dinamik bir süreçtir ve hiçbir zaman tamamlanmaz.

birbirlerine yaklaşan bilardo topları, birbirlerine en fazla çaplarının 2 katı kadar yaklaşabilirler; sonra her şeyi bitiren dokunuş gelir ve yaklaşma yönlerine göre uzaklaşmaya başlarlar. bu da tanıma eyleminin bir başka boyutunu gözler önüne serer: asimptotik oluşu. yani yaklaşabilirsiniz, ama dokunamazsınız. orada hep bir öz vardır, ulaşamayacağınız.

jacques derrida bu yüzden bir kişinin tekilliğini* sevmekle onun özelliklerini sevmek arasına ince çizgiyi çekiyor.

statik kalıplar fırlatılıp atılmadığı sürece insanlara zarar vereceklerdir. önyargılar hayati öneme sahip bir fayda sağlar bize: insanlar hakkında bu önyargılar sayesinde düşünebiliriz. korkmadan varsayabildiğimiz şeylerdir bunlar. bir başkasının sınırlarına bu önyargılar sayesinde yaklaşırız; onlarsız bu yaklaşmak, o tekilliğin içine düşerek o kişide yok olmak demek olur. ancak tanıma eylemine gelindiğinde önyargılara rağmen, dinamik önyargılar geliştirmek gerekir. eğer bu başarılırsa, bir ölçüde o tekilliği algılayabilmek mümkün olur.

diğer türlüsü kandırmaca. kutu kutu pense. yerse..