşında basit bir olayı anlatabiliyor olmalıdır.

    7 yaşında karmaşık bir olayı anlatabiliyor olmalıdır.

    Gecikmiş Konuşmanın Nedeni Araştırılmalıdır

    Çocuğun işitmesine ve konuşmasına engel oluşturan patolojiler araştırılmalıdır. Psikolojik bir engel varlığı sorgulanmalıdır. Daha sonra yaşıyla uyumlu gelişim testi, zeka testi değerlendirmeleri yapılmalıdır.

    Ayrıca kas ve sinir sistemini etkileyebilecek rahatsızlıklar araştırılmalıdır. Tüm bunlar normalse konuşmada gecikmeye neden olabilecek çevresel faktörler irdelenmelidir.

    Gecikmiş Konuşmaya Neden Olan Durumlar

    Ailesel dil gecikmesi

    Gelişimsel dil gecikmesi

    Prematüre doğum veya büyüme gelişme geriliği

    İki dil konuşulması, sağ el- sol el kullanılması gibi çatışma yaratan durumlar

    İşitme kayıpları, işitmenin algılanması bozuklukları.

    Dil bağı, yarık damak-dudak gibi ağız içi problemleri

    Otizm, zekâ geriliği yapan hastalıklar

    Psikososyal uyaran eksikliği

    "Üzerine titrenen çocuk"; çocuğa konuşma fırsatının verilmemesi

    Dil Eğitimi Tüm Günü Kaplamalıdır

    Bir çocuğun geç konuşmaya başlamasının nedeni dil yetisinden yeterince yararlanamamasındandır. Bu nedenle bu çocukların aynı zamanda olabildiğince erken saptanması büyük önem taşımaktadır.

    Olası nedenler araştırılıp ortaya konduktan sonra nedene yönelik tedavi yapılır. Hiçbir organik rahatsızlığı olmayan, ailede geç konuşma öyküsü olan yakını bulunan çocuk "bekle-gör" yöntemi ile takip edilebilir. Erkek çocukların kız çocuklarına göre gelişimsel dil gecikmesine daha yatkın olduğu bilinmektedir.

    Bu süreç içerisinde çocuğun dil eğitimine katkıda bulunmaları için ana-baba'lara eğitim önerilir. Çocuklarla yeterli ve etkin iletişim kurulmalı, konuşmaları için fırsat verilmelidir. Çocuğun istediği bir şey için önce bunu sözel olarak ifade etmesi beklenmeli, sonra istediği şey gerçekleştirilmelidir.

    Günlük iletişim çocuğa soru yöneltilerek ve cevaplaması için zaman ayrılarak sürdürülmeli, çocuğun kısa öyküler oluşturma çabası sağlanmalıdır. Çocuğun yakın çevresindeki tüm bireyler çocukla birlikte oldukları her anı eğitim olarak düşünüp doğru konuşma örneği vermeli ve çocuğun konuşması için fırsat sağlamalıdırlar.

    aktuelpsikoloji
    YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ

    Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
    Benim ayakkabılarımı giy
    ve benim geçtiğim yollardan,
    sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
    Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
    Benim geçtiğim senelerden geç,
    benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
    ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!

    Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN

  2. #2
    Banned
    Üyelik tarihi
    Feb 2015
    Mesajlar
    863

    Standart

    Çocuklarla küçük çocuk sesi çıkararak konuşmak, harfleri yarım ya da değişik söylemek. Sen acıktın mı yerine şen acıktın mı mesela. Bunun dil gelişimini ve konuşmasını engellediğini duymuştum. Yanlış öğrenmeye sebep olur bence de.

  3. #3
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Apr 2015
    Mesajlar
    262

    Standart

    benim 3 yaşındaki oğlumda çok gecikti konuşmada.kalk ver anne baba diyor sadece. istediği şeyi elimden tutup götürüp işaret ederek istiyor. su bile demiyor. buna karşın gördüğü her şeyi yapabiliyor. televizyonu açmak telefonu açmak tuş kilidini açmak telefonun bataryasını değişirken gördü bi kere onuda yapıyor çok şükür ama konuşma konusunda çok tembel.

    bide umarım benim gibi sakar olmaz koca fincan kahveyi masaya döktüm.
    Konu alpha tarafından (08-05-2015 Saat 12:40 PM ) değiştirilmiştir.
    ah unuttun!*ah ki inkar ettin!*kuşkundan ne hasıl oldu bilmiyorsun!*el'an...suskunsun...gülmüyorsun!*cesa retin yok geri dönmüyorsun!*istikbal yol üstünde bir tuzak...*hayal hayat içinde biz yasak...*bırak gitsin gideceği yere kadar...*bırak ki kalmasın içinde 'ben' zerre kadar

Benzer Konular

  1. Obsesif düşüncelerimizin varolmasındaki nedenler- çözümler/ Kişisel okb analizim..
    By YankıYıldız in forum Obsesif- Kompulsif Bozukluk OKB ( Saplantı - Zorlantı )
    Cevaplar: 33
    Son Mesaj: 27-06-2015, 08:29 PM
  2. İş Stresini Etkileyen Faktörler.
    By 9 ŞUBAT in forum Meslekle (İşle) İlgili Problemler
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 02-02-2009, 02:03 PM
  3. İşte Aldatmanın Altındaki Nedenler
    By biricik in forum Yetişkinlik Dönemi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 13-12-2007, 12:27 PM
  4. Gelişimi Etkileyen Faktörler
    By biricik in forum Yetişkinlik Dönemi
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 13-12-2007, 11:59 AM
  5. Depresyon Riskini Arttıran Nedenler Nelerdir ?
    By 9 ŞUBAT in forum Depresyon
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 29-10-2007, 11:30 AM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •