psikolog_yolunda Nickli Üyeden Alıntı
Çok uzun bir yanıt vermem gerekiyor sanırım.
Ben de tarih,edebiyat,sanat ve kültürel alanlarla ilgileniyorum ve yazıyorum da kendimce. Benim olaya bakış açımı söylemem gerekirse asla kadın/erkek şeklinde bakmıyorum. Çünkü bazı toplumların sistemleri tam tersi olsa da-yani erkeklerin yaşam alanı kısıtlandırılmış olsa- bu durum onlar içinde geçerli olacaktı. Bu etkenlerden en temeli sanırım. Toplum içinde kadına düşen yaşamın rahat alanını da düşünmek gerekir. Bir insanın bir nenler üretebilmesi için bile ona rahat bir alan bırakılmalıdır-bilimsel bir keşiften tut, sözcüklerle koşmak ve yeni bir bakış açısı kazanmak için bile bu gerekli- Bunu bizim kültürümüzle ve toplumdaki kadınların durumlarını düşünmelisin. Yeteneklerin kullanılması için yine zaman ve rahat bir ortama gereksinimin vardır. Duygusal ve düşünsel yetenekler de bununla ilintilidir.
Kadın/Erkek ayrımı yok bence bir ürünü ortaya koyan insandır sonuçta. Ama daha fazla bu alanda çalışma yapamamaları kadınlarla ilgili bir sorundan öte toplumun ona yüklediği anlamda saklıdır. Ya da anlamsızlıkta.
Bizim edebiyatçılarımızdan: Halide Edip Adıvar, Halide Zorlu Tuna, Adalet Ağaoğlu, Tomris Uyar... vb. sanatçılarımız var.
Bir de dünya açısından bu durumu ele alalım. Olaya edebiyat ürünü koyan insan şeklinde bakan bir bakış var. Ve yaşamları belli herkes bireydir ve bütün bireylerin kendine zaman ayırması çok doğaldır bu anne olsa bile.
Yer imleri